Sevgililer Günü Yaklaşırken..........

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

canik

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
15,200
Tepkime puanı
0
Yaş
1020
9298br.jpg

Sevgililer Günü'nün tarihçesi

Sevgililer Günü'nün başlangıç tarihi eski Roma İmparatorluğu zamanına uzanıyor.
Eski Roma'da 14 Şubat günü bütün Roma halkı için önemli bir gündü.


Çünkü bu günde Roma tanrı ve tanrıçalarının kraliçesi olan Juno'ya duyulan saygıdan ötürü tatil yapılırdı. Juno ayrıca Roma halkı tarafından kadınlık ve evlilik tanrıçası olarak da biliniyordu. Bu günü takip eden 15 Şubat gününde ise Lupercalia Bayramı başlıyordu.

Bu bayram, halkın genç nüfusu için büyük önem taşıyordu. Bunun nedeni ise yaşantıları kesin kurallar ile sınırlandırılmış, bunun doğal sonucu olarak bir birliktelik yaşama şansı olmayan bu gençler, sadece bu bayram süresince bile olsa birbirlerinin partneri oluyorlardı.

Hangi genç bayanın hangi genç erkek ile bir çift oluşturacağı eski bir gelenek olan ve Lupercalia Bayramı'nın arife günü yapılan bir çekiliş ile belli oluyordu. Romalı genç kızlar, isimlerini küçük kağıt parçalarının üzerine yazıp bir kavanoza koyuyorlardı. Erkekler ise kavanozdan bu kağıtları çekerek üzerinde hangi kızın ismi yazıyorsa o kızla bayram eğlenceleri boyunca beraber oluyorlardı. Bu birliktelikler birbirine aşık olan çiftler için bayram süresinin dışına taşıp genellikle evlilikle sonlanıyordu.

İmparator 2. Claudius, Roma'yı kendi katı kuralları ile zalimce yöneten bir hükümdardı. Onun için en büyük problem, ordusunda savaşacak asker bulamamaktı. Ona göre bu durumun tek sebebi Romalı erkeklerin aşklarını ve ailelerini bırakmak istememeleriydi. İşte bu yüzden, Roma'daki tüm nişan ve evlilikleri kaldırdı.

Aziz Valentine de Claudius'un hükümdarlığı zamanında Roma'da yaşayan bir papazdı. Kendisi gibi papaz olan Aziz Marius ile birlikte Claudius'un yasağına rağmen gizlice çiftleri evlendirmeye devam etti. Ancak İmparator bu durumu bir süre sonra öğrendi. Aziz Valentine, insanları evlendirmeye devam ettiği için tutuklandı ve yaptıklarının cezası olarak sopa ile dövülerek öldürüldü. Milattan sonra 270 yılının 14 Şubat'ında Hıristiyan şehitliğine gömüldü.

Aynı zamanlarda Roma'daki putperestler, şubat ayı içinde kutlanan Lupercalia Bayramı'nı kendi putperest tanrıları için kutluyorlardı. Bayram öncesi yapılan geleneksel çekilişi ise seromoniye bağlı kalarak kendileri için uygulamaya başladılar.

Hıristiyan Kilisesi'nin ilk kurulduğu yıllarda hizmet veren papazlar, bu törenlerin, özellikle de evlenmemiş gençlerin putperestler ile birlikte anılmasından rahatsız oldukları için bir çözüm buldular. Bu gençlerin isimlerinin azizlerle birlikte anılmasını istedikleri için Lupercalia Bayramı'nın başladığı günü Aziz Valentine Günü olarak kutlamaya başladılar. O gün bugündür her yılın 14 Şubat'ı "Sevgililer Günü" olarak kutlanmaya devam ediyor ve yeryüzünde kadın ve erkek beraber olduğu sürece de kutlanmaya devam edecek gibi.


89ip.gif

'Seni seviyorum' deyin

O sihirli iki sözcük var ya, dünyaya bedel geliyor insana. Stresli, yorucu bir günün ardından ya da hayatınızda her şey yolunda giderken size gönderdiği bir öpücük, size sarılması yanında, gözlerinizin ta içine bakarak "Seni seviyorum" demesini istemez misiniz?

Bana hep sevdiğini söyle!"

Kadınlar durmadan tekrarlanmasını isterler sevgi sözcüklerinin. Erkeklerin böyle bir sorunu yoktur, çünkü her aklımıza geldiğinde söylediğimizden bizden bolca duyarlar bu sözleri. Sakın bundan yakındığımızı düşünmeyin, tam tersi insanların yeme içme ihtiyacı gibi sevgi sözcüklerine de ihtiyacı var. Biz her "Seni seviyorum" dediğimizde, evet seviyoruz ama "Sen de beni seviyor musun?" sorusunu da yanında sorarak ve cevabını bekleyerek. Bu kendimize güvenmediğimizden, karşımızdaki kişinin bizi sevip sevmediğini kontrol etmek ya da sevdiğini bilmediğimizden değildir; yalnızca "Hayatımdan memnunum, senin de memnun olmanı istiyorum ve elimden geleni yapıyorum"un cevabını alabilmek içindir.

"Sevgine ihtiyacım var!"

Nasıl yetiştirildiğimizi bir düşünün; aileni memnun etme, hayaller, aşk dolu Türk filmleri, eşini memnun etme, çocuklarını sevme, koruma, bolca fedakarlık, fedakarlık... Tamam erkekler de bu "memnun etme"lerle yetişiyor ama onlar "maddi memnuniyetler" aşılanarak büyüyorlar. İhtiyaçlarımızı karşıladıkları ölçüde sevgilerinden de emin olmamızı bekliyorlar ve bu onların sevgilerinin kanıtı haline geliyor. Ah, bir bilseler insanın sevildiğini duymak ya da birine sevdiğini söylemek kadar ihtiyaç duyduğu başka şey olmadığını...

"Sevdiğimi gösteriyorum ya!"

"Sevmiyorum durmadan bunu kodlamayı, sana sevdiğimi göstermek daha çok hoşuma gidiyor." Bu da erkeklerin ağzından sıkça duyduğumuz bir cümle. Evet, haklılar da... Sevgiyi duymak kadar hissetmek de çok önemli. Ama, o sihirli iki sözcük var ya, dünyaya bedel geliyor insana. Stresli, yorucu bir günün ardından ya da hayatınızda her şey yolunda giderken size gönderdiği bir öpücük, size sarılması yanında, gözlerinizin ta içine bakarak "Seni seviyorum" demesini istemez misiniz?

"Bir türlü istediğim gibi davranmıyor!"

Bambaşka iki kişilik, farklı hayatlar... Bir araya gelip, uzlaşmak o kadar kolay mı? Doğrularınız arasında ortayı bulmak, onu olduğu gibi, günahıyla sevabıyla kabul etmek... Zor, çok zor... Birini sevdiğimizde, onun kendi hayatına dair, bizim pek de görmek istemediğimiz huyları, davranış biçimleri bizi nasıl da huzursuz eder. Asla onun da kendine ait bir dünyası olduğunu kabul edemeyiz. Her şeyi kendi açımızdan düşünür, "ben bu durumda şöyle yapardım" der, onu suçlarız. Sıklıkla da, onda gördüğümüz hatalar, zaten bizde varolanların yansımalarıdır; karşımızdaki kişi aracılığıyla kendimizi eleştiririz. Başkalarına kusur bulmak ne kadar da kolay değil mi? Kendimize olan güvenimiz azaldığı ölçüde, mükemmel bir ilişki arayışımız da artar. Çünkü böylece, mükemmel bir insan seçerek kendimize olan güvenimizi telafi yoluna gideriz. Aslında mükemmel gördüğümüz biri tarafından seçilmek içindir bütün yapılan.

"Yoksa ben deli miyim?"

Bazen bu olasılığı bile gözönünde bulunduruyoruz! Çünkü paranoya paranoya paranoya... "Neden böyle söyledi, neden ben öyle dediğimde böyle söylemedi, bana niye öyle nefret edermiş gibi baktı, ben olsam böyle derdim, eyvaaaah bize neler oluyor?" Asıl size neler oluyor? Şöyle derin bir nefes alın, arkanıza yaslanın. Her şey yerli yerinde. Ama, o iki sihirli sözcüğe bağlı...

Madem seviyorsunuz, söyleyiverin. Bir düşünün bütün gün ne sözcükler sarfediyorsunuz. İki güzel kelimenin lafı mı olur?


dog10th9vp.jpg

Erkeklere hediye almak hiç de zor değil!

Kadınlara kozmetikten dekorasyona kadar birçok hediye çeşidi buluyorken, erkeklere hediye bulamamaktan yakınıyorsanız,bu  yazı tam size göre....

Gömlek: Erkeklerin en çok eskittikleri ve en çok giydikleri giysi gömlek olsa gerek. Bu nedenle gömlek, hediye listemizin birinci sırasında.

Kravat: Şık bir kravat, güzel bir kutuda çok hoş bir hediye olabilir. Yalnız sezonun renklerini ve çizgilerin takip etmeyi unutmayın. Bu yılın renkleri takımla zıt renkler. Bu nedenle hediye alacağınız kişinin takımlarına dikkat ederek, renk seçimi yapabilirsiniz.

Parfüm: Erkeklere alınan en çok hediye anketi yapılsaydı, herhalde parfüm en çok tercih edilen hediye olurdu. Bu durumda dikkat etmeniz gereken, hediye alacağınız kişinin sevdiği kokular. Ağır kokular mı seviyor, hafif mi? Bunu öğrendikten sonra alışveriş yapabilirsiniz.

Nemlendirici: Her ne kadar erkekler kremlere uzak olsalar da, onların da ciltlerinin neme ihtiyaç duyduğu bir gerçek. Bu gerçeği bilen kozmetik firmaları erkekler için nemlendiriciler üretiyor. Alacağınız kişinin cilt tipine göre bir nemlendirici seçebilirsiniz.

Eşofman: Rahat bir eşofman hem spora giderken, hem de evdeyken giyilebilir. Her zaman da ihtiyaç duyulan bir kıyafet çeşididir.

Spor ayakkabı: Bütçeniz uygunsa spor ayakkabı erkeklerin her zaman için tercihleri arasındadır. Ama almadan önce alacağınız kişinin yaptığı spor çeşidine göre ayakkabı almayı unutmayın.

Evrak çantası: Eğer hediye alacağınız kişi çok yoğun bir iş adamıysa, evrak çantası mükemmel bir hediye seçimi olabilir. Bu arada alacağınız çantanın üzerine o kişinin ismini de yazdırarak jest yapabilirsiniz.

Saat: Çok özel bir hediye ama kaliteli bir seçim yapmanız gerekiyor. Bunun için de bütçenizi iyi planlamanızı öneriyoruz.

Büro eşyası: Eğer hediye alacağınız kişi dekorasyona ilgi duyuyorsa, bürosuna veya evine güzel objeler seçebilirsiniz.

Çakmak: Sigara içiyorsa, her zaman yanında taşıyacağı şık bir aksesuvar.
Hediye alacağınız kişinin unutkan olmamasına dikkat edin. Çünkü eğer unutkansa hemen kaybedebilir.

Kol düğmesi: Tam bir klasik... Eğer hediye alacağınız kişi klasik giyiniyorsa, kesinlikle daha zarif bir hediye olamaz. Özellikle sedefli modelleri bu yılın gözdeleri arasında.

Oyuncak araba: Arabaya düşkün erkekler genellikle koleksiyon yapmaya da düşkün oluyorlar. Onlara orjinal modelleri alabilirsiniz. Çok sevineceklerine şüpheniz olmasın!



 

KaraGözlüm

Yeni Üye
Katılım
7 Ocak 2006
Mesajlar
5,008
Tepkime puanı
0
Yaş
35
ellerine saglik canim cok süper bi paylasim cok tskler ;) gercekten cok begendim ;oky
 

BY_KRAL_ASKER

Aktif Üye
Katılım
10 Ocak 2006
Mesajlar
4,878
Tepkime puanı
0
Yaş
38
Valla cadı güzel bi konuya değinmişsin şunun şurasında 12 günlük az bi zaman var ama sevgilisi olmayanlar yetim kalacak böyle güzel günde :( Neyse paylaşımın için teşekkürler cadı ;)
 

canik

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
15,200
Tepkime puanı
0
Yaş
1020
Evet  arkadaşım bellimi olur daha vakit var belkim bizimde yüzümüz güler :S

tabi  benim bu yaşa kadar hiç öle bir lüksüm olmadı  :D ama üzülmüyorum yaa  :-\
ümit dünyası işte naparsın salla gitsin :D
 

KaraGözlüm

Yeni Üye
Katılım
7 Ocak 2006
Mesajlar
5,008
Tepkime puanı
0
Yaş
35
üzülmeyin arkadaslar ya allahtan herseyin hayirlisini dileyin. hem insanin karsisina ne cikacagi belli olmuyor
 

Kalpsiz

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
6,155
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Eline Sağlık Canik Çok Güzel Çalışma Yeri Belli oldu ;)
 

canik

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
15,200
Tepkime puanı
0
Yaş
1020
resim2005091115053636173647642.gif
                   
resim2005091115053636173647642.gif
                           
resim2005091115053636173647642.gif
   ​
       
pjhgfx2up.jpg
resim2005091115053636173647642.gif
                   
resim2005091115053636173647642.gif
                           
resim2005091115053636173647642.gif
   ​
         
:alkis :alkis :alkis :alkis :alkis :alkis :alkis :alkis :alkis​

Olmayan Sevgilimin Sevgililer Günü Kutlu Olsun
 

3va

Yeni Üye
Katılım
3 Ocak 2006
Mesajlar
12,779
Tepkime puanı
0
Yaş
41
cok önemli şeyler ifade ediyo buradaki bicok şey
anlatmak istedigi cok sey var her satırın..
ben payıma düşeni aldım.

teşekkürler C@DI ;)
 

canik

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
15,200
Tepkime puanı
0
Yaş
1020
kutlama yapmak için illaki bir sebep olmas? gerkmezki arkada??m  :D
ne yani sevgilimiz yok diye gündemi kutlamayal?m demi ama :D

herkesi kutlamaya davet ediyorum buyrun sayfa her kese aç?k
:D :D

onu buldu?um gün dicem  2006 senesindeki sevgililer gününde ben kutlam??t?m günümüzü pu ha ha haa :D :D
 

Kabaracı

Aktif Üye
Katılım
2 Ara 2005
Mesajlar
2,642
Tepkime puanı
0
Yaş
63
Cadı teşekkürler emeğine yüreğine sağlık,

TÜM SEVGİLİLERİN, SEVGİLİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN
 

canik

Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2005
Mesajlar
15,200
Tepkime puanı
0
Yaş
1020
ohoh6zx.png

O’nu hatırladıkça başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz...
Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin...
O’nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, O’nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain...
sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, O’ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa,
ve O, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa...
dünyanın en güzel yeri O’nun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse...
hayat O’nunla güzel ve onsuz müptezelse...
elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, O’nun yüzü pembeyse,
kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar...
her şiirde anlatılan O’ysa... her filmin kahramanı O... her roman O’ndan söz ediyor, her çiçek O’nu açıyorsa...
bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa,
iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa...
iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa...
eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire O’nu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın O olduğunu adınız gibi biliyorsanız...
mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi O’na yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke O anlatsa" diye iç geçiriyorsanız...
kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü...
özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu...
hem kimseler duymasın, hem cümlealem bilsin istiyorsanız...
O’nsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse...
ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse...
gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de;
bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep O’nun yüzü suyu hürmetine...
uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa...
dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa,
nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız...
kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim...
gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa...
Her gidişte ayaklarınız "Geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla...
...o halde sevgililer günü sizin gününüz!..
"Çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz.

 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst