TÜRKÜZ DOĞRUYUZ ÇALIŞKANIZ... sizce acaba ne kadar doğruuu

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

coffiner

Aktif Üye
Katılım
2 Ara 2005
Mesajlar
270
Tepkime puanı
0
Yaş
1020
Mensubu bulunmaktan her zaman gurur duyduğum Türk Milleti tarihin en ağır yükünü taşıyan kervan
misali yoluna devam ediyor. Kimi zaman Kırım Han'ı Giray, kimi zaman Trablusgarp'ta Arap sırtımızdan
vuruyor. Kimi zaman da içimizdeki devşirmeler ya da işbirlikçi görevliler, kanlarının ve görevlerinin gereğini yerine
getirmek için yolumuza pusu kursalar da sefer devam ediyor.

Ülkemizde yapılan son kamuoyu araştırmaları gösteriyor ki,

. Türkler’in yarısından fazlası AB üyesi olmak istiyor.
. Türkler’in yarısından fazlası en büyük sıkıntı olarak ‘geçim derdi’ diyor.
. Türkler’in yarısından fazlası sağlık ve eğitim başta olmak üzere ‘kamu hizmetlerini’ yetersiz buluyor.
. Türkler’in yarısından fazlası rüşvet mağduru.
. Türkler’in yarısından fazlası yarınları adına mutsuz ve karamsar.
. Türkler’in yarısından fazlası en güvendiğiniz kurum sorusuna ‘ordu’ cevabını veriyor.
. Türkler’in yarısından fazlası siyasete ve siyasilere olan güvenini yitirdiğini söylüyor.
. Türkler’in yarısından fazlası milli gelirin adaletsiz bölüşüldüğünü düşünüyor.
. Türkler’in yarısından fazlası vergi oranlarından ve vergi çeşitliliğinden rahatsız.

Bu liste böylece uzayıp gidiyor

Ekonomik baskılar altında ezilen, kültür emperyalizmi altında inim inim inletilen Türk Milleti içine düşürüldüğü çıkmaz karşısında AB+D gibi emperyalizmin patronlarından medet bekler hale getirilmiştir. Durumun farkında olan milliyetçi kesim ise elindeki imkanların azlığı ve dağınıklığı nedeniyle ülke yönetimine hakim değildir.

Kıbrıs’ta geri adım atan Türkiye dış politikada Kerkük-Musul konusunda da her geçen dakika daha da kötüye gitmektedir. Vatandaşları Irak topraklarında kaçırılan ve katledilen bir Türkiye, I LOVE YOU TURKIYE meselesinde de taviz üstüne taviz vererek tutarsız ve sorumsuz bir şekilde uçuruma sürükleniyor.

İç politikada ise gariplikler birbirini kovalayıp gidiyor. Haçlı zihniyeti misyonerleri ile cirit atıyor, papazlar sularımızı kutsayarak laikliğe aykırı mesajlar vermeye çalışıyor, azınlıklar yalanı altında çoğunluk rencide ediliyor, çoğunluğa ve değerlerine hakaret ediliyor. Teröristlere insan hakları bahanesi ile terörle mücadele zaafa uğratılıp ülkemizin temeline dinamit konuluyor. Mütareke medyası da iktidar borazanı melodilerle milleti uyutmaya devam ediyor.

Ekonomide Derviş zihniyeti devam ediyor. İçeride estirilen yalancı bahar rüzgarları korkutuyor. Cari açıklar ve dış ticaret dengesi ürkütücü rakamlara dayandı. Dış borç ve faiz yükü daha dünyaya gelmemiş çocuklarımızı bile esir almış durumda büyümeye devam ediyor. Alım gücü yok edilen ve kredi kartlarına prangalanmış olan vatandaşımız ise bir çıkış yolu bulamıyor.

Ahlaksızlık, ilkesizlik, rüşvet, fuhuş engellenemiyor.

Asgari ücrete esir edilen çoğunluk ise kürek mahkumlarından farksız yaşamaya çalışıyor.

Açlık sınırının altında yaşamaya çalışanların sesi Ankara’dan bir türlü duyulmuyor: Türk’üz, doğruyuz, çalışkanız, iş arıyoruz… İş arıyoruz… Yaşayamıyoruz, geçinemiyoruz…

Bunalımdan çıkış yolu, yüzde yüz milli olandadır. Ne yazıktır ki, hak ve hakikatten uzak pembe tabloların bedeli makyajlanmış istatistiklerle ödenmiyor. Millet hayatı ve devlet yönetimi birbirine uymayınca ileride yaşanması muhtemel sıkıntılar sadece büyüyor, çözülmüyor.

Bunalımdan çıkış yolu, yüzde yüz milliyetçi kadrolarla sağlanabilir. Kendi değerlerine yabancılaşmış, siyon güdümlü AB+D değerleri önünde ‘evde kalmış kız gibi’ diz çökmüş bir kadro Türkiye’ye hiçbir şey veremez. Türk’lüğünden utanıp-sıkılanların, kendine güveni olmayanların, tüccar mantığı ile ülkemizi parselleyip satmaktan başka bir çıkış bulamadığı görülmektedir.

Bunalımdan çıkış yolu yine Atatürk’ün sözlerinde saklıdır.

ATATÜRK DİYOR Kİ: "Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki, sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki cevher-i asli'yi çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin." (Nutuk, Cilt 2, sayfa: 203)."

Atatürk, ille de ‘kandaki cevher-i asli’ diyor

Başka söze gerek var mı?

Sevgi / Saygı / Dostlukla
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst