Şu an, yanımda olmanı öyle istedim ki anlatamam.... gözlerine bakarak
konuşmayı....nefesini yüzümde,o yüce sevgini yüreğimde duyumsarken elini
tutabilmeyi....
akıttığın yaşlarını şevkatli ellerimle silmemi...başını avuçlarımın arasına
alıp alnından öpmemi, dudaklarımın sıcaklığının tüm bedenine binlerce
karıncanın işgali gibi yayılmasını duyumsamayı istedim...
Telefon hemen yanıbaşımda,
uzanıp tuşlara, sesini duymayı öyle istedim ki....arada bir beni mutlu etmek
için de olsa attığın o kahkahayı duyabilmeyi ''A... A.... A...''
deyişini özledim.... geceye aldırmadan, gün ışıyana dek, hiç bilmediğim
kentte tüm sokakları elele dolaşmayı, düşledim geceler boyu....
'
'INSAN GÖRMEDEN NASIL SEVER'' diyen senle...
UTANARAK, SIKILARAK ”” SENİ SEVİYORUM”” diyen senle….
“Düşüp ela gözlerinin ardına,senaryosunu senin yazdığın”, yaşamın
kargaşasını hesaba katmadan,bir SEVDA masalının baş rolünü oynadık
seninle.Sevginin, mutluluğun yaşanabileceği en özel ….en güzel yerde... en
özel biçimde.Sorularına “bilmiyorum” demeden, yanıtladım. Tüm sorularını
“EVET’le, BİLİYORUM’la” düşlerimde.Aşkı yok eden sorgulamalardan uzak….BEN
kadar tanıdık yapıp SEN’i gözlerimde.
Bana dokunmak için çırpınan yüreğinin acısını algıladığımda, düşerken dipsiz
kuyulara attığım çığlıkları, kendimin bile duyamadığı sağırlıkta,
duyamamanın işkencesini bilir misin?
Duygularımı anlatılamaz kılan acılarımın boyutunu….neden suskun,umarsız
kaldığımı sevgin karşısında ve nasıl içinden çıkılmazlık ağının ortasında
olduğumu,
yalnızca kendimin duyabileceği fısıltılarla SENİ SEVİYORUM’u yüzlerce,
binlerce kez haykırdığımı bilir misin?
Her gece sonsuz gökyüzünde yıldızları paylaştığımı seninle…en masum
düşlerimi anlatıp onlara,ışıklarıyla pencerenden süzüldüğümü yatağına;
güneşi karşıladığımı kollarında,seni senden alıp, beni sana bırakmak
istediğimi,BİLİR MİSİN?
Sıcak ve yağmurlu hava....
İşimin başındayım; ama gözlerim,düşüncelerim çok çoook uzaklarda...
yaşamımdan kareleri izlemekten yoruldum.Film şeridi gibi bir ileri bir geri
almaktan.
Bir ara penceremi açtım, ellerimi uzattım yağmura. Avuçlarım doldu doldu
taştı.
Karşılık beklemeden sunduğum o eşsiz sevgim gibi. Yüzüme
sürdüm.Yanan,ıslanan ellerimi yüreğimin üzerine koydum.
Sonra karşımda duran boy aynasında göz göze geldim seninle.... Şimdi ne
gördüğümü merak ediyorsun değil mi?
Yüreğinin sıcaklığından buğulanmış aynada sevgi ile bakan bir çift ELA
GÖZ...
KİRPİKLERİNDE DÜŞMEYE HAZIR GÖZYAŞLARIYLA…
Öylesi güzel gözler ki... bakmasını bilen gözler....
----ellerimin üşümesini unuttum.
----zamanı unuttum
-----izlediğim yaşam filmimin hangi karesindeydim?
-----unuttum...
----unuttum tüm yaşanmış zamanları
dönerken çalışma masama
-----düşlerimi bıraktığım yerden almak için
konuşmayı....nefesini yüzümde,o yüce sevgini yüreğimde duyumsarken elini
tutabilmeyi....
akıttığın yaşlarını şevkatli ellerimle silmemi...başını avuçlarımın arasına
alıp alnından öpmemi, dudaklarımın sıcaklığının tüm bedenine binlerce
karıncanın işgali gibi yayılmasını duyumsamayı istedim...
Telefon hemen yanıbaşımda,
uzanıp tuşlara, sesini duymayı öyle istedim ki....arada bir beni mutlu etmek
için de olsa attığın o kahkahayı duyabilmeyi ''A... A.... A...''
deyişini özledim.... geceye aldırmadan, gün ışıyana dek, hiç bilmediğim
kentte tüm sokakları elele dolaşmayı, düşledim geceler boyu....
'
'INSAN GÖRMEDEN NASIL SEVER'' diyen senle...
UTANARAK, SIKILARAK ”” SENİ SEVİYORUM”” diyen senle….
“Düşüp ela gözlerinin ardına,senaryosunu senin yazdığın”, yaşamın
kargaşasını hesaba katmadan,bir SEVDA masalının baş rolünü oynadık
seninle.Sevginin, mutluluğun yaşanabileceği en özel ….en güzel yerde... en
özel biçimde.Sorularına “bilmiyorum” demeden, yanıtladım. Tüm sorularını
“EVET’le, BİLİYORUM’la” düşlerimde.Aşkı yok eden sorgulamalardan uzak….BEN
kadar tanıdık yapıp SEN’i gözlerimde.
Bana dokunmak için çırpınan yüreğinin acısını algıladığımda, düşerken dipsiz
kuyulara attığım çığlıkları, kendimin bile duyamadığı sağırlıkta,
duyamamanın işkencesini bilir misin?
Duygularımı anlatılamaz kılan acılarımın boyutunu….neden suskun,umarsız
kaldığımı sevgin karşısında ve nasıl içinden çıkılmazlık ağının ortasında
olduğumu,
yalnızca kendimin duyabileceği fısıltılarla SENİ SEVİYORUM’u yüzlerce,
binlerce kez haykırdığımı bilir misin?
Her gece sonsuz gökyüzünde yıldızları paylaştığımı seninle…en masum
düşlerimi anlatıp onlara,ışıklarıyla pencerenden süzüldüğümü yatağına;
güneşi karşıladığımı kollarında,seni senden alıp, beni sana bırakmak
istediğimi,BİLİR MİSİN?
Sıcak ve yağmurlu hava....
İşimin başındayım; ama gözlerim,düşüncelerim çok çoook uzaklarda...
yaşamımdan kareleri izlemekten yoruldum.Film şeridi gibi bir ileri bir geri
almaktan.
Bir ara penceremi açtım, ellerimi uzattım yağmura. Avuçlarım doldu doldu
taştı.
Karşılık beklemeden sunduğum o eşsiz sevgim gibi. Yüzüme
sürdüm.Yanan,ıslanan ellerimi yüreğimin üzerine koydum.
Sonra karşımda duran boy aynasında göz göze geldim seninle.... Şimdi ne
gördüğümü merak ediyorsun değil mi?
Yüreğinin sıcaklığından buğulanmış aynada sevgi ile bakan bir çift ELA
GÖZ...
KİRPİKLERİNDE DÜŞMEYE HAZIR GÖZYAŞLARIYLA…
Öylesi güzel gözler ki... bakmasını bilen gözler....
----ellerimin üşümesini unuttum.
----zamanı unuttum
-----izlediğim yaşam filmimin hangi karesindeydim?
-----unuttum...
----unuttum tüm yaşanmış zamanları
dönerken çalışma masama
-----düşlerimi bıraktığım yerden almak için