Kaybolmuş Yazı...

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
"Beni gör. Senin için başladığım ilk yer burası olabilir.

Varlığımı işaretle. Sana nasıl bakıp nerenle göreceğine dair bir işaret gönderiyorum. Onun için önce gözlerimin içine bak. Orada senin için, hem yola dair izler var ve hem de içime dair yollar..."

Beni gör; İçine akmam lazım. Dünyayı seninle birlikte senin içinden görmem, seninle birlikte yeniden başlayabilmem, içime ilmeklenmiş bu eskiden emanet masumsuzluk hissini seninle yenmem, yüzümün kirlerini ellerinle savuşturabilmem lazım. Beni tutarken düşmeden durabilmen, çelmelerime rağmen bana inanman lazım...

Beni duy; Nefesim eksilmeden sana sesimi duyurmam lazım. Yüzümü kaç kez izledin şu aynadaki gölge oyunlarında, kaç kez yalanladım ben geçmişlerimi, kaç kez kucaklayıp öptüm kendimi. Ben her sensizliğimde sendeleyişimde, çocukluğumun kaldırımlarında, düşmemeye hevesli denge oyunlarında oynarken buldum kendimi. Kum saati bu seferlik sözlere kanıp durabilir mi ya da büyüdümse şimdi yıldızları eteğime düşürebilir miyim ki?

Öylesine garip bir yetişememe duygusu kaplamış ki içimi, ben söküp atılamadıkça derinlerimden, susturulamamış kaygılara göz yumdukça, yalnızlığıma yaklaştıkça, gazetelerden harfler kırparak yaşıyorum sanki günlerimi. El yazım kendimden yorgun, kendime yabancı...

Ne zaman bu kadar keskin oldu bu sayfanın beyazlığı? Artık gözlerimde mi yalancı? Yeterince kanatmadım mı kolumdaki çiçek izini? Karalanmış umutlarla doldurduğum omuzlar buruşturup attığım hayatlar yetmedi mi?

Üç kere içtim ben bu sudan, hiçbiri senin kadar duru değildi. Yansıyanıma gülümseyişimden korkup da boz bulanık cümleler kurmasam belki hala benimleydin... Kim bilebilir ki?


Artık geç mi bilmiyorum? Boğulmaktan da korkmuyorum, dudaklarımı çatlatıp yine de gülümsüyorum. Güneşim yakın biliyorum. Korkularımı yeniyorum, gitarımı da kutusuna koydum artık susuyorum...

Dizlerimde tükenmez izleri, adını taşıyorum… Bana geleceğin günü bekliyorum... İnanması zor biliyorum ama yine de saçlarım esse senden biliyorum...

Kimseciğim Seni Çok Seviyorum...
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
Ne kadar da çokmuşsun sen hayatımda..
Sokakta gözlerim kıvırcık saçlar görüyor, sen sandığım yabancılara koşuyorum. Kocaman gözler görüyorum, ama içinde, sen, ben olmayan. Yaklaşmaya korkuyorum kalabalıkların içine. Sen sanıyorum bu yabancı kalabalıkların birçoğunu. Kalabalıklar ama ben bu kalabalığa karışamıyorum. İçimdeki senin kalabalığınla yaşıyorum. Ve bu sesler, kokular, bakışlar, adımlar hep bana geliyor sanıyorum. Sanrıların arasında yine seni arıyorum....

belki bu yazılar seni de üzecek diye,
yine kendimi kahredeceğim seni üzdüğüm için.ama içimde yanan ateşinin kolay kolay sönmeyeceğini de bilmen lazım.bilmen lazım seni beklediğimi. kaç kez uzandıda telefona elim, çeviremedim numaranı.sildim kayıtlardan numaralarını.ama ya beynimdekileri nasıl sileceğim bilmiyorum.
seninle ilgili olan her şey öyle bir kazınmış ki içime silemiyorum. Düşüncelerime dalıyorum, bir telefon geliyor sen diye sıçrıyorum. Gece saat 12 yi geçtiğinde içim titriyor, arama saatlerin geliyor. Uyuma zamanımız geliyor, küçücük yatağında seninle sarmaş dolaş uyumadık belki ama içimizden geçirdiklerimiz düşüyor gözbebeklerime. Bilincim koşuyor sana doğru, fısıltılarla düşüyor kulaklarıma sesin. Sonra usulca dökülen yaşlarımla beraber gidiyorsun gözbebeklerimden, kulağımdan. Sensizliği ve Sessizliği ciğerlerime kadar hissediyorum. Gece hiç bitmeyecek hissi veriyor. Ürpertiyor bedenimi, ruhumu. Ama bak sabah oldu, güneş doğdu.
Upuzun bir geceden çıkmış olmanın derin ıssızlığı var yüreğimde, ve bu geceninde, yarınki geceninde, diğer gecelerinde sensiz, sessiz ve uzun olacağı fikri çalıyor kapımı...

Sözüm kalmadı artık sensizliği yazacak, oysa ne kadar çok kelime biriktirmiştim lugatımda seni sevmenin o vazgeçilmez sancısını tadarak. şimdi tek kelimeyi vurguluyor bütün hücrelerim....

"gel..."
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
Hayatın hiç acıması yok bazı yaralara karşı, kapanmasına asla izin vermiyor onların...

Sen ne kadar çabalarsan çabala, sana izin verdiği kadar güçlü olabiliyorsun yaşamın ve onun izin verdiği kadarı diniyor acılarının...

Ayrıldık... Çok acıydı... Bir daha asla unutmayacağım ve iyileşmeyecek bir yaranın sahibi olduğumu bilmiyordum o zamanlar... Sadece ağlıyordum sana ve bana... Ve yarım kalan, yaşayabilecekken vazgeçilen günlere... Baktığım, gördüğüm, dokunduğum her şey canımı yakıyordu... Bir türlü sonu gelmeyen gözyaşlarımla birlikte bu acıdan öleceğim günü bekliyordum... Üstelik de bu günün gelmesini deli gibi istiyordum...

Ayrıldık
Acıydı
Sonra geçti
Her şey gibi.
Ya da bana öyle geldi...


Bir gün bir yerlerde, hem de hiç beklemediğin bir anda - ve özellikle de en güçsüz olduğun anda - hayat bir yerlerden sakladığı acını çıkarıp vurur yüzüne... Her şeyin geçip gittiğini sanırken, daha az önemsediğini ya da artık tamamen bittiğimi düşünürken sen, aniden bir duvara çarparsın... Ve her şey tuzla buz olur...

Aslında hiç unutmadığını ve gerçekte hiç de o kadar güçlü olmadığını yüzüne vurduğunda hayat, sen çoktan acılarınla yeniden başbaşasındır... İşte o yara yeniden açılmıştır, yeniden kanıyordur. Üstelik o kan istemesen de hayatına bulaşmaya başlamıştır yeniden...

Unutmak diye bir şey yok... İnsan hiçbir şeyi unutmuyor... Büyük bir maharetle geçmişe gömdüğünü sandığı şeyleri hayat bir anda çıkarıp önüne koyuyor...

Yüzleşmek imkansız acımla, ayrılıkla ve seninle... Yüzleşmek imkansız sana olan sevgimle... Ne olur karşıma çıkma... Ne olur çıkma karşıma bir daha...


Artık hayatımdan çıksan diyorum
Bu ikili delilik sona erse
İkimiz için de en hayırlısını diliyorum
Hiç olmamış gibi davranabilmeyi
Bu yok ediciliği anlayabilmeyi
Bir bilsen ne kadar yürekten istiyorum

Lütfen
Görmeyeyim seni
Bir yerlerde karşıma çıkma
Konuşmayalım, bakışmayalım
Ne olursun
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
Susun...susun lutfen susun..konusmayin..
Duymak istemiyorum hiçbirsey, gormekde istemiyorum, bakmak dokunmak aglamak konusmak..istemiyorum...
Kosmak istiyorum delicesine..Arkama bakmadan kosmak...
Ruzgari hissetmek istiyorum saçlarimda.
Aciyi kalbimde...
Sensizligi ise tum bedenimde..
Kaçmakmi..
Kosmakmi..
Susun konusmayin, birakin beni kendi halimde..
Birakin kosayim bilinmezlige dogru, aciya dogru, sensizlige dogru..
Bugun dahada agir geliyor hersey sanki, sensizlikte..
Benimi seviyorsun, bensizligimi..Bilmiyorum..
Farkindamisin ölüyorum ellerinde.
Farkindamisin.. Sen öldürüyorsun beni..
Istemeden.. Belkide..
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
kalp7ga.gif

Kırılgan Bir Çocuğum Ben
Yüreğim Cam Kırığı
Bütün Duygulardan Önce
Öğrendim Ayrılığı
Saldırgan Diyorlar Bana
Oysa Kırılganım Ben

Gözyaşlarım Mücevher
Saklıyorum Herkesten
Ürküyorlar Gözümdeki Ateşten
Ürküyorlar Dilimdeki Zehirden
Ürküyorlar O Dur Durak Bilmeyen
Gözükara Cesaretimden

Diyorlar: Bir Yanı Sarp Bir Uçurum,
Bir Yanı Çılgın Dağ Doruğu.
Oysa Böyle Yapmasam Ben
Nasıl Korurum İçimdeki Çocuğu?
Bir Yanım Çılgın Nar Ağacı
Bir Yanım Buz Sarayı...
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
BANA TAŞ KALPLİ DİYORLAR

Bana taş kalpli diyorsun, ama geçen zamanda nasıl katılaştığımı görüyorsun.
Kalbimin sadece bir yanına bakıyorsun. Seni sevemediğim için beni buzdan heykel sanıyorsun.
Belki de haklısın, bir yanımda taş gibi, dağ gibi hala ayakta, dimdik durabilmenin verdiği gurur, diğer yanda bu gururdan eriyip giden yumuşacık bir yürek taşımak, acını acım, kederini keder, gözyaşına gözyaşı, için için seninle yada herkesle bir olan bir yürek benimki.
Zaman ne kadar katılaştırmış olsa da pamuk gibi bir yürek benimki.
Belki de seni sevemediğim için böyle düşünüyorsun.
Bir gün kalbimin kapısını kim çalacak bilmiyorum, ama bildiğim bir şey var yüreğimde gizlenen, onu görüyorum. Ona bir de isim takıyorum, mavi sevdam diyorum.
İçimdeki mavi umutlara ancak benim gibi gören gözler ulaşacak bunu çok iyi biliyorum ve işte ben o zaman kalbimi ona adıyor, onu seviyorum.

Sen geldiğinde, ılık bir meltem esintisiyle yüreğimde yerini bulacaksın.
Kimsin, nesin, nasıl birisin hiç bilmiyorum ama gelişin,
ışığın etrafında dönen ateş böcekleri gibi beni saracak,
ancak bir tek sana yön bulacak.
Bu yürek senin olacak.

Seni beklemek, her şeye rağmen bir yerlerde var olduğunu bilmek ve bir gün çıkıp geleceğin günü sabırsızca beklemek.
Kim olduğunu bilmeden varlığından o kadar emin olmak ve günler, aylar sürse de seni beklemek yine de güzel.
Belki hiçbir zaman gelmeyeceksin, belki de çok yakında gelip beni bulacaksın, varlığını hissettiğime göre bir yerlerde sende beni aramaktasın.
Ben buradayım ..
Eş ruhum gel bul beni ...

Sensiz ne kadar katlanmak zor olsa da bu hayatın yüküne, varlığını hissetmek güç verir yüreğime, sensiz ne kadar katlanmak zor olsa da sensizliğe, bekliyorum bir gün geleceksin diye. Ruhuma aktığın o ilk anda, kalbim senin, farkına varmasan da, o ilk bakışta ilk sözde sen de anlarsın ruhuna girdiğimde, beklediğim, özlediğim, nerelerdeydin onca zaman, yolunu gözlediğim.....
Mavi düşlerini kurduğum, gece gündüz beklemekten yorulduğum, hayalde olsan yanımda hep soluduğum, neredesin...
Gel artık...
Hayalimde değil yanımda olmalısın, benim için değil, sen istediğin için kalmalısın, sev diye değil, aşkı bulmalısın, benim için değil, kendin için ruhuma doğmalısın.
Gel artık seni çok özledim ..

Yine bahar geldi mavi sevdam, ağaçlar çiçek açtı da sen hala gelmedin . Gecelerimin şafağı bitti, ömrüm geçti de, sen hala gelmedin . Bir düşü kovalarken seneler akıp geçmiş, fark etmedim, saçlarıma aklar düşmüş meğer şimdi gördüm, ama sen hala gelmedin. Beklemekten yorulmuş yüreğim, geçen zamana yenildim .. Ama sen hala gelmedin ..

Kara gecelerin bağrından çıkmalıyım artık, seheri kızıl değil, mavi sabaha uyanmalıyım artık.
Sen gelsen de gelmesen de mavi sevdam, yarınlara umutla bakmalıyım artık.
Seni bekledim bunca zaman, ömrümün en güzel çağında sendin içimdeki yalan.
Bir hayale, bir düşe yenik düştü zaman, saçlarıma aklar geldi ama sen hala gelmedin mavi sevdam.
Yılların yorgunluğu derin izler bırakmış yüzümün her santiminde, gözlerimin feri sönmüş sen gelmedikçe, uğruna bir ömür geçmiş yüreğim demlenmekte ..
Ölümün ılık nefesi sonbaharımda beni beklemekte ..
Artık ister gel mavi sevdam, istersen hiç gelme ..

Seneler geçti bir hayalin peşinde, ne gelen oldu, ne de kapımı çalan, beklediğim sendin ama düşlerini yaşadığım sen, başka sendin gözlerimde, sözlerimde bile başka senli kelimeler ...
Sevenler de oldu, uğruma her şeyi göze alan, yapamadım, olmadı...
Sendin beklediğim her zaman.
Şimdi düşlerimin sonbaharındayım, fark etmez artık gelsen de inan...
Öylesine yorulmuşum ki, sevmeye bile dermanım kalmadı,
Buz kesti yüreğim, buna da inan.
Sevmeyen yürek zamanla nasırlaşır derlerdi, inanmazdım...
Öylesine nasırlaşmışım ki, kabuk kabuk yüreğim, sevenlerini görmeyen, bir inat uğruna kör olmuş gözlerim, sözlerim artık gecenin alacakaranlığı ..
Gelme artık fark etmez inan, sevgi nehrini yüreğimden taşırıp çevreme hayat verdim, yeşerttim sevgi tohumlarını ama çöle döndüm ben, işte bana kalan ...
Nasır tutmuş bir yürek, bir damla suya, sana, hasret ben...
Neydi beni sana bağlayan, hiç anlamadım, anlayamadım, haysiyet, onur, gurur belki de bunlardı, beni böyle tek başına koyan ...
Yalnızım işte, yapayalnız,
Tek başına gidiyorum ömrümün sonuna ben....

 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
Gecenin ıssızlığında kızıl saçlarını dağıtarak geliyordun, sisli karanlık sokağın ortasından.

Elinde bir gelincik; ateş renginde, bense neredeyim bilemiyorum. Gözlerin yorulmuş ağlamaktan, zihninse bulanık besbelli. Yürümeyi yeni öğrenmiş bebekler gibi yalpalıyorsun düz yolda. O yol hiç bitmiyor ve sen devam ediyorsun...

Bir yağmur boşalıyor ıssız geceye; saçların, vücudun sırılsıklam. Açıyorsun kollarını göğe doğru, atıyorsun çiçeği elinden ıslanmış sokaklara... Katıyorsun gözyaşını haykıran yağmurlara. Alnından süzülüyor damlacıklar ve sen hala yürüyorsun, üstelik; çiçeğin yok artık. Üstelik yalnızsın, üstelik sen beni sevdiğin halde, benim olduğun halde yanına sokulamıyorum. Üstelik seni edepsizce gözleyip, usul usul ağlıyorum…

Oysa ki seni ne çok sevmiştim ve sen bana her şeyini vermeye hazırdın. Benim için, benim gibi ruhsuz bir insana o kocaman sevgi dolu yüreğini verdin...

Üzgünüm hayatım; yapamadım... Olmadı... Duvarlara anlatıyorum bunları, sana yüzüm yok sokulmaya...

Sen... Neyse; yine söylemeyeceğim nedenini bu üzüntünün. Bıktım bu kahırdan artık. Bu soğuk gecede olmalıydım yanında, dindirmeliydim seni sırılsıklam yapan bu hain yağmuru.

Dengem altüst şu an...

Ya şu an ne çok yanına gelip, hala havada olan ellerini indirip, belini usulca sarmak, sana haksızlık ettiğimi haykırmak istiyorum sevgilim.

Yok yok, senin gibi kutsal bir varlığa "sevgilim" demeye bile hakkım yok benim...

İçimdeki tüm isyanlara ve yaşadığım med - cezirlere rağmen seni çok seviyorum...
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
Ben,anlamsız kavgalarla..
Ben,yarınsız sevdalarla ..
Ben,anlatılan masallarla yitirdim inancımı..

Kuralsız insanların sahte cennetlerinde,yanlışı doğrudan,
karayı beyazdan,adamı adamdan,insanı insandan ayırmakla geçti gençliğim..

Ben,kan gövdeyi götürürken..
Ben,can bedenden ayrılırken..
Ben,kan damardan çekilirken,öğrendim yaşamayı..

Başarmak için inanç,inanmak için yürek,kazanmak için bilek gerekliymiş.Adımlarını sert basmalı,yumruğunu sert vurmalı,sesin gür çıkmalıymış. Taş kadar ağır,taş kadar sağır,taş kadar küçük,taş kadar büyük olunmalıymış.. Karnın açken bile kuyruğun dik,belin bükülse bile başın hep dik kalmalıymış..

Şimdi tanıdınmı beni?
ADIM..bu
SOYADIM..bu
Biz sevdiğimizi gün olur başımıza taç yaparız...
Biz sevdiğimizi gün olur bağrımıza taş diye basarız...
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
Güldü ve şöyle dedi:
- bir sey soylemek zorunda miyim?
Güldüm ve şöyle dedim:
- evet.
Baktı ve şöyle dedi:
- ama böyle o kadar güzel ki.
Baktım ve şöyle dedim:
- evet bence de... cok fazla güzel, bu hic dogal degil.
Başını eğdi ve şöyle dedi:
- hep böyle kalsak.
Basımı eğdim ve şöyle dedim:
- asla yapamadım...
Arkasını döndü ve ağlamaya başladı...
Arkamı döndum ve yağmura karıştım...
Ve asla... Ama asla yapamadım...

Her şeyi unutabilirim...
Ellerini kollarımda ısıtışını,
Gözlerinin derinliğinde içtiğim içkileri,
Birkaç saatin içinde bir ömür yaşayışımı,
Ve hatta senin adını bile belki,
unutabilirim...

Fakat ne olur gülüşünü al da git...
Herşeyi öylece bırak istersen ama...
Ne olur...
Gülüşünü al da git.....

Gülüşünü al da git.....
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
0009101qd.jpg


Yine kesildi sesim soluğum
Kelimelerimi çaldı bu gidiş..
Ağzımı ayrılık açmıyor!
Tek bir sözüm kalmadı söylecek...
Duyduklarım ise,
Artık kulağa hoş gelmiyor...

Bana sorduğun hiçbir sorunun,
Cevabı yok bundan böyle.
Sıkıldım,
Bildiğin soruları cevaplamaktan...
Yoruldum,
Çıkışı olmayan labirentinde,
Her gece kaybolmaktan...

Ben sorunları severim
Sen soruları...
Cevap ver o zaman bana;
Pencerenin buğusuna yazdığım
O iki kelime,
Duruyor mu hala bakışlarında?..
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
seninle biten sensizliğim!!!

Ne çabuk geçti yıllar; ne güzeldi geçirdiğimiz o güzel günler.
Hiç bitmeyecek zannettiğim yıllar ve gidişin.
Senden çok şey kaldı bana, en önemlisi sevgin sonra derin bakışların ve teninin kokusu......
Sen bir rüyaydın benim için , gerçekleşmeyecek bir hayal.....
Çok mutluyduk; deli gibi seviyorduk birbirimizi, gözgöze geldiğimizde ilk tanıştığımız gün gibi,heyecan duyuyoduk birbirimizden. Aradan 6 yıl geçmesine rağmen hiç bir şey kaybetmemiştik kendimizden ve sevgimizden.
Rüyadan uyanma zamanı geldiğinde ikimizde yıkılmıştık.
Çaresiz bir kabullenişti bu....
Zorunlu ama severek ayrılanlardandık.....
Aslında biliyorduk baştan hikayemizin sonunu!!!
Bilerek yaşamak istedik bu sonu.
Güzeldi her şeye rağmen yaşadıklarımız,yaşayamadıklarımız ise yaşadıklarımızdan çok fazlaydı ve bu fazlalık hep benim canımı acıtmıştı. Verilen sözler, yarım kalmış kırık hayaller.................
Hani birlikte,yağmurlarda yüreyecektik?
Hani, güneşin doğuşunu bekleyecektik?
Çok uzaklara gidecektik....
Sabahlara kadar bizim şarkımızla dans edecektik...
İlkbaharda papatya tarlalarının üzerine yatıp el ele gökyüzünü seyredecektik...
Hani, haniler yarım kalmış sözler, kırık hayaller....
Senden ayrı kaç gün geçti hatırlamıyorum.
Ama yine seninleyim, sen varkende sensizdim ve sensizliğimde yaşadım tüm senleri..............................
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
Yorgunum...
”Her şeye rağmen bitirdim seni beynimde, söküp attım yüreğimden, vazgeçtim senden” dememe rağmen her fırsatta karşıma çıkıp beni sarsmandan yorgun düşüyorum....
Beni bitiren “yokluğundaki sen” mi, “varlığındaki yoksunluğum” mu?... Seçemiyorum.

Dün gece bir kabusa boğuldum yine...
Yıllar öncesinden gelen ve beni takip eden iki göz; iki masum bacağa karşılık gelen iki hızlı ayak... Her seferinde büyüyor ya da ben her seferinde biraz daha küçülüyorum. Koşmaya çalışan bacaklarımın yere yapışma eğiliminden sorumlu olan da o gözler... (neden hala bırakmıyor peşimi?)
Görünüşümün içini boşaltan giysilerimden kurtulup denize bıraktım kendimi... "Kaçmaya çalışman anlamsız..." deyişini düşündüm. Ama anlatamadım sana bir türlü kaçmak zorunda olduğumu... Yüreğimi ve beynimi eritip, kendini benimle besleyecek olandan kaçmak zorundayım. İçi boşaltılmış bir ben'i sen bile sevmezsin (sen bile mi? aman ne iddialı... bir kandırmacaya bir dolu kadeh).

Anlamsız görünen kaçışlarımla kendimi senden nereye kadar koruyabilirim bilmiyorum... Böyle anlarda sana kızıyorum. Yüzleşmemi istiyorsun her şeyle... Benim eriyişlerim, tutunamayışlarım, acıyışlarım yokmuş gibi yapıyorsun. "muş gibi” yapmayı sana yakıştıramıyorum hiç; sadece ben “muş gibi” yaparım; sen hep dik; dimdik olmalısın vazgeçtiğim...
(sahibi olamadığım her şeye sahip olma erkim varmış gibi bakma yüzüme...
Ben değilim baktığın...
Kendi yarattığına bakıyorsun belki...
Bakma lütfen...
Canımı daha fazla acıtma...)

Sen ne dersen de kaçmalıyım kabusumdan gücüm yettiğince... Belki tökezleyip düşerim; ama bilirsin düşmekten pek korkmam, aptal cesareti olur her adımımda...
Yerden güç almaya çalışarak, ya da son kalan bir parça umut köküne tutunarak kalkma gayretimde -en fazla- kan içinde kalır her yanım; çünkü her tarafa dağılmış paramparça can kırıkları batar etime...

Varsın batsın...
Batsın...
Ah bir de kan tutmasa beni...
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
[size=12pt]Bu Şehir Ağlıyordu Gözlerinde

Bu şehir ağlıyordu gözlerinde.Bir martının bembeyaz kanatlarına tutunmuşDeniz mavisi umutlarım.Yürüdüğüm her karanlık sokaktaSevmek kırıntısı yitik aşk hikayeleri.Sinema afişlerinde sarı saçlı bir kız.Vapurların ardında bıraktığı köpüklerörselenmiş ve mazot kokan hayalleri balıkların.Yetim kaldırımların ıslandığı yağmur.Kız Kulesinin feryad eden prensesi.Çıktıkça uzayan yokuş Piere Loti.Solgun bir cezayir menekşesi şairin sözlerindeBu şehir ağlıyordu gözlerinde.Yanmak vakti gittiğinin ertesinde her gece.Yanmak vakti gülüm ellerinden sıyrılırken sessizce.Ve kurumuş dudaklarında bir ayrılık şarkısıGöğsünde deniz vurgunu bir adam gizliceYanar..Yanar...Yanar en karanlık caddelerinde bu şehrin her gece.Bazen bir bulut ayı sıyırıp geçer.Hasret yüklü bir kaç damla düşer yüreğime.Özlemleri gagasında bir güvercin havalanır,Gelir konar düşlerimin pembe avlusuna.Adalar terk edilmiş,Haliç yaslı bakar.Bu şehir böyle gözlerinde usulca ağlar,ağlar...Tutsak şiirlerin buğusunda yaşar çiçeklerim.Ölmek tadındadır hep böyle bekleyişlerim.Ama düşünme sen sevdiceğim..Sen gelmeden ben bu şehirde ölmeyeceğim
 

Aragorn

Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,684
Tepkime puanı
0
Yaş
37
picturekule3bu.jpg


Bu gece soğuktan; ellerim titredi,
Bedenim buz tuttu , kendimi soyutlarcasına
hayattan.....
Balkona attım bedenimi , sahte gülüşlerimi
Verdim rüzgara.........içten kalmamıştı ki içimde boşluk
fırtınaları koptu.....
Gözümden süzülüverdi damla damla göz yaşlarım...
Duygularımı kaybettiğimi Düşündüğüm anda,
özleminle ağladım...
Duygularım kopmamış gitmemiş benden ama
Sen gideli çok olmuş buralardan.....
Başımı kaldırınca anladım....
rüzgar kokunu getirdi Bilmediğim uzaklardan....
son kez sarılamadım ya sana SIMSIKI ona Acıdı içim....
ellerim titredi ve yine seni aradı gözlerim.......
Yoktun.........yokluğun bu kadar acımıydı....
Bu kadar nefes kesicekmiydi
SENSİZLİK......
 

3va

Yeni Üye
Katılım
3 Ocak 2006
Mesajlar
12,779
Tepkime puanı
0
Yaş
41
emeğine sağlık KalbimSende...
cok güzel satırlar yaa saolasın...
 

3va

Yeni Üye
Katılım
3 Ocak 2006
Mesajlar
12,779
Tepkime puanı
0
Yaş
41
Hâlâ İnancım Var

Ben, bu yorgun düşmüş rüzgarın, gittiği yönü bilmeyişinde sürgünüm. Sanki o, sabırsız vuslatlardan mahrum bir hırçınlıkta eserken, güvensiz iklimlerin yollarında kayboluyor
Bense yüzümü yakan bir yalnızlık sıcağında, sürgünlüğümün, zindanlarında, muhattab yaşıyorken sessizliğimle, yine de ölmüyorsam, öldüremiyorsa öfken bile

hâlâ inancım var, umudumun gölgesine sinmiş bir serinlikte...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst