Kalpsiz
Multi Aktif Üye
- Katılım
- 1 Ara 2005
- Mesajlar
- 6,135
- Tepkime puanı
- 0
- Yaş
- 36
*Yedi kutsal gerçek...
- Kaç yıldır benim yanımdasın?
- 20 yıldır efendim
- Bu zaman süresince benden ne öğrendin?
- Hiçbir şeyle değişmeyeceğim yedi gerçek öğrendim.
- Ömrüm seninle geçtiği halde topu topu 7 gerçek mi öğrendin?
- Evet.
- Söyle bakalım öyleyse neler öğrendin?
- Baktım ki herkes bir şeyi dost ediniyor, ona gönül verip
bağlanıyor. Ancak bunlardan hemen hepsi insanı yarı yolda bırakıyor.
Ben ise, beni hiç bırakmayacak, ölümden sonra bile benimle gelecek
şeyleri aradım. Ve dost olarak iyilikleri seçtim kendime. Ki onlar
sonsuz bir yükselme yolculuğuna çıkmış insanoğlunun hiç tükenmeyecek
azığı ve en gerçek dostlarıdır.
Çok güzel, ikincisi ne bakalım?
- Baktım ki, insanların bir çoğu geçici dünya değerlerine dört elle
sarılmış onları koruyor, kasalarda saklıyor, kaybolmaması için her
çareye başvuruyor. Kimi zenginliğine, kimi güzelliğine, kimi ününe
tutunmuş sımsıkı, onları elden çıkarmamak için çırpınıp duruyor. Oysa
ben varlığımı ve bütün isteklerimi O'na satıp, gönlümü yalnız O'nun
sevgisine açtım.
- Devam et!
- İnsanların üstün olmak için birbirleriyle yarıştıklarını gördüm.
Ancak bir çoğu üstünlüğü yanlış yerlerde arıyor ve birbirinin üstüne
basarak yükselmek istiyordu. Bunun üzerine üstünlüğü geçici dünya
değerlerinde değil, akıl ve ahlakça yükselmekte, kötülüklerin her
çeşidinden el etek çekip, iyiliklere vasıta olmakta aradım.
- Devam et yavrum.
- Yine baktım ki, insanlar sabahtan akşama birbirleriyle uğraşıyor,
boş yere hayatı zehir ediyorlar kendilerine. Bütün bunların benlik,
bencillik ve çekememezlikten ileri geldiğini gördüm. Ve gönlümü bu
kirlerden arıtarak, herkesle dost olup, huzur ve güven içinde
yaşamanın yolunu buldum.
- Sonra?
- Nedense herkes hatasının sebebini hep dışta arıyor ve başkalarını
suçlamak yoluna sapıyordu. Böylece suçlarının örtüsü altına
saklanıyordu. Oysa insanın başına ne geliyorsa kendi yüzünden ve kendi
eliyle geliyordu. Bunun bilip yalnız kendimle cenge girerek, nefsimin
iradesine uymamaya ve vesvese verenin ağına düşmemeye çalıştım.
- Doğru...
- Baktım ki insanlar şu bir lokma ekmek ve dünya geçimi için helal
haram demeden, her türlü hakkı çiğnemekten çekinmiyorlar. Hem
başkalarının hakkını alıp onları yoksul bırakmakla, hem de bu
haksızlığın azabını ağır bir yük gibi vicdanlarında taşımakla iki kere
kötülük etmiş oluyorlar. Oysa doğru yaşanıldığında ve hakça
bölüşüldüğünde dünya nimetleri insanlara yeter de artardı bile.
- Ve yedinci?
- Yedinci olarak şunu gördüm ki, insanlar bir şeye dayanmak ve
güvenmek ihtiyacındadırlar. Kimi zenginliğine, kimi güzelliğine...
Bunların hepsi de bir süre sonra yıkılacak eğreti desteklerdir. Ben
ise yalnız O'na sığınıp yalnız O'ndan yardım diledim. Ve bunun
karşılığı sonsuz bir güven oldu.
- Seni tebrik ederim evladım. Ben de yıllar yılı bütün din
kitaplarını inceledim. Hepsinin bu 7 gerçek etrafında döndüğünü tespit
ettim...
- Kaç yıldır benim yanımdasın?
- 20 yıldır efendim
- Bu zaman süresince benden ne öğrendin?
- Hiçbir şeyle değişmeyeceğim yedi gerçek öğrendim.
- Ömrüm seninle geçtiği halde topu topu 7 gerçek mi öğrendin?
- Evet.
- Söyle bakalım öyleyse neler öğrendin?
- Baktım ki herkes bir şeyi dost ediniyor, ona gönül verip
bağlanıyor. Ancak bunlardan hemen hepsi insanı yarı yolda bırakıyor.
Ben ise, beni hiç bırakmayacak, ölümden sonra bile benimle gelecek
şeyleri aradım. Ve dost olarak iyilikleri seçtim kendime. Ki onlar
sonsuz bir yükselme yolculuğuna çıkmış insanoğlunun hiç tükenmeyecek
azığı ve en gerçek dostlarıdır.
Çok güzel, ikincisi ne bakalım?
- Baktım ki, insanların bir çoğu geçici dünya değerlerine dört elle
sarılmış onları koruyor, kasalarda saklıyor, kaybolmaması için her
çareye başvuruyor. Kimi zenginliğine, kimi güzelliğine, kimi ününe
tutunmuş sımsıkı, onları elden çıkarmamak için çırpınıp duruyor. Oysa
ben varlığımı ve bütün isteklerimi O'na satıp, gönlümü yalnız O'nun
sevgisine açtım.
- Devam et!
- İnsanların üstün olmak için birbirleriyle yarıştıklarını gördüm.
Ancak bir çoğu üstünlüğü yanlış yerlerde arıyor ve birbirinin üstüne
basarak yükselmek istiyordu. Bunun üzerine üstünlüğü geçici dünya
değerlerinde değil, akıl ve ahlakça yükselmekte, kötülüklerin her
çeşidinden el etek çekip, iyiliklere vasıta olmakta aradım.
- Devam et yavrum.
- Yine baktım ki, insanlar sabahtan akşama birbirleriyle uğraşıyor,
boş yere hayatı zehir ediyorlar kendilerine. Bütün bunların benlik,
bencillik ve çekememezlikten ileri geldiğini gördüm. Ve gönlümü bu
kirlerden arıtarak, herkesle dost olup, huzur ve güven içinde
yaşamanın yolunu buldum.
- Sonra?
- Nedense herkes hatasının sebebini hep dışta arıyor ve başkalarını
suçlamak yoluna sapıyordu. Böylece suçlarının örtüsü altına
saklanıyordu. Oysa insanın başına ne geliyorsa kendi yüzünden ve kendi
eliyle geliyordu. Bunun bilip yalnız kendimle cenge girerek, nefsimin
iradesine uymamaya ve vesvese verenin ağına düşmemeye çalıştım.
- Doğru...
- Baktım ki insanlar şu bir lokma ekmek ve dünya geçimi için helal
haram demeden, her türlü hakkı çiğnemekten çekinmiyorlar. Hem
başkalarının hakkını alıp onları yoksul bırakmakla, hem de bu
haksızlığın azabını ağır bir yük gibi vicdanlarında taşımakla iki kere
kötülük etmiş oluyorlar. Oysa doğru yaşanıldığında ve hakça
bölüşüldüğünde dünya nimetleri insanlara yeter de artardı bile.
- Ve yedinci?
- Yedinci olarak şunu gördüm ki, insanlar bir şeye dayanmak ve
güvenmek ihtiyacındadırlar. Kimi zenginliğine, kimi güzelliğine...
Bunların hepsi de bir süre sonra yıkılacak eğreti desteklerdir. Ben
ise yalnız O'na sığınıp yalnız O'ndan yardım diledim. Ve bunun
karşılığı sonsuz bir güven oldu.
- Seni tebrik ederim evladım. Ben de yıllar yılı bütün din
kitaplarını inceledim. Hepsinin bu 7 gerçek etrafında döndüğünü tespit
ettim...