hadi annelerimize yazalım...

AYŞE21

Aktif Üye
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
893
Tepkime puanı
0
Yaş
39



Annelik sonsuz sevginin ve özverinin adıdır aslında. Uykusu kaçan çocuğun masal arkadaşıdır.
İlk sevgililerini dert ortağı annelerine anlatır genç kızlar kaba ve kızgın babalardan daha çok.
Yoksul sofraların zenginliğidir.
Cennet onların ayaklarının altındayken, o yol olur sevdiklerine.
Saçları süpürgedir çoğu zaman evlerinin içindeki temiz ve mutlu yuva özlemine.

Bu pazar, bizi karşılıksız bir sevgiyle sarmalayan annelerimizin günü...
Siz belki bir buket çiçekle de olsa annelerinize koşacak, onları sevgiyle kucaklayacaksınız.
Ya evlat hasreti çeken annelerle, anne sıcaklığını özleyen çocukların bugün ne yapacağını hiç düşündünüz mü?
Annenizle kucaklaştıktan sonra Darülaceze`de evlatlarının yolunu gözleyen annelerin ya da çocuk yuvalarında annesizliğin acısını yaşayan kimsesiz çocukların kapısını çalmaya ne dersiniz...
Sıcak bir gülümsemeyle bugün onlara bir sürpriz yapın...
Hem annesiz olmanın üzüntüsünü yaşayan çocukların hem de çocuklarından uzak olmanın tarif edilmez hüznünü içlerinde barındıran annelerin yüzünü güldürün...


ANNEDEN DAHA YÜCE, DAHA VEFALI, DAHA ÖLÜMSÜZ AŞK VARMIDIR,
BENCE YOKTUR..


 

Aragorn

Multi Aktif Üye
Katılım
3 Ara 2005
Mesajlar
3,641
Tepkime puanı
0
Yaş
38
ANNEDEN DAHA YÜCE, DAHA VEFALI, DAHA ÖLÜMSÜZ AŞK VARMIDIR,
BENCE YOKTUR..


bence de yoktur

sağollasın
 

derin***

Multi Aktif Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,170
Tepkime puanı
0
Yaş
36
anneler-gunu-kart11.jpg

Merhaba anne,
Yine ben geldim.
Merak etme okuldan çıktımda geldim.
Annelerde babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama
Ali "Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder" demişti de
Onun için söylüyorum.
Geçen hafta öğretmen,
Sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte
Öğretti sağımı solumu.
Ben biliyorum artık anne sağım neresi, solum neresi
Ağrıyan yanımın neresi olduğunu
Şimdi iyi biliyorum anne.
Hani geçen geldiğimde
Şuram acıyor işte şuram demiştim de
Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne
Bak şimdi söylüyorum
Şuram işte,Sol yanım çok acıyor anne.
Hem de her gün acıyor anne her gün.
Dün sabah annesi Ayşe'nin saçlarını örmüştü.
Elinden tutup okula getirdi.
Yakası da danteldi.
Zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi.
Bende ağladım,
Ağladım hiç de utanmadım.
Öğretmen ne oldu dedi.
Düştüm dizim çok acıyor dedim.
Yalan söyledim anne.
Dizim acımıyordu ama sol yanım çok acıyordu anne.
Bugün bende saçım örülsün istedim.
Babam ördü ama onunki gibi olmadı.
Dantel yaka istedim.
Babam "Ben bilmem ki kızım" dedi.
Bari okula sen götür dedim.
"kızım, iş" dedi.
Bende banane dedim, ağladım.
"kızım, ekmek" dedi babam.
Sustum ama okula giderken yine ağladım anne.
Ha bide sol yanım yine çok acıdı anne.
Herkesin çorapları bembeyaz, benimkiler gri gibi.
Zeynep "annem beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş" dedi.
Babam hepsini birlikte yıkıyor.
Babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne?
Uff babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme.
Üzülmesin diye söylemiyorum ama
Arkadaşlarım her gün kurabiye, börek, pasta getiriyor.
Biliyorum babam pasta yapmasını bilmez anne.
Hava kararıyor, ben gideyim anne.
Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi.
Duyarsa kızmaz ama çok üzülür biliyorum.
Kim bozuyor toprağını,
Çiçeklerini kim koparıyor.
İzin verme anne ne olur toprağına el sürdürme.
Eve gidince aklıma geliyor bide bunun için ağlıyorum anne.
Bak kavanoz yanımda, toprağından bir avuç daha alayım.
Biliyor musun anne her gelişimde aldığım topraklarını
Şu kavanozda biriktirdim.
Üzerine de resmini yapıştırıp başucuma koydum.
Her sabah onu öpüyor kokluyorum.
Kimseye söyleme ama anne
Bazen de konuşuyorum onunla.
Ne yapayım seni çok özlüyorum anne.
Ha unutmadan,
Öğretmen yarın anneyi anlatan bir yazı yazacaksınız dedi.
Ben babama yazdıracağım.
Öğretmen anlarsa çok kızar ama banane kızarsa kızsın.
Ben seni hiç görmedim ki neyi, nasıl anlatacağım anne.
Senin adın geçince sol yanım acıyor anne.
Hiç bir şey yutamıyorum.
Bazen de dayanamayıp ağlıyorum.
Kağıda da böyle yazamam ya anne.
Ben gidiyorum anne,
Toprağını öpeyim, sende rüyama gel beni öp.
Mutlaka gel anne,
Sen rüyama gelmeyince sol yanımın acısıyla uyanıyorum anne.
Sol yanım acıyor anne.
İşte tam şurası,
Sol yanım çok acıyor anne.
Seni çok özledim, Anne çook...
 

coffiner

Üye
Katılım
2 Ara 2005
Mesajlar
270
Tepkime puanı
0
Yaş
1020
Paylasımlarınız için cok sağolun hepsi de cok harika     

Bende anne konulu birkaç yazı,şiir ve de söz yazayım. Söz anne olunca akan kan durur bende


GÜZEL SÖZLER
•  Ana sevgisi bütün sevgilerin kaynağıdır.
•  Ana evin direğidir.
•  Anne, sevgi kaynağıdır.
•  Her şeyin hakkı ödenir, ana hakkı ödenemez.
•  Ana gibi yar olmaz.
•  Cennet anaların ayağı altındadır.
•  En çabuk kabul olan dua, annenin duasıdır.
•  Kadınlar zayıftır ama, anneler güçlüdür.
•  Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.
•  Anneler, çocuklarıyla ilgili her şeyi görmeseler bile, kalpleriyle hissederler.
•  Bana, okuduğum kitapların en güzelini sorarsanız, söyleyeyim; Annemdir.
•  Anaya borç tükenmez.
•  En değerli armağan sevgidir. Annenize sevginizi veriniz.
•  Dünyada her güzel şey kadının (ananın) eseridir. (Atatürk)
•  Kızlarını (geleceğin analarını) okutmayan milletler, oğullarını manevi öksüzlüğe mahkum etmiş demektir. (Atatürk)



          ANNELER GÜNÜ
                              ( Mayıs ayının ikinci Pazar günü )
Mayıs ayının ikinci pazar günü Anneler Günü'dür. Anneler Günü evrensel bir gündür. Dünyada milyonlarca ana bugün çocukları tarafından sevgi ve saygı ile anılır.
Anneler Günü ülkemizde 1955 yılından bu yana kutlanıyor. Türk Kadınlar Birliği ülkemizde her yıl çocukları için büyük fedakarlığa katlanan annelerden birini yılın annesi seçer. Yılın annesinin kişiliğinde tüm annelere iyi dilekler sunulur.
Amerika'nın Filedelfiya eyaletinde 9 Mayıs 1966 günü Jarvis isimli bir kızın annesi öldü. Annesini çok seven Jarvis'in üzüntüsü aylarca sürdü. Hayatla kimsesi kalmayan Jarvis ölüm olayına bir türlü alışamadı. Yaşama küstü. Canlılığını, yaşama sevincini yitirdi. Yemedi, içmedi bir ara ölmeyi bile düşündü. Jarvis'in bu durumunu yakından izleyen komşusu Jarvis'le arkadaş oldu. Bir gün yaşlı komşu söyleşi sırasında Jarvis'e «İnsanlar doğar, yaşar, ölür. Bu bir doğa kanunudur.» dedi. Bu iki cümle, Jarvis'i çok etkiledi. Ölümün de doğmak, yaşamak gibi bir doğa olayı olduğunu düşündü. Ancak bu doğruyu bulmak Jarvis'in annesine olan sevgisini azaltmadı. Aradan geçen süre içinde ölüm sözcüğünün soğukluğu gitti. Yerine anne sevgisinin sıcaklığı geldi. Artık Jarvis annesini gözyaşları ile değil severek. anmaya başladı. Acıları azaldı. İçinde arı, duru bir sevgi oluştu.
Aradan bir yıl geçti. Bu süre içinde Jarvis, hemen her gün annesinin mezarına çiçekler götürdü. Jarvis'in annesinin ölüm yıldönümünde bütün arkadaşları eve geldi. O gün Jarvis arkadaşlarına :
— Geçen bir yıl içinde çektiğim acılar bana şunu öğretti «Dünyada anne sevgisinin yerini dolduracak hiçbir sevgi yoktur. Yılın bir gününü annelere ayıralım. O günü annelerimizle ilgili anılarla dolduralım. Böylece annelerimize olan sevgi borcumuzu ödeyelim.» dedi.
Arkadaşları Jarvis'in önerisini çok beğendiler. Birlikte hemen kentin Belediye Başkanına gittiler. Başkan onları dinledi. Öneriyi içtenlikle benimsedi. Daha sonra bu öneri gazetelere, yazarlara anlatıldı. Jarvis ve arkadaşlarının çalışmaları kısa sürede sonuç verdi. Amerika Birleşik Devletleri Kongresi mayıs ayının ikinci pazar gününün Anneler Günü olarak kutlanmasını kararlaştırdı.

Anneler günü ilk kez 1908 yılında kutlandı. Daha sonra bütün uygar ülkelerde kutlanmaya başlandı.
Her yıl mayıs ayının ikinci pazar günü gazetelerde annelerle ilgili yazılar, anılar, şiirler yayınlanır. Radyo ve televizyonda ana sevgisini konu eden konuşmalar yapılır. Türk Kadınlar Birliği'nin şubesi olan illerde yılın anneleri seçilir. Okullarımızda ayrıca Anneler Günü nedeniyle toplantılar düzenlenir. Bu toplantılarda okunan şiirler, söylenen türküler, şarkılar, annelere armağan edilir. Filimler gösterilir. Sergiler düzenlenir.
Anneler Gününde annemize bir demet kır çiçeği armağan ederek, bir güzel sözcükle yanağından öperek onu çok mutlu ederiz.  (


TUT ELİMİ ANNEM
Tut elimi annem
Ah annem, canım annem.
Gül bahçesi istemem,
Yüreğini açtın ya
Yeter bana.Güllük gülistanlık benim için hayat...
Ama annem düşündün mü hiç?
Ya yorgun düşerse bu yürek.
Bakmaya bile kıyamadığım
Kokusuna dayamadığım güller
Solarsa bir hazan sabahı ansızın.
Nasıl bakarım anne gökyüzüne?
Dökülürken gözyaşların gökten.
Ve nasıl dayanırım bu acıya?
Dökülen her yaprak yüreğimi yaralarken.
Nasıl bakarım o viran bahçeye?
Bir kıvılcımda, yanar yüreğim.
Ama hiç bir yangın
Senin kadar sıcak değil be annem...
Nasıl da üşürüm sensiz,
Gözümden akan her damlada ne fırtınalar eser,
Ne firari hayallere dalar bu yaşlı gözler,
Ve akan her damla
Haykırır başıboş yalnızlığıma.
Hazan yelleri eserken annem
Bu körpe yüreğimde
Güneş açar mı hiç?
Mis gibi kokan bu menekşe,
Bülbüller şakır mı kahkaha ata ata?
Bahçedeki gülümüz,
Sümbül gibi büker mi boynunu yoksa?
Duyabilir miyim kanat çırpışını Turnaların,
Unutur musun beni annem?
Tembihler misin büyüklerin gittiği her yere gidilmez diye?
Bilirim korkarsın gelirim peşinden diye.                          (alıntıdır...)




Bir zamanlar dünyaya gelmeye hazırlanan bir çocuk varmış.

Bir gün Tanrı'ya sormuş;
"Tanrım, beni yarın dünyaya göndereceğini söylediler.
Fakat, ben o kadar küçük ve güçsüzüm ki, orada nasıl yaşayacağım?"

"Tüm meleklerin arasında senin için bir tanesini seçtim, O seni bekliyor olacak ve seni koruyacak. Meleğin sana hergün şarkı söyleyecek ve gülümseyecek. Böylece sen onun sevgisini hissedecek ve mutlu olacaksın."
"Peki, insanlar bana birşey söylediklerinde, dillerini bilmeden, söylediklerini nasıl anlayacağım?"



"Meleğin sana dünyada duyabileceğin en tatlı ve en güzel sözcükleri söyleyecek.

Sana konuşmayı, dikkatle ve sevgi ile öğretecek."

"Peki, ben seninle konuşmak istersem ne yapacağım?"

"Meleğin sana ellerini açarak bana dua etmeyi de öğretecek."

"Dünyada kötüler olduğunu da duydum.
Beni onlardan kim koruyacak?"

"Meleğin seni kendi hayatı pahasına da olsa koruyacak."

"Fakat, ben seni bir daha göremeyeceğim için çok üzgünüm."

"Meleğin sana sürekli benden söz edecek ve ulaşmanın yolunu öğretecek."

O sırada cennette bir sessizlik olur ve dünyanın sesleri cennete kadar ulaşır.
Çocuk gitmek üzere olduğunu anlar ve son bir soru sorar;

"Şimdi gitmek üzere isem, benim Meleğimin adı ne?"

"Meleğinin adının önemi yok yavrum. Sen onu, ANNE diye çağıracaksın."

Tüm annelerin "Anneler Günü" kutlu olsun…                      (alıntdır..)







Annem

Anlatsam derdimi, anlamaz kimse
Ağlasam, gözyaşım silmez hiç kimse
Ak düştü saçıma, okşamaz kimse
Dizine yatmayı özledim anne...

Gurbet yolu uzun, yükü çok ağır
Yavrum diye seslen, yanına çağır
İster öp yanağımdan, istersen bağır
O tatlı sesini özledim anne...

Gün gelir, gurbet el ısıtmaz beni
Sevsem de güzeller avutmaz beni
Kucağını aç, bekle sen beni
Elini öpmeyi özledim anne...





SENİ ÇOK SEVİYORUM ANNE....

Güneş,

denizde alev alev yakarken suları,

ben sana hüzünlü şiirler yazıyorum anne.

Uzakta,

bir bir yanarken kül rengi şehrin ışıkları,

ben hasretinle gözyaşları döküyorum anne.

Sen yoksun anne,

şimdi burda sensiz,

ne ay eskisi gibi parlar,

ne de gökyüzünü süsler mavi yıldızlar

karanlık gecelerimde rüyasız uykular,

tat vermez ne yapsamda,

sensiz yaşananlar…

Ah anne ah!

bir bilsen,

dün gece,dün gece yine aklımdaydın.

sanki yanımdaydın.

sabahlara kadar beni bir türlü uyutmadın.

gözyaşı olup sel misali,

gönlüme öylece aktın.

Ve ben,

bir kez daha anladım ki anne,

Seni özlüyorum.

Sensiz yapamıyorum.

Seni seviyorum,

Seni çok seviyorum anne……






Annelerimizden neler öğrendik? (        Mizahi olsun...      )

Sabırlı olmayı;
"Baban eve gelsin, sen görürsün"

Hakkımızı alacağımızı;
"Eve vardığımızda ben bilirim sana yapacağımı"

Diyalog kurmayı;
"Sana bir şey sorduğumda cevap ver...!!"
"Ne söyleyeyim anne?"
"Sus!! Bana cavap verme!!!"

Tıp bilgilerini;
"Gözlerini şaşı yaparken bir gün öyle kalıvereceksin, göreceksin gününü"

Olgun olmayı;
"Bu tabağın hepsini bitirmezsen asla büyüyemezsin."

Genetik bilgileri;
"Sen de o lanet olasi babana çektin."

Bilgeliği;
"Benim yaşıma gel de anlarsın o zaman."

Adaleti;
"Bir gün senin de çocukların olacak.. İnşallah onlar da sana senin şimdi bana yaptıklarını yaparlar..."
 

sebnemsever_42

Multi Aktif Üye
Katılım
20 Mar 2006
Mesajlar
2,373
Tepkime puanı
0
Yaş
41
Annesi sağ olanlar...
Allah uzun ömürler versin.
Annelerinize sarılın lütfen
Annesi yaşamayanlar,
Gönüllerde yaşıyor anneleriniz.
Ne mutlu ki, arkasında sizleri bırakmış,
Kendilerini saygı ve sevgi ile anan.


Sizin Hiç Anneniz Öldü mü? Benim Öldü
Kalk anam kalk, Allah aşkına kalk
Bak mevsim umut mevsimi
papatya mevsimi, gül mevsimi
mevsim bahar
dağlar kar
suların coşup taştığı zamandır

kalk yarasına merhem olduğum kalk
ben geldim uyan da bir bak
yatma öyle sessiz, öyle nefessiz n’olur
yatma öyle çaresiz
aç gözlerini yaşadığını bileyim
gülersen güleyim
ağlarsan gözyaşını sileyim
oynat kirpiklerini bulutlar uçsun gözlerinde
bahar yağmurları yıkasın saçlarını
ölmek gerekiyorsa ben öleyim...

kalk anam
allah aşkına kalk
ben geldim bak
kime bu nazın, kime bu küsün
bu inat niye
konuş benimle, allah aşkına konuş
yatma öyle sessiz, öyle nefessiz kurban olduğum
bir ses ver, bir nefes
yaşadığını bileyim

kalk anam kalk
allah aşkına kalk
ben geldim uyanda bir bak
saklandığımız kovuklarda
şidetli yağmurlar yağsın yine
rüzgarlar essin, fırtınalar kopsun, şimşekler çaksın
koynuna al beni, sarıl sımsıkı
başımı göğsüne yaslayayım
yeneyim bütün korkularımı
ve sen beni hiç bırakma, bıkma n'olur

koynuna al yine, sarıl sımsıkı, üşüyorum
korkuyorum yıldızlar uykuya yattığında
tut elimden güneşe götür beni
saçları sümbül anam, yanağı gül anam
sayki, küçük bir çocuğum daha hiç büyümedim
şimdi ben ne yaparım, nereye giderim
kime gösteririm kanayan dizlerimi

uyan anam bak sümbül vakti, gül vakti
bin hayat tomurcuğu umuda kızarır dallarda
usul, ağır, yorgun uyuyor bedenin
ah ne kadarda güzelsin anam
uyan kurban olduğum uyan bak rüzgar vakti dağlarda

tut elimden kırlara gidelim
beyaz papatyalar toplayayım sana
düşersen yalnız kalırım
gidersen öksüz
taşıyamaz yüreğimin ağrısını hiç bir beden

kalk allah aşkına kalk
böyle yapayalnız boynu bükük koma beni
senin sıcaklığından ayrı, sevginden uzak
kime koşarım, nasıl yaşarım böyle bir başıma
teninin kokusunu özledim anne, sımsıcak nefesini
yavrum diyen o nazlı yumuşacık sesini
hadi uyan canyoldaşım, gözbebeğim
sarı gülüm, altın kalplim, iyilik meleğim
gözlerime acılar yağdıran
kalk ki, yine sana türküler söyleyeyim

Ey dağlar taşlı dağlar
başı telaşlı dağlar
ben anamı yitirdim
gözlerim yaşlı dağlar

bağların gülü kaldı
gamlı bülbülü kaldı
ah komşular komşular
ben annemi yitirdim
boynum bükülü kaldı

kalk anam kalk allah aşkına kalk
bu yürek nasıl dayanır
derdini kalem olup yazmaya, dil olup söylemeye
sana sarılmayı özledim, nazlanıp darılmayı
kanayan gözlerimde sızılar akıyor bak
kırmızı yağmurlar yağıyor üzerime
ıslanıyor sensíz kalan yanım
hadi uyan yüreğini öptüğüm
koma beni buralarda yalnız
bırakıp gitme
yıkılırım
bir kez değil, her gün bin kez ölürüm

Sarılki
kokun sinsin tenime anne
sevgin işlesin yüreğime
bu yalancı dünyada kimim varki senden başka
gözlerimden öpecek, üstümü örtecek
karanlık soğuk gecelerde

kalk anam allah aşkına kalk
karanlık çöküyor bak goncagül sevinçler üstüne
boynunu büküyor yaşam
yaralı ceylanlar meliyor uzak dağbaşlarında
turnalar da geçmiyor artık
kalk allah aşkına kalk
sen bir maral ol, ben ceylan
dağlar gökkuşağı olsun, ovalar seyran

Sarıl sımsıkı tenim ol, beni bırakma
tut ellerimi benimle ağla, benimle yan
benimle uyu, benimle uyan
birlikte çıkalım dağlara bak yayla zamanı
ben munzur suyu olayım, sen teyran
sen nisan ol, ben haziran...
ben küçük bir pınar, sen çağlayan
akıp gidelim koyun koyuna

Sen yoksan kurur kurnalar
dereler susuz, koyunlar kuzusuz kalır
melemez bir daha ardından koyunlar
kan süzülür kirpiklerden yüreklere
keklikler de ötmez bir daha, turnalar da geçmez buralardan
bir daha koşamam çayır kuşlarıyla, yarışamam deli sularla
bastırıp göğsüme acılarımı küserim yaşama

kalk anam kalk allah aşkına kalk
bulutlarda ağlıyor bak
kalk şiirler dizilsin yollara, türküler dizilsin
eğilsin önünde kavak ağaçları akakasyalar
çiçekler dursun selama
yaşamın adı sensin, senin adın yaşam
düşersen omuzuma
üşürsen yüreğime yaslan
tut ellerimi sevinçlere yürüyellim ana
nasıl taşıdıysan beni dokuz ay karnında
ben sırtımda taşıyayım seni bir ömür

.......
ah nazlı anam
uzansam
dokunabilir miyim? yüreğindeki incinmişliklere
durdurabilir miyim? zamanı
gözlerinin içindeki yaşları öpebilir miyim?
anlayabilir miyim? yaşamı ve ölümü
anlatabilir miyim? acının dayanılmazlığını
yaşamın umursamazlığını
kim dinler beni

ey benim dağ dağ kalbime gömdüğüm nazlım
benki, düşleri ıssız nehirlere akan o küçük çocuğum daha
kar yağıyor, rüzgar uğultuları dışarda
al sıcaklığına sar beni, üşüyorum
ya gece, gecede üşür mü anne
kimsesiz kalınca
bırakıp gitme n’olur
.........
ben başımı nasıl taşlara çalmazım dağlar oy
gözyaşımı nasıl çaylara salmazım dağlar oy
ah komşular komşular hele deyin
ya ben nasıl, ya ben nasıl ağlamazım dağlar oy...

Sizin hiç anneniz öldü mü? Benim öldü

Şair: Nuri Can
 
Üst