AŞK YÜZÜNDEENNNN, aşk insana neler mi ögretir ?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Şeker Turşusu

Aktif Üye
Katılım
29 Ocak 2007
Mesajlar
326
Tepkime puanı
0
Yaş
38
Her seferinde canımın acımasının biraz daha azalacagını düsünürdüm hep.

Ama azalmıyor ; yıllar geçtikçe daha da çogalıyor can acısı. Gençlik yıllarında

böyle durumlarda baska seyler düsünmeye calışırdım. Hatta hatırlıyorum,

ilk sevdigimden ayrıldıgımda daha dogrusu terk edildigimde çok canım yanıyordu.

Kendimi avutmak için bir yol bulmuŞtum; takvim yapraklarıyla oynuyordum.Her

gün büyük bir özenle koparıyordum sayfaları, " ooh bir gün daha eksildi

" diye. Her gün " bugün bir dakika daha uzadı, daha geç karanlık

olacak " diye. Ve her geçen gün canımın acısı daha çok azalacak diye

alıntıdır:ARMAGAN ÇAĞLAYAN

! Ama bugün fark ettim ki herkesin çok şaşırdıgı bir sürü gereksiz bilgiyi

o zamanlar ögrenmişim.

Takvim yaprakları ne kadar çok sey ögretirmiş megerse bana ! isterseniz

size Kırlangıç Fırtınası'nın ne zaman olduğunu

söyleyebilirim ya da cemrelerin ne zaman düştüğünü...Hatta zeytinyaglı

biber dolması tarif edebilirim.

Öyle hafifletmiştim canımın acısını o zamanlar. Ne iyi etmişim de aşık

olmuştum.



Sonra ikinci sevgilimden ayrılmıştım.Daha dogrusu yine terk edilmiştim...

Başka vücutlar istemişti canı. Çok canım yanıyordu.

Kendimi avutmak için yine bir oyun bulmuştum, yazarların kronolojik sırayla

kitaplarını okuyordum. Artık onu telefonla aramamam için kendimle mücadele

etmem gerekmiyordu. O zamanlar anlamıştım insanın kendisiyle mücadelesinin

ne kadar

yorucu olduğ;unu !

Mesela onunla nasıl bir yerde karşılaşırım diye planlar yapmam gerekmiyordu.

O zamanlar anlamıştım insanın kendisiyle oynadığı oyunların ne kadar

yorucu olduğunu.

Ya da telefon 10 dakika içinde çalarsa beni arayan O 'dur diye bitmek tükenmek

bilmeyen on dakikalar beklemem gerekmiyordu. Aslında o zamanlar anlamıştım

on dakikanın bazen bir asır oldugunu. Yoldan geçen 3.

araba kırmızı olursa tekrar barışacağız diye dilekler tutmam gerekmiyordu...



O zamanlar fark etmiştim trafikte ne kadar az kırmızı araba olduğunu

!

Ama bugün fark ettim ki, bugün çok az kişinin bildiği ve okuduğu yerli

roman ve hikaye yazarlarıyla o zamanlarda tanışmıştım. Nihat Sırrı Örik,

Kerime Nadir, Muazzez Tahsin Berkand, Ethem ızzet Benice, Kemal Tahir,

Pınar Kür, Vedat Türkali, Orhan Pamuk ve diğerleriyle...

Ve şimdi fark ediyorum ki , ne kadar çok şey öğrenmişim o romanlardan,

hikayelerden, yazarlardan... Ne iyi etmişim de

aşık olmuşum...



Sonra üçüncü sevgilimden ayrılmıştım, dogrusu bu kez de terk edilmiştim.

Başkasına aşık olmuştu. Yine canım çok yanıyordu.Kendimi avutmak için

bir oyun bulmuştum, aŞk şiirleri okuyordum, terk edilmek üzerine.

BaŞKALarININ da terk edildiGini çok canlarININ yandIĞInı görmek ve anlamak

acımı hafifletiyordu sanki. ilk ben değilim terk edilen diye düşünüyordum.

O zaman ezberlemiştim Atilla ilhan'dan " ben sana mecburum bilemezsin,

adını mıh gibi aklımda dizelerini, o zaman ezberlemiştim Murathan Mungan'ın

" ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda, kirli ve umutsuz geçmişim

" mısralarını ve Ahmed Arif 'ten ve Kavafis 'ten aşk dizelerini.şimdi

fark ediyorum ki ne çok şey öğrenmişim oşiirlerden. Ve ne iyi etmişim

de AŞIK olmuŞum...



Sonra uzunca bir dönem yeni bir aşkı yeni bir sevgiliyi beklemeye başladım.Çok

bekledim. Sabırla. Biliyordum gelecekti bir gün. Bu bekleme döneminde de

bir oyun bulmuştum kendime. Ne kadar tiyatro oyunu varsa gidiyordum kudurmuş

gibi ! Ne kadar film varsa onları seyrediyordum hiç kaçırmadan. ışte o

zamanlar öğrendim benden başka bir sürü aşk bekleyen insan

olduğunu. Ve o zaman öğrendim beklemenin de bazen bir keyif olduğunu

ve insana çok şey öğrettiğini... Ne iyi etmişim de beklemişim aşkı...





Hep bana soruyorlar nereden biliyorsun bu kadar çok şeyi diye, dilimin

ucuna kadar geliyor, söylemek istiyorum "AŞK YÜZÜNDEN" diye

ama gülerler anlamazlar diye söylemiyorum, vazgeçiyorum. Yıllar geçtikçe

azalacak sanırdım canımın acısı ama azalmıyor. Ne kadar çok şey öğretmiş

aşk bana. Hayat okulu dedikleri bu olsa gerek. Ya da hani derler ya; okumuş

ama adam olamamış diye, sanırım okuyup da adam olamayanlar; aşktan canları

yanmamış olanlar, aşkı tanımayanlar, bilmeyenler...

ŞİMDİ.....

yine canım yanıyor.Ama biliyorum bu duyguyu.

Fakat şimdi, hemen yeni bir oyun bulmalıyım kendime.

Ey aşk hadi öğret bana bilmediklerimi, eksik kalanları...



 

sebnemsever_42

Aktif Üye
Katılım
20 Mar 2006
Mesajlar
2,377
Tepkime puanı
0
Yaş
41
teşekkürler çok güzel bir yazı klavyene sağlık


:alkis: :alkis: :alkis:
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst