Canımdan çektiğin adını benim için saklar mısın?

Aragorn

Multi Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,641
Tepkime puanı
0
Yaş
38
sende sağol duygu

amın anası babasız bırakmasın kimseyi
 

3va

Multi Aktif Üye
Katılım
3 Ocak 2006
Mesajlar
12,737
Tepkime puanı
0
Yaş
41
Bak işte yine geldin.
Hani bir daha dönmeyecektin, hani bir daha beni görmek istemiyordun.
Ben sana dedim ama ; en son gelen yine sen olacaksın diye.
Bak bunda da haklı çıktım her zaman ki gibi değil mi?
Hep derdin ya senin ukalalığın bile bazen hoşuma gidiyor diye.
Yine çok bilmişliğim tuttu galiba olsun sen seversin ya.
Neyse ...
Geçmişi bırakalım hoş geldin can buyur geç karşıma otur.
Sen konuş ben dinlerim.
Sana söz hiç ağzımı açmam.
Ne dersen de inan ağzımı açmayacağım.
Sadece seni seyretmek istiyorum, sadece gözlerine bakmak istiyorum.
Kusura bakma ellerini tutamam, saçlarını okşayamam, sana seni ne kadar çok sevdiğimi de söyleyemem.
Ama olsun sen konuş seni dinliyorum.

Ne o ağlıyorsun sen. Biz beraber ağlardık hani, hep öyle olmadı mı?
Şimdi neden tek başına ağlıyorsun. Sil lütfen göz yaşlarını, biliyorsun ben ağlayamam.
Ben sana hep can derdim sen bana bir tanem.
Hadi ben sana can diyemesem de sen yine de bir tanem de.

Bak annem, babam, kardeşlerim, tanıdığım, bildiğim beni seven kim varsa hepsi burda.
Beni uğurlamaya gelmişler....
Sen de gelmişsin.

CAN ; az sonra gideceğim ve bir daha görüşemeyeceğiz.
Senin kadar kimseyi sevmedim, sevemedim.
Biliyormusun hayatta iken sana söylemeye çekindiğim o cümleyi
şimdi beyazlar içinden söylüyorum
SENİ SEVİYORUM.

Ve ilk defa ölümü sevmedim.
Ben öldüğüm için değil bende ki CAN'ı öldürdüğü için sevmedim.
 

SiMaRiK_PeRi

Yeni Üye
Katılım
25 Tem 2006
Mesajlar
21
Tepkime puanı
0
Yaş
1020
Vêr£İêßt eline yüreğine sağlık inan süperrrr zevkle okudum.
 

AYŞE21

Aktif Üye
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
893
Tepkime puanı
0
Yaş
39
canım benimya  çok zor bir  durum 
allah  sabır  versin..
 

derin***

Multi Aktif Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,170
Tepkime puanı
0
Yaş
36
verliebt bu çok güzel bi yazı yaaa çok sağol canımsınnn
 

3va

Multi Aktif Üye
Katılım
3 Ocak 2006
Mesajlar
12,737
Tepkime puanı
0
Yaş
41
teşekkür ederim sizler de saolun  :melek: 
 

gamzecansu

Multi Aktif Üye
Katılım
22 May 2006
Mesajlar
6,275
Tepkime puanı
0
Yaş
34
Allah kimsenin başına böyle atlatılması zor olaylar wermesin...
Ama biliriz ki ölümün önüne kimse geçemez....saol
 

3va

Multi Aktif Üye
Katılım
3 Ocak 2006
Mesajlar
12,737
Tepkime puanı
0
Yaş
41
   SiMaRiK_PeRi izninle konu başlığının şiirini de eklemek istiyorum :$   



       "Gözümden öpme,
       Ayrılıktır" derdin.

       Öpmedim
       Ayrımadık mı?


       Uğursuz diye firuze yüzüğünü denize attın;
       Mavi taş deniz kızında kolye,
       Sen beni sattın.

       Yeni ay görünce yüzüne bakardım;
       Göz bebeklerimde sen vardın.

       Leyleği havada görmek için seninle
       Yeryüzünü unuturdum.
       Hasret kurşunu ile dün
       Dört karga vurdum...

       Güvey duvağı görmezmiş düğünden evvel,
       Şimdi ellerin bile bana el.

       Evliya bahçesinde nar ağacı;
       Dalına gönlümden çile bağladı,
       Eski nemli dualarıma ağladım.

       Helva dağıttım öksüzlere kandillerde.
       Sen ordasın ben yaban illerde.

      "Gözümden öpme, ayrılıktır" derdin.
       Öpmedim.
       Ayrılmadık mı?


 

aroses

Aktif Üye
Katılım
19 May 2006
Mesajlar
1,250
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Konu kilitlidir.Şiirlerin arasına yazılar ve yorumlar sıkışmasın diye ;) beğenirsiniz inşallah :)




BASIT YASAMAK
Basit yasayacaksin...
Meselâ; susayinca su içecek kadar basit.
Dört çikacak, ikiyi ikiyle çarptiginda.
Tek dügmesi olacak elindeki cihazin;
tek bir dügme, tek bir cümle gibi;
sevince lafi dolandirmadan söyledigin
“seni seviyorum” gibi.
Basit bir öpücük yetecek sana;
basit sicak bir öpücük.
Ve o öpücükle dolacak tüm günlerin, tüm düslerin.
O öpücük için yapacaksin hayatinin kavgasini,
o öpücük için yiyeceksin hayatinin dayagini.
Kabak çekirdegi verecek sana
rakamlarin veremedigi mutlulugu.
El yazisiyla yazilmis egri bügrü bir mektup olacak
en degerli kâgidin;
hep yaninda tasidigin, atmaya kiyamadigin.
Iki harekette giyiniverecek,
iki harekette soyunuvereceksin.
Kisacik olacak uyanman
ve yola çikman arasinda geçen süre;
kisacik olacak, sicacik kollara dolanman
ve yolculuklara çikman arasinda geçen süre.
Kendin bile anlayabileceksin yazdiklarini;
bakislarin bile anlatabilecek kendini.
Beklentilerin de basit olacak.
Kaf Dagi’nin önünde bekleyecek mutluluklar.
Bir islikta bulabileceksin en uzun dostluk romanini;
ya da bir damla gözyasi yasatacak sana
en ucuz ask romanini.
Pankreasinin sagligina dua edeceksin kapatirken gözlerini.
Zafer isareti yapacaksin tuvaletten çikarken.
Bir kasarli tost olacak aradigin
nasil oturacagini bilemedigin sofrada;
parmaklarin olacak en kiymetli çatalin.
Yine, ayni parmaklar çözecek en karmasik denklemleri.
Iskender’in kilici duracak avukat rehberinin yaninda.
Bir filarmoni orkestrasi veremeyecek sana
kontrplak bir gitarda, dogru basilmis bir
“fa diyez”in mutlulugunu.
Makyajin ilk “a” sina kadar bilmen yetecek.
Temizlik kokacak en pahali parfümün.
“Bilmiyorum” diyebileceksin bilmediginde
ve çok normal olacak onu da bilmeyisin.
Tek dereden su getirmen yetecek,
bir “istemiyorum” diyebilmeye.
Ne durdugu farketmeyecek abanin altinda.
Saatin, sadece saati gösterecek;
Telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksin.
Küçük bir not defteri olacak bilgini en hizli sayan.
Basit yasayacaksin, basit.
Sanki yasamin bir gün sona erecekmis gibi basit...
__________________________
BoLu & Ben
ÇiçekLeri açilmis da olsa içimin bolu'sunda ;
Disim bolu'da degil!..Ve içimin bolu'sunda ki bütün sahiLLer ben kokuyorum ya bu yüzden..
Ve günes boLu'nun ufuklarini Nilüfer'lerin rengine boyayip da çekiliyorya uykuya ;
Bütün SevdaLari Nilüfer rengi rüyaLara birakarak!..
Ve yani boLu karanLiga batiyor ya ; çikmak için içimde!..
Yani bütün damar larimda Mayis gibi doLasiyor ya boLu ; hani ates gibi, günes gibi!..
Baksana boLu'nun dudakLarina... Önce kendi isirmakta biraz mahcup,biraz pembe ve kikirtiLer içinde!..
Baksana, Nilüfer'ler açilmis da olsa içimin boLu'sunda ; disim boLuda degiL!..
Ve, beLine Mayis bagLamis bir Nilüfer demeti gibi sarilmissam içimin boLu'suna,
BiLerek Disimin BoLusunda oLmadigini...
Ben,DegiL BoLuda, Sanki Kendimde BiLe DegiLim!..
BiLINMEYEN
Yalnizligim Korkuyor Dusüncelerim'den,
KaranLigi KaranLigimda haps olmus kabus.
UykuLar Yorgun Gözlerimde Suskun
öLesiye Saskin, öLesiye asik...
________________________________________________________
NEFRET
Eskidendi Günlerim aydinlik..! Simdi parasiz.!
Gün Gelir Bakacak Bir ayna Buldugumda. Göstersin bana bir yüz gibi duygularimi...
isterse kirilsin kalbimin derinliginde mezar olsun ask.
bir dua okuyan elbet bulunur...
sular kadar Çilgin oLsun susmasin çaglayanlar gibi çossun ayrilik.
Son Gülen iyi güler bunuda bilsin...
Harkirislarim konussun gök gibi Gürlesin.
Yildirimlar... yagmurla karisik firtinalar... delsin, Gökyüzünü.
Dua'ci yüregim yanlizliga alissin, nefret gözlerimde yas olsun, Düssün topraga...
Son kez kursun yarasi askim,
benim askim.
Gönül yarami daglasin kör bir bicak tutan ele kurban olsun... ask.!
Toprak kadar dua kadar yakin olsun kiyamet ! Daglar Taslar üstümde öpüssün.
asli kadar leyla Kadar yürek olsa ölüm mukafat benden yana sana
Sevmesende bekler UmutLa yürek bu nefret...
_______________________________
Siir benim beni oku
Dinle, Gör gözlerimdeki yoku
Acimadan Sapla oku, Bak çigligi Duyulurmu?..
_________________________________________________
Geceler, Korku Kokuyor...
Yirtiniyor öfkeLer, Sözcükler Çikmak için .UzakLardan Duy Beni Sevmesende bil Yeter.
Yoklugundan uyuyor Bu yastik Yorgan Bensiz...
 

aroses

Aktif Üye
Katılım
19 May 2006
Mesajlar
1,250
Tepkime puanı
0
Yaş
36
BELALIM

Uçurum uçurum gözlerine baktığım sensin
Prangalarca boynuma taktığım sensin
Dağ gölleri gibi gibi hasret çektiğim
Her gece uyku diye yattığım sensin

Gün değmemiş ormanlarda yittiğim sensin
Ömrüme ömür diye kattığım sensin
Deli deli boranlarda aç denizlerde
Teninin tuzunu canım tattığım sensin

Damga damga göğsüme vurduğum sensin
Öfke dolu şehirlerde bulduğum sensin
Yer nerede gök nerede ben neredeyim
Diye diye sınırlara geldiğim sensin

Yanarım yanarım tutuşur yanarım
Kavurur ateşim senide benide...
           
 

aroses

Aktif Üye
Katılım
19 May 2006
Mesajlar
1,250
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Ben Seni Sevdim

Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran sonra dinlendiren
Bana her zaman dost her zaman sevgili

Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kah çocukça ela kah inadına siyah
Aydınlıklar esenlikler mutluluklar
Hiç birisi gözlerin kadar anlamlı değil

Ben senin en çok gözlerini sevdim
Sevindiren içimde umut çiçekleri açtıran
Unutturur bana birden acıları güçlükleri
Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman

Ben senin en çok bana yansımanı sevdim
Bende yeniden var olmanı benimle bütünleşmeni
Mertliğini yalnızlığını doğruluğunu sevdim
Ben seni sevdim ben seni sevdim ben seni...
 

aroses

Aktif Üye
Katılım
19 May 2006
Mesajlar
1,250
Tepkime puanı
0
Yaş
36
CANIM İSTANBUL
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey, hava, renk, edâ, iklim;
O benim, zaman, mekân aşıp gelmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbul’ludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale;
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...
Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih’ten kalma kırat;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...
O manayı bul da bul!
İlle İstanbul’da bul!
İstanbul,
İstanbul...
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca’da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan masun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tambur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir “Kâtibim”i...
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
Eyüp öksüz, Kadıköy süslü Moda kurumlu,
Adada rüzgâr, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hâlâ çığlıklar gelir Topkapı Sarayı’ndan.
Ana gibi yâr olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...
Gecesi sümbül kokan
Türkçesi bülbül kokan
İstanbul,
İstanbul...                                           

    Necip Fâzıl KISAKÜREK
 

aroses

Aktif Üye
Katılım
19 May 2006
Mesajlar
1,250
Tepkime puanı
0
Yaş
36
KORKTUM

Adını yıldızlara yazmaktan korktum,
Gün gelir kayarlar diye.
Sevgimi kumlara yazmaktan korktum,
Dalgalara karışıp giderler diye.
En önemlisi seni sevmekten korktum,
Benim seni sevdiğim kadar,
Sen beni sevmezsin diye...!
Ama artık korkmuyorum,
Çünkü beni sevdiğini biliyorum...!


MASAL

Çocuk gönlüm kaygılardan azâde,
Yüzlerde nur, ekinlerde bereket.
At üstünde mor kâkküllü Şehzâde;
Unutmaya başladığım memleket...!

Şakağımda annemin sıcak dizi,
Kulağımda falcı kadının sözü,
Göl başında padişahın üç kızı,
Alaylarla Kafdağına hareket.

                                                                       Orhan Veli KANIK   
                                                                      (Bütün Şiirleri, 1951)

_____________________________________________________________________________________ 

GEÇMİŞ YAZ

Ru’yâ gibi bir yazdı. Yarattın hevesinle.
Her ânını, her rengini, her şi’irini hazdan.
Halâ, doludur bahçeler en tatlı sesinle!
Bir gün, bir uzak hâtıra özlersen o yazdan,

Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin;
Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde:
Meh-tâb... iri güller... ve senin en güzel aksin...
Velhâsıl, o ru’yâ duruyor yerli yerinde!

                                                       Yahya Kemal BEYATLI
                                                         (Kendi Gök Kubbemiz 1961)

BAHÇE

Bir acem bahçesi, bir seccâde,
Dolduran havzı ateşten bâde...
Ne kadar gamlı bu akşam vakti...
Bakışın benzemiyor mu’tâde.

Gök yeşil, yer sarı, mercan dallar,
Dalmış üstündeki kuşlar yâda;
Bize bir zevk-i tahattur kaldı
Bu sönen, gölgelenen dünyâda.

                                                         Ahmet HÂŞİM
                                                              (Bütün Şiirleri, Haz: İnci ENGİNÜN, 1987)


EYLÜL SONU

Günler kısaldı, Kanlıca’nın ihtiyarları
Bir bir hatırlamakta geçen sonbaharları...
Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa...
Yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa...
İçtik bu nâdir içkiyi, yıllarca, konmadık.
Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor, yazık!
Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor:
Lâkin, vatandan ayrılışın ıstırâbı zor.
Hiç dönmemek, ölüm gecesinden, bu sâhile
Bitmez bir özleyiştir, ölümden beter bile.

                                                            Yahya Kemal BEYATLI
                                                              (Kendi Gök Kubbemiz, 1961)


ŞARKI

Dün kahkahalar yükseliyorken evinizden,
Bendim geçen, ey sevgili, sandalla denizden!
Gönlümle, uzaklarda bütün bir gece sizden;
Bendim geçen, ey sevgili, sandalla denizden!

Dün bezminizin bir ezelî neş’esi vardı;
Saz sesleri tâ fecre kadar körfezi sardı;
Vaktâ ki sular şarkılar inlerken ağardı,
Bendim geçen, ey sevgili, sandalla denizden!

                                                               Yahya Kemal BEYATLI
                                                                (Eski Şiirin Rüzgârıyla, 1962)

MERDİVEN

Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...

Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havâları seyret ki alşam olmakta...

Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller,
Durur alev gibi dallarda bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

Bu bir lisân-ı hafidir ki rûya dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...

                                                           Ahmet HAŞİM
                                                        (Bütün Şiirleri, Haz İnci ENGİNÜN, 1987)


HASRET

Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,
Belini sarmayalı, gözünün içinde durmayalı,
Aklının aydınlığında sorular sormayalı,
Dokunmayalı sıcaklığına karnının.
Yüz yıldır bekler beni
Bir şehirde bir kadın.
Aynı daldaydık aynı daldaydık,
Aynı daldan düşüp ayrıldık.
Aramızda yüz yıllık zaman,
Yol yüz yıllık. Yüz yıldır alacakaranlıkta
Koşuyorum ardından.

                                                            Nazım HİKMET


TREN SESİ
Garibim;
Ne bir güzel var avutacak gönlümü
Bu şehirde,
Ne de bir tanıdık çehre;
Bir tren sesi duymaya göreyim,
İki gözüm,
İki çeşme.
                                                             Orhan Veli KANIK
DEĞİL

Bilmem ki nasıl anlatsam;
Nasıl, nasıl, size derdimi!
Bir dert ki yürekler acısı,
Bir dert ki düşman başına.
Gönül yarası desem...
Değil!
Ekmek parası desem...
Değil!
Bir dert ki...
Dayanılır şey değil.

                                                                  Orhan Veli KANIK


İSTANBUL

İstanbul bekle beni
Senin benden aldığın gibi
Bende alacağım sevdiğimi
İster sakla, ister gizle
Sokak, sokak
Cadde, cadde
Gezip bulacağım sevdiğimi
Sevdiğimi bulamazsam eğer
Denizlerin kadar sakinliğimi
Dağlar kadar sessizliğimi
Suların kadar soğukluğunu
Bozup
Seller kadar hırçın
Çığlar kadar korkunç olur
Bir alev topu gibi
Seni yakarım!...
Senin beni yaktığın gibi.







İSYAN ETTİM

Yine bir ilkbahar sabahıydı
Sevinçle uyandım yine
Seni umdum karşımda
Ama sen yoktun
İsyan ettim
Kaderime
İsyan ettim
Seni benden alan sabaha
Küstüm sonra sabahlara
Vurdum kendimi gecelere
Artık dost oldum gecelerle
Düşman oldum sabahlarla
Taki bir sabah
Bütün kalbinle
Çıkıp gelene kadar.


SENİN YANINDA

Senin yanındayken avuçlarımda,
Suda sabun gibi eriyor zaman...
Ve sanki yağ gibi kayıp gidiyor,
Bir balık ellerimin arasından.

Al, yeşil sedefler akıyor ağdan,
Bana ram olur suların sırrı,
Sade bir şeyler var parmaklarımda:
Pul pul, pırıl pırıl ve senden ayrı.

                                                   Zeki Ömer DEFNE

Sen varsın gözlerimde,
Bakamıyorum kimseye,
Sen varsın o nasırlı ellerimde.
Tutamıyorum hiçbir eli,
Sevemiyorum senden başkasını.

Senin aşkın ateştir. Ateşin gül bahçesi.
En güzel deniz; henüz girilmemiş,
En güzel çocuk; henüz büyümemiş,
En güzel günlerimiz; henüz yaşamadıklarımız
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz;
Henüz söylemediğim!...



Saatin balyozlaşan tiktakları
Gösterirken on ikiyi
Sen gelirsin aklıma
Her gece başlangıcında
Ay kadar parlak gözlerin
Güneş gibi sarı saçlarınla
Geçersin karşıma
Bense sanki bir rüyanın
İçinde kaybolurum
Senden uzaklaştıkça
Sabahın yaklaştığını
Kuşların sesini duyuyorum
Gözlerimi açmak istemiyorum
Çünkü açarsam sen gideceksin
Ve tekrar geceyi bekliyeceğim
Aynı seni beklediğim gibi.

ÇİÇEK

İşte dallarda açılan çiçek,
Kocaman bakışı barışın.
Özdemir’e, Yalçın’a Durmuş’a, Çetin’e kocaman,
Arpalarla, mısırlarla, buğdaylarla dolu,
Kocaman, dolu,
Toprağı iletecek.

İşte dallarda açılan çiçek,
Yaprakları gecelerden kurutulmuş,
Emmiş öz suyunu ışığın, özgürlüğün,
Bir ulusa değil, bir yurda değil,
Bütün yeryüzüne
Yeni günleri iletecek.

İşte dallarda açılan çiçek,
Maviden, sarıdan, kırmızıdan.
Burda güneyde doğuda
Nice olursam olayım,
Nerde olursam olayım,
Beni sana iletecek.

                                                Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
 

aroses

Aktif Üye
Katılım
19 May 2006
Mesajlar
1,250
Tepkime puanı
0
Yaş
36
BEKLEYEN

Sen, kaçan bir ürkek ceylânsın dağda,
Ben, peşine düşmüş bir canavarım!
İstersen dünyayı çağır imdada;
Sen varsın dünyada, bir de ben varım!

Seni korkutacak geçtiğin yollar,
Arkandan gelecek hep ayak sesim.
Sarıp vücudunu belirsiz kollar,
Enseni yakacak ateş nefesim.

Kimsesiz odanda kış geceleri,
İçin ürperdiği demler beni an!
De ki: Odur sarsan, pencereleri,
De ki: Rüzgâr değil odur haykıran!

Göğsümden havaya kattığım zehir,
Solduracak bir gül gibi ömrünü,
Kaçıp dolaşsan da sen, şehir şehir,
Bana kalacaksın yine son günü,

Ölürsün... Kapanır yollar geriye;
Ben mezarla sırdaş olur, beklerim.
Varılmaz hayale işaret diye,
Toprağında bir taş olur; beklerim...

                                                                        Necip Fazıl KISAKÜREK 
 

aroses

Aktif Üye
Katılım
19 May 2006
Mesajlar
1,250
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Senden Kalan

Lapa lapa kar yağdığında bizim mahalleye,
Hıçkıra hıçkıra ağlarım sesim gelir sana,
Üşürüm, titrerim ya daha da aşık olursun bana,
Ya da daha çok unutursun beni, atarsın içinden.

İlk sevdiğin değildim ama kalbini bana verdin,
Bırak hep benim yanımda kalsın.
Hani bizim sokaktan gelişin varya bana,
O serinti kaplar içimi. Sendin serintideki.

Ya kadere karşı bana gelirdin ya da
Kendine isyan ederdin ya da eski anılarına,
Bana gelişin, beni sevişin, bana bakışın,
Yine delice, yine sevgi dolu, aşkımsın...!

İçinde bir coşkuyla gelirdin bana,
Bir daha ayrılmayacakmış gibi
Ama sonra giderdin bana geldiğin yere.
Yine bana gelmek üzere seni seviyorum...!

Diyerek...!
 

aroses

Aktif Üye
Katılım
19 May 2006
Mesajlar
1,250
Tepkime puanı
0
Yaş
36
SEVDAN BIR ÖZLEM
Sen öyle girmissin ki yüregime
Her nefes alisimda ,
Her gülüsümde ,
Her animda sen varsin sevdigim

Yillar geçse de ömrümden
Sevdan tükenmez yüregimden
Özlüyorum her dakika ve her saniye
Belki dönmeyeceksin ama ..bekliyorum
Umutlarimi yitirmedim sevdigim

Bir gün sende döneceksin biliyorum
Sende seveceksin
Ellerimi uzatiyorum sana
Hayatin her noktasinda
Mutlu edecegim seni göreceksin..

Yüregimin kapisini açiyorum
Al ne kadar mutluluk istersen
Ne kadar heyecan istersen al
Hüzünlerimi bana birak ben ollarla yasarim.
Senin gözlerindeki o isik parlasin yeter..

Sevdan bir özlem oldu içimde
Alevlendikçe yandim..
Yanginimsin yüregimde
Sonsuza dek..

 

aroses

Aktif Üye
Katılım
19 May 2006
Mesajlar
1,250
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Bu Dağ Ne Rüzgarlar Gördü 



Nisan yağmurlarıyla ıslandım sokaklarda
Ağladım ikimize, senden çok uzaklarda
Evim barkımdın benim, en son şarkımdın benim
Gözlerinden içtiğim mavi rakımdın benim

Bu dağ ne rüzgarlar gördü
Ne çığlar, ne karlar gördü
Beni hiç tanımamışsın
Kaç yağmurda ıslanmışım
Ne alevlerde yanmışım
Beni hiç tanımamışsın
Hadi git, bir ihanet borcum olsun
Hadi git, anılar sende kalsın
Hadi git, senin canın sağolsun
Hadi git, sen de git...

Düşümde yarattığım hayale sen demiştin
Oysa ben seni değil, o hayali sevmişim
Evim barkımdın benim, aşkta korkumdun benim
Gözlerinden içtiğim yeşil (siyah) rakımdın benim

Hadi git, bir ihanet borcum olsun
Hadi git, bu şarkım senin olsun
Hadi git, senin canın sağolsun
Hadi git-me... n'olursun!
 
Fatih Kısaparmak



 

aroses

Aktif Üye
Katılım
19 May 2006
Mesajlar
1,250
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Sen De Yap Beni




Hadi git son defa bakip yüzüme
Hasret zincirine sen de vur beni
Gelme dönüp unut günün birinde
Bir hiç işte diye sen de an beni

Kesip de merhaba sil hayatindan
Kirk yillik yabancin sen de gör beni
Sars derinden salla çildirt hirsimdan
Durulmaz virane sen de et beni

Kahredip derdinle yiprat eksilt de
Düşük degerlere sen de kat beni
Ne gündüz ne gece gidip düşünme
Görülmez düşlerin sen de say beni

Git hadi git sen de gidenler gibi
Arayip da sorma sen de halimi
Gidip de yik arat mumla mazimi
Yaşayan bir ölü sen de yap beni



Sedat Hünkar Kravzer
 
Üst