Ölümüne sevda...

derin***

Multi Aktif Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,170
Tepkime puanı
0
Yaş
36
çok güzel bunlar yaaa emeğine sağlık...
 

gamzecansu

Multi Aktif Üye
Katılım
22 May 2006
Mesajlar
6,275
Tepkime puanı
0
Yaş
34
KARARLIYDIM....

Kararlıydım...
Sırt çantam bir hayli ağırlaşmıştı..
Geçmişin yükü olsa gerek...

Kararlıydım...
Kaç kırık kalp sığdırmıştım acaba çantama..
Kaç göz koymuştum üzeri yaşlı..
Hangi isimler üst üste gelmişti bilmiyorum...

Kararlıydım...
El yordamı ile doldurdum hepsini,bir kez daha görmek istemiyordum..
Karşı karşıya gelmek, geçmişe dair ne varsa hayatımda...

Kararlıydım...
Arkama bakıp,gözlerim nemli acı çekmekten bıkmıştım artık..
Hele birde ayaklarımın önüne bembeyaz bir sayfa serilmişken...

Kararlıydım...
Koşar adım uzun bir mesafe katettim..
Kaç bina,kaç cadde, kaç yürek geçtim..
Kaç dem bıraktım kim bilir...

Kararlıydım...
Geçmişimi dalga dalga başka bir kıyıya vuracak olan denizin kokusu çoktan nefesime karışmıştı...

Kararlıydım...
Eskiye dönüp ona zincirlenmektense sil baştan yazacaktım geçmişimi,yeni bir sayfaya...

Kararlıydım...
Liman,iskele siz ne derseniz deyin,hayat çizgimin üstünde yürüyordum..
Sona doğru olan her adım,kalbimde ayak izleri bırakıyordu...

Kararlıydım...
Onları da bir kerede söktüm aldım yüreğimden..
Artık onlar da elimde son yolculuklarına uğurlanacaklardı...

Kararlıydım...
Ufuk çizgisi ilk kez bu kadar anlam yüklü geldi bana...

Kararlıydım...
Artık geçmişimin ufuk çizgisi ben,benim ufuk çizgim de o olacaktı..
Hep uzaklardan "merhaba" diyecektik..
O da anlaşılırsa...

Kararlıydım...
Düşünmeme dahi fırsat vermeden,adımlarımın son bulduğu yerde savurdum sırt çantamı ,ayak izlerimi dalgaların içine...

Kararlıydım...
Dalgalardan biri usulca fısıldadı kulağıma..
"Nereye kadar sürükleyelim" diye...

Kararlıydım...
Dalga dedim ;"Ufuk çizgim olana kadar sürükle gitsin"...

Ve beyaz sayfam..
Geçmişimi tek yönlü bir yola ittim..
Sadece gidiş olan...
Dönüşü olmayan...!

 

gamzecansu

Multi Aktif Üye
Katılım
22 May 2006
Mesajlar
6,275
Tepkime puanı
0
Yaş
34
        ACIMAYACAĞIM.....


Gün gelecek ben, rüzgara bırakacağım 'seni seviyorum' cümlesini..
Öylesine başıboş, öylesine derbeder..
Kağıdım kalemim olmazsa sigaramın dumanıyla yazacağım gökyüzüne..
Ama yine de bileceksin, yine de göreceksin sevginin en yücesini..
Göreceksin sevginin silinmezliğini..
Anlayacak kalbin, kalbim gibi!..
Saçlarına düşecek belki sonbaharda düşen yapraklar gibi..

Yudum yudum içtiğin suda..
Okuduğun şiirlerimin her mısrasında yutkunurken sen..
Ben seni anımsayacağım..
Yıkık bir kentin enkazı altında kalmış güvercin gibi..
Sıkılacaksın, arayacaksın beni..
Anlayacaksın görünmez demir parmaklıklar ardına hapsettiğimi seni..
Bir kurtuluş, bir çıkar yol arayacaksın, bulamayacaksın..
Çünkü ben olmayacağım yanında..
Yankılanacak sesin ama sadece kendi kulaklarında..
Pişman olmak yetmeyecek, pişmanlık fayda etmeyecek..
Bitmek tükenmek bilmeyen acılarınla baş başa olacaksın..

Bir ateş yaktım kalbine asla sönmeyecek..
Yalancı bakışların bile içimi acıtmaya yetmeyecek..
Tuttuğun elleri, duyduğun sözleri, yüzünde hissettiğin bahar yelini,
Açık kalmış perdenin aralığından sızan ay ışığını ben sanacaksın..
Yanılacaksın...
Yanıldıkça büyüyecek hasretin, benliğinden taşacak..
Unutmayı öğreteceğim sana, umutsuzluğu öğreteceğim..
Boğulurken bensizlik denizinde,ben seni seyredeceğim..
Kıyıya vardığını sandığın anlarda ben kıyıyı sileceğim..
Yanında ama uzak olacağım..
Kalbime kilit vurup sensiz yaşayacağım..
Sen yıklıdıkça ben yeniden doğacağım..
Dedim ya..!
Artık sana Acımayacağım...

 

gamzecansu

Multi Aktif Üye
Katılım
22 May 2006
Mesajlar
6,275
Tepkime puanı
0
Yaş
34
GÖMDE GİT


Yorgun bir kent gibiydin karşımda
Gözlerin telaşlı bir ayrılık soluyordu,
Ellerinse bir gidişin önsözünü okuyordu bana.
Gidiyor musun ey yar ?
Bu sessizlik bana fazla gelecek biliyorsun.
Kanımla tutuşuyor geceler ve ben dört yana savruluyorum
Oysa sen dönüşlere tövbeli bir yola
Bensiz çıkıyorsun...
Saatler kemiriyor beynimi, zaman duruyor sanki
Söyle yar, bu gidiş neyin sebebi ?
Aylar kaçak, yıllar esir olacak,
Bense kırık bir martı kanadı gibi,
Her yeni günde yeni acılar büyüteceğim.
Yastığımdaki hayalet seni soracak her gece
Bense sensiz uyanacağım düşlere
Ayaklarım takılacak belki, zaman bir gidişe düşeceğim.
Şimdi gittin mi yar, bıraktın mı beni?
Bensizlikte yürüdüğüm mevsimlerde öldürdüm ben geçmişimi...
Bu ayrılığın bir sonu yok
Çünkü sonumuzdu bizi evvelce başlatan.
Biliyor musun,sen gittiğinden beri aşk grevinde yüreğim
Sana yirmi dokuz harfin tüm olasılıklarıyla
Gitme demek isterdim...
Ya da "geri dön" en tazesinde ayrılığının.
Oysa biliyordum sen gitmek için gelmiştin
Ve bu yüzden bu kadar acele sevdin.
Geldin ve Gittin !
Kolay olan seninkiydi; ardına bakmadan gitmek.
Susmak ve bir ömrü bir anda tüketmek.
Bense geride tüm yorgunluğumla yüreğimi avutuyordum.
Farkında değildim aslında unutuyordum.
Gözlerini çek gölgemden, rahat bırak beni,
Ve geri ver bana sakin gecelerimi...
Yada yada boş ver, hüzün ülkesine düşen adımı al,
Ceplerine doldur geçen yılları
Ve sonbahar bakışlarına beni göm de git.
Yoksa ayrılığın kokusu yakar boğazımı,
Yoksa ömrümün musallaya en yakınına düşer gözlerin
Sen en iyisi beni sonbahar bakışlarına göm de git
 

gamzecansu

Multi Aktif Üye
Katılım
22 May 2006
Mesajlar
6,275
Tepkime puanı
0
Yaş
34
SON KEZ GİDİŞİMDİR....


Sana uğurlar olsun
Ben gidiyorum,sen uğurlamasan da...canın sağolsun!!!

Ellerimi uzattım;tutar gibiydi
Tutmamıştın oysa,ben...yanlış anlamışım
Tüm yanlışları anlatmalıysın oysa...yapmadın
Bana bir özür bile yeterdi oysa...o da çok geldi sana
Bu son gidişimdir,haberin ola...!
''Gel'' deme bana,sakın...
Onca uğraşlarım,çabalarım sonunda,son demindeyim içimdeki hezimetinin.
Gözlerimde nemden eser yok bu kez,acıya alışmak bu olsa gerek...
Belki değiştirebilirdik beraber bu kötü kaderi.Herşey bir anda toz pembe olabilirdi,yada deniz daha mavi ,güneş daha sıcak,hatta yıldızlar bile daha parlak olabilirdi...ve biz,daha mutlu olabilirdik...ama çok geç kaldık
Sen kendini avut artık sahillerde sereserpe...belki gece,yakamozun koynunda rakı-balık sofralarında,yada sabaha karşı gün doğumunda...
Yolun sonundayız...
Aslında sen o yolda hiç yolcu olmamıştın değil mi?...şimdi anladım
Ama canını sıkma sen;
Aşk sana hiç yakışmamıştı zaten...çok geç anladım!!!
 

gamzecansu

Multi Aktif Üye
Katılım
22 May 2006
Mesajlar
6,275
Tepkime puanı
0
Yaş
34
rain0kk3fb9hfct5bn7ym2ma2da8.gif


TELAŞEEEEE

Hayata dair birşeyler yapma telaşındayım. ya o kazanacak ya ben. bu karşılıklı bir yarış mı?
bilmiyorum...
ama hep karşılıklı oynuyoruz hayatla, ben evet diyorum o hayır... o yazıyor ben beğenmiyorum. ama sitem de etmiyorum. yine ne mi yaptı? boşver ya, değmez anlatmaya hayatı.
ama yaşamaya değer, değil mi?
ne için yaşamaya değer peki. niye, neye değer?
___________sana__________ demek istiyorum soluksuz...
ama en çok da sana değmiyor biliyor musun?
____bilmezsin____
anlatsam, anlamazsın... anlama, ben anladım da ne oldu, boşversene!!!
yapamıyorum... boşversene derken niye boşveremiyorum yüreğimde. ellerimden, yüreğimden kelepçelenmiş bekliyorum. bitmesini, fişin çekilmesini. anlaşılmayı asla!!!
neyse ya...
hayatı tutmaya çalıştıça kaybeceğine,
bırakalım gitsin...
"yar" mış... sevip de sevilmeyeceğine,
varsın adını bilmesin...
gözlerin kuruyacağına ağlamaktan,
yorulacağına yok yere,
al eline, öldür bir hamlede ruhunu!!!
yaşanmışlıklarsa, yarıda kalsın...
görmesin, duymasın, almasın kimse haberin...
 

gamzecansu

Multi Aktif Üye
Katılım
22 May 2006
Mesajlar
6,275
Tepkime puanı
0
Yaş
34
DEMEK"AYRILIKLAR"BÖYLE OLUYORMUŞ..!!




"Ey ayrılık; sen nasıl bişeysin ki bütün aşklara hakimsin, aklım almıyor. Acaba bikere olsun aşkta kazanabilmek için Sana mı Aşık olmak gerek?.."


Demek ki böyle başlıyormuş ayrılıklar!


Garip bir sıkıntı çörekleniyormuş içine..
Nefesin daralıyormuş..
Ağlamak geliyormuş içinden..
Bir yanın < Hadi ağla! > derken..
Diğer yanın < Sakın ! > diyormuş kızarcasına..
Bir sigara yakılıyormuş pencere önünde..
Gecenin siyahına bakılıyormuş..
Yüreğinin daha siyah olduğu fark ediliyormuş sonra..
Ellerin titriyormuş sigaranın külünü pencere parmaklıklarından dışarıya savururken..
Sözde duman gözüne kaçıyormuş da bir-iki damla yaş süzülüyormuş.. Kendine yalan söylemeleri başlıyormuş insanın o an..
Ama itiraf edemiyormuş..
Sonra bitiyormuş sigara..
Pencereden aşağı bırakılıyor ve karanlıkta gözden kayboluşu seyrediliyormuş..
Ayakların direniyormuş, titreyerek de olsa..
Ağır adımlarla mutfağa kadar taşıyormuş bedenini..
Bir bardak demli cayın yanında, bir sigara daha yakılıyormuş..
El ele çekilen resimler alınıyormuş, şiirler ve hediyeler..
Hepsi mutfak masasının üzerinde duran eski radyonun yanına bırakılıyormuş..
Az sonra olacaklardan ürkerek Ağır ağır oturuluyormuş sandalyeye.. Önce sigaralar yakılıyormuş, sonra yadigar radyo açılıyormuş..
Ağlamak isteniyormuş ama ağlanamıyormuş..
Her melodi bir sancı..
Her nota bir hançer misali saplanıyormuş..
Kanaması durdurulamayan yüreklere..

<Gayet güzel yaşarım> deniyormuş önce..
Acınası bir gülümseme ile…

Aptalca gülümsemeler devam ederken yüzünde..ŞAH-MAT!
Evet, Kaybettim diyormuş yüreğin..
İsyanın en tepelere ulaşıyormuş…
Nedeeeeeeeeeenn! diye haykırıyormuş insan..
Semada yankılanıyormuş sesin, melekler ağlıyormuş,şehir susuyormuş..
Uzaklardan dalga sesleri geliyormuş..
Kıyılar ağlıyor, tane tane kum parçacıklarını denize akıtıyormuş gözyaşları yerine..
Sular sürüklüyormuş her şeyi..
Tüm değerler kayboluyormuş, insanlar ölüyormuş nazarında…
Bulutlar ağlıyormuş, her damla binlerce ton ağırlığında düşüyormuş yüreğine..
Su hızlanıp boğazına yükseliyormuş, boyunu aşıyormuş sonra..
Sahilden eser kalmıyormuş,son bir nefes kalmıyormuş…
Koskoca dünya yok oluyormuş..
Ardından ÖLÜNÜYORMUŞ  YAR!


Demek ayrılıklar böyle oluyormuş…!





 

3va

Multi Aktif Üye
Katılım
3 Ocak 2006
Mesajlar
12,737
Tepkime puanı
0
Yaş
41
tekrar teşekkürler canım ;)
 

gamzecansu

Multi Aktif Üye
Katılım
22 May 2006
Mesajlar
6,275
Tepkime puanı
0
Yaş
34
ÜÇ NOKTALI SEVDA


Üç noktalı bir sevda büyüttüm sol yanımda
Bitimsiz olsun diye...
Pamuklara sardım sarmaladım
Kol kanat gerdim
Yetemedim...
Aşka iki kişi gerekmiş...bilemedim!

Aşkın karanlık tarafı hep senden yanaydı
Oysa sana beyazlar yakışırdı
Beyazlara bulansak tepeden tırnağa...
Hiç siyahlık kalmazsa,eksilirmiş sevda
Aşk tek renkten ibaret değilmiş...göremedim!

Mevsim başladığı yere dönmüş,kimin umrunda
Hezeyan dile gelmiş artık...duysana
Sormadan,sorgulamadan,atmadan ateşlere kendini
Öyle hesapsız,öyşe çıkarsız
Gelemedin değil mi?
Gönül yorgun beklemekten,suskun
Gönül hep tutkun...
Nefesini duyarken hâlâ bu şehirde,
Aşkın yüzünü yere eğip...gidemedim!

 

gamzecansu

Multi Aktif Üye
Katılım
22 May 2006
Mesajlar
6,275
Tepkime puanı
0
Yaş
34
Bu acı,
Canımı çok yakmaya başladı.
O yüzden,
Neden biraz yağmur damlası içmeme izin vermiyorsun?
Koyu mavi bir gökyüzüne bakıp,
Neden bağırmıyorsun.
"Hiçbir şey, daha bitmedi..."

Gözlerimi kapattığımda,
Çevremde gezinen küçük şeyleri sevmiyorum.
Her şey parçalanınca,
Her şeyi en baştan tanımlamak zor geliyor.

Bu acı,
Canımı çok yakmaya başladı sevgilim.
Peki, o zaman neden seni öpmeme izin vermiyorsun?

Bu yanmanın,
Canını çok acıttığını söylüyorsun.
Öyleyse,
Neden gözlerinin içinde kaybolmamı istemiyorsun?

Kafamın içinde konuşuyorlar,
Çünkü hiçbir şey daha bitmedi...
Teşekkürler Tanrı'm.
Aldığım nefes,
Beni yaşıyormuşum gibi hissettiyor.
Gördüğüm şeyler...
Neden bu acı?
...çünkü canımı acıtmaya başladı...

Çevrene bakınca,
Seni çevreleyen havanın aslında bir duvar olduğunu göremiyor musun?
Bu acı vermiyor mu?

Böyle zamanlarda tanıdığın tek dostun kalır,
Tek bir arkadaşını hatırlarsın,
Tam olarak tanımlamadığın...
İsmini anımsamaya çalışırsın.
Sana arkandan bakar,
Sen baktığında hemen kaçar.
Güneşe çıktığında gölgen olur,
Karanlıkta, önündeki ışığın...

...çünkü aslında,
daha hiçbir şey bitmedi...

Bu acı,
Canımı çok yakmaya başladı.
O yüzden, neden kutsanmış yağmurları içmemi istemiyorsun?
Neden güneşim olmayı seçmiyorsun?
Ta ki ben, ışıktan kör olana kadar...


Uzun süredir hayallerimde hapsoldum, orada yaşıyorum. Uyanamadım,
Tanrım, böyle bir şey nasıl olabilir?
Böyle bir şeye nasıl izin verebilirsin?
Halbuki,
Bizlere eskiden anlatırlardı,
Hep tam tersidir...

Hep ağladım,
Sürekli ağladım... Ölmeyi diledim, uyanmayı...

Biri sarsar en kötü anında rüyanın,
O zaman yıkılır dünyan, en şiddetli depremleri hisssedersin.
İçinden geçmek gibidir, büyük bir aynanın...
...çünkü daha hiçbir şey bitmedi...

Bu acı,
Canımı çok yakmaya başladı.
O yüzden, bırak,
Kutsanmış yağmur damlaları yüzümü ıslatsın...
Lütfen, bana neler olduğunu gözlerinle anlat...
Damlalar gözlerimi yıkasın...
Ta ki ben kör olana kadar...

Kapıyı her kapattığımda,
Dışarıda birilerin gezdiğini biliyorum...
Birden sessizlik olunca,
Sadece bir kağıdın karalanması sesini duyuyorum.
Gözlerimi birden açınca,
Kendimi aynanın karşısında,
Bir şeylerin provasını yaparken buluyorum.

...ve bu acı,
Canımı çok sıkmaya başladı...
O yüzden lütfen, şu küçük, mavi, tatlı yağmur damlalarını içmeme izin verin.
Beynimdeki suların durulmasına yardım edin...
...hiçbir şey daha bitmedi...
Küçük, yağmur damlaları...
...hiçbir şey daha bitmedi...
Tatlı... Mavi...
...çünkü hiçbir şey daha bitmedi...

Kelimelerin kendisi değil,
Altında yatanlardır,
İçlerindeki derin anlam...
İstersen, biraz ödünç alabilirsin...
Kanın, açık bir kırmızıya ulaşana kadar,
Temizlenebilirsin...
Nasılsa bu,
Eskiyi özlediğin anlamına gelmez...
 

gamzecansu

Multi Aktif Üye
Katılım
22 May 2006
Mesajlar
6,275
Tepkime puanı
0
Yaş
34
Kimse sesini çıkarmıyor.
herşey herkes aynı.
birşeyler eksik biliyorum.
küf kokan sokaklar
kandırmak istiyor ruhumu.
aşk'tan yana ne varsa
korkuyorum.
korkuyorum belkide
aşkın taze renklerinden.
korkuyorum belkide
"sonsuz bir aşk lekesini yüreğim de taşımaktan..."

uyandım, mutsuzdum.
biri gelip
"düşlerini ışıklarla boya" dedi.
uyudum.
gözümün önüne boyalarım geldi
tualim dans etti
ışıklarımla boyadım düşlerimi
uyandım mutluydum.

eski bir kapının kilidi
paslanmış
zorlasam biraz kırılacak
tıp kı
yeni bir aşk-a açılamayacak
kadar hassas kalbim gibi...

şarkısını söyledi.
güzeldi.
ama ağladı.
elleri titredi.
sonra baktı bana...
seviyorum dedi
ve gitti..

yine bir başlangıç gibi
telşalarına sarılan insanlar
sokaklar soğuk..
ışıklı evlerin karanlık ruhları..
kopuk, yitik anılar.
bir başlangıç.
zaman akıyor.
ve susuyor tüm yürekler.

aynalar kırıldı.
yerlere saçıldı parçalar.
ölüm geldi.
aldı kalbimin yarısını.
sonra dirildim.
bir parçam yitik.
sonra bir çığlık.
karanlık bir kuyu.
dibindeyim.
çırpınıyorum.
yaralarım artıyor.
kanıyorum.
çıplaklığım geliyor aklıma.
sarılıyorum kendime.
aynalar kırılıyor.
cam parçaları değiyor bedenime.
ve yine kanıyorum.
kesiklerime bastırıyorum.
bir çığlık , bir çığlık daha
biri geliyor.
"dayanamıyorum"diyorum.
"peki" diyor.
diğer yarımı da alıyor.
ölüyorum...

"belkide sonsuz bir açlıktı aşk'ın adı. ve o'nu doyurabilmek için hep kanamak gerekiyordu..

 

gamzecansu

Multi Aktif Üye
Katılım
22 May 2006
Mesajlar
6,275
Tepkime puanı
0
Yaş
34
Sen istedin diye yalandır –yalan olmuştur-, göz alabildiğine uzanan doğrular..
Eğriler,eğrilenler ve eğilenler doğrudur, sen istedin diye...
Tamam, peki: “Aşk yalandır!” demek kolay;dedim gitti!
Aşka yalan demek, kuyruklu bir yalandır...

Senin için –ki sen, bizzat yalansın- yıkılan her şey, yakılan her şey, ardından bakılan herkes yalandır,sayende... Ağlamayasın diye ağlatılanlar, gitmeyesin diye terk edilenler, gülmen için gülüp geçilen her şey, yalandır...

İnandığına inanmak için inanmamak; bir asır gibi uzun günlerce, inanmanı beklemek, yalandır... Her gün ayrı ayrı yalandır!

“Kalem küstü...” demiştim...
Aslında bana değil, sana küstüğünü söylememiştim..
Şimdi zamanıdır; söylemenin ve kurtulmanın...
Seni sevdim, kalem küstü...
Ondan çok sevdim diye seni..
Onunla adını yazdım diye...
Onu, senin yoluna adadım diye küstü...

Sen bu küskünlüğü anlayamazsın!

- Sana değer miydi?

- Hayır!

-Çünkü Sen...

-“Yoksun” ki...


“Yok” olana “var”lığı fedâ etmek, nice bir zavallılık?
Oysa yeterdi gücüm, gücünü zavallı etmeye “yokluk”ların..


Anlamadın değil mi???

Bu yüzden işte: "Sen sensin, ben de ben..."

“Yok” olduğun kadar “var”ım ben!..
 

gamzecansu

Multi Aktif Üye
Katılım
22 May 2006
Mesajlar
6,275
Tepkime puanı
0
Yaş
34
Adi karanlik yalnizligimin
ne günes aydinlata bilir,
nede rüzgar savura bilir yönünü
durmadan yargiliyorum sevdami,
dümeni gelmis yarinlarimin gölgesinde
karanlik dogmus girdigim her saniyeye,
umulmadik bir karinliktir benim adim
susadikça, susuyorum,
elinden bir yudum su zehirde olsa da,
içme dileklerimi sunuyorum Allah’a
dualarimla aydinlatiyorum senden kalan tüm dertlerimi,
hüzünleri ve kederleri
bana sundugun her öpücük,
verdigin her umut birer yelken devirdi yüregime
artik gitme vakti hadi git

Git diyorum ama inaniyorum ki
katlanamaz sensizlige yüregim
bahar gelince yazgima,
ciçekler açinca kirlarda, meyve verince agaçlar
hele yavru ceylanlar göç ederken yuvadan,
iste o anda yaram derinden kanar
suskunlugumu bozarim o zaman
allah karsi gelemem ama
haykiran duygularimla kuruta bilirim denizleri
göz yaslarimla yeserte bilirim bir demet gülü
ellerimle oksaya bilirim güzel bir kizin saçlarini
seni unutmayi düsünürüm belki ama
öpemem baska dudaklari
yaka bilirim dokunusumla insanlari
yika bilirim hayallerini her seye gögüs gere bilirim
ama sensizlige asla

Gözlerim hiç yalan konusmaz bilirsin
sakin ha dünyamin yanindan bile geçme
katlanamazsin çektiklerime
umulmadik yerde kaybola bilirsin buruklugun içinde
dilim varmiyor sana beddua etmeye
sevgime karsi gelemiyorum
ömrümün her dakikasi ölüm olsa da

ölüm sensizlikse sensizlik zaten ölümdür diye bilirim

kabul edebilirim yalnizligimi
veya sokagin ortasinda
boynu bükük yürüye bilirim kalabaligin ortasinda
yada islana bilirim serseri bir yagmurla
adini yaza bilirim her adim atisimda
susmayi basara bilirim insan ogluna
veya ögrete bilirim kör bir kusa uçmayi
yildizlari kendimce yönlendire bilirim
rüzgarin yönünü çevire bilirim asiligimle
ama kaderimden silemem seni
adi karanlik yalnizligimin
yüregimden atamam seni
yoksa ölürüm tutmadan ellerini...
 

gamzecansu

Multi Aktif Üye
Katılım
22 May 2006
Mesajlar
6,275
Tepkime puanı
0
Yaş
34
Kim baktı gözlerine benim gözümle? Kimin bakışları gözbebeklerinde yapışıp kalanlar? Kim gezdirdi parmak uçlarını kirpiklerinde? Kim öptü? Kim sevdi gözlerini benim kadar?

Unuttuğu ne gözlerinde? Bana her baktığında gözlerimi kesip kanatan kimin aşkı?

Başkasının teni kalmış ellerinde, dokunma bana, dokunma başkalarının sıcaklığıyla..

Yapma, dokunma,
Kim dokunduysa sana ona git
Nerde unuttuysan beni orda kal
Ezdirmem kendimi sana…

Bitti yüreğime ettiğin eziyet.. Bitti sana duyduğum eşsiz aşk.. Bitti sana tanrının emriymişsin gibi inandığım günler… Bitti bu hikaye.. Bizim için yazdığımı sandığım, ama aslında bir hikaye değil, bir yaşam olduğunu gördüğüm bu hikaye bitti sonunda… Bozuldu büyü..

Biz bitti..

Git Şimdi…

Kim dokunduysa sana,
Ona Git..

Sözler ne anlatır bu durumda.. Söyleyeceğin hangi kelime gerçeği değiştirir... Hangi sözün gücü yeter yaşadıklarımı anlatmaya… Hangi söz unutturur gerçeği, hangi söz yaşanılır kılar çektiğimi… Sus…

Yaptım çünkü aşık oldum deme
Konuşma
Ona öyle demezler buralarda
Alem inansa sözüne
Ben inanmam
Beş para eder mi varlığın
Ki yokluğun beni acıtsın
Alem Eğilsin önünde
Ben eğilmem

Anlamaya çalışmak daha zor yaşamaktan… Hak vermeye çalışmak, incinmemek için… Bitmeyecek bir öfkeyi engellemeye çalışmak incitmemek için… Kendinle savaşarak sakinliğini korumaya çalışmak… Korumaya çalışmak içimde kalan birkaç inancın saflığını… Silmeye çalışmak gözlerimin önünden senin kolayca yaşadığın benim inanmakta zorlandığım anları… Zor…

Git Şimdi..

Kim dokunduysa sana…

Ona git.

Sen öğrettin bana ağlamayı
Başıma yastık basıp hıçkırmayı
Alem affetse seni
Ben affetmem
Onlar gibi değilim ben
Adam olmadı hala benden
Adam kölen olsun senin
Ben olmam

 
Üst