Kadınlarla İlgili Herşey

Kadýnlar Nasýl Erkeklerden Hoþlanmaz...???

  • Bakýmsýz Erkekler

    Oy: 1 33.3%
  • Dikkatsiz/ Ýlgisiz Erkekler

    Oy: 0 0.0%
  • Ana kuzusu Erkekler

    Oy: 2 66.7%
  • Maço Erkekler

    Oy: 0 0.0%
  • Her Þeyi Bilen Erkekler

    Oy: 0 0.0%
  • Kariyer düþmaný Erkekler

    Oy: 0 0.0%
  • Sakar Erkekler

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    3

canik

Multi Aktif Üye
Katılım
1 Ara 2005
Mesajlar
15,169
Tepkime puanı
0
Yaş
1020
evet canım yaa dertlisin gene :-\ üzülme sıkılma allah hayırlısına sataştırsın :acaba:

sonra gelde evlen iştee :angry:
 
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
325
Tepkime puanı
0
Yaş
38
gercekten guzel bi konuya deginmissin canim arkadasim...

aileler cocuklarinin iyi olmasi ister ama hic bir zaman cocuklarinin hisslerini karsidaki insani nasil sevdigini hic bir zaman dusunmezler
eger ailenin damadin ailesiyle sorunlari varsa zannederlerki cocuklarinda sorunlari olucak off offff
bu konuda en dertli olan benim sanriimmm icim aciyo icimm.... :bang :(
 

Kalpsiz

Multi Aktif Üye
Katılım
1 Ara 2005
Mesajlar
6,135
Tepkime puanı
0
Yaş
36
İlşkinizin mutluluk kokmasını ister misiniz? Ünlü psikolog, yazar ve sosyal bilimci David Niven, son kitabı The 100 Simple Secrets of Great Relationships te (İnsan İlişkilerinin 100 Sırrı) mükemmel bir ilişkiye ulaşmanın sırlarını açıkladı.
Yaptığı araştırmalar nedeniyle Ohio Devlet Üniversitesi ve Harvard Üniversitesi tarafından birçok kez ödüle layık görülen ünlü yazar David Niven mutlu ailelerin, sağlıklı ve başarılı insanların 100 sırrından sonra İnsan İlişkilerinin 100 Sırrı adlı kitabıyla mutlu ve sağlıklı bir beraberliğe giden yolda, atılması gereken adımları okuyucularıyla paylaşıyor.

Kıyaslama yapmayın
Niven in mutluluğa ulaşmak isteyenlere kıyaslama yapmaktan kaçınmalarını öneriyor. Hayatımızı başkalarınınkiyle kıyaslamak onu değiştirmez. Ancak yazara göre kendi hayatımız ile ilgili nasıl düşündüğümüzü değiştirir! Nitekim bir arkadaşımızı mükemmel bir ilişkinin keyfini sürerken gördüğümüzde kendi ilişkimizi sorgulamaya başlıyoruz. Sorunlar yaşarken gördüğümüzde da kendi ilişkimizin daha iyi olduğunu düşünüyoruz.

Peri masallarına aldanmayın
Yazara göre her ne kadar hikayelerde yaşanan büyük aşkları yaşamayı beklemesek de içten içe bunun hayalini kuruyoruz. Niven a göre yapmamız gereken hayalini kurduğumuz büyüyü partnerimize karşı duyduğunuz sevgide görmek ve masallarda yaşanan şeylerin beklentisi içine girmemek.
Ortak ilgi alanı oluşturun
Günümüzün çoğunu kariyer peşinde koşmak ve gündelik görevlerimizi yerine getirmekle geçiriyoruz. Bu da kişilerin ilişkilerinde ortak ilgi alanları bulmaya çalışmalarını son derece önemli kılıyor. Çünkü ortak ilgi alanları partnerler arasında pozitif bir iletişim ve eğlencenin oluşmasını destekler.
Zihninizi okumasını beklemeyin
Üzücü bir durumda olduğunuzda partnerinizin sıkıntınızı kendiliğinden anlamasını beklemeyin. Karşı taraf zihninizi okuyamaz. Çoğunlukla partnerimize duygularımızı anlatmadan, bizi yalnız bırakmakla itham ediyoruz. Yapmanız gereken, partnerinize hissettiklerinizi anlatmak.

Aceleye gerek yok
Kişilerin evlenmeye ve çocuk doğurmaya karar verdiği yaş dilimi son yüzyılda, her on yılda bir artıyor. Yazara göre bu durumun maddi baskılar ve bağımsızlığını ilan etmek gibi pek çok nedeni var. Acele etmenize gerek yok. Çünkü ilişkiler birinci gelenin ödüllendirildiği birer yarış değil. Kitapta yer alan araştırma, geç yaşta evlenmenin ne hayat, ne de yaşanan ilişki üzerinde negatif etkisi olmadığı kanıtlanıyor.

Mizah duygunuzu geliştirin
Yazara göre bir ilişkide iyi bir mizah anlayışına sahip olmanın ortalama bir günü daha eğlenceli kılmaya ve kötü bir günün yükünü azaltmaya faydası olur. Yazar; bu mizah anlayışının pozitif bir yönü olması gerektiğinin altını çiziyor. Çünkü negatif espriler sadece tansiyonu artırır.

Kaliteli zaman
Eğer birlikte en çok zaman geçirmek istediğimiz insanı bulmuşsak neden onunla mümkün olan en kaliteli zamanı birlikte geçirmeyelim ki! Çünkü ilişkiler birlikte geçirilen zamanın miktarı ile değil kalitesi ile gelişir!

Gelecek önemli
Yazara göre bazı insanlar ilişkilerinin başarılı bir geçmişi varsa o zaman yapılması gereken her şeyin başarılmış olduğunu düşünme yanılgısı içine giriyor. Oysa ilişki geçmişe değil, geleceğe doğru inşa edilir.
Açık olmak şart
Bir ilişkinin mutlu ya da mutsuz olduğunu düşünün. Partnerlerin birbirleri ile nasıl iletişim sağladıkları çok önemli. Yazara göre sağlıklı bir ilişki içerisindeki çiftler, iyi ya da kötü her ne yaşıyorlarsa bunu partnerleri ile paylaşıyor: "Hiçbir şeyi içinizde tutmayın! Çünkü kendi gerçekliğinizi paylaştığınız zaman hayatınızı da paylaşmış olacaksınız ve bu süreçte partneriniz ile aranızda oluşacak olan bağ her şeyin üstesinden gelmenizde size yardımcı olacaktır!"

Onunla arkadaş olun
Biriyle yıllar boyu süren bir araba yolculuğuna çıkacağınızı farz edin! Bu sürede bu kişiye son derece yakın olacaksınız. Dolayısıyla söz konusu kişinin aynı zamanda arkadaşınız olmasını da istersiniz. İlişkiyi sürdüren geçici heyecan ya da zevklerden çok arkadaşlık, karşılıklı saygı, hayranlık ve ilgi olacaktır. Uzun vadeli ilişkiler gelişimlerini ve hayatta kalmalarını sağlam bir arkadaşlık temeline borçludur!

Mutluluğu önce kendinizde arayın
İnsanlar, sevgi dolu ilişkilere ihtiyaç duyar. Hepimiz yakın sosyal ilişkilerden fayda görürüz. Ancak çoğumuz bir ilişkinin bizi tamamlayacağına, hayatımızdaki boşlukları dolduracağına inanırız! Halbuki gerçekte kim olduğunuzla ilgili olarak mutlu değilseniz, bir ilişki bu durumu değiştirmeyecektir! Bu, sağlıklı bir ilişki sürdürmenizi de zorlaştıracaktır!

Paranın önemi azalır
Hayalimizdeki partner varlıklı biri olabilir. Ancak varlıklı kişi ile bir ilişki yaşamaya başladıktan sonra paranın önemi ilişkinizi değerlendirirken etkisiz bir hale gelecektir! Kitapta yer alan araştırma sonucuna göre, sadece gelirin veri olarak alındığı bir ilişkinin başarısı ile ilgili bir tahmin yapmak imkansız! Çünkü servet bir ilişkinin uzunluğu ve tatminlik derecesi üzerinde bağlantısız!
Onu önemseyin
Fikir, zevk ve tercihlerinizin mükemmel bir uyumla buluştuğu bir ilişkiyi ne yazık ki yaşayamayacaksınız! Niven; bu boş fanteziyi tercih etmemenizde de ısrarcı... Zıtlıkların daima ilişkiyi canlı tuttuğunu, rehavet hissinden uzaklaştırdığını ve birey olarak gelişimi artırdığını savunuyor. İlişkinizdeki zor zamanlarda sizin için en önemli olanın ne olduğunu karşı tarafa göstermelisiniz! Farklılıklara rağmen ona değer verdiğinizi göstermeniz; sağlıklı bir ilişkinin temelini oluşturur.

Sorgulamayı bırakın
Çoğumuz birlikte olduğumuz kişinin geçmişini merak ederiz. Özellikle ciddi ilişkilerini. Uzun vadede endişe, kıyaslama ve eninde sonunda kavga ortamı yaratacaktır. Siz; birlikte olduğunuz kişinin geçmişteki partnerleri ile bir yarışma içerisinde değilsiniz.

Kendinize inanın
İlişki bir ihtiyaç değildir. Özde; sağlığınız ve mutluluğunuz için bir ilişkiye ihtiyacınız yok. Yaşadığınız ilişki belki de hayatınızın önemli bir kısmını teşkil edebilir, ama siz hayatta kalmak ve gelişmek için gerekli olanlara zaten sahipsiniz! İçinde bulunduğunuz durum her ne olursa olsun; kendinize inanın ve önce tek başınıza ayakta durabildiğiniz gerçeğini kabul edin.

Çevrenizdekilerin fikirlerini dinlemeyin
Önemli bir karar vermemiz gerektiğinde genellikle ikinci bir görüş alırız! Niven; bu eğilimi kesinlikle desteklemiyor. İki kişinin oluşturduğu dünyayı, aradaki iletişim ya da elektriğin seyrini üçüncü kişilerin asla çözümleyemeyeceğini vurguluyor ve ilginç saptamalarda bulunuyor: "Birincisi; hiç kimse sizin gerçekten neye ihtiyaç duyduğunuzu ve neye değer verdiğinizi sizden iyi değerlendiremez. İkincisi insanlar başkalarının ilişkileri konusunda kendi ilişkilerine nazaran daha olumsuzdur. Kısacası akıl danıştığınız kişiler; ilişkinizdeki negatif yönleri görmeye pozitif yönleri görmekten daha meyillidir!"
Korkuya yenik düşmeyin
Kendi ayakları üzerinde duran, ne istediğini bilen bir kadın olmanıza rağmen; benliğinizi doğru şekilde yansıtmanız kimi zaman mümkün olmayabilir. Fobiler ilişkileri olumsuz yönde etkileyebilen nedenler arasında. O gerçekte nasıl biri, geçmişte yaşadıklarımızın yine yaşayacak mısınız, sizden nasıl bir birliktelik bekliyor, bencil mi, sorumsuz mu? Bu gibi sorular; her kadının hayatının bir döneminde zihnine üşüşebilir. Oysa; olumsuz bir durum ile karşılaşacağınızda ilişkinizi sorgulamaktan vazgeçmeniz gerekiyor.

İşlerinizi eve getirmeyin
İş gününüz sona erdiğinde işiniz tamamıyla ofiste kalmalı. Zihninizden de silinmeli! Kitapta yer alan bir araştırma sonucuna göre; çalışmaya ya da iş düşünmeye neredeyse hiç ara vermeyen işkoliklerin diğer kişilere oranla özel yaşamlarından memnun olduklarını söylememelerinin üç kat daha olası bir durum olduğu belirtiliyor.

Acılarınızı unutmalısınız!
Kırıldınız ve sonra sizden özür dilendi. Çok acı çektiniz ama karşı tarafı affetmeye karar verdiniz! Ancak içinizdeki acı hemen ortadan kaybolmuyor ve hissettiğiniz bu acının travmasını içinizde taşıyorsunuz. Ama bu acıyı geride bırakabilmeyi öğrenmelisiniz! Çünkü acıyı içinizde tutmanız, yaranın taze kalmasına neden olur.

Mükemmeli aramayı bırakın
Günümüzde mutsuz birlikteliklerin belki de en büyük nedeni; Daha mükemmelini yaşayabilirim düşüncesinden kaynaklanıyor. Sağlıklı ve tatmin edici ilişki daima mevcuttur ya da yaratılabilir! Mükemmel ilişki diye bir kavram asla var olmamıştır. Bu nedenle; Her konuda sizinle hemfikir olan ya da her an sizi mutlu edebilecek biri ile karşılaşmayı ısrarla beklemek yerine; sizi en fazla tatmin eden ilişkiyi yeşertmeyi denemelisiniz.Buraya
 

canik

Multi Aktif Üye
Katılım
1 Ara 2005
Mesajlar
15,169
Tepkime puanı
0
Yaş
1020
Magazin dünyasının ünlüleri güzelleşmek için sık sık bıçak altına yatmaktan çekinmiyor. Özellikle konser, defile, dizi gibi işlerin tamamen durduğu dönemlerde bakıma giren ve ameliyat olan ünlüler binlerce YTL harcayabiliyor.

Sanat dünyasında hangi ünlünün kaç kez estetik ameliyatı olduğunu araştırdık, ortaya ilginç rakamlar çıktı.

AJDA PEKKAN: 18 Ünlüler arasında estetik operasyon geçirme rekoru 18 ayrı ameliyatla Ajda Pekkan'da bulunuyor. 3 kez burnunu yaptırdı, 6 kez dudaklarına silikon enjekte ettirdi, diz kapaklarını ve karın bölgesini gerdirmek için iki ayrı operasyon geçirdi. 4 defa yüzünü gerdirdi, kaşlarını çektirdi, göz kapaklarını kaldırttı ve göğüslerini dikleştirdi. Süperstar 6 ayda bir yüzüne botoks da enjekte ettiriyor.

DENİZ AKKAYA: 17

17 ameliyatla adeta Ajda Pekkan ile yarış ediyor. Vücudunda neşter değmeyen yer bulunmayan güzel manken, üç kere burnunu düzelttirdi, yüzüne dolgu maddesi koydurdu, iki kere çenesini törpületti, kaşlarını gerdirdi. İki kez göğüs dikleştirme ameliyatı geçirdi, iki defa dudaklarını silikonla düzelttirdi, basenlerindeki ve karın bölgesindeki yağları aldırttı, göz kapaklarını ve kalçalarını kaldırttı. Cildine 6 ayda bir botoks yaptırıyor.

HANDE ATAİZİ: 11

Oyuncu Hande Ataizi de genç yaşta çok sayıda estetik operasyon geçirdi. İlk olarak sinemaya atıldığı 1997'de göğüslerine slikon koydurdu. Bir yıl sonra da burnunu estetik oparasyonla düzelttirdi. İki yıl arayla iki ayrı burun ameliyatı daha oldu. Üç kez çenesini düzelttiren Ataizi, üç defa da şakaklarına doku kokteyli enjekte ettirdi. Bir de üst dudağını slikonla takviyesi var.

SEDA SAYAN: 9

Kalçasındaki ve belindeki yağları ikişer defa lipusection yöntemiyle aldıran Seda Sayan üç kere de göğüslerinden ameliyat oldu. Bir kez gıdısını aldıran Sayan, kaşlarını gerdirdi ve iki kere de cildine doku takviyesi yaptırdı. Seda Sayan düzenli olarak botoks da yaptırıyor.

HANDE YENER: 6

Son günlerde sanatından çok polemiklerle gündeme gelen Hande Yener, kendisini baştan aşağıya yeniledi. Göz kapaklarını, kaşlarını ve burnunu İtalya'da gördüğü bir modele benzetmeye çalışan Hande Yener, ameliyatla göğüslerini dikleştirdi. Dudaklarına iki kere slikon takviyesi yaptırdı ve gıdısını aldırdı.

EBRU YAŞAR: 5

Şarkıcı Ebru Yaşar güzelleşmek uğruna 5 kez bıçak altına yattı. Cildini tıraşlatan, burun ameliyatı olan ve göğüslerine silikon koyduran Yaşar, bir kez belinden yağ aldırdı, bir de dudaklarına slikon takviyesi yaptırdı.

ASENA: 5

4 yıl önce basenlerini düzelttirip kalçasını küçülttü. Göğüslerini slikon takviyesi ile dikleştiren ünlü dansöz, burnunu yaptırdı ve dudaklarını da slikon ile şişirtti. Asena bu arada laser operasyonla cildini traşlattı.

EBRU GÜNDEŞ: 3

6 yıl içerisinde üç kere göğüslerinden operasyon geçiren Gündeş, sonunda istediği göğse kavuştu. Ebru Gündeş son albümünde, üst dudaklarını da slikonla takviye ettirip imaj fotoğrafları çektirmişti. Şakaklarına doku kokteyli uygulatan sanatçı, düzenli olarak botoks yaptırıyor.

GÜLBEN ERGEN: 2

Oyuncu ve şarkıcı Gülben Ergen Allah vergisi olan güzelliğine güveniyor ve operasyonlara sıcak bakmıyor. Ancak sanatçı, peş peşe iki kere göğüslerinden operasyon geçirdi. Göğüslerine slikon koyduran sanatçı, "İhtiyarlayana kadar hiçbir yerime neşter değdirmek istemiyorum" diyor.

PETEK DİNÇÖZ: 2

Mankenlik yıllarında geçirdiği bir ameliyatla burnunu düzelttirmişti. Dinçöz, 5 yıl önce de göğsüne slikon koydurmuştu. Onları gecen yıl yenileyen sanatçı aslında doğal güzellikten yana olduğunu söylüyor.
 

derin***

Multi Aktif Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,170
Tepkime puanı
0
Yaş
36
58380.jpg

Anne sütü nasıl saklanır?

Günümüzde çalışan annelerin sayısı artıyor. Anneler ise, bebeklerinin anne sütünün yararlarından mahrum kalmalarının istemiyor. Peki, anne sütünün nasıl saklanması gerektiğini biliyor musunuz?


Besleyici değerinin yanında, pek çok hastalığa karşı koruyucu özellik taşıyan anne sütünün nasıl saklanması gerektiğini biliyor musunuz?

Sema Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Gebeşçe anne sütünün bakteri üremesine dirençli olduğunu ve oda ısısında 10 saate kadar özelliklerinden kaybetmeden saklanabileceğini söylüyor. Buradaki önemli nokta anne sütünün saklanacağı kabın hijyen kurallarına uygun olması.

Anneler sütünü elle sağabileceği gibi süt sağma makineleriyle de sağabilirler. Ne şekilde yapılırsa yapılsın, süt sağılmadan önce eller iyice yıkanmalı diyen Dr. Arzu Gebeşçe sağılan sütün temiz bir plastik ya da cam saklama kabında saklanabilir dedi.

Ayrıca, sağılan sütler derin dondurucuda saklanma üzere süt saklama poşetlerinde de bekletilebiliyor.

Anne sütünün saklama süreleri


? Anne sütü dondurmadan 72 saat ve dondurulmuş sütü erittikten sonra 24 saat buzdolabında (+ 1 ile +4 °C arasında) saklanabilir.

? Süt, tek kapılı buzdolabının buzluğunda (-7 ile -2°C arasında) 3 haftaya kadar, iki kapılı buzdolaplarının buzluğunda 3 ay saklanabilir.

? Sütünüzü derin dondurucuda (-18 °C nin altında) 6 aya kadar saklanabilir.

? Kolostrum olarak adlandırılan doğumdan sonraki ilk 7 gün üretilen anne sütü sağıldıktan sonra içerdiği antikorlar sayesinde oda sıcaklığında 12 saat, daha sonra ki anne sütü ise 6 saat besin değerini kaybetmeden saklanabilir.

Anne sütü bebeğe verilmeden önce ısıtılmamalı. Isı anne sütünün anti-mikrobik özelliğini yitirmesine sebep oluyor. Bunun yerine anne sütü, ılık akan suyun altına tutularak ısıtılabilir. Donmuş anne sütü ise ya buzdolabında yavaş yavaş eritilebilir. Ya da donmuş süt benmari usulü yani sıcak suyun içine oturtulmuş bir kabın içinde hızlıca hazırlanabilir.

Anne sütü ile ilgili diğer öneriler

? Eritilmiş sütü bir saatten fazla oda ısısında bırakmayın.

? İkinci kullanımdan sonra kalan sütü atın.

? Eritilmiş sütü tekrar dondurmayın.

? Sütü buzdolabının kapağına koymayın.


 

derin***

Multi Aktif Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,170
Tepkime puanı
0
Yaş
36
SEN MÜKEMMEL BİR EŞ OLACAKSIN eğer;


-özel günlerimizi hatırlasan

-evlilik yıldönümünden önce "hadi seç şurdan hediyeni,şimdi benim aldığımı beğenmezsin"demesen

-kapı kolarının ve mobilya kenarlarının dilek ağacı olmadığını anlayıp,kıyafetlerini asmasan

-çoraplarını attığın yerlerden kokularını takip ederek bulmasam

-duş alırken banyo takımlarını kaldırsan ve sulara boğmasan

-bornoz ve ıslak havlularını heryere atmasan

-kirli çamaşırlarını banyoya kadar getirebildiğine göre kirli sepetinin üstüne değil içine koysan

-özenle ütüleyip katladığım çamaşırlarını alttan birini çekip devirmesen ve sonra burasını hiç düzlemiyormusun demesen

-senden yardım istediğimde "bana söyleyene kadar şimdiye yapmıştın" demesen

-arasıra "eline sağlık,bu sana çok yakışmış,teşekkürler,bugün neler yaptın ve hatta çok ileri gidiyorum SENİ SEVİYORUM" desen

-"tek çalışan senmisin herkes işlerini nasıl yetiştiriyorsa sende yap"demesen

-alışverişe gittiğimizde mağaza önüne gelince sigarını yakıp, hadi sen gir işini hallet ben burada bekliyorum demesen

-benimde acıkan, yorulan,uyuyan bir insan olabileceğimi ve robot hizmetçi olmadığımı anlasan...
 

derin***

Multi Aktif Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,170
Tepkime puanı
0
Yaş
36
bende çok beğendim aşkıma okudum hadi be ordan dedi :D çünkü çoğunu yapıyor oda :bang :D

ben tşk ederim kızlar sağolun :-*
 

AYŞE AYDIN

Yeni Üye
Katılım
6 Eki 2007
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Yaş
1020
Sosyo-ekonomik kültürel yapısı her ne olursa olsun kadınımız, hala aynı “Kadın” kimliğini üzerinden tam atabilmiş değil. Koca koca şirketlerde yöneticilik yapan kadınımız,  yine de kısıtlı olan “kendine özel” vaktini, kendisinden beklenenler doğrultusunda, başkalarını mutlu etmeye ayırmak durumunda..Türk erkeğinin kafa yapısını değiştirmedikçe sonuca tam ulaşmamız da mümkün gözükmüyor...O halde!??.. O erkekleri yetiştiren bizlersek; her ne kadar uzun ince bir yol bile olsa; sonuç tamamen bizim ellerimizin altında....

 

AYŞE AYDIN

Yeni Üye
Katılım
6 Eki 2007
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Yaş
1020
Sosyo-ekonomik kültürel yapısı her ne olursa olsun kadınımız, hala aynı “Kadın” kimliğini üzerinden tam atabilmiş değil. Koca koca şirketlerde yöneticilik yapan kadınımız,  yine de kısıtlı olan “kendine özel” vaktini, kendisinden beklenenler doğrultusunda, başkalarını mutlu etmeye ayırmak durumunda..Türk erkeğinin kafa yapısını değiştirmedikçe sonuca tam ulaşmamız da mümkün gözükmüyor...O halde!??.. O erkekleri yetiştiren bizlersek; her ne kadar uzun ince bir yol bile olsa; sonuç tamamen bizim ellerimizin altında....

:down:
 

gamzecansu

Multi Aktif Üye
Katılım
22 May 2006
Mesajlar
6,275
Tepkime puanı
0
Yaş
34
Vücut Sıkılaştırıcı & Şekillendirici 60ml

adszos0.png


Ozone Apricot Oil cildin sirkülasyonunu hızlandırır.Cilde sıkılaştırıcı etkisinden başka daha yoğun ve yumuşak bir cilde sahip olabilmenizi sağlar.Bedeninizde gözle görülür şekilde incelme olduğunu düzenli yaptığınız uygulamaların sonrasında görmeniz mümkündür.Dokuların temizlenmesine yardımcı olur. Ozone Apricot Oil cilde oksijen ve besin kaynağı iletirken, toksik maddeleri cilde zarar vermeden uzaklaştırmasını sağlayan bir işlemdir.Yağ metabolizmasını harekete geçirir Ozone Apricot Oil ipeksi ve yumuşak bir cilt sağlayan sıkılaştırıcıdır.Cildin esnekliğini arttırır.Yağ ve su metabolizmasını harekete geçirerek sarkma problemi olan bölgeleri toparlayan,Ozone Apricot Oil ile cildi nemlenir. Ozone Apricot Oil patentli bir ürün olup A ve E vitaminleriyle beraber patentli vitamince zenginleştirilmiş Apricot Oil plazması içerikli olup, tamamen doğal yollarla elde edilen organik bir üründür.Aktif oksijen ile O3 ile doyurulmuş bir solisyondur.Anti-againg etkisine sahip olması ve kısa sürede mükemmel sonuçlar vermesi daha canlı daha pürüzsüz ve daha yumuşak bir cilde kavuşmak isteyenler için mükemmel bir solisyondur. Kendine has kokusu olan Ozone Apricot Oil natürelliğe ek olarak koku verici,koruyucu,renklendirici hiçbir sentetik ve kimyasal katkı maddesi içermemektedir.%100 Natürelldir.

Masaj yapılarak Ozone Apricot Oil ile lenf ve kan dolaşımını hızlandırır.

Cildin sıkılaştırılmasına yardımcı olur.

Ölü cildin atılmasına yardımcı olur.

Cildin canlandırılmasına,yenilenmesine ve parlaklık kazanmasına

yardımcı olur.

Toksinler atılarak vücudunuzda rahatlama hissedersiniz.

Ani ve kalıcı etki ile cildinizi gerginleştirir,pürüzsüzleştirir

Vücudunuzu derinlemesine besler ve üst deri dokularını pürüzsüz

hale getirir

Cildin yeniden yapılanma kapasitesini artırır.

Ozone Apricot Oil cildin yapısını güçlendirir

Ozone Apricot Oil dokuları sıkılaştırır,deri değişimini hızlandırır.



Doğum lekeleri,benler ve çiller üzerinde etkili değildir.Kullandığınız her yeni üründe olduğu gibi Ozone Apricot Oil ‘ i de kullanmadan önce bileğinizin iç kısmında analiz edin ve 5 dakika bekleyin.Hamile ve emziren bayanlar kullanabilir.



Kullanım :Ürünü avuç içine bir miktar alarak kalça,kol,bacak el,karın gibi problemli bölgelere yukarı doğru dairesel masaj hareketi ile haftada 5 defa 30-45 dakikalık seanslar halinde uygulayınız.Etkisini arttırmak amacıyla uygulama yapıcağınız bölgeleri uygulamadan sonra kesinlikle sarmayın. Sargılama yapmak Ozon Apricot Oil ürünümüzün etki özelliğini kaybetmesine yardımcı olur.En iyi sonucu ulaşılmak için ürün açıldıktan sonra 2 ay içerisinde tüketilmesi gerekmektedir. Kullandıktan sonra Ozone Apricot Oil’i buzdolabında muhafaza ediniz.



Ürün ambalajındayken 2 yıl saklanır

Depolama ve saklama şartları 25°'dir.



Sağlık bakanlığı izni alınmıştır.
     
 

derin***

Multi Aktif Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,170
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Bir erkeği kaybetmenin
20 yolu


Onu bırakmak istiyor, ama bunu bir türlü beceremiyorsun. Öyleyse onu kendinden soğutmalısın. Hem de hemen!

1. Yeni şeylere hayır
Erkekler, açık fikirli, yenilikçi kızları severler. Sen hiçbir şekilde bu şekilde davranma. “Şuraya gidelim mi” deyince “yok”, “bunu yapalım mı” deyince “olmaz” de ve onu sinirlendirmeye başla.

2. Durmadan ex aşkından bahset
Sürekli eski sevgilini anlat, anlat, anlat… İster kötü anlat, ister iyi anlat, ama mutlaka anlat.

3. Cimrilik yap
Onu en pahalı restoranlara götür ve hiçbir şey ödeme. Elini cebine bile sokma. Bi’ de “Cebimde akrep var benim” diye espri yap, bak nasıl sinir olacak.

4. Buluşmaya kalabalık git
Onunla buluşacaksınız. Bu sefer topla 3-5 arkadaşını, onları da götür. Tabii arkadaşlarını seviyor ve onlara her zaman iyi davranıyorsa bu önerimizi dikkate alma. O zaman sen de erkek arkadaşlarını yanına al ve git. Artık buna uyuz olacaktır kesin.

5. Başkası ol
Kendin gibi olmamaya çalış. Örneğin şımarık, ne dediğini bilmeyen bir kız gibi davran. Çocuk taklidi filan yap hatta.

6. İstemediklerini yap
Senden istemediği şeyleri yap. “Akşam eve geç gitme” mi diyor, geç git; “o çocukla konuşma” mı diyor, konuş; “beni 3’te ara” mı diyor, arama…

7. Ona yapış
Kızlar severler, ama erkekler 7/24 beraber olmayı, yapışık ikiz muhabbetinden pek hoşlanmazlar. Onun senden soğuması için sürekli aramalı, her gün buluşmak istemelisin. Yapış ona.


8. Kapris yap

Surat as! Hem de durduk yere yap bunu. Gün boyunca da devam ettir. Gülmek ayrılana kadar yok:)

9. Şikayet et
Gittiğiniz yerlerde, tezgahtarlara, garsonlara kötü davran. Özellikle de kızlara… Her şeye bir bahane bul. Yemekleri geri gönder, şikayet et, beğenme. Sinir olacak, sinir…

10. Arkadaşlarına laf söyle
Arkadaşlarına karşı kaba ol, onlar hakkında kötü konuş. Onları beğenmediğini her fırsatta belli et. Onlarla buluşunca da uyuz ol. Aklı sen de kalacak ve arayacaktır. Arayınca laf sok. “Canım” derse, ‘bana canım deme” de. Telefonu da yüzüne kapat.

11. Kapıda paspas ol
Buluşunca bütün kararları ona bırak. “Sen nasıl istersen”, “sen bilirsin” filan de. Etliye sütlüye karışma.

12. Ona inanma
Psikolojik sorunların varmış gibi davran. “Ne kadar güzel gözlerin var”, “çok şirinsin” gibi iltifatlara asla inanma. “Yalan söyleme”, “sen bunları boşuna söylemezsin, başka biri mi var hayatında yoksa” de. Yok yere kıskançlık çıkar. Bakmadığı halde, “neden gözün hep başkalarında” diye sor.

13. Erkeksi konuş
Argo ve küfürlü kelimeler kullan. Erkekler, kendileri ne kadar ederlerse etsinler, kız arkadaşlarının böyle konuşmalarını istemezler.

14. Değiştirmeye çalış
İşte buna katlanamazlar. Onu değiştirmeye çalış, bak nasıl da delirecek. Sürekli başkalarıyla karşılaştır. Örneğin en yakın arkadaşları ya da arkadaşlarının sevgilileriyle… Eğer hala seni terk etmiyorsa biraz daha bastır:)

15. Kendini kötüle
Saçlarından, kaşından, gözünden, kilondan, boyundan sürekli şikayet et. Başka erkeklerin seni beğenmediğinden filan bahset. Neden okulun ilgi çekici kızları gibi olmadığından dert yan. Bir süre sonra, o da senin korkunç ve sevilmeyecek bir kız olduğuna inanacak.

16. Korkunç görün
Saçlarını deli kızlar gibi enteresan bir şekilde topla. Süper rüküş kıyafetler giyin. Bir yorumda bulunursa, “ben böyle çok seviyorum” de. Kesinlikle yeni tarzını değiştirme.

17. Kötü kok
En sevmediği kokuyu biliyorsan onu, bilmiyorsan da erkeklerin en sevmediği kokuyu bul ve onunla buluşacağın zaman bol bol sürün. Yanında bile durmak istemeyecek, inan.

18. Bakımsız gez
Tırnağında yer yer çıkmış ojeler, lekeli bir kazak ve yağlı saçlarla buluşmaya git:) Bu kadarına artı dayanamayacaktır.

19. Başkalarıyla flört et Bu son çarelerden biri. Fazla tercih edilmemesinden yana olsak da, çok ısrarcı sevgililere karşı kullanılabilir.

20. Kararını ver
Bütün bu yaptıklarına karşın hala seni bırakmıyorsa, bu çocuk seni seviyor demektir. Bir kez daha düşün. Eğer kararın kesinse, onu da yorma, kendini de. Açık açık ona durumu anlat. 


:D :D
 

Sir_ako

Aktif Üye
Katılım
30 Tem 2006
Mesajlar
791
Tepkime puanı
0
Yaş
78
…. Bayanlara;;Kalbini acamayan erkeklere

…….Her kadin esinin aklindan gecenleri bilmek ister.Ne varki bir erkek icin kalbini acmasi o kadar zor bir olaydir-ki…

…….Size acilmasini saglayin
…….Bir erkegi duygusallastirmak istiyorsaniz,dogru zamani ve dogru yeri secmeniz cok onemli.Bir cok kadin yalnis zamani secer. Sunu bilin; eger sevgiliniz yorgunsa; baska  bir ise konsantreyse ve rahatlamak istiyorsa ona sorularla yaklasmaniz sonuc vermiyecektir,,Misafir beklediginiz ya da sevgilinizin rahatlamak istedigi zamanlari sohbet icin secmelisiniz.Birlikte bir aktive yaptiginiz zaman konusmayi deneyin. Mesela bulasiklari yikarken,parkta yururken,konusurken size bakmasinda israr etmeyin,Erkeklerin cogu gozlerinize bakmadiklari zaman daha rahat konusurlar.

…..Sorgu hakimi olmayin

……Kadinlarin sikca dustukleri bir hata var. Sevgililerine pes pese sorular sorarken, ayni zamanda ses tonlarini da ayarlamayi beceremiyorlar. Oyle ki bir,sohbet havasinda gecmesi gereken  konusmalar sohbetten cok bir sorguya benziyor ve erkekler kalplerini acmak yerine kacmayi tercih ediyor.

…..Duygu sozcugunu unutun
…..Erkekler duygularini kolay kolay dile getirmez, onlardan oyle bir sey istediginizde urkmeleri normal.Eski tecrubelerinizden, gelecek planlarinizdan bahsedin…Erkekler gelecek ideallerinden bahsetmeyi severler, onlara ozel sorular sormak  istediginizde o havayi vererek sorun…

…..Once siz acilin
……Eger ona aciliyorsaniz, guvenini kazanirsiniz ve o da size acilir ondan bunu istiyorsaniz,ilk once siz acilin, acik ve samimi konusun.---

……Ne zaman durmalisiniz..
…….Belki anlamsiz gibi gelecek ama bir erkegi konusturmanin en iyi yolu bazen susmaktir.Kadinlar sevdikleri erkek hakkinda en ufak ayrintiyi bilmek ister.Cogu zaman bu bir taskinti haline gelir.Surekli kurcalamak yerine,olaylarin kendiliginden gelismesini bekleyin.
…..Arka planda kalmayi bir deneyin, goreceksiniz ki bilgiler daha fazla gelmeye basliyacak.

… Ordan.burdan
…Okuyanlara tesekkurler..
 

Kalpsiz

Multi Aktif Üye
Katılım
1 Ara 2005
Mesajlar
6,135
Tepkime puanı
0
Yaş
36
SİZCE EŞ NE DEMEK ?

Karı Koca İlişkisinde Neler Var, Neler Yok?
Duyguların ifadesi: Karı koca ilişkilerinde duygularını ifade ediyorlar mı? Duyguların farkına varmak ve onları anlaşılacak bir biçimde ifade etmek, insan ilişkilerinin en önemli boyutlarından birini oluşturmaktadır. Duyguların farkına varmak ve onları uygun biçimde ifade etmek başarılı ilişkinin temelidir. Karı koca ilişkilerinde duygularını rahatlıkla ifade edebiliyorlarsa, çocuk farkına varmadan bunu öğrenecek ve ilişkilerinde başarılı bir insan olacaktır.

Farklılıkların konuşulması: Karı koca farklı oldukları yönlerin farklı olduğunu kabul edip, gerçekçi bir biçimde bu farklılıklar üzerinde konuşabiliyorlar mı? İnsanların birbirlerinden farklı olması yaşamın kaçınılmaz bir gerçeğidir.

Bu konuda genellikle şu dört tavırdan biri sergilenir:

1- Farklılıkları görmezden gelip, yokmuş gibi davranmak;
2- Kocanın egemenliği altında aile yaşamını düzenleyerek kadının gerçeğini yok saymak;
3- Kadının egemenliği altında yaşamı düzenleyerek erkeğin gerçeğini yok saymak;
4- Farklılıkları algılayıp uygun bir dil ve anlayışla bu farklılıkları konuşarak aile yaşamını her iki insanın gerçeğine uygun kılmak.

Anne ve baba aralarındaki farkı konuşabilen ve çözüm bularak kendi gerçeklerini yaşayabilen bir ilişki kurmuşlarsa, çocuk farkına varmadan bu yetkinliği kazanır. Bu yetkinlik kazanılması zor olan bir yetkinliktir, çünkü karmaşık ve egonun işin içinde olduğu güçlü bağımlılıkları içerir. Ama, çocuk bu yetkinliği ailede görür ve yaşarsa, farkına varmadan kolayca kazanır. Kişiler arasındaki farklılıklar üzerinde rahatça konuşabilme yetkinliği çocuğun ilerde aile yaşamında, iş yaşamında başarılı ve mutlu olmasının temellerinden birini oluşturur.

Verilen sözün tutulması: Karı koca verdikleri sözü tutuyorlar mı? Verdiği sözü tutmak kişinin yaşamında çok önemli bir gelişimin ifadesidir.

Verdiği sözü tutan insan, söz vermeden önce düşünmüştür ve verdiği sözün ne anlama geldiğinin bilincindedir.

Verdiği sözü tutan kendi sözüne, kendi kişiliğine saygılı insandır; kendine olan saygısını kaybetmemek için verdiği sözü tutması gerektiğini bilir.

Verdiği sözü tutan insan söz verdiği kişiye saygılı biridir. O kişinin gözünde değerini kaybetmemek için verdiği sözü tutar.

Anne babanın birbirlerine verdikleri sözü tutmaları çocuğun sağlıklı kişilik geliştirmesine olanak sağlar. Böyle bir ortamda yetişen çocuk insanlara güvenir ve hem kendine hem de karşıdakine saygılı olmayı doğal olarak öğrenir.

Müzik dinlemek ve kitap okumak: Anne ve babanın müzik dinleyip dinlememesi, hangi tür müzik dinlediği, kitap okuyup okumaması, hangi tür kitap okuduğu, bunların hepsi, çocuğun gelişiminde rol oynar.

Bana Sorulan Sorular

Verdiğim seminerlerde bana sorulan sorular genellikle, nasıl bir anababa olayım ki çocuğum sağlıklı büyüsün, türündendir. Bu yazımda belirttiğim gibi, çocuğun yetişmesinde en önemli etken karı koca arasındaki ilişkinin niteliğidir. O nedenle, sorulacak gerçek soru, “Eşimle nasıl bir ilişki kurmalıyım ki ailem sağlıklı bir aile olsun,” sorusudur.

Tanıdığım birçok anne ve baba, çocuklarına gösterdikleri ilgi ve yakınlığı eşlerine göstermeyi pek düşünmüyorlar; eşlerine gösterecekleri ilginin ve sevginin ailenin temeli olduğu söylendiğinde, sanki hayal kırıklığına uğramış gibi, yüzüme bakıyorlar. Yüz ifadeleri, şimdi bu herife/kadına mı ilgi ve sevgi göstermemi istiyorsun, onun sevilecek yanı mı var, diyor.

Gerçekten çocukları, özellikle bebekleri sevmek ne kadar kolay. Bir annenin kendini bebeğine adaması ve tüm yaşamını onun isteklerini yerine getirmeye hasretmesi ne kadar kolay ve ilk başta ne kadar sıcak ve sevimli gözüküyor. Bu tür davranışlar toplum tarafından onaylanan bir tavrı sergiliyor. Kocasını ihmal eden kadın pek dikkati çekmez, ama çocuğunu ihmal eden anne hemen dikkati kendi üzerine çeker.

Bir babanın bütün zamanını ve ilgisini işine vermesi ne kadar kolay ve toplum bunu ne kadar destekleyip teşvik eder. Erkeğin iş sahibi olup, kendini ekmek parası kazanmaya vermesinde doğal ne olabilir?

Anne çocuğuna, erkek işine ilgi göstermesin mi, diyorum şimdi ben? Hayır, öyle demiyorum. Benim demek istediğim şu: Anne çocuğuna gösterdiği ilgi kadar kocasına da ilgi gösterme bilincini devam ettirebilmeli. Bir kadının kocasına çocuğu kadar ilgi gösterebilmesi bayağı duygusal olgunluk, yaşam deneyimi ve bilinçlenme gerektirir. Sıradan kadın, içgüdüsel olarak, çocuğuna ilgi duyar, sever ve onun üzerine odaklanır. Sıradan kadın, erkeğine ilgi ve sevgisini sürdürme işini kolay kolay yapamaz; o yönde kadının bilinçlenmesi ve donanması gerekir.

Erkek için de söylemek istediğim şu: Bir erkek işine ilgi gösterdiği kadar karısına da ilgi gösterme bilincini devam ettirebilmeli. Sıradan erkek kendiliğinden karsına ilgi ve sevgiyi canlı ve sıcak tutamaz; sıradan erkeğin bilinci bunun önemini ve anlamını anlayacak olgunluğa erişmemiştir. Belirli bir duygusal olgunluğa erişen erkek karısıyla ilişkisinin onun yaşamının en önemli ilişkilerinden biri olduğunu bilir.

Kadın ve erkek belirli bir duygusal olgunluğa erişince ilişkileri kendiliğinden sıradanlıktan kurtulur ve kendilerine özgü candan bir ilişkiye dönüşür.

Ne Demek İstiyorum?

Demek istediğim şu:
Sağlıklı çocuk yetiştirmenin yolu, sağlıklı karı koca ilişkisinden geçer. Karı koca ilişkisinin sağlıksız olduğu bir aile ortamında sağlıklı çocuk yetiştirmek hemen hemen olanaksızdır.

Çocuğunuzun kendi gelişimine önem veren bir insan olmasını mı istiyorsanız, kendi gelişimine önem veren anababa olunuz.

Çocuğunuzun umut dolu, girişken, neşeli, olayların iyi yönlerini gören biri olmasını mı istiyorsunuz, anababa olarak önce siz de bu özellikleri yaşamınıza taşıyın.

Çocuğunuzun dürüst biri olmasını mı istiyorsunuz, önce siz hem kendinize hem de çevrenizdekilere dürüst olun.

Çocuk yetiştirmek bu kadar zahmete değer mi?

Bu sorunun yanıtını her bir anababa vicdanında vermek durumundadır.

Benim düşüncem şu: yaşam bize verilmiş olan en kutsal hediye. Her şey anlamlı, coşkulu ve güçlü bir yaşam için seferber olmalı.

Zamanla bende şöyle bir kanı oluştu: Anlamlı, coşkulu ve güçlü bir yaşam için niyetin saflığı içinde dürüstçe verilen çaba kutsaldır.

 

aysin

Yeni Üye
Katılım
14 May 2006
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Yaş
43
keşke herkes sadık dürüst kalsa değilmi? :(
 

derin***

Multi Aktif Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,170
Tepkime puanı
0
Yaş
36
BİR KADIN

Bir kadın çocuktur aslında.

Çocuk gibi davranmayı sever.

Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini de ister.

Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak okşamalıdır erkek kadını.

Ama her kadın çocukça da olsa dinlenilmesini, dikkate alınmasını ister.

Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz,

ama asla onu bir çocuk olarak görmeyeceksiniz.

Bir kadın güçlüdür aslında.

Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür.

Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez.

İster ki erkeğin gücü kendisine huzur versin.

Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile erkeğin yapmasını bekler.

Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir hem de

erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir.

Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz.

Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.

Bir kadın sevgilidir aslında.

İçinde her zaman sevgiyi taşır.

Sevdiklerinden kolay kolay ayrılamaz. Sevdiklerini kolay kolay kıramaz.

Zor sever ama tam sever.

Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için

yüreğinin kabul ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir.

Ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız.

Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz.

Ancak beyninde yer etmemişseniz her an terk edilebilirsiniz.

Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var elbette.

Bunun nedeni ise engelleyemedikleri "acımak" duygusudur.

Bir kadın yalnızdır aslında.

Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz.

Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır.

O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez.

Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz.

Yalnızlık onun sığınağıdır.

O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir.

Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.

Bir kadın bilgindir aslında.

Neler yapabileceğini erkek akli hayal bile edemez.

Yaratıcılığının sınırı yoktur.

Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler.

Hoyratça harcamaz yaratıcılığını sadece erkeğine saklar.

Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir.

Çünkü yaşamınız asla sıradan olmayacaktır.

Bir kadın hayattır aslında.

Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor.

Yemek yemek, su içmek bile.

Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup

içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz?

Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız, ne yazık ki yaşamıyorsunuz.
 

Kalpsiz

Multi Aktif Üye
Katılım
1 Ara 2005
Mesajlar
6,135
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Onu bırakmak istiyor, ama bunu bir türlü beceremiyorsun. Öyleyse onu kendinden soğutmalısın. Hem de hemen!

1. Yeni şeylere hayır
Erkekler, açık fikirli, yenilikçi kızları severler. Sen hiçbir şekilde bu şekilde davranma. “Şuraya gidelim mi” deyince “yok”, “bunu yapalım mı” deyince “olmaz” de ve onu sinirlendirmeye başla.

2. Durmadan ex aşkından bahset
Sürekli eski sevgilini anlat, anlat, anlat… İster kötü anlat, ister iyi anlat, ama mutlaka anlat.

3. Cimrilik yap
Onu en pahalı restoranlara götür ve hiçbir şey ödeme. Elini cebine bile sokma. Bi’ de “Cebimde akrep var benim” diye espri yap, bak nasıl sinir olacak.

4. Buluşmaya kalabalık git
Onunla buluşacaksınız. Bu sefer topla 3-5 arkadaşını, onları da götür. Tabii arkadaşlarını seviyor ve onlara her zaman iyi davranıyorsa bu önerimizi dikkate alma. O zaman sen de erkek arkadaşlarını yanına al ve git. Artık buna uyuz olacaktır kesin.

5. Başkası ol
Kendin gibi olmamaya çalış. Örneğin şımarık, ne dediğini bilmeyen bir kız gibi davran. Çocuk taklidi filan yap hatta.

6. İstemediklerini yap
Senden istemediği şeyleri yap. “Akşam eve geç gitme” mi diyor, geç git; “o çocukla konuşma” mı diyor, konuş; “beni 3’te ara” mı diyor, arama…

7. Ona yapış
Kızlar severler, ama erkekler 7/24 beraber olmayı, yapışık ikiz muhabbetinden pek hoşlanmazlar. Onun senden soğuması için sürekli aramalı, her gün buluşmak istemelisin. Yapış ona.

8. Kapris yap
Surat as! Hem de durduk yere yap bunu. Gün boyunca da devam ettir. Gülmek ayrılana kadar yok

9. Şikayet et
Gittiğiniz yerlerde, tezgahtarlara, garsonlara kötü davran. Özellikle de kızlara… Her şeye bir bahane bul. Yemekleri geri gönder, şikayet et, beğenme. Sinir olacak, sinir…

10. Arkadaşlarına laf söyle
Arkadaşlarına karşı kaba ol, onlar hakkında kötü konuş. Onları beğenmediğini her fırsatta belli et. Onlarla buluşunca da uyuz ol. Aklı sen de kalacak ve arayacaktır. Arayınca laf sok. “Canım” derse, ‘bana canım deme” de. Telefonu da yüzüne kapat.

11. Kapıda paspas ol
Buluşunca bütün kararları ona bırak. “Sen nasıl istersen”, “sen bilirsin” filan de. Etliye sütlüye karışma.

12. Ona inanma
Psikolojik sorunların varmış gibi davran. “Ne kadar güzel gözlerin var”, “çok şirinsin” gibi iltifatlara asla inanma. “Yalan söyleme”, “sen bunları boşuna söylemezsin, başka biri mi var hayatında yoksa” de. Yok yere kıskançlık çıkar. Bakmadığı halde, “neden gözün hep başkalarında” diye sor.

13. Erkeksi konuş
Argo ve küfürlü kelimeler kullan. Erkekler, kendileri ne kadar ederlerse etsinler, kız arkadaşlarının böyle konuşmalarını istemezler.

14. Değiştirmeye çalış
İşte buna katlanamazlar. Onu değiştirmeye çalış, bak nasıl da delirecek. Sürekli başkalarıyla karşılaştır. Örneğin en yakın arkadaşları ya da arkadaşlarının sevgilileriyle… Eğer hala seni terk etmiyorsa biraz daha bastır

15. Kendini kötüle
Saçlarından, kaşından, gözünden, kilondan, boyundan sürekli şikayet et. Başka erkeklerin seni beğenmediğinden filan bahset. Neden okulun ilgi çekici kızları gibi olmadığından dert yan. Bir süre sonra, o da senin korkunç ve sevilmeyecek bir kız olduğuna inanacak.

16. Korkunç görün
Saçlarını deli kızlar gibi enteresan bir şekilde topla. Süper rüküş kıyafetler giyin. Bir yorumda bulunursa, “ben böyle çok seviyorum” de. Kesinlikle yeni tarzını değiştirme.

17. Kötü kok
En sevmediği kokuyu biliyorsan onu, bilmiyorsan da erkeklerin en sevmediği kokuyu bul ve onunla buluşacağın zaman bol bol sürün. Yanında bile durmak istemeyecek, inan.

18. Bakımsız gez
Tırnağında yer yer çıkmış ojeler, lekeli bir kazak ve yağlı saçlarla buluşmaya git Bu kadarına artı dayanamayacaktır.

19. Başkalarıyla flört et Bu son çarelerden biri. Fazla tercih edilmemesinden yana olsak da, çok ısrarcı sevgililere karşı kullanılabilir.

20. Kararını ver
Bütün bu yaptıklarına karşın hala seni bırakmıyorsa, bu çocuk seni seviyor demektir. Bir kez daha düşün. Eğer kararın kesinse, onu da yorma, kendini de. Açık açık ona durumu anlat.
alıntı
 

Kalpsiz

Multi Aktif Üye
Katılım
1 Ara 2005
Mesajlar
6,135
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Sabahlari aynaya baktiginizda yorgun, çizgileri derinlesmis, hatta sivilceli
bir yüzle mi karsilasiyorsunuz? Günün baslangicinda caninizi sikan bu tür
sorunlar nereden kaynaklaniyor?

1- Sigara ve içki
ikisi de vücudunuzu zehirler ve geriye pörsümüs sarkik bir cilt birakir.
Sigara ayrica agiz kenarindaki çizgilerin derinlesmesini hizlandirir.


2- Yetersiz uyku
Geç yatilmis bir gecenin izleri hemen grilesmis yorgun görünümlü bir ciltle
kendini ele verir. Eger yeterli derecede uyuyamiyorsaniz, bunu uyandiginizda
kan dolasimini saglayacak hareketler ve yüzünüze soguk su çarparak telafi
etmeye çalisin. Uykusuzlugun yol açtigi çizgileri kapatmak için hafif bir
nemlendirici sürün.


3- Makyaj temizlemeden yatmak
Gözenekleri tikayarak toksinlerin cilt yüzeyine çikip atilmasini önler.
Göz makyaji silinmedigi takdirde bir göz iltihabina neden olabilir.


4- Sivilcelerle oynamak
Deri dokularina zarar verir. Ayrica enfeksiyonun çevreye yayilmasina neden
olarak sorunu büyütür. Sivilcelerle hiçbir zaman oynamayin.
Enfeksiyonlu bölgeye antiseptik merhem sürün.


5- Yüzü ovmak ya da asiri firçalamak
Yüzünüzdeki ölü deriyi temizlemek için satilan bazi toz ya da kremler deriniz
için fazla kaba gelebilir. Cilt tipiniz ne olursa olsun yüzünüze daima nazik
davranin.

6- Çok sicak suyla yikamak
Yikanirken suyun kaynar derecede sicak olmamasi için önlem alin. Asiri sicak,
cildi kurutur ve dokulari zedeler.


7- Yanlis beslenme
Sagliksiz besleniyorsaniz deriyi koruyucu yasamsal maddeleri alamiyorsunuz demektir.
Ayrica ultraviyole isinlarindan da uzak durun.


IŞIL IŞIL BiR CiLT içiN ALTIN KURALLAR!

Dengeli beslenin, balik ve beyaz ete öncelik taniyarak bol bol meyve ve sebze
tüketin, vücuttaki toksit maddelerin atilmasina yardimci olan A, E, C vitaminleriyle
minerallerin yardimina basvurun.
Hergün en az 1.5 litre su tüketin.
Yüz kaslarini güçlendirmek ve elastikiyet kazandirmak için düzenli yüz jimnastigi
yapin.
ince bir yastik, mümkünse hiç yastik kullanmadan, yüzdeki kirisikliklari engellemek
için sirt üstü yatin ve düzenli uyumaya özen gösterin.
Konusurken mimiklerinizi incelemek için telefonunuzun yanina bir ayna koyun.
Nemlendiriciyi yüzünüze masaj yaparak yayin.
Göz çevresindeki hassas bölgeyi özel bir kremle besleyin.
Yaz aylarinda uzun müddet güneslenmekten kaçinin.
Yogun trafigin ve kirliligin arttigi bölgelerde uzun süre kalmamaya dikkat edin.
Günde en az bir saat temiz havada yürüyüs yapin.
Stresli ortamlardan kaçinip günlük yogun tempo içinde kendinize gevseme süreleri birakin.
Mümkün oldugu kadar yüz ve vücut temizligini aliskanlik haline getirin.
Uzman rehberliginde cilde uygun, yasliligi geciktirici kozmetik ürünleri kullanin.
__________________
 

derin***

Multi Aktif Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,170
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Uzmanlar, özellikle bayanları osteoporozdan ve kırılgan kemiklere sahip olmaktan korunmaları için gazlı içeceklerden uzak durmaları konusunda uyarıyorlar.

Amerika'da yapılan bir araştırmaya göre, bir hafta içinde tüketilen 4 kutu gazlı içecek, düşük kemik yoğunluğu meydana getiriyor ve bu da osteoporoz riskini yükseltiyor. Jean Mayer USDA İnsan Besini Araştırma Merkezi, 60 yaşın altında, 2 bin 500'den fazla kişi ile yaptıkları araştırma ve anketlerle, araştırmaya katılanların kemiklerindeki mineral yoğunluk ölçülerini analiz etti. Araştırmanın sonuçlarına göre, bayanların kalçalarındaki kemik ölçümlerinde asitli içecek tüketimine bağlı olarak, kemik yoğunluğu ölçülerinin düştüğü ortaya çıktı. Bu sonuçlar, kişilerin yaşlarına, menopozda olup olmadıklarına, içki ya da sigara tüketip tüketmemelerine ve kalsiyum ile D Vitamini alıp almamalarına göre de değişmiyor. Bununla birlikte, kola içmenin, erkeklerin kalça kemiklerinde, ya da bayanların ve erkeklerin omurga kemiklerindeki kemik yoğunluğu düşüşü ile bir ilişkisi bulunmadı. Araştırma merkezindeki doktor Katherine Tucker, "Bayanların içtiği kola, kemik yoğunluğu oranının düşmesine yol açıyor. Ancak karbonatlı içeceklerin, kemik yoğunluğu oranını düşürdüğüne dair bir bulguya rastlamadık" diye belirtti.
 
Üst