Hatırlar mısın bir şarkımız vardı. Şöyle sesleniyordu şair: "Elveda deyip bir gün, viran edip gönlümü, ayrılıp gidişinin, bu gece yıldönümü. ". Bu şarkıyı hep aşk sanardık. Dostluk için de geçerliymiş. Bu gece sadece bu şarkıyı dinliyor olacağım can dostum.
Pek meraklıydık içmeye. Zil zurna sarhoş olurduk haftada bir. Hiç usanmazdık babamızdan azar işitmeye, tokat yemeye bu yüzden. Hatırlıyor musun bir gece baban da sarhoş olmuş. Biz yine içmiştik. Hani şu sandalda sarhoş olduğumuz gece. Yirmi dakikalık mesafeyi 2 saatte almıştık o kafayla. Tabi eve de geç gitmiştik. Babanın da kafası iyiydi bitemiz dayak atmıştı ikimize de.
Yok dostum yok. Sensiz içmenin, dayak yemenin, günaydın sigaramın tadı yok. Sensiz ölümün bile tadı yok. Sen rahatsın tabi, yat kıyamete kadar. Hep istediğin gibi. "Hayat boyu yatsam" derdin. Biraz çabuk başladın be oğlum. Neyse ki erken aktın ortamına, iyi hali bozmazsan direkt cennetliksin. Günahın yoktur senin fazla. Tek günahımız içki olsun.
"Tek derdimiz ölmek olsun be koçum, kavuşmak olsun derdik Allah'ımıza. " derdik. Sensiz ölmek çok zor be dostum. Ölümüm en büyük aşktır artık benim için. İstersin, kavuşamazsın. Hani yine aynı şarkıda dediği gibi. "Ayrılık mı çıktı falda, sen bir yanda ben bir yanda. Böyle bir aşk bu zamanda" Yaşım genç daha ama bu aşk acısı yakıyo her gün bu kalbimi. Çekilecek dert değil bu aşk. Sevmezdik ya aşık olmayı. Ben yeminimi bozdum, aşığım.
Mutluluk benim için ölümdedir artık. Yine ve yine aynı şarkı. "Rüzgar gibi geçti yıllar, tutunacak dal kalmadı. Bir an mutlu olmak için, çekilmedik dert kalmadı. " Hayatın derdini çekeceğim senin için. Sonra ölümün kıymetini bilmek lazım. "
Dost kalmadı senin gibi bu hayatta. Kaya gibi sırtımızı birbirimize yaslayacağımız, hayatın haçlı seferlerine kılıç sallayacağımız bir Allah'ın kulu yok etrafta. En büyük kazığı sen -en yakın dostum, can yoldaşım, tek sırdaşım- attın ama dostluk affetmektir. Affettim seni dostum. Yine aynı şarkı çalıyor. "Senle dolu özlemlerim, dilimdedir sitemlerim, düşman çıktı sevenlerim, sığınacak dost kalmadı. Sarılacak dost kalmadı. " .
"Dünya malına tamah etme oğlum" der borç alırdın. Dünya malı dünyada kalır diye de borcunu geri vermezdin. Helal olsun verdiğim her şey. Ama yukarda bozuşuruz. Hepimizin gideceği yer yukarısı değil mi zaten.
Ahirette görüşürüz dostum.
Pek meraklıydık içmeye. Zil zurna sarhoş olurduk haftada bir. Hiç usanmazdık babamızdan azar işitmeye, tokat yemeye bu yüzden. Hatırlıyor musun bir gece baban da sarhoş olmuş. Biz yine içmiştik. Hani şu sandalda sarhoş olduğumuz gece. Yirmi dakikalık mesafeyi 2 saatte almıştık o kafayla. Tabi eve de geç gitmiştik. Babanın da kafası iyiydi bitemiz dayak atmıştı ikimize de.
Yok dostum yok. Sensiz içmenin, dayak yemenin, günaydın sigaramın tadı yok. Sensiz ölümün bile tadı yok. Sen rahatsın tabi, yat kıyamete kadar. Hep istediğin gibi. "Hayat boyu yatsam" derdin. Biraz çabuk başladın be oğlum. Neyse ki erken aktın ortamına, iyi hali bozmazsan direkt cennetliksin. Günahın yoktur senin fazla. Tek günahımız içki olsun.
"Tek derdimiz ölmek olsun be koçum, kavuşmak olsun derdik Allah'ımıza. " derdik. Sensiz ölmek çok zor be dostum. Ölümüm en büyük aşktır artık benim için. İstersin, kavuşamazsın. Hani yine aynı şarkıda dediği gibi. "Ayrılık mı çıktı falda, sen bir yanda ben bir yanda. Böyle bir aşk bu zamanda" Yaşım genç daha ama bu aşk acısı yakıyo her gün bu kalbimi. Çekilecek dert değil bu aşk. Sevmezdik ya aşık olmayı. Ben yeminimi bozdum, aşığım.
Mutluluk benim için ölümdedir artık. Yine ve yine aynı şarkı. "Rüzgar gibi geçti yıllar, tutunacak dal kalmadı. Bir an mutlu olmak için, çekilmedik dert kalmadı. " Hayatın derdini çekeceğim senin için. Sonra ölümün kıymetini bilmek lazım. "
Dost kalmadı senin gibi bu hayatta. Kaya gibi sırtımızı birbirimize yaslayacağımız, hayatın haçlı seferlerine kılıç sallayacağımız bir Allah'ın kulu yok etrafta. En büyük kazığı sen -en yakın dostum, can yoldaşım, tek sırdaşım- attın ama dostluk affetmektir. Affettim seni dostum. Yine aynı şarkı çalıyor. "Senle dolu özlemlerim, dilimdedir sitemlerim, düşman çıktı sevenlerim, sığınacak dost kalmadı. Sarılacak dost kalmadı. " .
"Dünya malına tamah etme oğlum" der borç alırdın. Dünya malı dünyada kalır diye de borcunu geri vermezdin. Helal olsun verdiğim her şey. Ama yukarda bozuşuruz. Hepimizin gideceği yer yukarısı değil mi zaten.
Ahirette görüşürüz dostum.