Ciddi ciddi benim düsüncem bu... Hepimiz Hrant degiliz, ama hepimiz hastayiz...
Kendi memleketiyle, kendi milletiyle, daha da ötesi kendisiyle bu kadar oynayan bir topluluk yok dünya yüzünde...
Herkes herkesle, herseyle kavgali.
Hepimiz hastayiz...
Gönülden inaniyorum buna...
Vatandas, evinde hanimiyla, isinde patronuyla, isçisiyle kavgali...
Kadin, evde kocasiyla, sokakta komsusuyla, pazarda pazarciyla kavgali.
Lider partide selefiyle, Meclis’te vekiliyle, sokakta seçmeniyle kavgali.
Ögretmen okulda müdürüyle, sinifta ögrencisiyle, sokakta velisiyle kavgali.
Tahammül edemiyoruz artik birbirimize...
Tahammül edemiyoruz hiçbir seye.
Zor bir savas bu...
Savas kimseyle degil bu ülkede, insanin kendisiyle...
Sokaklar mutsuz insanlarla dolu...
Fakiri ekmek, zengini parite derdinde... Bilgisayarimi açtigimda, sokaga bile çikmadan hasta ve mutsuz insanlar görüyorum MSN listemde...
MSN, bir anlamda insanlarin kendi durumlarini ifade yeri...
Isimlerinin yanlarina yazdiklari iletileri, günlük ruh sagligi barometreleri gibi...
Iste size benim listemdeki insanlardan bazi örnekler:
* Aklinla hisset, duygularinla düsün (Bu arkadas kandirilmis mesela)
* Her siyahin bir beyazi, her gecenin bir gündüzü vardir (Bu arkadas halen umut ariyor)
* Kelim, çünkü erkeklik hormonum çokmus ( Bu, kendini avutuyor)
* Rüzgar nereden esiyor? (Gidecek yerim mi var sendromu)
* Basarili bir evlilik, insanin pek çok kez ayni insana asik olmasini gerektirir (Durum belli)
* Sadakatin tanimi firsat yoklugu (Aldatilmis)
* Sevmeden evlenmek, inanmadan ibadet etmek kadar kötüdür. (yanmis bu arkadas, yanmiis)
* Herkese ve her seye ragmen.. (Halen çabaliyor)
* Benim için ayaklarinin üstüne bas. (Arkadasini tedaviye çalisiyor)
Iste basit birkaç örnek.
Ben de bunlardan biriyim...
Ben de mutsuzum...
Itiraf et, sen de öylesin...
Kendi memleketiyle, kendi milletiyle, daha da ötesi kendisiyle bu kadar oynayan bir topluluk yok dünya yüzünde...
Herkes herkesle, herseyle kavgali.
Hepimiz hastayiz...
Gönülden inaniyorum buna...
Vatandas, evinde hanimiyla, isinde patronuyla, isçisiyle kavgali...
Kadin, evde kocasiyla, sokakta komsusuyla, pazarda pazarciyla kavgali.
Lider partide selefiyle, Meclis’te vekiliyle, sokakta seçmeniyle kavgali.
Ögretmen okulda müdürüyle, sinifta ögrencisiyle, sokakta velisiyle kavgali.
Tahammül edemiyoruz artik birbirimize...
Tahammül edemiyoruz hiçbir seye.
Zor bir savas bu...
Savas kimseyle degil bu ülkede, insanin kendisiyle...
Sokaklar mutsuz insanlarla dolu...
Fakiri ekmek, zengini parite derdinde... Bilgisayarimi açtigimda, sokaga bile çikmadan hasta ve mutsuz insanlar görüyorum MSN listemde...
MSN, bir anlamda insanlarin kendi durumlarini ifade yeri...
Isimlerinin yanlarina yazdiklari iletileri, günlük ruh sagligi barometreleri gibi...
Iste size benim listemdeki insanlardan bazi örnekler:
* Aklinla hisset, duygularinla düsün (Bu arkadas kandirilmis mesela)
* Her siyahin bir beyazi, her gecenin bir gündüzü vardir (Bu arkadas halen umut ariyor)
* Kelim, çünkü erkeklik hormonum çokmus ( Bu, kendini avutuyor)
* Rüzgar nereden esiyor? (Gidecek yerim mi var sendromu)
* Basarili bir evlilik, insanin pek çok kez ayni insana asik olmasini gerektirir (Durum belli)
* Sadakatin tanimi firsat yoklugu (Aldatilmis)
* Sevmeden evlenmek, inanmadan ibadet etmek kadar kötüdür. (yanmis bu arkadas, yanmiis)
* Herkese ve her seye ragmen.. (Halen çabaliyor)
* Benim için ayaklarinin üstüne bas. (Arkadasini tedaviye çalisiyor)
Iste basit birkaç örnek.
Ben de bunlardan biriyim...
Ben de mutsuzum...
Itiraf et, sen de öylesin...