karışık fıkralar,ve katılımları buraya...

ApRoVrEaX

Üye
Katılım
30 Ocak 2006
Mesajlar
397
Tepkime puanı
0
Yaş
1020
Baba, ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir:
-"Getir bakayım şu karneyi!"
-"Al baba..."
Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf.
-"Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali, rezil şey!"
-"Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuştum..."



                                                  ----------------saygılarımla-------------
 

3va

Multi Aktif Üye
Katılım
3 Ocak 2006
Mesajlar
12,737
Tepkime puanı
0
Yaş
41
_______________________________________________

Anaokulunun son günü küçük ögrenciler ögretmenlerine
hediye verdikleri bir parti duzenler.
Çiçekcinin oglu ögretmene bir hediye paketi uzatir.
Ögretmen paketi yavasça sallar eliyle tartar ve
- Sanirim bu bir buket çiçek..?
- Dogru.. Nerden bildiniz ögretmenim ??
- Sey, tahmin ettim..
Siradaki ögrenci sekercinin kizidir. O da ögretmene bir hediye verir.
Ögretmen gülümseyerek paketi alir, eliyle tartar ve hafifçe sallar:
Sanirim bu bir kutu çikolata..
- Aaa, nerden bildiniz ögretmenim ??
- Sey, bir tahmin sadece. Nasilsa tuttu iste..
Bir sonraki hediye TEKEL bayisinin oglundan gelir.Ögretmen paketi alir
ama  alttan küçük bir sizinti vardir. Paketi tutarken parmagi
islanan ögretmen  yavasça parmagini diline sürer:
- Bu sarap olabilir mi ?
- Hayir ögretmenim !! ...diye bagirir çocuk heyecanla.
Ögretmen tekrar sizan yerden bir damlayi parmagiyla alip tadina bakar:
-Sampanya öyleyse...?
Daha da heyecanlanan çocuk ..
- HAYIR ögretmenim !!
Ögretmen sizintinin bir daha tadina bakar:
- Tamam.. Pes ediyorum, bilemeyecegim.Nedir bu ??
Çocuk neseyle haykirir:
- Bir köpek yavrusu !..?


__________________________________________________


Üniversite son sınıf öğrencisi yazılı sınavından kalınca doğru hocasına gider:
Siz sınıfta bırakarak hayata atılmamı önlüyor
ve beni cezalandırıyorsunuz.
İşin bu yanını hiç düşündünüz mü?
"Tabii düşündüm. Hocanın görevi bilgiyi ölçmek,
yeterli olmayanı sınıfta bırakmak değil mi?"
"İyi. O zaman size bir teklifim var. Bir soru da ben size soracağım.
Doğrucevabı verirseniz, ben kötü notumu kabul edip sınıfta kalacağım.
Bilemezseniz, notumu düzeltecek ve sınıfı geçirteceksiniz."
Hocanın keyfi yerinde. Teklifi kabul eder ve öğrenci sorar:
"Yasal olup, mantıklı olmayan nedir? Mantıklı olup, yasal olmayan nedir? Ve
de ne mantıklı ne de yasal olmayan nedir?"

Hoca uzun uzun düşünür ama cevabı bulamaz. İddia gereği öğrencisine iyi not
vererek sınıfı geçirir. Ama aklı da soruda kalır. Sonunda sınıfın en iyi
öğrencisini çağırır, olayı anlatır ve sorunun yanıtını bilip bilmediğini sorar.
Öğrenci hemen cevap verir:
Siz 65 yaşındasınız ve 23 yaşında bir kadınla
evlisiniz. Bu yasal ama mantıklı değil.
Karınızın 25 yaşında bir sevgilisi var. Bu mantıklı amayasal değil.
Siz karınızın sevgilisini, zayıf alıp sınıfta kalması gerekirken,
iyi not verip mezun ediyorsunuz. Bu ise ne mantıklı, ne de yasal."
 

canik

Multi Aktif Üye
Katılım
1 Ara 2005
Mesajlar
15,169
Tepkime puanı
0
Yaş
1020
Üniversite son sınıf öğrencisi yazılı sınavından kalınca doğru
hocasına gider..
-Siz sınıfta bırakarak hayata atılmamı önlüyor ve beni
cezalandırıyorsunuz.
İşin bu yanını hiç düşündünüz mü?..
-Tabii düşündüm. Hocanın görevi bilgiyi ölçmek, yeterli olmayanı sınıfta bırakmak değil mi?.
İyi.. O zaman size bir teklifim var. Bir soru da ben size
soracağım. Doğru cevabı verirseniz, ben kötü notumu kabul edip sınıfta kalacağım.
Bilemezseniz, notumu düzeltecek ve sınıfı geçirteceksiniz.
Hocanın keyfi yerinde.. Teklifi kabul eder ve öğrenci sorar
-Yasal olup, mantıklı olmayan nedir? Mantıklı olup, yasal olmayan nedir? Ve de ne mantıklı ne de yasal olmayan nedir?
Hoca uzun uzun düşünür ama cevabı bulamaz. İddia gereği öğrencisine iyi t vererek sınıfı geçirir..
Ama aklı da soruda kalır.. Sonunda sınıfın en iyi öğrencisini
çağırır, olayı anlatır ve sorunun yanıtını bilip bilmediğini sorar.
Öğrenci hemen cevap verir;
"Siz 65 yaşındasınız ve 23 yaşında bir kadınla evlisiniz. Bu yasal ama mantıklı değil. Karınızın 25 yaşında bir sevgilisi var. Bu mantıklı ama yasal değil. Siz karınızın sevgilisini, zayıf alıp sınıfta kalması gerekirken iyi t verip mezun ediyorsunuz. Bu ise ne mantıklı, ne
de yasal."
 
 

canik

Multi Aktif Üye
Katılım
1 Ara 2005
Mesajlar
15,169
Tepkime puanı
0
Yaş
1020
Dikkat edin okurken başınız dönmesin

Saygıdeğer Hakim Bey..

Saygılarımla size açiklama özgürlügümü kullanarak bazi seyleri bildirmek istiyorum Umarım bu durumu en kısa zamanda açıklığa kavuşturursunuz..Su günlerde askerliğe çağırılacağım.

Yasım 24 ve 44 yasında bir dul bayanla evlendim, kendisinin de bir kızı var 25 yasında. Babam ise bu bahs etmis oldugum kizi ile evlendi.Böylelikle Babam, karimin kizi ile evlendigi icin damadim olmus oldu.Bunun üzerine kizim da üvey annem olmus oldu babamla evlendigi icin..

Hanimimin ve benim gecen sene bir oglumuz oldu.
Oglum hanimimin kizinin erkek kardesi oldu, ayni zamanda Babamin da enistesi. Birde üveyannemin erkek kardesi oldugu icin dayi oldu. Anliyacaginiz benim oglum benim dayim oldu..

Babamin esi sene sonunda dünyaya bir erkek cocugu getirdi.
O babamin oglu oldugu icin benimde erkek kardesim, vede kizimin oglu oldugu icin de torunum. Yani beni torunumun erkek kardesiyim. Ayrica bir Annenin evladinin babasi esi olduguna göre bende Esimin Kizinin babasiyim vede kizimin erkek cocugunun erkek kardesiyim. Kisacasi kendimin büyükbabasiyim..

Sayin Savci bey sizden ricam beni Askerlik görevimden azl etmenizdir,sizde biliyorsunuz ki kanunlarimizda Baba, Ogul ve Torun ayni zamanda askerlik yapamazlar..

Saygilarimla..

Not: Pskolojik rahatsizliklardan ve
()Ailedeki dengesizliklerden dolayi bu
genc adam askerlikten men edilmistir..
(Dosyasina bu sekilde islenmiştir.)   


 

Kabaracı

Multi Aktif Üye
Katılım
2 Ara 2005
Mesajlar
2,642
Tepkime puanı
0
Yaş
63
Karadenizli bir babanın Almanya'da çalışan
oğluna gönderdiği mektuptan:

Uy sevgili uşagum, Allah'in selami
tabiidur.
Mektubumu çok yavaş yazayrum, Çünkim
bilirumki,okuman zayuftur,çabuk
okuyamazsun...
Benden sana sual edersen, Allahuma pin
sükür iyiyum, yeni pir iş buldum. Emrimde
1500'e yakin adam var, hepside sessuz
sedasuz, kendi hallerinde... Ne iş
puldugumu soraysan söyleyecegum patlama,
mezarluk pekçisi oldum...

Geçtigimiz hafta puraya iki tefa yagmur
yagdu... Piri pazartesinden persembeye
öbüride persembeden pazara...

Bacin Emine bir usak doguracak, daha
erkekmidir kizmidir pelli degil, haçan o
yüzden saga dayi mi oldin, teyzemi oldin
söyleyemeyrum

Pahriyede askerlik yapan 10 usaguda kaybettuk.
Pindikleri denizaltu pozulmus, motoru
turmus, inmis asagu, denizaltuyu
itekleyup, motorunu çalistirmak
istemuslar...

Temel emicende tükkan açtu, o da 30 a
alduguni 25 e verir, sürümden kazaniyormus
öyle dedu... Bizim köye findukçularun
Temel'i muhtar seçtuk, akullu usakta...
Geçen gün hepimizu zelzeleye karsi aşi
etturdu. Temel hem akillidur, hemde
dürüsttür... Geçenlerde bir taksinin
soförü köye varmis, muhtari ariyor, meger
yolda bir tavuk ezmis sahibini soraymus.
Muhtar Temel tavuga pakmis, ha bu pizden
deguldur pizum köyde yassu tavuk yoktir demis...

Senin küçügün Ergin çok akullu usak çikti.
Geçen gün tepeye varmis, elinde bir ip
sallayip duriy. Anan uy usagum ne edeysun
orada demis. O da heva durumuna bakayrum
demis. Çektum oni aksam karsuma,anlat
bakayum su hava turumu isinu dedum.
Anlattu, meger ip sallaninca havanin
rüzgarli olduguni; ip islanunca da yagmur
yagduguni anlaymis. Çok akillu usak
vesselam. Sen o yasta böyle akillu
degildun
Senin gönderdigun resmi alduk, pir yaninda
bir Alman herif pir yaninda pir Alman
karisi var, ortada da sen. Iyiki resmin
arkasina ortadaki penum diye yazmissun
yaksam tanimayacaktuk.

Yaa iste böyle usagim. Memleçetten saga
pol pol havadis.. Yeni havadis olursa yine
yazarum. Baki hüdaya emanet ol. Baban
NOT: Mektupa para koyacaktim, ama geç
akluma geldi, zarfi kapatmisum
 

BY_KRAL_ASKER

Multi Aktif Üye
Katılım
10 Ocak 2006
Mesajlar
4,876
Tepkime puanı
0
Yaş
38
Bir tımarhanede deliler ayaklanır ve binanın orta bahçesini işgal ederler. Hiçbiride dağılmaz. Bunun üzerine doktorlar toplanarak yönetmeliği açarlar ve aynısını uygulamaya karar verirler. Yönetmeliye göre bir doktoru çırılçıplak soyar delilerin içine atarlar. Doktor içeri girince * BOMBAAA * diye bağırır. Bunu gören deliler doktoru tuttukları gibi camdan dışarı atarlar. Bunun üzerine doktorlar tekrar toplanır ve konuşurlar. Bu işte bir yanlışlık vardır. Delilerin hepsinin dağılması gerekmektedir. Yeniden denerler. Bir doktoru daha soyup içeri atarlar ve oda * BOMBAAA * diye bağırır. Deliler onu da tuttukları gibi camdan dışarı atarlar. Başhekim en sonunda bir de ben deniyeyim der ve soyunup delilerin arasına girer ve * BOMBAAA * diye bağırır. Bunun üzerine bütün deliler kaçışır ve binayı ve orta bahçeyi terk ederler. Doktorlar merak eder ve biraz akıllı olanlarından toplayarak bu durumu sorarlar. Niçin siz ilk iki doktor girdiğinde binayı boşaltmadınız da son başhekim girdiğinde boşaltınız? derler. Delilerde "İlk giren iki bombanın fitili uzundu ama son giren bombanın fitili kısaydı zamanımız yoktu içerde patlamasın diye böyle yaptık" derler.

Kendisini fare zannettiği için ailesi tarafından bir akıl hastanesine yatırılan adam, birkaç yıllık bir tedavinin ardından; iyice kendine gelmiş. Doktorlar, artık taburcu etmeyi düşündükleri hasta ile son bir görüşme yaparak,iyileştiğinden emin olmak istemişler. Adama sormuşlar:
-"Söyle bakalım; sen insan mısın, fare misin?" Adam gülümsemiş:
-"Doktor bey, o günleri geride bıraktım. Elbette ki ben bir insanım." Doktorlar, içleri rahatlayarak:
-"Tamam o zaman, artık burada kalmana gerek kalmadı", demişler ve çıkış belgelerini uzatmışlar. Birkaç dakika sonra, gruptaki doktorlardan biri bahçeye çıktığında, adamı bir ağacın arkasına saklanır halde görmüş.
-"N'oldu yahu? Sıkılmadın mı buradan, çıksana, git özgürlüğün tadını çıkar!"
-"İyi de doktor bey, orada bir kedi var!"
-"Eee, ne olmuş kedi varsa; hani sen artık bir fare olmadığını biliyordun?"
-"Ya doktor bey, ben fare olmadığımı biliyorum da; kedi benim fare olmadığımı nereden bilecek?"


İki deli havuzun başında oturuyorlarmış.Biri kalkıp havuza şeker atmış.Havuzdan bir yudum almış ve tükürmüş.Arkadaşına:
-Havuza şeker attım ama tatlı olmadı.. Arkadaşı:
-Karıştırmadınki salak!


Doktor akıl hastahanesine havuz yaptırmış. Deliler buna çok sevinmişler;o kadar sevinmişler ki hemen havuza dalmaya başlamışlar,360 dalanlar,balıklama dalanlar. Doktor hastalarının birinin yanına yanaşmış''Havuzu nasıl buldunuz ?''diye sormuş. Deli de çok beğendiklerini,havuzun harika olduğunu söylemiş. Doktor da ''İyii.Yarın da havuza su dolduracaaz.!!''demiş..

Akıl hastanesinde bir gün bir hasta bakıcıyı yanına çağırır. "Bana çabuk 5 şişe kola getir" der. Hasta bakıcı buna kızar ve hastaya beş tokat atar ve "al işte kolalarını" der. Aradan zaman geçtikten sonra yine aynı hasta, bakıcıyı yine çağırır. Bu sefer hasta bakıcıyı tokatlar."Bakıcı ne oluyor?" der. Hasta cevap verir. "Şişeleri getirdim abi".

:D :D
 

Kabaracı

Multi Aktif Üye
Katılım
2 Ara 2005
Mesajlar
2,642
Tepkime puanı
0
Yaş
63
İstanbul'da üniversitede okuyan genç kız Ankara'daki babasına telefon etmiş:
-"Baba, meraba. Ben Lale...."
-"Ooooo. Güzel kızım benim. N'abersin bakalım?..."
-"Hiç sorma babacığım. Hiç keyfim yok valla..."
-"Hayırdır? Bi sorun mu var?...
Kız ağlamaya başlar; babası ise üzüntü ve meraktan kafayı yemektedir:
-"N'ooldu kızım? Anlatsana..."
-"Murat evi terketti. Boşanmak istiyormuş..."
-"Ne evi lan? Ne boşanması? Sen ne zaman evlendin de boşanıyorsun?..."
-"Hani senin hiç hoşlanmadığın esrarkeş çocuk vardı ya. Ben onunla evlendim."
-"İyi halt ettin, zilli. Neyse, artık yapacak bi şey yok. Versin mahkemeye, hemen boşanın..."
-"Boşanalim ama benden 10 milyar istiyor. Eğer vermezsem, iyi zamanlarımızda çektiği çıplak fotoğraflarımı internetten herkese yollayacakmış...."
-"Püüh. Rezil... Çıplak fotoğraf çektirdin, öyle mi?"
-"Ama babacığım. O benim kocamdı. Ne biliyim böyle bir puştluk yapacağını."
-"Peki. Olan olmuş artık. Yarın havale ederim parayı...Öğleden sonra bankaya gidip çekersin; sonra da alıp yakarsın o kahrolası fotoğrafları..."
-"Sağol baba. Eeee. Şey...Bi de kürtaj için 2 milyara ihtiyacım var..."
Adam artık iyice fenalaşır. Boğuk bir sesle konuşur:
-"Kürtaj mı? Bi de hamile mi kaldın o çocuktan sen?..."
-"Aslında ondan değil... Zenci bi çocuk vardı...Zaten o yüzden ayrılıyoruz ya...."
Adam bayılmak üzeredir. Nabzı yükselir, tansiyonu düşer, artık inleyerek konuşmaktadır:
-" Biz seni oraya okumaya yollamıştık. Sen ne haltlar çevirmişsin. Allahım. Nedir bu başımıza gelenler...Okulu bititir bitirmez Ankara'ya
dönüyorsun, yoksa kırarım bacaklarını..."
-"İstersen hemen dönebilirim babacığım. Ben geçen yıl okuldan atıldım çünkü..."
Adam masanın üzerindeki soğuk su dolu sürahiyi başından aşağıya devirir ve ancak bu şekilde konuşmasını sürdürebilir:
-"Okuldan mı atıldın? Hani birlikte avukatlık yapacaktık, zilli?...Eh ulan? Sen hele bi gel buraya.
Ben sana yapacağımı bilirim. Evden dışarıya adım attırmıycam sana. İlk isteyenle de evlendiricem...."
-"O iş zor be baba. Biliyorsun, moda oldu, artık evlenmeden önce eşler birbirlerinden sağlık raporu istiyorlar... Pek iyi bi rapor sunacağımı
zannetmiyorum ben..."
-"Allahım, çıldıracağım... Bir de cinsel hastalıklar haaa.....Kesin o zencidendir..."
-"Çok pis arkadaşları vardi. Bilmem artık hangisinden kapmışımdir..."
Güm diye bir ses duyulur. Adam kisa bir süre için kendinden geçmistir; ancak hemen kendisini toparlayıp tekrar telefonu alır.
-"Hemen bu akşam dayını yolluyorum oraya. Seni alıp gelecek. Adresini ver bakiyim..."
-" Mahmutpaşa Karakolu'ndayım... Gelirken kefalet için de biraz para getirsin yanında..."
-"Karakol mu?...Bi de karakola mı düştün layyynnn? Ne yaptın?...."
-"Dün kafam çok bozuktu, çok içmişim. Araba kiralayıp dolaşmaya çıktım. O kafayla Arnavutköy'de kokoreççi dükkanına girdim. Ama neyse ki kimse ölmedi. Dükkan sahibiyle kiralık araba firmasına biraz para vermek
gerekir sanırım..."
Adam artık iyice fenalaşmıştır. Hatta fenalaşmak ne kelime; adeta kahrolmuştur. Telefonda kısa bir sessizlik olur. Kız tekrar konuşmaya başlar:
-"Babacığım. Sakın üzülme. Bütün bunlar bir şakaydı. Ben sadece sınıfta kaldığımı söylemek için aramıştım..."
Bunun üzerine adam sevinçle ve mutlulukla haykırır:
-"Canın sağolsun be güzelim, boşveeerrr. Okul da neymiş? Hiç mühim değil, tatlıcanın sağolsun senin...."
 

Kabaracı

Multi Aktif Üye
Katılım
2 Ara 2005
Mesajlar
2,642
Tepkime puanı
0
Yaş
63
EDEPSIZ
Cenap Sehabeddin'e:
* Su edepsize neden bir tokat vurmadin? dediklerinde,su cevabi vermis
* Eldivenim yoktu, igrendim.


ELBISE
Ingiltere Krali George ile görüstügü sirada, Gandi'nin üzerinde her
zamanki gibi beyaz örtüsü vardir. Davetten çikinca birgazeteci sorar :
* Kiyafetiniz, bir kralla bulusmak için yeterli miydi?
Gandi, hiç aldirmadan cevap verir :
* Kral, ikimize de yetecek kadar giyimliydi.



SIPA
Köylü, yeni dogan bir sipayi kucagina almis evine dönerken, iki ortaokul
ögrencisi kendisine takilir ve :
* Hayrola amca, derler. Oglunu nereye götürüyorsun böyle?
Adam, kendine yapilan bu terbiyesizlige aldirmamis görünerek cevap
verir:
* Gittiginiz okula kaydini yaptiracagim.





YAMA
Incili Çavus, Osmanli elçisi olarak Fransa Kralina gönderildiginde,
elbiselerinin bazi yerlerinde yama varmis. Kral, bunlari görünce
dayanamayip
:
* Bana senden baska gönderecek adam bulamadilar mi? diye sorunca,
incili Çavus :
* Osmanlilar, adama göre adam gönderirler,cevabini vermis. Beni de sana
göndermelerinin hikmeti bu olsa gerek.



MEZAR
Amerikali isadami, Çinliyle alay ederek sormus :
* Mezarlariniza koydugunuz pirinçleri, ölüleriniz ne zaman yiyecek?
Çinli, basini kaldirmadan cevap vermis :
* Sizin ölüleriniz, koydugunuz çiçekleri kokladigi zaman.



NAPOLYON
Vaktiyle Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon Bonapart'i bir
muharebede tenkide kalkisip parmagini harita üzerinde gezdirerek :
* Önce surasini almaliydiniz, sonra buradan geçerek ötesini
zaptetmeliydiniz, gibi fikirler yürütmeye baslayinca, Napolyon:
* Evet demis, onlar parmakla alinabilseydi dedigin gibi yapardim.



YARIŞ
Bir ihtiyar, yaslandigi için kendini yormamasini ve istirahat etmesini
isteyenlere su cevabi vermis :
* Eger bir yarisa katilmis olsaydiniz, hedefinize yaklastiginizda
yavaslar miydiniz?
 

3va

Multi Aktif Üye
Katılım
3 Ocak 2006
Mesajlar
12,737
Tepkime puanı
0
Yaş
41
TÜNEL
Mısır hükümeti kızıl denizin altına tüp geçit yapmak için ihale açar.
İhaleye İngiltereden, Amerikadan, Japonyadan ve Türkiyeden de Temelin firması olmak üzere birer firma katilir. Firmaları teker teker mülakata çağırırlar ve teknik bilgi isterler.
İngiliz firması:
-Biz iki taraftan da eş zamanlı olarak tüneli kazmaya başlarız
ve denizin altında tam ortada buluşuruz.
Tüneller arasında maksimum 1 metre fark olur.
30 metrelik enindeki tünelde de 1 metreyi rahatlıkla düzeltiriz derler.
Amerikan firması:
- Bizde iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz maksimum 50 cm fark olur derler.
Japon firması:
-Biz iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz. Maksimum 20 cm fark olur derler.
Sira bizim Temele gelir.
Firması adına Temel:
-Valla bizde iki taraftan kazmaya başlarız. Ortada buluştuk buluştuk, buluşamadık iki tüneliniz olur, der.

---------------------------------------------------------------------

KEDİ
Temelin bir kedisi varmis ve hergün düzenli olarak gezmege
çikartirmis. Birgün yolda karsilastigi bir arkadasi :
-ula senun paska isin yok midur pikmaymusun herkün bu kediyi
gezdirmekten?
diye sorunca Temel:
-pende piktim ama ne yapayum ha pu kedi pakiredir istemayrum pi de
yavrulasin korkayrum salamayrum! demis.
Arkadasi:
-ula usagum ha punun kolayi fardur...penzine pula sal oni yanuna
gelmez kedi medi..
Temel'in kafasina yatmis bu yöntem bi deneme yapmis bakmis gercekten
yanina kedi falan yanasmiyor hergün sabahtan salarmis kediyi benzine
bulayip... aksam hava kararinca kedi de eve dönermis rahat etmis Temel.
Taaa ki bi aksam kedi hava kararipta hala eve dönmeyinceye kadar....
Bir telas bir telas oraya bak buraya sor yok yok yok. 'Gitti bizim kedi' diye düsünürken rastladigi mahallenin çocugu
-Ha pen kördüm senun kediyi su ileriki ranpada penzini bitmis öbür
kediler dayanaydu.

------------------------------------------------------------

PATATES
Ajanlık yarışması yapılmış.
Yarışmaya üç ülkeden katılımcı olmuş.
Tarışmacılara birer tane torba vermişler. Kendilerini kamufle etmek için.
İngiliz torbanın içine girmiş ve jüri kendisine yaklaştığında kedi gibi "myav,myav"demiş.
Alman "hav, hav" demiş.
Bizim Türk"patates" demiş.

-------------------------------------------------------------------

TOYATOO
Japon"u biri Rize"de bir kahveye girmis ve herkese kafa tutmus:
- Var mi aranizda delikanli, varsa ciksin disari!
Tahmin edeceginiz uzere Temel kapiya dogru yurumus.
- Cikiyorum ulan, gorelim bakalim erkekligini!
Birkac dakika sonra Temel agzi burnu dagilmis kahveye geri donmus.
Pesinden de Japon kasilarak iceri girmis.
Temel"i gosterek soylenmis:
- Kore - Teakwon Do!
Ertesi gun Japon yine gelmis. Yine meydan okuma. Yine Temel"den rest..
Ve birkac dakika sonra kapida yine agzi burnu dagilmis bir Temel!
Ve pesinden kasilarak yaptigi oyunu aciklayan Japon:
- Cin - Kung Fu!
Ertesi gun yine ayni hikaye: dayak yemekten ayakta duramaz hale gelmis Temel ve hergun degisik bir stil kullanan Japon:
- Japon - Karate!
Ve bir sonraki gun Japon yine kahveye gelip, yine herkese kafa tutmus. Japonun restini goren yine Temel olmus.
Birkac dakika sonra herkes surati dagilmis bir Temel beklerken bu defa Japon her tarafi kanlar icinde kapida belirmis!
Temel de hemen arkasindan gelmis..
Japon"u gosterek gulumsemis:
- Toyota – Kriko

----------------------------------------------------------

TRAFİK
Trafik polisi Temelin kullandigi arabayi durdurur ve:
-Sizi tebrik ederim beyfendi, bu günkü kontrollerimizde emniyet kemeri takan tek sürücü sizsiniz. Bu yüzden size üçyüzmilyon lira ödül verecegiz, ne yapmayi düsünüyorsunuz? demis.
Temel:
-Hemen cidup bi ehliyet alacagim demis.
-Ne! senin ehliyetin yok mu?
demeye kalmadan yandan Fadime söze girmis:
-Siz ona bakmayin memur bey içince hep boyle sapitiyi
Polis iyice sinirlenmeye baslamis.
Derken arkadan dursun:
-Ula ben size demedimmi çalinti arabayla yola çikmayalim basimiza bi is gelir diye.
Trafik polisi iyice zivanadan çikmis ve bagajdan idris atlamis:
-Noldu usaklar geçtuk mi siniri?




 

3va

Multi Aktif Üye
Katılım
3 Ocak 2006
Mesajlar
12,737
Tepkime puanı
0
Yaş
41
ANAM BABAM (Asker fıkraları)

Yüzbaşının çok sevdiği ve güvendiği Onbaşı Mehmet`in cezalandırdığı er, yüzbaşının karşısında :
-Komutanım benim bir şikayatim var.
-Söyle.
-Mehmet onbaşı beni döğdi.
-Git, ben onun cezasını veririm.
-Ama yüzbaşım; hem döğdi , hem söğdi.
-Anladım, git cezasını veririm.
-Anama babama laf etti.
-Git cezasını veririz dedik ya.
-Benim anam da yohtur, babam da yohtur.
-Allah rahmet eylesin.Benim de öyle.Sen git anladım.
-Ama yüzbaşım, Mehmet onbaşı benim anama da laf etti , babama da laf etti. Anam da yohtur, babam da yohtur. Anam da sensin, babam da sensin.
Yüzbaşı :
-Derhal koş; çağır Mehmet Onbaşı`yı buraya! dedi.

****************************************
ANDREA DORİA

Osmanlı donanmasıyla Venedik donanması arasında savaş çıkmış. Venedik donanmasının komutanı Andrea Doria imiş. Gözcü Osmanlı donanmasının yaklaştığını fark edince hemen Andrea
Doria'ya haber vermiş:

-Osmanlı yaklaşıyoor.

Andrea Doria sormuş:
-Kaç gemi var?

Gözcü:
-10-20 kadar.

Komutan hemen emir erini çağırmış:
-Oğlum bana hemen kırmızı gömleğimi getir.

Emir eri şaşırmış:
- Niçin komutanım?

Andrea Doria:
- Savaşırken yaralanacağız. Kan izi belli olmasın ve de askerlerin cesareti kırılmasın diye...

Bu arada gözcüden yine ses gelmiş:
-Efendim 50 kadar oldular.

Andrea Doria heyecanlanmış ve emir erine tekrar seslenmiş:
-Gömleği boş ver. Sen bana kahverengi pantolonumu getir..

****************************************
ANNENİZ NE DİYOR ?

Çok genç bir İngiliz subayı, general olan babasının yanında yaverdi, yaşlı bir albaya emri iletmekle görevlendirildi.
-Babam birliğinizi şu karşıki tepenin yamaçlarına çekmenizi söylüyor, efendim, dedi.
Yüzü moraran albay da şöyle dedi :
-Demek öyle söylüyor! Peki anneniz ne diyor?!...

****************************************



 

Aragorn

Multi Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,641
Tepkime puanı
0
Yaş
38
Adamın biri bara girer ve hemen barmen'e "bana sek bir viski" der, barmen viskiyi verir.Adam bir dikişte hepsini ağzına atar ve  gargara yaparak çöpe tükürür sonrada "vay anasını ya" der.
Tekrar barmene döner ve bir viski daha der. Barmen bir viski daha verir  ve adam yine viskiyle gargara yapar ve tükürür.sonrada yine "vay anasını  ya"der, ve bir viski daha ister.
Baren bir viski daha verir ve aynı olay tekrarlanır. Bu böyle yedi kez  devam eder ve barmen sonunda dayanamaz adama sorar;" Beyefendi kusura  bakmayın ama niye viskiyle gargara yapıp sonrada vay anasını ya diyosunuz?"
Adamda anlatmaya başlar. Bara geldim tam sizin barın karşısında park eden arabalar varya, işte onların arasında bir araba girecek kadar bir  boşluk var ve bir kamyon oraya park etmeye çalışıyordu. Bende gidip kamyoncuya oraya park edemezsin bu kamyon buraya sığmaz dedim.
Kamyoncuda ben sığdırırım siz kafanızı yormayın dedi. Bende göz var nizam var bu kamyon buraya sığmaz dedim.Kamyoncu birazda sinirlenerek sanane kardeşim ben bu kamyonu buraya sokarım sen bak işine dedi. Ben yine olmaz kardeşim sığmaz deyince adam iyice sinirlendi ve ben bu kamyonu buraya sokarsam senin ağzına sıçıyım mı lan dedi.
Bir viski  daha versene barmen vay anasını ya...

 

derin***

Multi Aktif Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,170
Tepkime puanı
0
Yaş
36
BUGÜN YARIN


Birini döven bir adam hakimin karşısına çıkarılmış,
Hakim sormuş :
- Nerede yaşıyorsun?
- Orda burda...
- Ne iş yaparsın?
- Onu bunu...
- Barda dövdüğün adamı önceden tanıyor musun?
- Söyle böyle...
- Ne demek yani nerden tanıyorsun?
- Ordan burdan...
Hakim artik dayanamamış :
- Anlaşıldı, götürün bu adamı tikin içeri!..
İki jandarma adamın koluna girmiş götürürlerken adam hakime seslenmiş:
- Heeeey bi dakika!.. Ne zaman çıkıcam ben burdan!..
Hakim de ona seslenmiş:
- BUGÜN YARIN!...
 

derin***

Multi Aktif Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,170
Tepkime puanı
0
Yaş
36
ORASI NERESİ

Telefon çalar,
A: Kızım benim, hanımı çağırıver sen bana
H: Bir dakika efendim
H: Alo
A: Ne oldu kızım, hanım nerede?
H: Ay beyfendi nasıl söylesem, hanımefendi yatak odasında biriyle
beraber.
A: Ne, bir adamla mı?
H: Maalesef, beyfendi.
A: Ne?!, hem de benim evimde ha! Bana bak kızım, git benim çalışma
odama, aç masamın çekmecesini ordaki tabancayı al, ikisini öldür,
emrediyorum sana!
H: Beyfendi, ben nasıl yaparım öyle şeyi?
A: Yaparsın, bak telefonda bekliyorum, yürü haydi
İki el silah sesi duyulur..
H: Alo, beyfendi
A: Ne yaptın kızım?
H: Söylediğiniz gibi silahı aldım, ikisini de öldürdüm efendim. Sonra
da silahı havuza attım.
A: Ne havuzu?
H: Bahçedeki yüzme havuzuna beyfendi, nereye olacak?
A: Ulan bizim villada yüzme havuzu yok ki, orası neresi Alooo?
 

derin***

Multi Aktif Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,170
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Trafik Polisi

Adamın birini gece vakti çevirir trafik polisi ceza yazacak ya sorar ;
- Beyefendi ruhsat lütfen !
- Buyrun Memur Bey .
- Alkol ?!
- Yok Memur Bey .
- Kemer takılı mıydı ?!
- Evet Memur Bey .
- İlk yardım çantanız ?!
- Tastamam yerinde Memur Bey .
Bakmış olacağı yok memur ;
- Mezdeke kasetin varmı ?!
- Var Memur Bey .
- Koy kaseti !
- Tamam Memur Bey .
- 3. Parçayı çal !!
- Tamamdır memur bey ??...
- Şimdi ben oynuyorum sen para yapıştırıyorsun!!!
:cheesy :cheesy :cheesy
 

3va

Multi Aktif Üye
Katılım
3 Ocak 2006
Mesajlar
12,737
Tepkime puanı
0
Yaş
41
derin koptummmmmmmm :D :D :D
sonuncu süperdi yaaaa :alkis: :alkis: :alkis: :cheesy
 

canik

Multi Aktif Üye
Katılım
1 Ara 2005
Mesajlar
15,169
Tepkime puanı
0
Yaş
1020
Erzurum'a bilgisayarın daha yeni yeni gelmeye başladığı zamanlara
ait bir anıyı Erzurum Kültür Kurumu İlköğretim Okulu'ndan Mansır
Bey anlatıyor...

Bir işyerine bilgisayar ve stok programı satılır. Teknik servis elemanı
bilgisayarı işyerine kurduktan sonra stok programının kullanımı ile ilgili
bilgi verir ve ayrılır.

Aradan bir iki saat geçer, işyerinden telefon:
"Kardeşim sizin anlattıgınız kimi yapirem fegat program düzgün çalışmiir."

Teknik servis elemanı sorar:
"Nasıl yapıyorsunuz?"

"Senin anlattıgın kimi."

"Hata ne?"

"Yazdıgım bilgiler kaydetmeme ragmen saklanmiir."

"İşlem basamaklarını tek tek anlatır mısınız?."

"Tamam" diyor ve başlıyor anlatmaya...

"Programı açirem. Malın adı bölümüne adını, adedi bölümüne adedini, birim fiyatını vb. yazirem. Hepsini yazdıhtan sonra senin anlattıgın kimi kayıt bölümüne basirem. Ekrana bir yazı geliir:
Kaydetmek ister misiniz?
E / H
yazısı çıkir. Ben de diyirem Hee..."
 
Üst