Beni Koyup Gitme Ne Olursun...

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
Bir maviye sevdalandım... vazgeçemiyorum...

Öyle bir mavi ki, renkten renge giriyor, bütün tonlarını tüm haşmetiyle önüme seriyor da asla maviliğinden vazgeçmiyor... aynı benim ondan vaz geçemediğim gibi....

Bazen gök mavi oluyor; hayat dolu, sımsıcak... sarıp sarmalıyor beni yeni umutlara, yeni ufuklara... içimi içimde sığdırmıyor, beni denizlere atıyor ve öyle kolay oluyor ki atlamak... atla diyor bana... düşünme ve atla... riske girmezsen yaşamanın ne anlamı var...

Bazen saf mavi oluyor; durgun bir deniz gibi... masum bir çocuk gibi... işte o anlarında saplıyor ya hançerini kalbime. Saflığı, masumiyeti aldatıyor ya beni. Yakıcılığını, kavuruculuğunu unutturuyor. Nasıl da beceriyor alt etmeyi beni.. nasıl da kanıyorum her defasında onun o masumiyetine... sevgilinin masumiyetinin içinde kaybolmak hazzını nasıl da tattırıyor bana...

Bazen gri mavi oluyor; bulutlu.. yaklaşma bana diyor.. uzak dur benden... rengim budur benim... kendim bile katlanamam kendime... işine gelirse kal, kalırsanda bana ilişme.. hatta bana bildirme bile burda olduğunu... ben kendimleyim diyor... itekliyor ...

Bazen lacivert oluyor; lacivertliğinde kayboluyorum... öyle çok hissediyorum ki rengini, kendimle çatışıyorum böyle zamanlar da. Bu lacivertliği nasıl görmem, diğer tonlarına nasıl da aldanırım. Beni benden çok sevdiğini görürüm de utanırım kendimden... kendi sevgimin azlığından...

Maviye sevdalanmak denize sevdalanmak gibi... med cezir gibi... yüreğin sabit olacak, zeminin kaya ve taşlardan oluşacak ki her med cezir de sivri uçların biraz daha törpülensin... sendeki toprakları, çakıl taşlarını yükselen dalgalarıyla içine alıp yutsun da yine de yüreğin onun gidişlerini kaldırsın, kaldırabilsin...

Maviye sevdalanmak, toprağın suya sevdalanması gibi... her daim varlığına muhtaç, her daim yokluğunda aciz....

Bir deli maviye sevdalandım ki.... vazgeçemiyorum...
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
--------------------------------------------------------------------------------

  Gercek aski bulamayanlara ve bir cok kez hayal kirikligina ugrayanlara... mutlaka okuyun!

Her gidisine ayri bir anlam yüklüyorum, yapma tanri askina! Ya hep kal benimle söz etme gidislerden, ya da silinsin ismin de cismin de... Oynama benimle, dengemi bozuyorsun. Aski yasayacak yürek birakmiyorsun insanda, böyle degildin sen...

Bittiyse heyecanin bileyim ben de. "Seni cok seviyorum" diye baslayan ve "Ama..." ile devam eden cümleleri duymaktan biktim. Seviyorsan seviyorsundur, amasi olmaz bu isin. Üstelik bir cümlede "Ama" varsa bir önceki yarginin hic bir hükmü yoktur artik. "Seni cok seviyorum; ama, birlikte olmamiz imkansiz..." Imkansiz diyebiliyorsan eger sevmiyorsun demektir. Bahanelerin arkasina siginma.

Insanlarin hayatina sorgusuz sualsiz girip, darmadagin eden, sonra da hicbir sey söylemeden gitmeye calisanlardan nefret ediyorum. Böyle misin sende? Gercekten gitmek mi istiyorsun? Yürekli ol biraz, haydi konus! Söyle gitmek istedigini! Iki cift sözü hak etmedi mi bu ask?? Yasanilan bunca seye hic mi saygin yok??

Ah ben niye yaniliyorum hep?? Niye tam "Iste bu" dediklerim sömürüyor askimi?? Biraz daha mi kati olmaliyim? Biraz daha mi kapali tutmaliyim kapilarimi? Bazen bu dünyadan olmadigimi düsünüyorum. Bu devrin adami degilim. Oyun ceviremiyorum, hesap yapamiyorum. Bana ait olmayan kisiliklere bürünüp bir plan dahilinde hareket edemiyorum. Insaniz biliyorum, hepimizin zaaflari var, hepimiz egolarimiza boyun egebiliyoruz. Iyi de hep beni mi bulacak bunlar?

Hicbir kaygiya yer vermeden, hicbir hesabi düsünmeden acsaydin bana yüregini iste o zaman görürdün bir askin nasil efsaneye dönüsebilecegini. Sen gözlerini kapiyorsun, bir sen varsin, baska hic kimseye bakmiyorsun. Hersey senin cevrende sekillenmeli, her sey sana göre düzenlenmeli. Beceremiyorum, kusura bakma!

Ask, tam teslimiyet ister. Kendini askin kollarina ya birakirsin ya da birakmazsin. "Bir yanim disarida kalsin" dedigin noktada aski bogarsin. Yok edersin o güzelim duyguyu. Bu yüzden hep cesurlarin isidir ask. Kacislari, yalanlari, aptalca oyunlari kabul etmez. Ask; saf, duru insanlari sever. Kafasinda binbir tilki dönenler aski yasayamaz. Isteselerde yasayamaz. Arinmalisin. En saf, en duru haline dönmelisin ki yasayabilesin aski.

Kisacasi sevgilim.... sana göre degil bu is. Senin yolun acik olsun, birak ask bana kalsin...


 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
Geceleri üşürdüm ama soğuktan değil...
Tutamamaktan sıcağı, tutunamamaktan sıcaklığa...

Geceler sensiz..
Geceler soğuk..
Sabahlara kadar ayaz geceler..

Gülümseyerek bakıyorum geçmişe. Yaşadığımız o güzel günlerin ardından sadece bunu yapabiliyorum. Gülerken ağlıyorum.... Nasıl diye sakın sorma; resimlerimize bakıyorum önce... Yaşadığımız güzel anlar geliyor aklıma gülüyorum. Ama sonra, evet sonra, şimdiki halimize dönüyorum ve gözlerimden yaşlar akıyor... İçimdeki sevgin canlanıyor....

Ne yaptıysam yok edemedim bu sevgiyi... Kurtulamıyorum bir türlü. Gün geceye dönüyor bense resimlerimize bakıp, o anları tekrar yaşıyorum... Acı çekiyor ama kurtulamıyorum işte.. Vazgeçemiyorum Senden Birtanem...

Oysa ne çok demiştim kapılmayacağım, her şeye hazırlıklı olacağım diye. Meğer benimki sadece kendimi kandırmakmış. Ben kendimi sana ilk anda teslim etmişim meğerse. Şimdi ne yapacaksın diye sorma bana sakın, inan bende bilmiyorum çünkü. Yüreğimde sen varken başkasıyla olamam. Başkalarında seni arayıp onları mutsuz edemem.

Ve Senden Son İsteğim...

Unut beni... Yeniden doğ bensiz.. Sakın kaybetme yaşama sevincini... Yaptıklarımın acısını belleğinden silerek büyü. Yaralı kalbini sar yarınlarla, yeni umutlarla, yeni sevinçlerle. ilerde seni bekleyen mutluluğa koş, sana hiçbir zaman vermeyi başaramadığım mutluluğa koş.. Yoktur seni benim kadar seven ve sevecek olan, bir o kadarda sana layık olamayan, seni anlayamayan... Ben yaşarım acını, gözlerini hayal eder, biraz daha içer vururum kendimi kelimelere.. Dudaklarına dokunup seni sevdiğimi söylemeyi özlerim ama yaşarım, yaşarım farkında olmadan... Mutlu ol, eksik olmasın yüzünden gülücükler, acılar bulmasın seni. Mutsuzluğumla, bu hayat üzerinde bundan sonra hiç olamayacak olmamla, sensizliğimle yargılayıp affet beni. Cezamı çekiyorum ben.

Her şeyden vazgeçerken tek vazgeçemediğim sana bir çift sözüm var. Seni Hala Seviyorum, Seni Seviyorum...

Mutlu ol.. Mutlu ol... Benim içinde mutlu ol Sevdiğim...


Onur METE - Yağmurum İNDİR >>>>
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
şehirden bir çocuk sevdin yine
Yine masum hırslarını sevdanın ateşinde yaktın
şehirden bir çocuk sevdin yine
Ah! seni ona taşıyan çocuk ayakların
işte geliyorsun,
haylaz, vefalı ellerin şehrin dalgalarını okşuyor
Ah! seni ona taşıyan gözlerindeki susuzluk
şehirden bir çocuk sevdin yine...

Omuzuna astığın çantanı görüyorum buradan
Havai, komik anhtarlıkların, yarım rujun, yoksul
fihristinde her harften iki-üç isim, uçurumda sahipsiz
birkaç tokan, gözyaşlarında parçalanmış mendillerin...

Yaktın masum hırslarını, geliyorsun
Oysa bir bilsen, seni ona taşıyan şehir
saçını bağladığın iple bile alay ediyor
Ah! bir bilsen herkes tetikte
sense böyle hesapsız, böyle sevinçle...
Ah! bir bilsen
sadece güzelliğin tutuyor acımasızlığın kapılarını
Yaktın masum hırslarını geliyorsun,
şehirden bir çocuk sevdin yine
 

canik

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
15,200
Tepkime puanı
0
Yaş
1020
PRAVOO TEBRİK EDİYORUM GÖNLÜNE SAĞLIK ARKADAŞIM. ;)

İŞTEE PUANN ;)
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
Artık sana ne yazmalıyım bilmiyorum gitgide kelimeler azalıyor..Hayat bitiyor sen yoksun...
Bugüne kadar hep yazdım ama sen hiç bilmedin...Duygularımın altında sen vardın...
Seni anlatan ne kadar harf ne kadar kelime ne kadar cümle varsa yazmışım...Yazılarda avutmuyor artık..Düşündüm de bundan sonra seni çizmeli miyim?
Mesela gülüşünü dudaklarını...Gül dudaklarını!!
En çok onları severdim öpüşünü..Sımsıcaktın..Gülerken dudakların ne güzel hal alırdı..
Gülerek laf anlatmak en çok sana yakışırdı..
"Gülmek sana yakışıyor aşkım" dediğimde kabullenemezdin...
"Sen gülünce gerisi yalan aşkım" diye cevap verirdin...
Sonra saatlerce gülüşürdük...Ben seni izlerdim sende beni...

O sevdiğin gülüşten eser yok şimdi...Gülen gözlerimi yaşlara teslim ettim...Gözlerimden akan her bir damlada sen varsın şimdi..Ağlamakta gülmek kadar yakışırmı bana bilmem?Sen olsan söylerdin...Sen olsan ağlamazdı ki bu gözler...Sen nasılsın şimdi merak ediyorum...
O dudaklar başka yüzemi gülüyor?Yoo ben ağlarken sen gülemezsin ki öyle demiştin...
Ağlama sakın gül yüzlüm hem erkekler ağlamaz bilirsin...

Seni çok özledim biliyor musun?Ama ben hep savaştım hep seni bekledim...Ama hep yenildim...
Yenildim, yenildim ve tekrar yenildim ama hiç bıkmadım uslanmadı bu yürek bıkmadı bu gözler ağlamktan...Hep sana ağladılar...hep sana hep sana............
Ne zaman biter bu özlem ne zaman biter içimdeki hasret....Fırtınalar esiyor bugünde yüreğimde
sensiz her geçen gün biraz daha ölüyorum....

Dön hadi dön seni çok özlüyorummmmmmmmmmm!!!
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
Canım, bir tanem, meleğim, her şeyim.. Gittin de niye gölgeni götürmedin beraberinde. Niye sen giderken gölgeni bıraktın yanımda? Uçağa almadılar mı onu, konsolosluklar vize vermediler mi gölgene? Niye onu bırakıp da gittin oralara?

Peki niye ben sürekli gölgenle yaşıyorum. Çantamın içinden gölgen çıkıyor, bilgisayarımı gölgenle ortak kullanıyoruz, ne zaman mutfağa gitsem gölgeni buzdolabını karıştırırken yakalıyorum. Caddelerde gölgenle beraber dolaşıyoruz. Dolmuşta iki kişilik yer parası veriyorum, biri sevgili gölgen için biri benim için. Sinemada yanımda koltukta hep gölgen oturuyor. Bira bardağının içinde gölgeni görüyorum, geceleri yorgan kavgası yapıyoruz gölgenle. Bazen seni tartışıyoruz gölgenle, beni yakaladığını iddia ediyor ve sonuçta tabii ki de hep gölgen haklı çıkıyor “aynı senin gibi”... Bunu söylememiştin ama, giderken gölgeni buradada bırakacağını ve onun benim hep yanımda olacağını söylememiştin bana... Niye giderken gölgeni benim yanımda bıraktın? Niye...

Biliyor musun “Su” da seninle aynı kokuyu kullanıyor, o da senin gibi kokuyor her zaman. Bu arada Su senin gölgenin adı. Bir isim de verdim ona artık. Önceleri kızmıştım Su’ya. Niye seni de götürmedi diye. Sonra kapı önüne bırakılan çocuk gibi baktı gözlerime. Çok Türk film oldu bu hikaye deyip sarıldım ona. Artık beraber yaşıyoruz, Bazen aileni görmeye gidiyor ama senin gibi değil, haftada birkaç saat gidiyor, sonra geliyor yanıma. O da senin gibi senin gibi biraz deli.. Beraber koşuyoruz yeri geliyor boğuşuyoruz... O da aynı şeylere gülüyor. Bazen dakikalarca susmuyor gülmeye başlayınca. Sonra sarıldı mı sımsıkı sarılıyor, dakikalarca sürüyor senin gibi...

Başkalarına bakamıyorum o varken yanımda. Sen yokmuşsun gibi davranamıyorum.. Benim aklımdan neler geçerse geçsin, Su hep tutuyor beni kolumdan, getiriyor bilgisayarımın başına beni, kendisini yazmam, seni yazmam için....Ve hep Su kazanıyor, anlamsız kavgalarımızı……
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
Masallar Hep Mavidir...

Bir gün sen geçmiş zamandın
Bense yanımda anlamlarım
Gezinirken uzaklarda, akşamlarım
Her şey geçer demiştin
Geçmeyen şeyler var şarkılarımda

Günlerce bekledim üzerimde bıraktığın etki geçsin diye... Olmazdı, olmadı da zaten... Ben aşktan korkardım... Korkulan başa gelirmiş, korktum ve geldi başıma... Seni o ilk gördüğüm anda hissettiğim şeyle başa çıkamadım... Geçsin diye bekledim. Geçmezdi bilirdim, geçmedi de zaten...

Aklımda kalan bir anlık bir bakıştı sadece... Ve ben, bir sonraki bakışın için hayaller kurarken yakaladım kendimi günlerce... Günlerce gözlerimi kapadığımda o bakış geldi gözlerimin önüne... Yok saymak istedim olmadı, yapamadım... Geçmeyen şeyler vardı... Sen vardın... Artık masmavi bir masal vardı...

Bir durak var yüreğimde
Beklerken hep geciktiğim
Sürüklerken beni sana mevsimlerim
Her kaçış kendini yakalar
Kaçamadığım şeyler var şarkılarımda;

Kaçtıkça senden, sana yakalandım. Aşktın sen. Kaçtıkça aşktan, mavisi yüreğime bulaştı... Olmazdı artık, yapamazdım... Olmadı, yapamadım, kaçamadım… Bu masalı yazmalıydım... Mutlu aşklar da yazılmalıydı. Başladım yazmaya...

“Her aşk bir mavi masal, anlatılmayan”

Demiş şarkıda.. Şimdi mavi bir masalı yaşıyorken seninle... Tek bir cümle dökülüyor dudaklarımdan... “İyi ki sen mavisin. İyi ki bu bir masal” Ne olur izin verme, bitmesin bu mavi masal…
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
post129113043446601jn2mv.jpg



Zaman gelir ve sen gidersin
Bazen uzaklara, bilinmezlere
Ağlarım buralarda renksiz...
Ve haykırırım yükseklere sessiz.

Bazen gözyaşım düşer yere
Seni hatırlatır her biri
Sonbaharın sesleri...
Ve düşerim yükseklerden yine sensiz..

Yağmurlar yağar ya,
Kimi zaman yükseklere
İşte o zaman ağlarım,
Sensiz yağanlara...acılara

Zaman gelir, ben giderim uzaklara
Bırakırım seni, sensiz..
Ve kaybolur umutlar, arkasına bakmadan...
Ve ağlar gökyüzü...

Ve bazen ölür insan, arkasına bakarak,
Ağlayarak..
Geri dönüşler yoktur artık
Bir cılız soğuk hissedilir
Kalpten gelen..

Bu senin için..
Bu Unutulanlar için....
Bir de yok olan aşklar için...


indir.gif


Unutulanlar İçin İNDİR >>>>>
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
İnsanlar hep doğru insan nerde ne zaman karşıma çıkacak diye düşünür.. Onu bulunca güneşler açacak, hayat çok güzel olacak, bütün kapılar açılacak sanır.. Halbuki onu bulunca daha büyük zorluklar çıkar insanın karşısına.. Bugüne kadar ben iken şimdi biz olmuşsunuzdur.. En başta ona karşı sorumluluklarınız vardır.. Onun yanında olmak, onu rahat ettirmek dahası onu mutlu etmek gibi.. En önemlisi de o sevgiyi taşıyabilmek... Bugüne kadar yalan yanlış aşklar yaşayan sizin gerçek sevgide eliniz ayağınıza dolaşır.. En başa çıkılmaz duygu sarar tüm benliğinizi.. Ya onu kaybedersem? Ya onu mutlu edemezsem? Ya bir aksilik çıkarsa.. Bunlardan kaybetme korkusu başlı başına bir işkencedir zaten… Onsuz olabilirim diye kendinize bir şeyleri ispatlamaya çalışmalar.. Ondan uzaklaşmak için yaptığınız saçma sapan davranışlar.. Bazen tüm bunlardan kurtulur mutlu olursunuz bazen de tüm bunlara yenilir hayata savrulur gidersiniz..

Ve aklınızda durmadan aynı söz..

“O bensiz daha mutlu..”

Belki kendinizi avutmak için belki de gerçek.. Ama ne olursa olsun bunu düşününce insanın acısı biraz olsun diniyor…

Bu da yazımızın şarkısı…


indir.gif


http://rapidshare.de/files/8754444/CAN_Yarim.zip.html
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
loveSokağın başına geldiğimde, beton yolu ve iki tarafa yapılmış yüksek apartmanları, düşüncelerimde eski haline dönüştürdüm. Özlemleri yaşamak adına, kendimce yaşadığım bir oyundu. Mutluluğun ve üzüntülerin bir arada geçtiği yüreğimin duygularını tekrar hatırlamaktı...

Apartmanın önünde durdum. Burayı, eski üç katlı taş eve dönüştürdüm. Gülümsedim, çocukluğumun en güzel anılarının saklı olduğu, doğduğum evdi yine. Beş basamağı koşar adımlarla çıktım, demir halkayı kapıya vurdum. Sevgili kapım sessizce açıldı...

İçeriğe girdiğimde taş yapının ahşapla bu kadar güzel, uyum içinde olmasına, hayranlıkla baktım. Rahmetli dedeciğim bu evi bir Rum aileden satın almıştı. Geniş aynı zamanda uzun bir koridor, sol tarafında çift kapısı ile büyük salon. Gülümsedim, misafir geldikçe girebildiğimiz bizim için evin en soğuk odası...
Koridorun sağ tarafı ise biz torunların en eğlendiği yer, ahşap merdivenler... Evin içindeki doğal kaydırak. Yukarıdan inerken, kaymalıyım...(...)

Koridorun sonuna geldiğimde, başka bir dünyanın içine girerdim. Üç tane taş basamakla inersiniz ve o zarif ahşap kapıya dokunursunuz. Ailemizin en sevgi dolu, sıcak akşamlarının geçtiği taş salon. Sedirler, yer minderleri,sallanan koltuk, yemek masası,duvardaki aile resimleri karmaşa içindeki renklerin,uyum içindeki düzeni.

Evet, öyle bir uyum içindeki evdeki eşyalar inanamazdım.Sihirli bir el, sihirli bir yürek vardı, evimizde. Tabii ki rahmetli babaannem...

Mucize gibi bir kadın. Bembeyaz saçları, beyaz teni, yüzünden eksiltmediği gülümsemesiyle, ufak tefek meleğim benim,can gülüm... Hiç duymadım nazlandığı, of dediğini. Gülümserken, gözümden dökülen iki damla yaş, her neyse. Hayatıma güzel renkler katan,yüreğime sevgiler eken, eşsiz insandan söz ederim, başka bir düşlerimin özlemlerinde...

Ben taş salonumuza döneyim.Odanın bir köşesinde, mutfağa açılan bir kapı. Günümüzdeki farklı bir mutfak. Hiç unutmadığım, saatlerce nasıl yandığını izlediğim, kocaman iki tane kuzini. Ve leziz yemekler, elde açılmış börekler. Beş dakika içinde mutfağa girip harikalar yaratan, tabi ki can gülüm...

Evin banyosu da bu taş salona açılırdı.İki tane çok özel mermerden kurnası vardı. Yıkanmak güzel bir oyundu, taş banyoda...

Ve bahçe. Oyunlar oynadığımız, dedemin çardağa kurduğu salıncakta sallandığımız, babaannemin kokulu karanfiller diktiği,harika bahçemiz...

Özlemleri düşlerde yaşatmak,bazen en iyi dinlenme geliyor.Geleceğimize, her adım attığımızda bize yardımcı olacak bir öğüdün saklı olduğu, yaşanmış değerlerin olması ne güzel...

Dediğim gibi burası üç katlı bir taş ev.İlk merdivenleri çıktığınıza küçük bir hol var. Bu holde renkli camlarla süslü bir kapı var, terasa açılıyor. Terasın en güzel yanı,sürekli güvercinlerin olması.Genelde sessizce seyrederdik ama çocuktuk nede olsa. Beklerdik, sayıları çok olduğunda, yalnızca hep birlikte gökyüzüne uçuşlarını görmek adına,kapıyı hızlı açardık. Belki de düşlediğimiz bizi de tutup uçurmalarıydı. Yüreğim bunları düşündükçe tatlı bir neşeyle doldu. Ah! Bu evimiz ne güzeldi...

İkinci ve üçüncü katlarda yatak odaları vardı. Herkesin kendi odasının bir öyküsü, her odada yaşadığımız mutlu saatler, hüzünlü dakikalar hep vardı, düşündüğümüzde de olacaktı...

Birden kızımın sesiyle, düşlerimi aklımın, yüreğimin bir köşesine sakladım.Sevgiyle gülümseyerek kızıma döndüm. Elini tuttum. Sokağın sonuna yürümeye başladık.

Unutmadan bir kere daha arkama dönüp, apartmanı taş evimiz yapıp, ikinci kattan birinci kata merdiven tırabzanından kayarak indiğimi düşledim Kızımın eline daha sıkıca tuttum. Yaşamın güzelliğini görmek ne kadar güzeldi. Hayatımızdaki küçük mutluluklar hep vardı, hep var olacak. Önemli olan anlamak, değerini bilmek...
love
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
Bir Meleğin Kanatları Arasından Sıyrıldım Bu Gece

--------------------------------------------------------------------------------

Bir meleğin kanatları arasından sıyrıldım bu gece
Düşlerimden uyandırıldım, göğün yedinci katından azad edildim bu gece… Boşlukta ilerledim korkuyla, yıldızlar tarafından kucaklandım. İncinmişliğimin farkına varamayıp daha çok incineceğim sandım; beni azad eden meleğimin kanatları arasına sığınmaya çalıştım…
Çok geç idi… Anlayamadım…
Güneş’i, Ay’ı ve Yıldızları gördüm. Düşüşlere son verip tutunmak istedim her birine sıkıca. Hiçbirinin kanatları yoktu. Tutunamadım.
Çarptım. Düştüm. Yaralar aldım.

Sonsuzdu boşluk. Hiç bitmeyecek sandım.
Düşledim; kalbimden uzanan ince zincirle meleğimin kanatlarına mühürlendim. Acımasızdı melek; gözpınarlarıysa çoktan kurumuştu. Bir damla bile yaş akmadan yüzünden kopardı zinciri…
Hayallerimle yarattığım melek, göğün yedinci katından düşürdü beni bu gece…
Kanatlarını aşkımla işlediğim melek, düşlerine feda etti beni bu gece…
Meleğim tarafından azad edildiğimden beri bir melek gibi hissetmiyordum kendimi; bir kanat çırpışıyla son veremedim düşüşlere. Gözlerimi söküp bir çift yıldıza yer verdiğimden beri eski meskenlerinde; kör oldum, fark edemedim bir soluk alımı ötemden geçenleri…
Derken bir melek dokundu gözpınarlarımı tıkayan pıhtı kana. Işıyarak gördüm; farklı bir suretim vardı karşımda.
Sıcaktı dokunuşları.
Kadife yumuşaklığındaydı ciğerlerimi saran kokusu.
Işıyordu gözleri.
Tereddüt etmedim; bıraktım bedenimi kanatları arasına…
Bir melek geçti hem düşümden hem hayatımdan bu gece. Bir melek kondu yüreğime…
Bir meleğin kanatları arasında ölüme bile razı oldum bu gece…
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
Evet yine sensiz bir gece
Ve yine beynimde binbir bilmece
Berbat bir gecenin ardından bana kalanlar
Yine dibe vurmusluğum ve yine sensizliğe lanetimm dilimde

Sen gittiğinden beri kaç gün geçti saymadım
Bildiğim tek sey artık
Sokaklardan uzaklaştığım
O deli dolu beni bulamadığım

Beraber yürüdüğümüz yollardan geçtim bu gece
Ve her adıma bir damla gözyaşım aktı
Kalbimin derinliklerinden küçük bir kan damlası
Her damlada biraz daha bitirmek gerekirken seni
Niye çoğalıyorsun bilemediğim derinlerde

Sensizliğe alışmaya çalışan ben
Sensiz sessizliğinle gömülüyorum derinlere
Bir kez daha anladım bu gece
Gidişinin bitişim olduğunu

Bir Kez Daha Anladım Nefesim Olduğunu
Ve Sensiz Nefessiz Olduğumu

Bin bir zahmetle beni dışarı çıkaranlar
Şimdi halimi görünce bin pişmanlar
Yüreğimde saklamaya çalışsamda akan damlayı
Yağmur yağmadı gizleyemedim gözyaşımı
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
sağollaısn yalovalı beğendiğie sevindim
 

3va

Yeni Üye
Katılım
3 Ocak 2006
Mesajlar
12,779
Tepkime puanı
0
Yaş
41
Sanırım bütün sorunum özlemekle ilgili. Keşke "yaşlanmaya başladım, o yüzden geçmişi özlüyorum" diyebilseydim. Zerre kadar özlemiyorum geçmişi. Geçmişe dair ne varsa silindi hafızamdan. Ben geleceği özlüyorum. Belki de hiç yaşayamayacağım geleceğime dair özlemlerim. Asıl sorunda burdan başlıyor zaten. Geleceğin olmayacağını biliyorum. Olmayanı, olma ihtimali bulunmayanı özlüyorum. İşte bu özlem koyuyor insana...


iyi ki varsın kalbimsende...
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
Özlediğin Gidip Göremediğindir


Özlediğin, gidip göremediğindir;
ama, gidip görmek istediğin

Özlem, gidip görememendir; ama
gidip görmek istemen

Özlediğin, gidip görmek istediğin-
ama gidip göremediğin

Özlem, gidip görmek istemen-
ama, gidememen, görememen;
gene de, istemen
 

3va

Yeni Üye
Katılım
3 Ocak 2006
Mesajlar
12,779
Tepkime puanı
0
Yaş
41
Özlem, gidip görmek istemen
ama, gidememen, görememen;
gene de, istemen..

gidemiyorum göremiyorum
bi kez olsun yüreğine dokunamıyorum
diil elini tutmak gözlerine bile bakamıyorum
ben burdayım diyemiyorum
ama gene de istiyorum ya gene de istiyorum :(

sağolasın...
 
Üst