EY ŞEHR_İ RAMAZAN

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

canik

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
15,200
Tepkime puanı
0
Yaş
1020
ar019.jpg

BU MÜBAREK AY HEPİMİZE HAYIRLI UĞURLU OLSUN CANKALP AİLESİNE SAYGILARIMLA
 

Kalpsiz

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
6,155
Tepkime puanı
0
Yaş
36
RAMAZAN AYINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER:

Ramazan ayında yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülebilmesi için gün içerisinde en az üç öğünün tamamlanması, bu nedenle de sahurda öğün atlanmaması gerektiği bildirildi.

ANKARA (ANKA) - Ramazan ayında yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülebilmesi için gün içerisinde en az üç öğünün tamamlanması, bu nedenle de sahur öğün atlanmaması gerektiği bildirildi.
Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, sahurda sadece su içerek oruç tutmanın veya gece yatmadan önce yemek yiyerek oruç tutmanın zararlı olduğu uyarısında bulunuldu.

-SAHURDA HAFİF KAHVALTI YA DA ÇORBA-SEBZE-

Açıklamada, sahurda ağır yemekler yenmesi halinde, metabolizma hızı gece saatlerinde düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızının yükseldiği ve kilo alma riskinin arttığı vurgulandı. Sahurda ya hafif bir kahvaltı yapılması ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerin tercih edilmesi önerilen açıklamada, beynin doyma emrini 15-20 dakika içinde verdiği, bu süre içinde çok miktarda yemek yemenin sakıncalı olduğu uyarısı da yapıldı.

-ÇOK HIZLI YEMEYİN-

Özellikle iftarda çok hızlı yemek yenmesi halinde 15-20 dakikalık süre içinde açlık hissinin kaybolmayacağı ve bu süre içinde aşırı yemek tüketmenin ilerleyen günlerde hızla kilo fazlasına yol açabileceği kaydedildi.

-KRONİK HASTALIĞI OLANLAR DOKTORA DANIŞMADAN ORUÇ TUTMAMALI-

Kronik hastalığı olan kişilerin ilgili uzman hekime danışmadan oruç tutmamaları önemlidir denilen açıklamada, oruç tutanlar için sağlıklı beslenme önerileri şöyle sıralandı:
-Ramazan ayında 4 öğün beslenilmeli, öğünler; sahur, iftar yemeği, iftardan sonra 1-1.5 saat aralıklarla iki ara öğün şeklinde düzenlenmelidir.
-Sahur yemeğinde midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren; yumurta, süt, yoğurt, peynir veya kuru fasulye, nohut, mercimek yemeklerinin tüketilmesi uygundur.
-İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanılması, 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilmesi uygundur.
-Günde ortalama 2-2.5 litre su içmeye, bununla birlikte enerji verirken sıvı ihtiyacını da karşılayacak ayran, taze sıkılmış meyve suları vb. içmeye özen gösterilmelidir.
-İftarda sütlü tatlılar veya meyve tatlıları tercih edilmelidir.
-İftar yemeğinden sonra kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirime yardımcı olması açısından yararlı olmaktadır.
-Yemek pişirme yöntemi olarak özellikle ızgara, haşlama, ve fırında yapılan yemekler tercih edilmeli, kavrulmuş, tütsülenmiş ve kızartılmış besinlerden uzak durulmalıdır.
-Kabızlığı önlemek için, yemeklerde lif oranı yüksek gıdalar ve ara öğünlerde de taze ve kuru meyveler, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemişler tercih edilmelidir.
 

Kalpsiz

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
6,155
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Ramazan ın ilk günü ile birlikte nur ve feyiz dolu bir mevsimi yaşamaya başlarız. Kâinat şenlenir, dünya Cennetten süzülen nurânî bir hava ile dolup taşar.. Ulvi âlemlerin masum ve mübarek sakinleri öbek öbek mü minlerin çevresini sarar. Rahmet ülkesinden müjdeler, kâinatın Rabbinden selâmlar ve mağfiret ümitleri getirir, Ramazan ayı...
Mukaddes kelâmın nazil oluşunun yıldönümünü mü minlerle birlikte cinler, melekler; ağacı, çiçeği, böceği, kurdu, kuşu, denizi ve deryasıyla yaşlı dünyamız da kutlar. Görünen ve görünmeyen âlemlerde tam manâsıyla bir bayram havası yaşanır.


Bu ayın Cenâb-ı Hak katında müstesna bir yeri vardır. Yüce Rabbimiz kendisine muhatap olarak seçtiği kullarına sonsuz rahmetinin en geniş tecellilerini bu aya tahsis eder. Başta Kur ân-ı Kerim olmak üzere! Tevrat, Zebur ve İncil gibi diğer semavî kitapların da bu ayda indirilmiş olması, bu günlerin kıymet ve kudsiyetini artıran diğer bir husustur.

Mü minlere İlâhî bir ihsan olarak bu günleri birer güzel fırsat bilerek değerlendirme, Rablerine olan kulluk derecelerini gösterme, Ona muhatap olabilme gayreti içine girerek tam bir ihlâs ve şuurla ibadet ve taate koşarlar.

Bu gayretin neticesi elbette karşılıksız kalmayacaktır. Oruç tutup, Ramazan ayını bir kulluk şuuru içinde geçirenler tatlı bir ânı yaşadıkları, huzura erdikleri gibi pekçok nimete de mazhar olurlar.

Ubâde bin Samit anlatıyor:
Ramazan ayının başladığı bir günde Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam şöyle buyurdu:

"İşte bereket ayı olan Ramazan geldi. Artık Allah ın rahmeti sizi kuşatır. O ay, yeryüzüne bol bol rahmet iner. Günahlar affedilir. Dualar kabul olunur. Allah sizin iyilik ve ibadette yarışmanıza bakar da, bununla meleklerine karşı iftihar eder. Öyle ise kulluğunuzla kendinizi Allah a sevdirin. Asıl bedbaht olan da, bu ayda Allah ın rahmetinden nasibini alamayandır."(1)


Ramazan her yönüyle bir ibadet mevsimidir. Her mü min namazı, orucu, iyilikleri hizmetleri ve duâsıyla bu rahmet ve bereketten nasibini almaya çalışır. Bilerek veya bilmeyerek yapmış olduğu günahları için Allah tan af diler. Rabbine niyazda bulunur.

Cenâb-ı Hak da kulunun bu samimi dua ve niyazını karşılıksız bırakmaz, günahlarını affeder, rahmetine garkeder.

Ramazan ayının kudsiyet ve bereketini bildiren şu hadis-i şerifi birlikte okuyalım. Peygamber Efendimiz geniş anlamda bu hususu dikkatimize vermektedir.

Selmân-ı Fârisî (r.a.) anlatıyor:
Resul-i Ekrem Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam Şaban ayının son günlerinde bize irad ettiği bir hutbede şöyle buyurdu:

"Ey insanlar büyük ve mübarek bir ay yaklaştı, gölgesi başınızın üstüne düştü. Bu öyle bir aydır ki, içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi vardır. Allah o mübarek ayın gündüzlerinde orucu farz, gecelerinde nafile namazı meşru kıldı. Bu ayda küçük büyük bir hayır yapan insan, başka aylarda bir farz eda etmiş gibi sevap alır.
Bu ayda bir farzı yapmak, başka aylarda yetmiş farz yerine geçer.
Bu ay Allah için açlık ve susuzluğun, taat ve ibadetin meşakkatlerine sabır ve tahammül ayıdır. Sabrın karşılığı da Cennettir.
Bu ay yardımlaşma ayıdır.
Bu ay mü minlerin rızkını arttıracak aydır.
Bu ayda her kim oruçlu bir mü mine iftar edecek bir şey verirse, yaptığı bu iş günahlarının bağışlanmasına ve Cehennemden kurtulmasına sebep olur. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmeden onun kadar sevaba kavuşur."

Ashâb-ı Kiramdan bazıları, "Ya Resulallah, hepimiz oruçluya iftar edecek bir şey bulup verecek durumda değiliz" dediler.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam, "Allah bu sevabı bir tek hurma ile, bir içim su ile, bir yudum süt ile oruçlu mü mine iftar ettirene de verir" buyurdular ve hutbelerine şöyle devam ettiler:

"Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da Cehennemden kurtuluştur.
Bu ayda kim kölesinin (işçi ve hizmetçisinin) işini hafifletirse, Allah da onu affeder ve Cehennemden uzak tutar.
Bunun için bu ayda şu söyleyeceğim dört hasleti fazlasıyla bulundurmaya çalışınız. Bu dört hasletten ikisi ile Rabbinizi razı edersiniz, diğer ikisinden ise hiçbir zaman ayrı kalamazsınız.

Rabbinizin rızasına sebep olan hasletlerin birisi, kelime-i şehadete devam etmeniz, diğeri de Allah tan mağfiret dilemenizdir.
Vazgeçemeyeceğiniz iki hasletin biri Allah tan Cenneti istemek, diğeri de Cehennemden Allah a sığınmaktır.
Her kim oruçluya bir yudum su verirse, Allah da ona benim mahşerdeki havuzumdan öyle bir su içirecektir ki, Cennete girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir.
 

derin***

Yeni Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,193
Tepkime puanı
0
Yaş
36
bu mübarek ayın hepimize hayırlı gelmesini dilerim..huzur ve bereket ile...
 

Kalpsiz

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
6,155
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Bu güzel Konu için Tşk ederim Bidahaki ramazana allah hepimizi kavuşturmak nasip etsin.

Kilit:


Not:Arşive Alınsın!
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst