AYRILMALI AŞKLARI HİÇ SEVMEDİM Kİ
Önce seni sevmekle başladı tüm kavgalarım, tüm sevinç ve kederlerim, seninle başladı ölümlere kusmalarım. Ve seninle başlamıştı ihanetler ve susuşlar… Sevgiden çok sana yakın olma hayalleri, sana vurulma sahneleri, seni senden içip boğulmayı istemiştim susamışlığım geçmese de. Uzak olmanın adını bile bilmiyordum sensizken yaşadığım ömrümden, özlemi, hasreti seni tanıdıktan sonra tanıştım o burcu, burcu kokan yaseminlerden senin kokunu andırırcasına çektim nefesime
Bir hayat iksiriydi içtiğim aşk şaraplarından, sarhoş ediyordu seninle bardaklarda kaybolurken, seninle başladı sarhoş olmalarım ve çaresiz kalışıma sebep olan ikimizin eseriydi yaşadıklarımız ve saranan yapraklar gibi düşüşlerimiz.
Ve seninle başladı tüm umuda yolculuğum, imkansızlık tepelerin de adrenali yüksek tırmanışların ve her gece uykusuz kalışlarım. Seninle başladı sevda denizinde kulaç açmaya, sensiz her kalışım bir cehennem misali yangınlara dönerdim ve kor, kor yanardım. Seninle başladı tüm yangınlar ve ölüm gibi ayrılıklar, tadı tuzu olmuyordu sensiz geçen her saniye zakkum gibi acıydı, acılara fesleğen kurdum ve ötenaziye geçen ömrüm.
Her mevsimi seninle yaşadım seninle başlayan her şeye özümü adadım, nağmeler yazdım sana, seni bir parçam gibi gördüm, eşim, dostum, sevgilim ve her şeyim; Seninle başlamaları sevdim ve ilklerin son olmaması itimalini sevdim.
Ben hayalimde ki gerçeğini sevdim, adım gibi bildiğim sevdamı yaşamak istiyorum seninle, seni sevmekle başladığım tüm kavgalarımla beraber seni yaşamak istiyorum
Şimdi şarkılar öksüz ve yetim olmanın hüznüyle söyleniyor sahnelerde, ben hükümlüyüm yine yalnızlığıma, buruk bir elvedanın ardından. Hatırlıyorsun bir gece yıldızların altında bir göl kenarında oturmuştuk ve balıkların sıçrayışlarını izliyorduk Ay’ın donuk parlaklığın altından. Yanı başımızdan kurbağa sesleri bir melodi tadında dinlerdik.
Seninle başlamıştı her şey; Başladıklarımızın sonuna mı geldik ve noktalansın ister misin? Ben sonu ayrılıkla bitecek aşkları sevmedim ki…
Önce seni sevmekle başladı tüm kavgalarım, tüm sevinç ve kederlerim, seninle başladı ölümlere kusmalarım. Ve seninle başlamıştı ihanetler ve susuşlar… Sevgiden çok sana yakın olma hayalleri, sana vurulma sahneleri, seni senden içip boğulmayı istemiştim susamışlığım geçmese de. Uzak olmanın adını bile bilmiyordum sensizken yaşadığım ömrümden, özlemi, hasreti seni tanıdıktan sonra tanıştım o burcu, burcu kokan yaseminlerden senin kokunu andırırcasına çektim nefesime
Bir hayat iksiriydi içtiğim aşk şaraplarından, sarhoş ediyordu seninle bardaklarda kaybolurken, seninle başladı sarhoş olmalarım ve çaresiz kalışıma sebep olan ikimizin eseriydi yaşadıklarımız ve saranan yapraklar gibi düşüşlerimiz.
Ve seninle başladı tüm umuda yolculuğum, imkansızlık tepelerin de adrenali yüksek tırmanışların ve her gece uykusuz kalışlarım. Seninle başladı sevda denizinde kulaç açmaya, sensiz her kalışım bir cehennem misali yangınlara dönerdim ve kor, kor yanardım. Seninle başladı tüm yangınlar ve ölüm gibi ayrılıklar, tadı tuzu olmuyordu sensiz geçen her saniye zakkum gibi acıydı, acılara fesleğen kurdum ve ötenaziye geçen ömrüm.
Her mevsimi seninle yaşadım seninle başlayan her şeye özümü adadım, nağmeler yazdım sana, seni bir parçam gibi gördüm, eşim, dostum, sevgilim ve her şeyim; Seninle başlamaları sevdim ve ilklerin son olmaması itimalini sevdim.
Ben hayalimde ki gerçeğini sevdim, adım gibi bildiğim sevdamı yaşamak istiyorum seninle, seni sevmekle başladığım tüm kavgalarımla beraber seni yaşamak istiyorum
Şimdi şarkılar öksüz ve yetim olmanın hüznüyle söyleniyor sahnelerde, ben hükümlüyüm yine yalnızlığıma, buruk bir elvedanın ardından. Hatırlıyorsun bir gece yıldızların altında bir göl kenarında oturmuştuk ve balıkların sıçrayışlarını izliyorduk Ay’ın donuk parlaklığın altından. Yanı başımızdan kurbağa sesleri bir melodi tadında dinlerdik.
Seninle başlamıştı her şey; Başladıklarımızın sonuna mı geldik ve noktalansın ister misin? Ben sonu ayrılıkla bitecek aşkları sevmedim ki…