İşte size çeşit çeşit mektup

Kalpsiz

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
6,155
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Artik Seni Sevmiyorum
Artik Aglamiycam,firtinalara Yagmurlara
Musade Etmiycem Yuregimde Musade Etmiycem Gozyaslarima Paramparca Olan Yuregime Artik Senin Sevginin Tohumlarini Ekmiycem Kurutacagim Onlari Bida Acmasinlar Bidaha Yesermesinler Bir Daha Hic Cikmasinlar Diye
Ismini Silecegim Yazdigim Sevda Sokaklarindan Hasretini Ozlemini Yuklemiycem Yuregime Bombos Kalacak Hicte Kolay Olmayacak
Biliyorum Ama Yapacagim Kiracagim Icimdeki Zinzirleri Beni Sana Baglayan Tum Yollari Kesecegim Hasretinle Ozleminle Sevginle
Buyuttugum Narin Cicekleri Kokunden Kesip Atacagim
Bilmedigim Bilemedigim Ufuklara Yelken Acacagim
Belki Bir Daha Olmuycak Belki Birdaha Sana Demiycem Seni Ne Kadar Sevdigimi
O Iki Kelimeyi Ne Kadar Bildigim Kutsallik Ahdettigim O Iki Sihirli Kelimeyi Bida Anmiycam Sana Soylemiycem
Hayatta Hic Bir Seyi Ertelememeyi Ogretmeye Calistim Ogretemedim Olmadi Hayatinda Keskeler Olmasin Dedim Yapamadin Seni Ve Senle Olan Butun Yollarimi Kapatiyorum Kesiyorum Isyanlarim Bana Yeter Kalsinlar Benle Okuyanlar Anlasin Ne Kadar Seni Sevdigimi Bilsinler Adini Bile Koyamadigin Benim Sevgimi Sevgiye Inanmiyanlarin Yasadigi Bu Kahpe Dunyada Gun Gelsin Senin Yuregine Ekilsin Sevda Tohumlari Sevgiler Ozlemler Hasretler Belki Sevemeyen Yuregin Anlar Anlarda Aglar Belki Belki Beni Hatirlarsin Gunun Birinde Belki Beni Hep Hatirliycaksin Belki Diyceksin Elini Bile Tutamadigim Yuzunu Bile Goremedigim Beni Cok Seven O Insan Nerde Diyeceksin Belkide Belkide Bu Dunyadan Baska Dunyalarin Oldugunu Dusuneceksin Belki Gozlerinden Akan Her Damla Yasta Beni Goreceksin,belki Diyceksin Ben Ne Yapmisim Diye Ama Ben Olmuycam Hayatinda Oldugum Zaman Beni Kabul Etmedigini Kabul Edemedigini Yuregine Bir Turlu Yerlestiremedigini Sevgimi Yesertemedigini Hatirliycaksin Belkide Agliyacaksin Uzuleceksin Ama O Sevgi O Sevda O Ozlemleri Tasiyan Yurekte Olmuycaksin Artik Gozlerine Yasta Dolsa Her Akan Gozyasinda Benni Gormek Istemesen Bile Yagan Deli Yagmur Damlalarinda Yine Beni Goreceksin Her Esen Firtinada Yuzune Dusen Her Kar Tanesinde Her Yerde Beni Goreceksin Seninde Gun Gelecek Biri Yuregini Calacak Ozaman Beni Hatirliycaksin Ve Agliyacaksin.......dunyadaki Butun Mutluluklar Senin Olsun.........
 

Kalpsiz

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
6,155
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Unutmadım seni! "Ey Yalnızlık..." .:.
Ne yazilmali ki silinip gitmesin, ne söylenmeli ki unutulup bitmesin. Sessizlikle bağlayan bir hikaye bu. Eger bagladigi gibi bitecekse sonu, yasanan her ne varsa sil, gitsin.Hayallerde gerçek gibi yasarken seni, umutlarda bitti bir zaman, sevgiler de. Seni seviyorum çünkü ne zaman siir okusam, misralarindan sen akiyorsun, gözlerimden yaslar süzülüp resmine damliyor, sessizlik sarariyor içimde, susuyorum. Tam buldum dedigin anda kaybetmek nedir bilir misin? Atilmisligi hissettigin oldu mu? Hayaliyle yasamayi ezberledin mi? Delicesine sevdigin ama onun seni sevmedigini ögrendigin o ani hiç yasadin mi? Onun eksik yanlarini bile sevebildin mi ? Terkedilice ilk defa görüyormus gibi baktinmi? Elvedasiz ayriliklar acitti mi içini? Göz kapaklarina inat, uyumadigin oldu mu gecelerce? Sadece mum isiginin aydinlattigi odanda onu düsündügün oldu mu saatlerce? Ellerin onsuz kaldiginda üsüdün mü? Duyuyorum susuyorsun, yine susuyorsun, tipki o zamanki gibi söylemiyorsun. Seni seviyorum çünkü hergün biraz daha tükenirken hersey, benligim sesizce inliyor ben susuyorum. Bir an elinden tutuyorum, biran sonra belkide tamamen elimden kayip gitmis oluyorsun, anlayamiyorum.Yine sensiz kaliyor kollarim, yine islaniyor gözlerim. Yasamam için tek nedenimdin sen. Fakat binlerce sebep vardi seni sevmem için. Seni seviyorum çünkü yasanacak bütün imkansizliklarda sen varsin. Biryerlerim aciyor durmaksizin. Sessizligin çok sey söylese de bazen susmanda incitir beni. Bilirim, belkide en iyi ben bilirim ki, susmasini bilmek, bildigini söylemekten daha zor. Bir uçurum gibi derinlesen sessizlik, bizi birbirimizden ayirdi bile. Yenildik dostlugumuza, zamana, yalnizliga, yenildik iste! Sinsice sardi sessizlik, böyle birdenbire, ansizin... ve ben hala unutmam gerektigini söyleyenlere inanmiyorum. Hissettiklerimi söylemektense dost kalmayi, seni sensiz yasamaktansa susmayi tercih ederim. Senin beni sevme fikri bile beni mutlu edebilecek kadar güzel ve asil! Seni seviyorum çünkü sen benim siyah beyaz dünyami renklendiren o çok az seyden birisin. Sensiz her andan korktum, korkuyorum. Alip gitme ellerini, alip gitme gülüslerimi, götürme düslerimi. Sen benden gittin gideli öyle biktim ki sensiz kendimden. Seni seviyorum çünkü hala birseyler var vazgeçemedigim. Ben herkes için siir yazmazdim, bu hep tuhaf gelmisti. Fakat simdi senin için siir yazmamak tuhaf geliyor. Bu yillarca sürecek ve de hiç dinmeyecekmis gibi düsünürken görüyorum ki anlamini yitiren birseyler var aramizda. Seni seviyorum çünkü tam herseyden vazgeçmistim ki, karanligimin perdesini yirtti ellerin. Ama yine direndik sessizlige, hala konusulmadan kalan öyle çok sey varki! "Sustugun yerde birseyler kiriliyor" Nasil söyleyecegini sende bilmiyorsun besbelli.. Susman gerekiyor diye susuyorsun belkide, dostlugumuz için.. Kalbim sendeyken her adimda, aklim sendeyken her dakika, unutmadim, unutamadim iste!
 

Kalpsiz

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
6,155
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Hayatı Iskalama Lüksün Yok Senin



Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala
yalnızsan için rahat olsun.Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların
onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.
Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır.Hani ağzınla kuş
tutsan “Bu kuşun kanadı neden beyaz değil¿” diye soruyla bile karşılaşabilirsin
İki ucu keskin bıçaktır bu işin.Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın
her zaman.Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur.İyi halin cezanda indirim
sağlamaz.Sen “Ama senin için şunu yaptım” derken o, ”Şunu yapmadın” diye cevap
verecektir ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır
Üzülme, sen aşkı yaşanması gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar
Söyledin, düşündün, şiirler yazdın.”Peki o ne yaptı¿” deme.Herkes kendinden sorumludur aşkta.Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu.Bir insan eksik yaşıyorsa ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için
uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için¿ Senin hayatı ıskalama lüksün yok.
Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.
Her zaman ki yaşayacaksın sen. “Acılara tutunarak” yaşamayı öğreneli çok oldu.
Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil.Sen mutluluğu hiçbir
Zaman bir tek kişiye bağlamadın ki…Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.
Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu¿ Kentin hiç girmediğin sokaklarında
gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında.Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası…
Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun ki asolan yürektir.Yürek
sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yaşadığın
sürece o yürek var olacak seninle birlikte.Sem yeter ki konu yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duysunu.Elbet bitecek güneşe hasret günler ve o zaman kutuplarda yetişe cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini…
 

Kalpsiz

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
6,155
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Böyle Uzak Kalma Bana



Ayın karanlığına sakladım düşlerimi.Bir sevdanın yollarında berduşça geziyorum şimdi ve sen beni sevmeme ihtimalinle buz gibi duruyorsun karşımda.Gerçeği duymaktan, ilk kez bu kadar çok korkuyorum.Söylediğin her söz diken gibi batıyor yüreğime.Tanrım, içim acıyor içim acıyor…
“Güneşin donuk sarı gölgelerinin altından”bakıyorsun bana.Gözlerine baktıkça terk edilmiş bir ülkenin uçsuz bucaksız, insansız topraklarını görüyorum.Bir çiçek
olmalı, açmaya yüz tutmuş.Bir çiçek, bin umuda yeter ama yok.Umutsuzluk ne sana
ne bana yakışıyor.Yakışmayanı taşıyoruz üzerimizde, ne garip…
Ne kadar yakınsan o kadar uzaksın bana.”Kıyısız bir denizin uzaklığı”bu…
Dalgalarının kayalara vurup parça parça olmasını istemediğin için mi küstün sahillere¿ Hangi gemi barınacak o denizde söylesene¿ Hangi gemi batmadan kalacak su yüzünde¿Bütün fırtınaları göze almışken ben, şimdi neden yelken basamıyorum sendeki o sonsuz maviliğe¿Senin görmediğin o sahilde demir atmış bekliyorum öylece…Ne zaman”İskele alabanda”diyeceksin¿
Böyle donuk baktıkça sen, yapraklarını dökmüş asırlık bir çınarın kovuğuna yerleştirdiğim hüzünler bir bir çıkıyor ortaya.Derinden soluyorum acıları…Hep kal
istiyorum, benimle kal…Hüzünler de o asırlık çınarın kovuğunda kalsın, böyle yaşayıp gidelim birlikte…Sonra yine gözlerin dikiliyor karşıma, donuyorum…
Zamanda kaybolmuş iki yüreği yeniden bir araya getirmenin çabası benimkisi.
Küllenmediğine inandığım bir alevi, yüreğimle yeniden canlandırmaya çalışmak…
Yorgunsan en az senin yorgunum bende…Her şeye rağmen bir güne bakan doğuyor
içimde ayın karanlığına sakladığım düşlere inat.
Şimdi sen aşk çiçeğim, bana en yakın haline bürün, yüreğine koy ellerini ve sadece
Yüreğinin söylediği sözleri dinle.Bir kez yakından bak bana, en yakından, gözlerimde
Kendini gör.Değiştir çirkin anıları en güzelleriyle.Aşk savaş değildir, bu yüzden yenilmedin hiç.Hoyrat eller yok karşında seni incitecek.Ben yaşatacağım seni, ölmene izin veremem bundan böyle.Sende kapılma ölümün soğukluğuna…
 

Kalpsiz

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
6,155
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Yaşacağız...



Konuşacak ne çok şeyimiz var, paylaşacak ne çok şeyimiz var…Tanrım ömrümüz
yetecek mi hepsini yapmaya¿
Sana ne söylesem, yüreğimin sesiyle konuşuyorum inan.Hangi sözcük dökülüyorsa dudaklarımdan, bil ki yüreğimin söyledikleri onlar…Yanlış anlaşılabileceğime dair en ufak bir kaygım yok.Zaten aşk kaygılarından arınmış olmayı gerektirmez mi¿ Kaygın varsa eğer aşkı nasıl yaşayabilirsin ki¿
Sen olduğundan beri hayata ve insanlara dair bütün kırgınlıklarımı kaldırıp
attım bir tarafa.Uzadı cümlelerim farkında mısın¿ “Evet” ya da “Hayır”dan oluşan
tek kelimelik cümleleri kullanmıyorum artık.Çocuk gibiyim çocuk…Başkalarına saçma
gelebilecek her şey mutlu ediyor beni.Sanki her şeyi ilk kez görüyorum.Dün gece
perdeyi çekip camdan bembeyaz karın yağışını izledim.Bunu yapmayalı ne kadar uzun zaman olmuş…Bir mucize bu biliyor musun¿ Bilimsel açıklaması ne olursa olsun
umurumda değil.Bir mucize bu…
Meğer ne çok şarkı bilirmişim ben, ne çok şarkı ’en çok sevdiğim şarkı’ymış…
Nereye gitti hüzün şarkıları¿ Yoksa ben mi duymuyorum¿ Her şarkı içimi okşuyor,
her şarkı aşkı anlatıyor.Eşlik ediyorum, bağıra bağıra söylüyorum, coştukça söylüyorum.
Senin yanında nasılsam sen yokken de öyleyim.Varmışsın gibi yani…İmkansız
Hiçbir şey yok bize.Aşk sevmez imkansızlığı bilirsin.Yanımda olmayışın seni yaşa-
mama engel değil.Sana sarıldığımı, kokunu içime çektiğimi, tenini ateşini düşünüyo-
rum, ne güzel…
Bir iddiam var bu aşkta.Her şeyin olmak istiyorum.Sevincin, isyanın, kızgınlığın,
hüznün, aldırmazlığın, çocukluğun, yalnızlığın, yorgunluğun, enerjin, gözyaşın, gülüşün,
korkuların, cesaretin, alınganlığın…Ben sana ait olmayan ne varsa çıkardım hayatımdan.Senin olanı yaşamak istiyorum.Sana dair hiçbir korkum yok, yüreğim senden
gelecek her şeye sonuna kadar açık.Bir tek kaçışlara, gidişlere kapadım yüreğimi…
Bak yine bastırdı kar, mucize boyanıyor gökyüzünden.Nasıl da beyaza boyanıyor
ortalık.İlk defa sever oldum kış mevsimini.Zaten mevsimlik bir aşk değil bizimkisi.
Yaşayacak öyle çok yaz öyle çok bahar var ki…Dedim ya, ömrümüz yetecek mi bunları yaşamaya¿
 

Kalpsiz

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
6,155
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Yağmurda Ben...



Bu şehre yağmur yağıyordu.Bütün şehir ağlıyordu.Ben en çok çocuk halimle
üşüyordum.Kimse sen değildi, kimseyi istemiyordum.Şehirle birlikte ben de ağlıyordum.göz yaşlarımı kimse fark etmiyordu.
Yorgun adımlarla, ıslak sokakları dolaşıyordum.Bir yerlerde seni bulmayı
umuyordum.Yürüdükçe daha şiddetleniyordu yağmur.Sokak sokak geçerken bu
şehri umudumu kaybediyordum.İşte en büyük tehlike buydu.Umutsuz yaşar mıydı insan¿Umutsuz direnilir miydi hayatın acımasızlığına¿
Yağmura ev sahipliği yapan gece, hiç aşılamayacak bir engel gibi karşımda
duruyordu.Hazırlıksızdım, sensizken saatlerin bu kadar geçmez olduğunu bilmiyordum.Koynuma hasretimi alıp uyumaktan nefret ediyordum.Bu yüzden gece
bitsin diye yürüyor, yürüyor, yürüyordum.
Ah, şu köşe başını döndüğümde görebilsem seni, ya da şu parkın sırılsıklam
olmuş banklarında otururken bulsam…Bilirim sen de seversin yağmuru, aldırmazsın ıslanmaya.Bu yüzden şaşırmazdım seni gördüğümde.
Bir köşe başı daha dönüyordum, yağmur bana eşlik ediyordu.Şehrin sokak-
larında değil, senin yokluğunda kayboluyordum.”Nereye gitsem”diye düşümüyordum çünkü sen olmadıktan sonra hiçbir yer fark etmiyordu.Öylece, amaçsızca
dolaşıyordum.
Oysa her sokağa sevdamızı yazacaktım ben.Taşlara adını kazıyacaktım.Aşkımız yıllara, yağmura, kara meydan okuyacaktı.Yıkılmayacaktık, yıpransak da antik çağdan kalan bir kale gibi ayakta duracaktık.Bir maratonun iki güçlü koşucusu olacaktık.Sevda koşumuz ancak ölümle noktalanacaktı.
İçim üşüyordu, titriyordum.Bir sabahçı kahvesi, giriyordum.Demi sevdalardan süzülmüş bir bardak taze çay…Titremem duruyordu biraz.Kahveci çırağının
sesiyle irkiliyordum, ”Abi, çok ıslanmışsın, sobanın başına geç…”
Bir yanardağın içine atsalar beni ısınır mıyım sanıyorsun¿Beni ancak teninin
sıcaklığı döndürebilir hayata.Ancak, ellerini tuttuğumda yaşadığımı anlayabilirim
Çay boğazıma diziliyordu, bitirmeden kalkıyordum.Biliyordum, bir başka gecede, bir başka yağmurda yine sensiz, yine umarsız, yine yalnız yürüyeceğim bu
yolları.Yeter, gel artık.Gel, dindir bu yağmuru, bu gözyaşlarını…
 

Kalpsiz

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
6,155
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Sönmeyen Ateş



Senin kadar yalnızdım.Sevdalara uzaktım.Aşka küskünlüğümü bilen var mıydı¿Hem bilseler bile kimin umurundaydı¿Mutluluk maskesini takıp sahte bir yüzle aldatmak o kadar kolaydı ki onları…Güldüm ve aldattım.
Oysa yüreğim ezberlediği hüzün şarkısını bilmem kaçıncı bin kez tekrar ediyordu sessiz ve derinde.Delice bir aşka tutulmayalı ne kadar olmuştu
kim bilir.Kaç zamandır terlemiyordu ellerim, kaç zamandır heyecanla çarpmıyordu yüreğim hatırlamıyorum.Günleri böyle, amaçsızca, umutsuzca tüketip gideceğimi düşünüyordum.O geceye kadar…
Sıradan bir geceydi, diğerlerinden hiç farklı değildi.Bir önceki gece gibi tüketilecek ve ertesi sabaha yine yalnız uyanılacaktı.Olmadı.Gece sönmeyen bir ateşe döndü birden.
Sana baktığımda gözlerinde başka hiç kimsede olmayan pırıltıyı gördüm.
Sanki yeniden hayata döndüm.Soluğum kesiliyordu, sesim titriyordu.Aşk bedenimi esir alıyor, beni acizleştiriyordu.Buydu işte, beklediğim buydu.
Bir hayal gibi geçip gideceğini sanıyordum önce.Öyle ya, bu kadar yabancıyken aşka, bir gecede teslim oldu.Yüreğim.Ve sen hayal değildin, en gerçekten daha gerçektin.
Şimdi bir başka yaşıyorum hayatı.Böylesine keyif doluysam bu senin sayendedir.Yediğim yemeğin içtiğim içkinin tadını daha iyi alabiliyorum
artık.Her güne seninle başlıyorum, her geceyi seninle tamamlıyorum.
Pencereden güneşle birlikte evime giren sensin.Bir yıldız kaysa gökyüzünden, dilek tutmak yerine senin adını söylüyorum.Adını söylerken
sanki en güzel aşk şiirini okuyormuşum gibi hissediyorum
Yalnızlığın üzerini kalın bir perdeyle örttüm.Gitmezsen o perde hiç açılmayacak.Gitmezsen, o gece yanmaya başlayan ateş hiç sönmeyecek
Kalacaksın biliyorum.Çünkü sende aynı ateşle yanıyorsun.Çünkü sen de
hüznü bir kenara bıraktın artık.Bu aşk bizi coşturuyor.Bu aşk bizi,
dünyaya meydan okutuyor.Öyleyse tut elimi ve yürüyelim bu sevdanın yolunda.Tutkuyla eriyelim birbirimizde.
Umutsun, hayatsın, cansın, aşksın.Bir gün biter hayatımız elbette.
Ama öyle sevelim ki birbirimizi, aşkımız bu dünyaya yadigar kalsın…
 

Kalpsiz

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
6,155
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Bu Sabah da Senden Vazgeçiyorum...

Bu sabahta senden vazgeçtim,bütün sabahlar gibi...
güneşin ilk ışıklarına vererek umutlarımı,oyuncak dünyamın kapılarından çıkıp,girdim insan kalabalığına...

bu sabahta senden vazgeçtim,
kanlı bir gülücük dudağımda...

Bu sabahta senden vazgeçtim...insan kalabalıklarında kaybolursam, belki kaybolur diye düşündüğüm içimdeki aşkın,gözlerimde seni aratıyordu insan yüzlerinin tarifsiz derinliklerinde...

bu sabahta senden vazgeçtim,
paslı bir lanet dilimin ucunda...

Bu sabahta senden vazgeçtim...Kadifeden Kesemi takıp dudaklarıma,bir gülücük kondurup gözbebeklerime,girdim dünyanın koynuna...

bu sabahta senden vazgeçtim
sakladığım hüznüm damarlarımda...

Hatırlıyor musun bu sabahta senden vazgeçmiştim...Bu akşam da senden vazgeçiyorum;

adresimi değiştirmedim:

SENİ BEKLİYORUM,
SENDEN VAZGEÇTİĞİMİ GÖRMEN İÇİN!!!
 

Kalpsiz

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
6,155
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Kendini mutlu et! ! !



Kimi istersen onu seç ama önce kendini seç.Kendin için yaşa,kendin
için sev,kendin için aşık ol.Kendini beğen ve kendini dinle her zaman.
Ancak o zaman bulabilirsin mutluluğun formülünü.
Düşün ki; çok seviyorsun dans etmeyi.Ruhunu doyuruyorsun ve haya-
tın vazgeçilmezleri arasında.Öyleyse dans et.Durma,kimsenin seni en-
gellemesine izin verme.Sırf başkaları mutlu olacak diye oturma sandal-
yeye,kalk ve pistin ortasına ilerle.Sonra dönmeye başla yorulana kadar,
bacakların ağrıyana kadar dans et.”Ne derler” diye düşünme,bırak ko-
nuşsunlar.Sen mutlu olacaksın gerisinin önemi yok.
Kendini yollara mı vurmak istiyorsun,bin ilk otobüse.Nereye gittiğine
bile bakma,çık yola.Bir haber ver yeter,nereye gittiğini soranlara “Ken-
dime gidiyorum” de.Kes dünyayla iletişimini ne olur¿ Bir mola yerinde
pilav üstü kuru yerken alacağın tadı düşün.Kayboluşlar insan kendini bul-
durur bazen.Hem keşfetmek diye de bir şey var bu dünyada.Serüvenci
bir ruhun varsa bundan kime ne¿ Bir kaşif olmanın hazzını yaşa.Geride
kalanları unutma elbette ama onlar da beklemeyi bilsinler.
Çok mu beğendin vitrindeki giysiyi,al o zaman.”Çok mini,çok renkli,çok
frapan,çok sakil” mi diyecekler¿ Bırak desinler,sen kendine yakıştırıyor-
sun ya bu yeter.Giy ve bak aynaya.Nasıl iyi hissediyorsun değil mi¿Öy-
leyse hadi şu kırmızı olanı da al.Eskileri çıkar üzerinden ve onu giyerek
git evine.Şaşırsınlar. “Bu da nereden çıktı şimdi¿” diyene “Kendim için
aldım,kendime aldım” de gitsin.Boşver gerisini…
Korkma iç bu gece.Sarhoş olmak istiyorsan ol.Bu şişelerin dibini.Kim
kötü düşünürse düşünsün aldırm****ötü düşünce kötü söz gibi sahibini
bağlar.İç ve başla şarkı söylemeye.Bağıra bağıra söyle hem de.Şarkının
sözlerini bilmiyorsan uydur,ne olacak ki¿ Merak etme,kınamazlar seni.
Kınarlarsa da bu onların sorunu,sen eğleniyorsun ya…Kendi besteni kendin yap,kendi sözünü kendin yaz ve söyle.”Bu şarkı da nereden çıktı¿
diye sorarlarsa “Kendime yazdım” de…
Ne yaparsan kendin için yap,kendini eğlendir önce.Sen mutlu ol ki,
senin mutluluğun başkalarını da mutlu etsin.Mutsuzken,kimseyi mutlu
edemezsin unutma.Ve sakın herkesi birden mutlu etmeye çalışma çünkü
olamazlar.Sen mutluysan,bu herkese yeter…
 

Kalpsiz

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
6,155
Tepkime puanı
0
Yaş
36
ELVEDA BITANEM

Sabah uyandiginda midesinde bir yanma hissetti yanmanin nedeni aksam yedikleri degil uyanir uyanmaz bugün yapacaklarinin aklina gelmesiydi. Bugün 2 yildir götürmeye çalistigi bir birlikteligi bitirecekti aslinda bunda geç bile kalmisti. Bitmeli dedi içinden her gün; bu tatsiz uyanis bitmeli... Içinde bir muhakeme baslamisti, kendi kendine söyleniyordu:

“Ona da haksizlik etmek istemiyorum belki hatali olan benim.... Bulunmaz Hint kumasi degilim ya, görünüs olarak himmm yakisikli çocuk denilecek biri hiç degilim.... Ama yaptim çok çalistim bitmesin diye kendimle mantigimla çok kavga ettim olmadi....” Genç adam bunlari düsünürken surati sekilden sekille giriyordu. Süratle giyinerek disari çikti, bugüne kadar hiç bekletmemisti onu simdide bekletmemeliydi. Istanbul soguk ve yagmurlu bir Nisan ayi yasiyordu.Genç adam gökyüzüne bakarak iç geçirdi bulutlar bizim yasayacaklarimizi biliyor onlar bile agliyor halimize.

Birkaç saatlik yolculuktan sonra Kadiköy iskelesine geldi her zamanki gibi yine ilk kendisi gelmisti bulusma yerine. Birkaç dakikalik beklemeden sonra karsidan kiz arkadasinin geldigini gördü, simdi midesindeki agri daha da artmisti. Karsilama faslindan sonra Besiktas a gitme karari aldilar, yolculuk sirasinda hiç konusmadilar; genç adam günesin yoklugunda grilesen denize bakiyordu. Genç kiz arkadasinin bu durgunluguna anlam verememisti, öyle ya nereden bilecekti bu gün ayrilik çanlarini çaldigini.

“Üsüdüm” dedi genç kiz, bu yolculuk boyunca edilen tek lafti. Besiktas a geldiklerinde bir cafe de oturdular, genç kiz anlamisti kendisine bir sey söylenmek istendiginin... “Bana bir sey mi söylemek istiyorsun” dedi, genç adamin gözlerine bakarak. Genç adam gözlerini kaçirarak “evet” seklinde basini salladi.

Genç kiz daha da heyecanlanmisti. Biraz da sinirlenerek “söyle öyleyse ne diye bekliyorsun.”

Genç adam içini çektikten sonra “sence biz nereye kadar gidecegiz, daha dogrusu biz iyi bir ikiliyiz”

“Bunlari sorma geregini neden duydun.” dedi genç kiz.

Genç adam söze basladi: “bak canim bundan birkaç ay önce aksam saat 11:00 civariydi sanirim, hatirladin mi?

Genç kiz “evet hatirladim” dedi, ama genç adam genç kizin sözünü bitirmesini beklemeden “o aksam seni düsünüyordum diger aksamlarda oldugu gibi senin için bir siir yazmistim onu o an sana okumak istemistim, sana telefon açtigimda siirimi bile dinlemeden simdi sirasi mi canim ya senin de isin gücün yok mu demistin bana. Biliyor musun o an bir kaç yumruk yedikten sonra kroki durumuna düsen bir boksör gibi olmustum sessiz kalip özür dileyerek telefonu kapatmistim. Daha sonra bu siiri benden hiç istememistin. Ve bunun gibi bir çok defa tartismamiz oldu. Geçenlerde hasta olup yataklara düstügümde arkadaslarimla birlikte sen de gelmis, Meral in bana sen sanslisin Nalan sana bakar sözüne karsilik sinirli bir edayla “aaaa banane isim yok da sana bakacagim, annen baksin demistin bunu da hatirladin mi?”

Genç kiz tekrar “evet” dedikten sonra saskin saskin “evet ama bunlari neden hatirlatiyorsun bilmiyorum. Biliyorsun benim kisiligim böyle, duygusalligi sevmiyorum . Ve hasta bakici gibi göründügümü de kimse söyleyemez.”

Genç adam güldü “Evet canim bak burda haklisin, sen zaten olmak istesen bile bu kalbi tasidigin müddetçe hasta bakici hemsire falan olamazsin.”

Genç adam devam etti “bana simdiye kadar kaç kere sabahin erken saatlerinde güzel sözcüklerden olusan bir mesaj çektin, hiç hatta günün hiçbir saatinde çekmedin. Duygusalligi sevmeyebilirsin ama sen seni seven insanlari mutlu etmeyi de sevmiyorsun, halbuki ben senin tam tersine kendimden çok insanlari mutlu etmeyi seviyorum. Seni tanidigimdan beri her sabah aksam, gece yani seni andigim her saat tatli sözcük mesajim vardi senin için biliyor musun? seninle ben ak ile kara gibiyiz”

Genç kiz anlamisti, “yani ne istiyorsun benden sair olmami mi?”

Genç adam tekrar gülümsedi içinden dün gece verdigin ayrilik kararinin ne kadar dogru oldugunu düsünüyordu.

“Hayir dedi sair olmani istemiyorum zaten olamazsin da; yalniz biz ayrilmaliyiz, ayrilirsak ikimiz içinde en hayirlisi bu olacak.”

Genç kiz sasirmisti, “Neden ama ben seni seviyorum, senin de beni sevdigini saniyordum.”

Genç adam iç çekerek “hayir canim sen esas beni sevdigini saniyorsun, eger beni sevseydin simdi burda baska seyler konusuyor olurduk.”

Genç kizin gözleri yasarmisti, Genç adam cebinden çikardigi mendili uzatti, genç kiz göz yaslarini silerek kesik bir sesle “Sen bilirsin, umarim beni baska biri için birakmiyorsundur.”

Genç adam “Nasil böyle bir seyi düsünürsün, senden baska olmadi ve uzun sürede olacagini sanmiyorum.” Genç adam ve genç kiz iki sevgili olarak oturduklari masada artik iki yabanci gibi duruyorlardi. Istanbul yagmurlarla yikanirken yagmura iki sevgilinin umutlari da karisiyordu.

Birkaç dakika sesiz oturduktan sonra genç kiz “kalkalim istersen” dedi.

Genç adam ben biraz daha burda kalmak istiyorum, istersen sen kalkabilirsin. Genç kiz “tamam o zaman sana mutluluklar dilerim” diyerek elini uzatti. Genç kizin sesi ve eli titriyordu genç adam “arkadas olarak beraberiz ama sen istersen tabi” dedi. Genç kiz evet” anlaminda basini salladi ayrilirken son kez sarildilar birbirlerine.

Genç kiz uzaklasirken genç adam masada dondu kaldi vakit ögleni bulurken yagan yagmur yerini günese birakmisti, ama genç adam titriyordu onu titreten açan günese ragmen esen rüzgar miydi, yoksa kalbindeki ayrilik acisi miydi. Saatlerce dolasti devamli kendini sorguluyordu hatayi bastan yaptim diyordu, ama yasadigi güzel günlerde olmustu.”allahim” dedi “allahim güç ver bana”.

Dostlarini düsündü onlarin dediklerini düsündü. Arkadaslari sizler birbirine zit insanlarsiniz yol yakinken dönün bu yoldan dememis miydiler. Tabi ya dogru olani yapmisti. Saatler geçtiginde artik günes yerini yildizlara birakmisti, eve döndügünde yürümekten bitap duruma düsmüstü. Kendisini karsilayan annesine hiçbir sey söylemeden kendi odasina gitti. Gece bir türlü bitmek bilmiyordu anilarin agirligi altinda eziliyordu genç adam, ama sabah erken kalkip ajansa gidecekti, bunun için uyumasi gerekiyordu.

Birkaç saat sonra genç adam uykuya dalmayi basarmisti ve sabah 7 de saatin zirlamasiyla uyandi genç adam. Evden çikacagi zaman cep telefonuna bakti, mesaj ve 10 tane cevapsiz arama vardi. Genç adam yorgun oldugu için duymamisti telefonunun sesini. Cevapsiz arama ve mesaj canimcim dan gelmisti canimcim onun Nalana taktigi isimdi, heyacanla mesaji açti mesajda sunlar yaziyordu.......

“Sadece onlari sevmeyi sevdim Hepsini onlarsiz yasadim da Bir seni sensiz yasayamiyorum Bu aski tek kalpte tasiyamiyorum Sana yemin güzel gözlüm bir tek seni sevdim Ve seni severek ölecegim, ELVEDA BIRTANEM.......”

evet, genç adam sasirmisti, mesajin gelis saatine bakti sabahin besini gösteriyordu güldü kahkahalar atarak güldü onu tanidigi ve arkadas oldugu günden beri ilk defa bir siir aliyordu ve ilk defa bu saatte araniyordu....

Heyecanla hizli arama yapti, çalan telefonu yabanci bir ses açti.

Genç adam “Nalan ile görüsebilirmiyim” dedi. Fakat karsidaki agliyordu, hiçkira hiçkira agliyordu; “Ben onun annesiyim yavrum, canim kizim bu sabah intihar etti. Gece odasinda birilerini arayip durdu, sabah odasinin isigini sönmemis görünce merak ederek odasina girdim, ama yavrum kendini asmisti.”

Genç adam beyninden vurulmusa döndü. Bir gün önceki mide agrisinin iki katini çekiyordu simdi. Oldugu yere yigilip kaldi.............

Birkaç ay sonra...

Iki doktor konusur. Doktorlardan biri digerine karsidaki hastanin durumunu soruyor ....

- haaa o mu, üç ay önce getirdiler elindeki cep telefonunu hiç birakmiyor, kendisi yüzünden bir genç kiz intihar etmis, o günden sonra o cep telefonu her zaman elinde devamli bir seyler yazip birine yolluyor. Geçenlerde merak ettim o uyurken gönderdigi numarayi aradim hayret ki numara 3 ay önce iptal edilmis, ve gelen mesajlarda bir siir:

“Sadece onlari sevmeyi sevdim Hepsini onlarsiz yasadim da Bir seni sensiz yasayamiyorum Bu aski tek kalpte tasiyamiyorum Sana yemin güzel gözlüm Sana yemin güzel gözlüm bir tek seni sevdim Ve seni severek ölecegim, ELVEDA BIRTANEM.......”
 

Kalpsiz

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
6,155
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Yillar sonra söyle durup düsününce,ne güzel günlermis deriz veya ne büyük aciymis yasadigim...Gecmisi dolasirken takildigimiz anilar,ya actir ya da özlemle andirir kendilerini.Bir nesneye takilir gözümüz;onu aldigimiz kullandigimiz günlere döneriz birden.Ne degerlenir o minik nesne gözümüzde!Esyalara sinmis anilardan koparamayiz düsüncelerimizi.

Bazen de dogdugumuz ev,okudugumuz ilkokul,genc heycanlarla gezindigimiz yerler ceker bizi...Artik yabanci anilarin sindigi o yerlerde,bizden birseyler arar gözlerimiz.

Bir de resimler var ki baktikca kimi zaman hüzün cöktürür,kimi zaman yitirdigimiz insanlara özlem dogurtur ansizin...Su ana bir abagdir hep si de.Icsel bir bagin somutlasmalari olarak cercevelerinden bakarlar bize.

"Ne günlermis"sözü gecer icimizden.Ah o söz!Güzel oluslarinin simdi farkina varmamiz üzer beni.Yasarken anlarin degerinin farkina varamadik diye...Yine de anlarimizi farkina vararak yasamak icin gec degil.Gelecege doya doya yasanip sunulacak anlar!Acisiyla tatlisiyla hemde.

Zaten insanca dediginiz nedir ki...Düne özlem anlarini gelecege tasima noktalarimizda,hizla gecen bir trene bakakalir gibi gecer yasantimiz.Geriye,sadaece bizim farkinda oldugumuz insanca bir sey kalir.Biz var oldukca,bizim ic dünyamiz icin anlamli olan bir cok esya,birden hicbirseylesir.Ama yasamin bizden öte olan kismi budur iste.Insan kabullenemez belki bunu,olamaz der.Ama ne care,akis sürmeYktedir,bizimle de bizden ötelerde de...
 
Üst