ŞifaLı Bitkiler...

derin***

Yeni Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,193
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Karanfil

Karanfil tomurcuklarinin ve karanfilyaginin sagliga yararli etkileri söyle özetlenebilir:

Karanfil tomurcuklari gaz söktürücüdür. Mide bulantisini bastirir. Kusmalari önler.

Nefesin kötü kokusunu yok eder. Bunun için tomurcuklar agizda çignenip sert bakiye atilir


Karanfil tomurcugu agri kesici ve hafif uyusturucudur. Bir adet karanfil tohumu ya da pamuga damlatilan karanfilyagi agriyan dise bastirilir.

Ayrica karanfilyagi agrili eklemlere distan ovusturularak uygulanir
 

derin***

Yeni Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,193
Tepkime puanı
0
Yaş
36
SARMISAK
sarmisak.JPG.gif

Hindistan olan mutfagimizdan eksik etmedigimiz sarmisagin tarihi insanlik kadar eskidir .Tarihin ilk çaglarinda Sümerler’in sarimsagi bildikleri ve ilaç olarak kullandiklari elde edilen arkeolojik kayitlardan anlasiliyor. Eski Misirlilar’in da sarimsagi yediklerini ve ilaç olarak kullandiklarini biliyoruz. Tarihi kayitlardan Gizek Piramidi’ni yaptiran firavun Keops’un (IV. Hanedan) insaat sirasinda isçilere bol miktarda sarimsak yedirdigini ögreniyoruz.

  Sarimsagi Israil ogullari Misir’dan Filistin’e getirdiler. Oradan Anadolu ve Iyonya’ya yayildi. Bu kiymetli nebat ancak Hacli seferleri sirasinda ilk defa Fransa’ya getirildi. Ve Avrupa bu suretle sarimsagi ögrenebildi.

  Sarmisak bugün dünyanin her tarafinda yetistirilmektedir.

    Boyu 70 cm bulur. Temmuz ve agustos aylarinda çiçek açar.

  Sarmisak A,B1 B2,PP ve C vitaminleri ihtiva etmektedir. Bilesiminde ALLICIN ve DIALLYLDISULFID adli iki aktif bulunmaktadir.

  Sarimsaktaki kötü koku  ihtiva ettigi kükürtten ileri gelmektedir. Bu kokuyu gidermek için sarmisak yedikten sonra bir avuç maydanoz  veya bir kahve tanesi çignenir.

  Sarimsagin ihtiva ettigi yag (Oleum allicine ) 1944 senesinde J. Cavallito ve J. Bailey adli iki bilim adami tarafindan kesfedilmistir. Bu iki bilim adami elde ettikleri yaga Allicin (06 H 10 OS 2 ) adini verdiler. Bu yag öyle kiymetli bir devadir ki ,1 miligrami  15 OE penisilinin aktivitesine esittir.

  Hepimizin aklina geliyor. Maalesef mikroplarla iç içe yasiyoruz. Yiyecekler kontrolsuz. Gecekondu mahallelerinde kanalizasyonlar yollara akiyor. Buna ragmen salgin hastaliklar meydana gelmiyor. Bunun sebebi sarmisaktir. Bizleri salgin hastaliklardan sarmisak koruyor. Yalnizca mikrobik hastaliklardan mi koruyor?  Hayir. Avrupa’da ölüm sebebi olarak 1. ve  2 . sirada olan kanser ve damar hastaliklarina karsi da koruyor.

    Bugün dünyada en fazla sarmisak yenen ülkeler ararinda Bulgaristan ilk sirada aliyor. Bulgaristan’da  kanser ve damar sertliginden ölenleri sayisi Avrupa’ya nazaran 6-7 misli düsük. Tek sebep var. Sarmisak.

  Isveçli çocuklar okula giderken sarmisak yiyor. Zira sarimsagin çocuklari çocuk felcine karsi da korudugu anlasildi.

      FAYDALARI:

1)Ölümlere sebep olan atardamar kireçlenmesine iyi gelir

2)Yara ve çibanlari iyilestirir.

3)Kramplari yok eder.

4)Akcigeri,karacigeri,Safra kesesini ve kalbi kuvvetlendirir.

5)Bagirsak kurtlarini, diger parazitleri öldürür.

6)Mide ve bagirsaklari dezenfekte eder. Zararli bakterileri yok eder.

7) Istahi açar.

8)Nezleyi yok eder, nefes borusu  rahatsizliklarina,bronsite çok iyi gelir. Veremliler bilhassa sarimsak yemeleri tavsiye edilir.

9)tansiyonu düsürür.

10)Atesi düsürür.

11)Bagirsak gazlarini ortadan kaldirir.

12)Grip mikrobunu öldürerek vücudu bu hastaliga karsi korur.

13)Idrar yollarinda tas olusumunu engeller.

14)Kalp adalelerini güçlendirir.

15)Kalbi besleyen kroner damarlari genisletir.

16)Cinsel gücü arttirir.

17)Idrar söktürür.

18)Vücudu sivrisinek ve haserelerden korur.

19)Safra salgisinin salinimini arttirir.

20)Kabizligi önler.

21)saç dökülmesini yavaslatir.

22)Sesi güzellestirir.
 

derin***

Yeni Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,193
Tepkime puanı
0
Yaş
36
ZEYTIN

( zeytun ) :Zeytingiller familyasindan; Akdeniz havzasinda, makilerde yabani olarak yetisen, fakat bütün Akdeniz bölgelerinde yetistirilen, yaprak dökmeyen, egri, büyük gövdeli, sik dalli, 5-20 m yüksekliginde uzun ömürlü bir agaçtir. Yapraklari yesil renkli olup, derimsi ve karsilikli dizilislidir. Çiçekleri beyazimsi sari renkli olup, salkim durumundadir. Meyve önceleri yesil, olgunlastigi zaman parlak siyah renklidir. Meyvelerinde zeytinyagi çikarilir. Zeytinyaginin içeriginde olein, palmitrik, steraik ve linolik asitlerin gliseritleri, hidrokarbonlar ve E vitamini vardir. Ev ilaçlarinda zeytin tanesi, yapraklari, kabuklari ve yagi kullanilir.

Kullanildigi yerler:
Zeytinyagi, safrayi artirir. Karacigeri çalistirir. Karaciger agrilarini keser. Sarilikta faydalidir. Eczacilikta, bazi ilaçlari hazirlamakta kullanilir. Yapraklari ve kabuklari, yüksek tansiyonu düsürür. Kandaki seker miktarini düsürür. Bagirsak solucanlarinin düsürülmesine yardimci olur. Taneleri de besleyicidir.
 

derin***

Yeni Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,193
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Isırgan otu
isirgan1.jpg


Bir keresinde, radyoda konusma yapan bir doktor tarafindan (Türkiye' de degil), sahip  oldugumuz sifali bitkilerin en etkililerinden birinin Isirgan Otu (Urtica diocia / urens) oldugu belirtilmisti (Referans1: M.Treben). Eger ne kadar sifali oldugunu bilmis olsaydi, insanlik alemi isirganotundan baska hiç bir sey yetistirmezdi. Ama ne yazik ki, bu gerçek pek az kisi tarafindan biliniyor. Isirganotu, kökünden baslamak üzere, kökü, yapraklari, tohumlari bile sifali olan bir bitkidir. Eski çaglarda da büyük bir sayginliga sahipti. Albrecht Dürer (1471 - 1528) bir tablosunda, elinde isirganotu olan bir melegin Tanri katina uçusunu canlandirmisti. Isviçreli botanik bilimci Künzle, bir yazisinda, yakici özelligi sayesinde (Tüylerde bulunan histamin ve asetilkolin) korunmamis olsaydi, bitkinin kökünün çoktan kurumus olacagini belirtmisti. Eger kendini koruyamamis olsaydi, hasarat ve hayvanlar onu çoktan yok etmislerdi. Büyük isirgan otu (Urtica diocia L.), çok yillik ve otsu bir bitkidir, boyu bazen 1 m'yi geçer, yapraklar koyu yesil renkli, sapli, disli kenarli ve yakici tüylüdür. Küçük isirgan otu (Urtica Urens L.), bir yillik ve otsu bir bitkidir. Boyu 60 cm kadar olabilir. Yapraklar açik yesil renkli, sapli, disli kenarli ve yakici tüylüdür. Duvar kenarlari ve harabeliklerde bol olarak görünür.Her iki türün de yapraklari 2-4 cm uzunlukta, oval veya kalp biçimindedir. Taze iken deri ile temas edince deride kizarti ve yanma yapar. Dizlagan ve dikenli isirgan isimleriyle de bilinir. Ülkemizde (Türkiye) her iki tür de yetisir. Yedinci çocugunu dogurduktan sonra sürekli olarak egzema ile ugrasmak zorunda kalmis olan bir kadina, isirgan otu çayi içmesini önermistim (Referans1: M.Treben). Çok kisa sürede egzemalar iyilesti ve ayni zamanda çekmekte oldugu bas agrilari da bir daha geri dönmemek üzere yok oldu. Isirgan otu, böbrek ve mesane tasi olusumuna karsi da kullanilabilir. Böbrek hastaliklari ve zorlu bas agrilari genellikle bir arada görülürler. Egzemalar genellikle dahili bir nedene dayandiklarindan, onlari içerden, kan temizleyici bitkilerle tedavi etmek gerekir. Isirganotu, en basta gelen kan temizleyici ve ayni zamanda kan yaptirici bir bitkidir. Böylece, pankreas üzerinde de çok olumlu etkileri oldugu için, isirganotu çayi ile kandaki seker düzeyi düsürülebilir. Idrar yollari hastaliklari ve iltihaplari, da bitki çayi ile tedavi edilebilir. Ayni zamanda da diskilama kolayliklari sagladigindan, bir ilkbahar kürü için özellikle önerilir. Bitkinin nasil bir iyilestirici güce sahip oldugunu ögrendigimden beri, ilkbaharda ve sonbaharda filizlendiginde, onunla 4 haftalik bir çay kürü yapmayi aliskanlik haline getirdim (Referans: M.Treben). Sabahlari aç karnina, kahvaltidan yarim saat önce bir bardak ve gün boyunca 1-2 bardak çayi yudumlayarak içiyorum. Bu tür çay kürlerinden sonra kendimi anlatilamayacak kadar iyi hissediyorum ve her seferinde, alisilmisin üç kati daha fazla çalisabilecegimi saniyorum. Ayrica bu çayin lezzeti hiç de kötü degildir. Ama duyarli kisiler, ona biraz papatya veya nane ekleyerek, lezzetini ve kokusunu degistirebilirler. Isirganotu, karaciger ve safra kesesi hastaliklarinda, dalak hastaliklarinda, solunum sistemi balgamlanmasinda, mide kramplarinda ve ülserlerinde, bagirsak ülserlerinde ve akciger hastaliklarinda öncelikle önerilir. Degerli etken maddeleri (Potasyum tuzlari, organik asitler-formik asit, histamin, asetilkolin ve Vitamin C) alabilmek için, çay hazirlanirken, yapraklar yalnizca haslanir (kaynatilmaz). Isirganotu, koruyucu olarak da günde bir bardak içilebilir. Mikroplu hastaliklarda ve mikrop salgilanan hallerde de bitki çok iyi bir yardimcidir. Belirli bir yastan sonra bedendeki demir miktari azalmaya baslar. Bu nedenle, yorgunluk ve bitkinlik halleri görülür, kisi yaslandigini düsünmeye baslar ve verimliligi giderek azalir. Iste bu durumlarda, demir içerikli taze isirgan otu ile çok olumlu sonuçlar alinabilir. Bir isirgan otu küründen sonra, kisi kendini çok kisa bir süre içerisinde eskiye oranla çok daha rahat hisseder, enerji ve çalisma gücü geri gelir, dis görünüm olarak da belirgin bir düzelme baslar. Günün birinde, genç bir kadin safrakesesi rahatsizligi ve kansizlik nedeniyle bana (Referans1: M.Treben) geldi. Sürekli olarak da basi agriyordu. Ona isirganotu çayi içmesini önerdim. Bir süre sonra karsilastigimizda, bitki çayinin kendisine ne kadar çabuk yardim ettigini büyük bir mutlulukla anlatti. Ödemlerde, isirganotu bedendeki fazla siviyi emerek büyük yararlar saglar. Kan yaptirici özelligi sayesinde, kansizlik solgunluklarinda, alyuvarlar eksikliginde, anemi ve daha baska agir kan hastaliklarinda yardimci olur. Herhangi bir alerji rahatsizligi çekenler (bahar nezlesi dahil) uzun bir süre isirganotu çayi içmelidirler. Bitki, soguk alginligina yatkinligi önler, romatizma ve gut hastaliklarinda yardimci olur. Tanidigim bir hanim, agrili bir siyatik nedeniyle üç yildir doktor tedavisindeydi. Alti ay içinde, 200 'er gramlik 6 tam isirganotu banyosu aldiktan sonra tüm agrilarindan kurtuldu. Bir zamanlar, saçlarinin seyrekligi yüzünden peruk kullanan 50 yaslarinda bir kadin tanimistim (Referans1: M.Treben). Geriye kalan saçlarinin kökleri de bu yüzden ölmek üzereydi. Ona, taze isirganotu yaprak ve kökünün kaynama suyuyla basini yikamasini önerdim. Bu öneriyi uyguladi ve saçlarinin canlanarak, sik bir biçimde büyümeye basladigini haftadan haftaya izleyebildim. Her tür saça özellikle iyi gelen isirganotu tentürünü herkes kullanabilir. Yolculuklarimda bile, kafamin derisine bu tentürle her gün masaj yaparim (M.Treben).
  Elde edilen basarinin gözden kaçmasi olanaksizdir. kafa derisi kepeksiz, saçlar sik, yumusacik ve parlak! Damar tikanikliklarinda da (baldirlarda), isirganotu çok büyük yardimlar saglar. Bu hastaligi çeken bazi kisiler, ager zaman geçirmeden, isirganotu kökü ayak banyolari yapacak olurlarsa, olasi bir bacak empütasyonundan kurtulabilirler. Her tür kramp, nerden gelirse gelsin, kan dolasimi bozuklugunun habercisidir. Böyle durumlarda, bitkinin kaynama suyula masaj veya banyo yapmak gereklidir. Bu durum, koroner damarlarinin daralmasi gibi özel durumlarda da geçerlidir. Belden yukarisi banyo küvetine dogru egilir ve kaynatilmis bitkinin ilik suyuyla kalp bölgesine hafifçe masaj yapilir. 51 yasindaki Bayern’li bir kadin, bir fistül yüzünden, 21 yil boyunca anlatilamayacak sikintilar çekmisti (Referans1: M.Treben). Fistül kadinin elmacik kemiginin üstünde oldugu için, bir ameliyatin tehlikeli olabilecegi saptanmisti. 1978’de bu zavalli kadin, kendisine çok anlayis gösteren bir pratik hekimin tedavisine girmis. Bu hekim ona, çig yiyecekler ve tedavi edici solunum egzersizleri önermis. Hastalik, sonunda dayanilir bir hal almis, ama yine de tam bir iyilesme olmamis. 1979 Martinda hasta, ilk taze isirganlari toplamaya ve her gün içine yarim tatli kasigi isveç iksiri ekledigi 3 bardak bitki çayini içmeye baslamis. Söyle diyor kadin: “Tam 14 gün sonra yanagimdaki fistül yok oldu ve hiçbir agrim kalmadi. Bugüne kadar da hiçbir olumsuz degisiklik olmadi.”    Isirganotunun iyilestirici gücünü bedenlerinde yasamis kisilerin ne denli çok olduklarini her zaman büyük bir sevinçle isitiyoruz. Bu konu ile ilgili olarak, kisa bir süre önce, her gün isirganotu çayi içen bir hanimin mektubu geçti elime (Referans1: M.Treben). Yazdigina göre, yalnizca agir gündelik islerin yorgunlugunu üstünden atmakla kalmayip, islerinin çoklugu yüzünden bir türlü ilgilenemedigi, agrisi kalçasina kadar vuran bir nasir da bu tedavi sonunda yok olmus. Ayni biçimde, ameliyat ettirmeye bir türlü karar veremedigi bir tirnak mantari da yok olmus. Evet, hiçbir zaman yeterince tanitilamayan, kan temizleyici ve kan yaptirici isirganimiz bize böyle yardim ediyor. Baska bir kisi de bana (M.Treben), yillar yili aci çekmesine neden olan egzema hastaligindan isirganotu sayesinde kurtuldugunu yazmisti. Bir keresinde, yasli bir adam aglayarak bana (M.Treben) geldi. Üç yil kadar önce grip hastaligina yakalanmis ve o zamandan beri idrari koyu kahverengi imis ve dayanilmaz bas agrilari çekiyormus. Ne tabletler, ne de igneler hiçbir düzelme saglayamamis. Aksine, bas agrilari gitgide artmis ve artik intihari bie düsünmeye baslamis. Onu yüreklendirerek, taze isirganotunu salik verdim (M.Treben). Iki buçuk litre çayi gün boyuna yayarak içmesi gerekiyordu. Dört gün sonra bana telefonla, bas agrilarinin tümüyle yok oldugunu bildirdi. Bir süre sonra da bir tanidiktan, artik, gribe yakalanmadan önceki halinden de daha sagliklik oldugu haberini aldim. Siz de, özellikle ilkbaharda, bitkinin taze filizlerini kullanarak, bir doku yaslanmasini yavaslatma kürü yapiniz. Onun ferahlatici etkisiyle sasiracaksiniz.


isirgan2.jpg


Önemli bir açiklama daha: Siyatik, lumbago ve kollarda, bacaklarda olusan sinir iltihaplanmalarinda, agrili bölgelere, yaprakli taze isirganotu dali hafifçe sürülür. Örnegin siyatikte, ayak ekleminden baslamak üzere, distan kalçaya kadar ve oradan da bacagin iç tarafindan topuga kadar yavasca sürülür. Bu iki kere daha yenilenir ve son olarak, kalçadan baslayarak asagi dogru inilir. Gerektiginde daha baska bölgelere de ayni biçimde uygulanir. Isirganotunun sebep oldugu kasintiyi önlemek için, islem sonunda o bölgeler pudralanir. Böylesi mucizeler yaratan bir sifali bitkiye sahip oldugumuz için, bu armaganindan ötürü Yüce Tanri’ya sükran duymamiz gerekmez mi? Hizli yasanilan günümüzde, insanlar hiç fark etmeden onun yanindan geçip gidiyorlar ve çok fazla kullanilan agri kesici tabletleri yegliyorlar. Son olarak, beni (M.Treben) çok etkilemis olan bir olayi da eklemek istiyorum. Küçük kentimizde tanimis oldugum yasli bir bayan, bana bir gün, midesinde kanser tümörü oldugunu söyledi. Ilerlemis yasi nedeniyle, ameliyat olmaya bir türlü karar veremiyordu. Iste o sirada birisi ona isirganotu çayi içmesini tavsiye etmis. Hasta bayan, her gün bahçeye çikarak, çit boyunca yesermis olan bitkiden bir avuç toplamis. Bir süre sonra doktora gittiginde, adam ona büyük bir saskinlikla sormus: “ Yoksa ameliyat mi oldunuz? Ama hiçbir yara izi görülmüyor!” Tümör tümüyle yok olmustu ve bu yasli bayan, kendisine kalan son yillarin tadini saglikli olarak çikarabilme olanagina kavusmustu. Ama hastaligin bu kadar ilerlemesini beklemeye hiç gerek yok. Eger isirganimizi yalnizca övmekle kalmayip, onun mucizeler yaratan gücünü çay halinde içecek olursak, bedenimizde hiçbir kötü hastalik olusamaz. Ayrica, bir de degerli ögüt: Hemen bugün bir isirganotu kürüne baslayiniz. Kurutulmus bitkileri güvenilir bir bitki saticisindan temin edebilirsiniz. Kapilarimizi sifali bitkilerimize yeniden açalim! Ilkbaharda, makas ve eldivenle, Tanri’nin özgür dogasina kosun. Bitkileri açik havada kendi elinizle toplamanin sizi nasil sevindirecegini göreceksiniz. Kazanilmis olan deneyimlere göre, kullanilan bitki ne kadar taze olursa, tedavi edici gücü de o kadar fazladir. Kis için bir miktar stok yapmayi da unutmayin ve kurutacaginiz bu isirganlari mayis ve haziran ayinin günesli günlerinde toplamaya dikkat edin. Kendi sagliginiz için bir seyler yapabildiginize sevinin! Ama ama en önemlisi sadece ihtiyaciniz kadar bitki toplayin. Eger sadece yaprak ve saplara ihtiyaciniz varsa kesinlikle bitkiyi köküyle beraber sökmeyin. Bir bölgedeki tüm bitkileri tamamen koparmayin. Gelecek yillarda da bitkinin neslini sürdürmesine izin verin! Eger isirganotunun daha baskaca basarili kullanim biçimleri hakkinda bilgi almak istiyorsaniz, “Maria Treben’in Tedavi Basarilari” adli kitabini okuyabilirsiniz

Kullanim Biçimleri

Çay Hazirlamak:

Yaprak Çayi: Bir tatli kasigi ince kiyilmis isirganotu, orta boy bir su bardagi dolusu kaynar suyla haslanir , 5-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-4 bardak yeni demlenmis çay aç karnina veya ögün aralarinda tatlandirilmadan içilir. Kokusunu veya tadini rahatsiz edici bulanlar çaylarina biraz nane ilave edebilirler.
Kök Çayi: Bir tatli kasigi ince kiyilmis kök, bir su bardagi dolusu soguk suya eklenir, hafif isida kaynama derecesine getirilir, 4-5 dakika kaynadiktan sonra, atesten indirilip 5-10 dakika demlendirilir ve süzülür. Günde 3 bardak taze demlenmis çay sogutulmadan içilir.Tohum Çayi: Havanda hafifçe ezilmis bir tatli kasigi tohum, orta boy bir su bardagi dolusu kaynar derecede sicak su ile haslanir, üstü kapali olarak 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak taze demlenmis çay, yemeklerden yarim saat önce sogutulmadan içilir.
 
Isirganotu Tentürü : Ilkbaharda veya sonbaharda sökülen kökler bol suda iyice yikanir, elden geldigince ince kiyilir ve bir sisenin bogazina kadar doldurulur. Köklerin üstüne çikacak kadar 35-40 derece etil alkol eklenir, hergün çalkalanarak güneste 14 gün boyunca bekletilir ve süre sonunda bir tülbentten geçirilerek süzülür. Koyu renkli siselerde, serin bir yerde yillarca saklanabilir.

El ve Ayak Banyolari : Iki avuç dolusu yikanmis kök, sap ve yaprak, 5 litre soguk suya konularak, 10-12 saat bekletilir ve sonra kaynama derecesine kadar isitilir. Banyo sirasinda bitkiler suyun içinde kalabilir. Bu banyo suyu, yeniden isitilarak, 2-3 kere daha kullanilabilir.

Saç Yikamak : 4-5 avuç taze veya kurutulmus yaprak, 5 litre suya koyulur, agir ateste kaynama derecesine kadar isitilir, 5 dakika demlendikten sonra süzülür. Kök kullanildiginda ise, 2 avuç dolusu ince kiyilmis kök, 10-12 saat soguk suda bekletilir, sonra kaynama derecesine kadar isitilir ve demlenmesi için 10 dakika beklendikten sonra süzülür. Bu durumda, saç yikamak için sodali sabun gerekir
 

derin***

Yeni Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,193
Tepkime puanı
0
Yaş
36
ZERDEÇAL
( zerdeçap ) :Zencefilgiller familyasindan; anavatani Dogu Hindistan olan çok yillik bir bitkidir. Yapraklari sivri uçlu, çiçekleri sari renktedir. Safrani andiran boyali bir madde çikarilir. Baharat olarak kullanilir.

Kullanildigi yerler:
Sinirleri uyarir. Vücutta biriken zehirli maddeleri atar. Nekahat devresini kisaltir. Verem gibi hastaliklarda faydalidir.
 

derin***

Yeni Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,193
Tepkime puanı
0
Yaş
36
ZENCEFIL
( zencebil ) :Zencefilgiller familyasindan anayurdu Hindistan ve Malezya olan etli rizomlu bitkidir. Baharat olarak kullanilir. Tibbi zencefilin tropik ülkelerde kültürü yapilir.

Kullanildigi yerler:
Istah açar. Mide ve bagirsaklardaki gazi söktürür. Kusmayi önler. Ishali keser. Bagirsak bozukluklarini giderir. Soguk alginliginda çabuk iyilesmeyi saglar. Bedeni ve zihni gücü artirir. Cinsel istekleri kamçilar.
 
 

 

derin***

Yeni Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,193
Tepkime puanı
0
Yaş
36
VISNE

( eksi kiraz ) :Gülgiller familyasindan; Nisan-Mayis aylarinda beyaz renkli çiçekler açan, 2-9 metre boyunda bir agaç ve meyvesidir. Yapraklari parlak, tüysüz ve kisa saplidir. Meyve; açik veya koyu kirmizi renkli ve eksi lezzetlidir. Meyvesinde seker, elma ve limon asidi, A ve C vitamini vardir. Ev ilaçlarinda; gövde kabuklari, meyvesi ve meyve saplari kullanilir.

Kullanildigi yerler:
Ishali keser, atesi düsürür. Idrar söktürür. Vücuda rahatlik verir.
 

derin***

Yeni Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,193
Tepkime puanı
0
Yaş
36
VANILYA
( vanilia planifolia ) :Salepgiller familyasindan; tropikal bölgelerde yetistirilen, tirmanici gövdeli bir bitkidir. Yapraklari sapsiz, yassi etlidir. Meyvesi 15-20 cm boyundadir. Kullanilan kismi henüz yesilken toplanan ve sirasiyla kuru ve nemli yerlerde birakilarak kurutulan, olgunlasmamis meyveleridir. Kendine mahsus bir kokusu vardir.

Kullanildigi yerler:
Vücudu kuvvetlendirir. Atesi düsürür. Cinsel gücü artirir. Sinir bozuklugunu giderir. Hazmi kolaylastirir. Bronslari temizler ve öksürük söktürür. Ruhi bunalimi geçirir.
 

derin***

Yeni Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,193
Tepkime puanı
0
Yaş
36
TURUNÇ
( citrus aurantium )Sedefotugiller familyasindan; 1-6 m boyunda, kis aylarinda yaprak dökmeyen bir agaçtir. Yapraklari parlak ve almasik dizilislidir. Çiçekleri beyaz renkli ve güzel kokuludur. Meyvesi küre seklinde olup, sari-turuncu renktedir. 8-12 tane dilimi vardir. Meyvesinin usaresi eksimsi-aci lezzettedir. Olgunlasmamis meyvelerin kabuklarinda uçucu yag, C vitamini, pektin ve hesperidin vardir. Çiçeklerinden turunç çiçegi esansi çikarilir.

Kullanildigi yerler:
Sinirleri yatistirir. Spazmlari giderir. Hazmi kolaylastirir. Parfümericilikte kullanilir.
 

derin***

Yeni Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,193
Tepkime puanı
0
Yaş
36
TURP
( hilb )Turpgiller familyasindan; yapraklari karsilikli, çiçekleri beyaz, sari veya mor renkte ve salkim durumunda bir bitkidir. Meyvesi acimsi ve etlidir. Beyazturp, kirmiziturp, karaturp, yabanturbu, bayirturbu gibi türleri vardir. Içeriginde C vitamini, kükürt ve iyot vardir.

Kullanildigi yerler:
Böbreklerdeki mikroplari öldürür. Kum taslarinin dökülmesine yardimci olur. Karacigeri kuvvetlendirir. Karaciger sisligini indirir. Sarilikta faydalidir. Safra taslarinin düsürülmesinde yardimci olur. Romatizma, siyatik, lumbagoda faydalidir. Astim ve bronsitte faydalidir. Öksürügü keser. Kabizligi giderir. Disetlerini kuvvetlendirir. Idrar söktürür. Yatmadan önce bir bardak turp suyu içilirse, rahat bir uyku saglar.
 

derin***

Yeni Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,193
Tepkime puanı
0
Yaş
36
TERE


( lepedium sativum ) :Turpgiller familyasindan; bahçeteresi, çayirteresi, kisteresi, suteresi, yabanteresi, yerteresi gibi çesitleri olan bir bitkidir. Tadi oldukça aci ve nahos kokuludur.

Kullanildigi yerler:
Istah açar. Hazmi kolaylastirir. Bronslari temizler, öksürük söktürür. Bol miktarda idrar söktürür. Böbrekleri ve idraryollarini temizler. Karaciger hastaliklarinda faydalidir. Safra ifrazatini arttirir. Grip ve sogukalginliginin çabuk geçmesini saglar. Cinsel istekleri kamçilar. Vücudun hastaliklara karsi direncini arttirir. Kansizligi giderir. Kani temizler. Kandaki seker miktarini düsürür. Sinirleri yatistirir. Sigaranin zararlarini azaltir. Suyu, saç dökülmesini ve kepeklenmeyi önler.
 

derin***

Yeni Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,193
Tepkime puanı
0
Yaş
36
TARÇIN 
( cinnamomum ) :Defnegiller familyasindan; anayurdu Güney ve ve Güneydogu Asya olan, yaprak dökmeyen kokulu bir agaçtir. Yapraklari derimsi ve genellikle üç damarlidir. Birçok türü vardir. Kabugu baharat olarak kullanilir.

Kullanildigi yerler:
Ruhi sikintilari giderir. Sürmenajda faydalidir. Istah açar. Hazmi kolaylastirir. Ishali keser. Mide tembelligini giderir. Vücudun direncini artirir. Kadinlardaki beyaz akintiyi keser. Bagirsak solucanlarinin dökülmesine yardimci olur. Cinsel arzulari artirir.
 

derin***

Yeni Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,193
Tepkime puanı
0
Yaş
36
SEFTALI
( prunus persica ) :Gülgiller familyasindan; iliman bölgelerde yetisen bir agaç ve meyvesidir. A provitamini bakimindan zengindir.

Kullanildigi yerler:
Çiçekleri kabizligi giderir ve bagirsak solucanlarini düsürür. Meyvesi hazmi kolaylastirir. Idrar yollarini temizler. Bol miktarda idrar söktürür. Kabizligi giderir. Susuzlugu giderir. Ve vücuda serinlik verir. Basur memelerinden dogan sikayetleri giderir. Safra kesesi ve böbrekler için faydalidir.
 

derin***

Yeni Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,193
Tepkime puanı
0
Yaş
36
SALGAM

( brassica napus ) :Turpgiller familyasindan; toprak altinda siskin bir yumru yapan, topaç biçiminde etli ve tatli yumrumsu, iki yillik bir bitkidir. Yapraklari parçali ve tüylü, çiçekleri saridir. Yurdumuzda kökü basik ve yuvarlak olanlar makbüldür. Içeriginde B vitamini ve madeni maddeler vardir.Idrar söktürür. Romatizma ve nikriste faydalidir. Mafsal sisliklerini indirir, sikayetleri giderir. Böbrek kumu ve tasinin düsürülmesine yardimci olur.

Kullanildigi yerler:
Apse, dolama, kan çibani ve donmalarda kullanilir. Ergenlik sivilcesi ve egzama gibi cilt hastaliklarinda faydalidir. Gögsü yumusatir. Akcigerleri ve bronslari temizler, vücuda rahatlik verir. Bogaz iltihaplarini giderir. Nekahat devresini kisaltir. Kabizligi giderir. Vücudun hastaliklara karsi direncini arttirir. Seker hastalarinin susuzlugunu giderir.
 

derin***

Yeni Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,193
Tepkime puanı
0
Yaş
36
SUSAM
( sesanum indicum ) :Susamgiller familyasindan; sicak bölgelerde yetisen, bir yillik, yag veren otsu bir bitkidir. Çiçekleri beyaz veya kirmizi, sariyla karisik alacali beyazdir. Meyvesi kapsül seklindedir. Tohumlari esmer veya sari renklidir. Tohumlarindan susamyagi çikarilir. Tahin helvasi yapiminda da kullanilir. Ev ilaçlarinda; yapraklari ve yagi kullanilir.

Kullanildigi yerler:
Yagi, safra taslarinin düsürülmesinde faydalidir. Karaciger hastaliklarinda kullanilir. Kabizligi giderir. Cinsel gücü artirir. Karin agrisini giderir. Nefes darligi ve bronsitte faydalidir.
 

derin***

Yeni Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,193
Tepkime puanı
0
Yaş
36
SUMAK ( somak ) :Antepfistigigiller familyasindan; kisin yaprak döken veya her mevsimde yesil kalan bir agaçciktir. Meyvesi mercimege benzer. 150 kadar türü vardir. Birçogu zehirlidir. Yurdumuzda derici sumagi ve boyaci sumagi dogal olarak yetisir. Kokulu sumagin tentür halindeki sekli idrar tutamama hastaliginda faydalidir.

Kullanildigi yerler:
Hazmi kolaylastirir. Hazimsizligi ve istahsizligi giderir. Ishali keser. Kandaki seker miktarini düsürür. Fazlasi kabizlik yapar. Tansiyonu yüksek olanlar kullanmamalidirlar.
 
Üst