SİZCE EŞ NE DEMEK ?
Karı Koca İlişkisinde Neler Var, Neler Yok?
Duyguların ifadesi: Karı koca ilişkilerinde duygularını ifade ediyorlar mı? Duyguların farkına varmak ve onları anlaşılacak bir biçimde ifade etmek, insan ilişkilerinin en önemli boyutlarından birini oluşturmaktadır. Duyguların farkına varmak ve onları uygun biçimde ifade etmek başarılı ilişkinin temelidir. Karı koca ilişkilerinde duygularını rahatlıkla ifade edebiliyorlarsa, çocuk farkına varmadan bunu öğrenecek ve ilişkilerinde başarılı bir insan olacaktır.
Farklılıkların konuşulması: Karı koca farklı oldukları yönlerin farklı olduğunu kabul edip, gerçekçi bir biçimde bu farklılıklar üzerinde konuşabiliyorlar mı? İnsanların birbirlerinden farklı olması yaşamın kaçınılmaz bir gerçeğidir.
Bu konuda genellikle şu dört tavırdan biri sergilenir:
1- Farklılıkları görmezden gelip, yokmuş gibi davranmak;
2- Kocanın egemenliği altında aile yaşamını düzenleyerek kadının gerçeğini yok saymak;
3- Kadının egemenliği altında yaşamı düzenleyerek erkeğin gerçeğini yok saymak;
4- Farklılıkları algılayıp uygun bir dil ve anlayışla bu farklılıkları konuşarak aile yaşamını her iki insanın gerçeğine uygun kılmak.
Anne ve baba aralarındaki farkı konuşabilen ve çözüm bularak kendi gerçeklerini yaşayabilen bir ilişki kurmuşlarsa, çocuk farkına varmadan bu yetkinliği kazanır. Bu yetkinlik kazanılması zor olan bir yetkinliktir, çünkü karmaşık ve egonun işin içinde olduğu güçlü bağımlılıkları içerir. Ama, çocuk bu yetkinliği ailede görür ve yaşarsa, farkına varmadan kolayca kazanır. Kişiler arasındaki farklılıklar üzerinde rahatça konuşabilme yetkinliği çocuğun ilerde aile yaşamında, iş yaşamında başarılı ve mutlu olmasının temellerinden birini oluşturur.
Verilen sözün tutulması: Karı koca verdikleri sözü tutuyorlar mı? Verdiği sözü tutmak kişinin yaşamında çok önemli bir gelişimin ifadesidir.
Verdiği sözü tutan insan, söz vermeden önce düşünmüştür ve verdiği sözün ne anlama geldiğinin bilincindedir.
Verdiği sözü tutan kendi sözüne, kendi kişiliğine saygılı insandır; kendine olan saygısını kaybetmemek için verdiği sözü tutması gerektiğini bilir.
Verdiği sözü tutan insan söz verdiği kişiye saygılı biridir. O kişinin gözünde değerini kaybetmemek için verdiği sözü tutar.
Anne babanın birbirlerine verdikleri sözü tutmaları çocuğun sağlıklı kişilik geliştirmesine olanak sağlar. Böyle bir ortamda yetişen çocuk insanlara güvenir ve hem kendine hem de karşıdakine saygılı olmayı doğal olarak öğrenir.
Müzik dinlemek ve kitap okumak: Anne ve babanın müzik dinleyip dinlememesi, hangi tür müzik dinlediği, kitap okuyup okumaması, hangi tür kitap okuduğu, bunların hepsi, çocuğun gelişiminde rol oynar.
Bana Sorulan Sorular
Verdiğim seminerlerde bana sorulan sorular genellikle, nasıl bir anababa olayım ki çocuğum sağlıklı büyüsün, türündendir. Bu yazımda belirttiğim gibi, çocuğun yetişmesinde en önemli etken karı koca arasındaki ilişkinin niteliğidir. O nedenle, sorulacak gerçek soru, “Eşimle nasıl bir ilişki kurmalıyım ki ailem sağlıklı bir aile olsun,” sorusudur.
Tanıdığım birçok anne ve baba, çocuklarına gösterdikleri ilgi ve yakınlığı eşlerine göstermeyi pek düşünmüyorlar; eşlerine gösterecekleri ilginin ve sevginin ailenin temeli olduğu söylendiğinde, sanki hayal kırıklığına uğramış gibi, yüzüme bakıyorlar. Yüz ifadeleri, şimdi bu herife/kadına mı ilgi ve sevgi göstermemi istiyorsun, onun sevilecek yanı mı var, diyor.
Gerçekten çocukları, özellikle bebekleri sevmek ne kadar kolay. Bir annenin kendini bebeğine adaması ve tüm yaşamını onun isteklerini yerine getirmeye hasretmesi ne kadar kolay ve ilk başta ne kadar sıcak ve sevimli gözüküyor. Bu tür davranışlar toplum tarafından onaylanan bir tavrı sergiliyor. Kocasını ihmal eden kadın pek dikkati çekmez, ama çocuğunu ihmal eden anne hemen dikkati kendi üzerine çeker.
Bir babanın bütün zamanını ve ilgisini işine vermesi ne kadar kolay ve toplum bunu ne kadar destekleyip teşvik eder. Erkeğin iş sahibi olup, kendini ekmek parası kazanmaya vermesinde doğal ne olabilir?
Anne çocuğuna, erkek işine ilgi göstermesin mi, diyorum şimdi ben? Hayır, öyle demiyorum. Benim demek istediğim şu: Anne çocuğuna gösterdiği ilgi kadar kocasına da ilgi gösterme bilincini devam ettirebilmeli. Bir kadının kocasına çocuğu kadar ilgi gösterebilmesi bayağı duygusal olgunluk, yaşam deneyimi ve bilinçlenme gerektirir. Sıradan kadın, içgüdüsel olarak, çocuğuna ilgi duyar, sever ve onun üzerine odaklanır. Sıradan kadın, erkeğine ilgi ve sevgisini sürdürme işini kolay kolay yapamaz; o yönde kadının bilinçlenmesi ve donanması gerekir.
Erkek için de söylemek istediğim şu: Bir erkek işine ilgi gösterdiği kadar karısına da ilgi gösterme bilincini devam ettirebilmeli. Sıradan erkek kendiliğinden karsına ilgi ve sevgiyi canlı ve sıcak tutamaz; sıradan erkeğin bilinci bunun önemini ve anlamını anlayacak olgunluğa erişmemiştir. Belirli bir duygusal olgunluğa erişen erkek karısıyla ilişkisinin onun yaşamının en önemli ilişkilerinden biri olduğunu bilir.
Kadın ve erkek belirli bir duygusal olgunluğa erişince ilişkileri kendiliğinden sıradanlıktan kurtulur ve kendilerine özgü candan bir ilişkiye dönüşür.
Ne Demek İstiyorum?
Demek istediğim şu: Sağlıklı çocuk yetiştirmenin yolu, sağlıklı karı koca ilişkisinden geçer. Karı koca ilişkisinin sağlıksız olduğu bir aile ortamında sağlıklı çocuk yetiştirmek hemen hemen olanaksızdır.
Çocuğunuzun kendi gelişimine önem veren bir insan olmasını mı istiyorsanız, kendi gelişimine önem veren anababa olunuz.
Çocuğunuzun umut dolu, girişken, neşeli, olayların iyi yönlerini gören biri olmasını mı istiyorsunuz, anababa olarak önce siz de bu özellikleri yaşamınıza taşıyın.
Çocuğunuzun dürüst biri olmasını mı istiyorsunuz, önce siz hem kendinize hem de çevrenizdekilere dürüst olun.
Çocuk yetiştirmek bu kadar zahmete değer mi?
Bu sorunun yanıtını her bir anababa vicdanında vermek durumundadır.
Benim düşüncem şu: yaşam bize verilmiş olan en kutsal hediye. Her şey anlamlı, coşkulu ve güçlü bir yaşam için seferber olmalı.
Zamanla bende şöyle bir kanı oluştu: Anlamlı, coşkulu ve güçlü bir yaşam için niyetin saflığı içinde dürüstçe verilen çaba kutsaldır.