HER BİR İNSAN AYRI BİR DÜNYA, AYRI BİR ÂLEM. İNSANLAR ADEDİNCE DÜNYANIN YER ALDIĞI BİR DÜNYADA YAŞIYORUZ. HAYAT ÇİZGİMİZ BAZEN ZİRVELERDE DOLAŞIRKEN, BAZEN İNİŞE GEÇİYOR. DEĞER ÖLÇÜLERİNİ KAVRAYIŞ VE YAŞAYIŞ TARZIMIZ, HAYAT ÇİZGİMİZİN YÖNÜNÜ BELİRLİYOR BİR ÖLÇÜDE...
Bir insan, mehtaplı bir gecede etrafı seyrederken, izlediği korku filmlerinin etkisi ile “Acaba karşıma birdenbire bir kurt adam çıkar mı?” diye ürperiyor. Bir başka insan, gökyüzünün eşsiz lacivertliğinde dev bir inci gibi yansıyan, dünyaya bağlı semaya asılı Ay’ı büyülenerek seyrederken “Benim Rahim olan Rabbim, Dünyayı bana bir hane yaptı, Ay ve Güneşi o haneme bir lamba, baharı bir deste gül, yazı bir nimet sofrası, bitkileri o hanemin süslü eşyaları yapmıştır” diyor, huzur meltemlerini ruhunda hissederek...
Bir insan, sıkıntılı bir durum ile karşılaştığında ellerini kavuşturup “Yapabileceğim bir şey yok” diyor, mütevekkilâne!..
Bir başka insan, benzer bir sıkıntı karşısında, tevekkülün sebepleri bütün bütün reddetmek olmadığı ve sebeplerin Rabbimizin kudret elinin bir perdesi olduğunun idraki ile davranışlarını şekillendiriyor “Bende şok yok. Alternatiflere bir bakalım,” diyor ve yoğun bir gayret gösteriyor teslimiyetle...
•••
Bir insan, ” İşte ben böyleyim” diyor marifetmişcesine, inatla, tembelce ve gelişmeye götüren hiçbir kapıyı zorlamayarak...
Bir başka insan, “Uygun bir yolu seçeceğim” diyor Rabbinin büyük ihsanı olan hür iradesi ile...
•••
Bir insan “Yapamam “ diyor hüzünle...
Bir başka insan; “Seçerim, tercihimi kullanırım” diyor neşeyle...
•••
Bir insan “Keşke” diye söyleniyor inlercesine...
Bir başka insan “Yapacağım, Hayy ve Kayyum olan Rabbim beni ayakta tuttuğu müddetçe” O’nun izniyle yapacağım” diye haykırıyor gök gürültüsü ile yarış edercesine...
•••
Bir insan bir başka insan oluyor “sağlıklı değer ölçülerine sahip olduğu, değerleri duygularının önüne geçirebildiği, şahsi görme ufkuna berraklık kazandırdığı, derinleşebildiği, enerjisini odaklayabildiği, imanını, sabrını, ümidini, gayretini, neşesini arttırabildiği nisbette...
Düşünceler, kelimeler zamanla davranış, davranışlar alışkanlık oluyor. Alışkanlıklar ise karakteri oluşturuyor.
Bir araya gelen üç insan, bir başka insanın başarabileceği bir işi bile başaramazken, “bir” olmayı başarabilmiş üç başka insan “yüz on bir” gücünde ve kıymetinde olabiliyor tarihin ve hâlin şahitliğinde...
Kelimelerden, köprülerden geçerken, tercihlerimizdeki isabetlilik nisbetinde, hayat çizgimiz de zirvelere kanat çırpıyor böylece...
Adnan Şimşek