Mutsuzluk yorgunluk yapıyor

3va

Yeni Üye
Katılım
3 Ocak 2006
Mesajlar
12,779
Tepkime puanı
0
Yaş
41
Bahar aylarında girildiği şu günlerde yüzünü gösteren güneş psikolojik olarak pozitif enerji vermeye başlarken, yorgunluk ve bezginlik halini de beraberinde getiriyor. Çalışanların çoğu işine gitmek istemezken, sabah yataktan kalkmak kabus haline geliyor.

Uzmanlara göre, bahar yorgunluğu ya da depresyonu; özellikle bahar mevsiminin başladığı günlerde birçok kişide görülebilen, genel bir bitkinlik, güçsüzlük ve enerji noksanlığı, isteksizlik, uykusuzluk ve vücutta karıncalanma gibi belirtilerle seyreden bir rahatsızlık hali olarak tanımlanıyor. Herkesi etkisi altına alan bu durumla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Koptagel İlgün, "Kışın soğuk ve güneşsiz günleri yavaş yavaş yerini baharın neşesine ve sıcaklığına terk ediyor. İşte bu hava ve mevsim değişikliği insan biyoritmini (insan vücudu hassas bir saat gibi bu değişikliklere uymaya çalışır) olumsuz etkiliyor.

Meteorolojik değişiklikler, insan vücudundaki su dengesini de negatif yönde etkiliyor. Bahar mevsiminde doğal olarak havadaki elektrik yükü artıyor. Bu yük, havada bulunan pozitif ve negatif yüklü iyonlar aracılığıyla taşınmaktadır. Bu taşıma dengesi bozuklukları, iklim değişikliği dönemlerinde sıkça karşımıza çıkar. İnsanlarda yorgunluk belirtileri ve ruhsal sıkıntılara bile yol açarak, rahatsızlık sebebi olur. Havadaki elektrik yükü, şehirlerde ve de özellikle büyük şehirlerde daha fazladır. Bu duruma bir de hava kirliliği, sanayi atıkları ve trafik yoğunluğu eklenirse; kişilerdeki bahar yorgunluğu belirtileri daha yoğun olarak yaşanır. Bahar ayının ve güneşin getirdiği rehavet duygusuna, stres ve gerginlik duygusu da eklenince; mide hastalıkları, asabi kolit rahatsızlıkları, koroner damar hastalıkları, depresyon ve panik ataklar gibi insanda mevcut olan birçok hastalık da negatif olarak etkilenmektedir" dedi.

"Her Yorgunluğun Sebebi Bahar Değil"

Bahar yorgunluğunu tarif ederken; kronik yorgunluk sendromu, mutsuzluk yorgunluğu ve bahar yorgunluğu diye 3 gruba ayıran Prof. Dr. Koptagel İlgün, bu 3 grup belirtilerini birbirinden ayırmak gerektiğinin altını çizerek, "Bir kişi fiziksel olarak yorgunluktan, tüm eklem ağrılarından ve yataktan yorgun kalkmaktan ya da gün içerisinde çabuk yorulduğundan bahsederken, bir başkası ruhsal ya da psikolojik yorgunluktan bahsedebilir. Yine vücudunda enerji azaldığından dolayı birçok aktiviteye katılma isteksizliği duyan kişilerin sayısı küçümsenmeyecek kadar çoktur. Eğer bir yorgunluk aylarca sürüyorsa, hatta yatak istirahatı ile de geçmiyorsa, müzminleşmiş (kronik) bir yorgunluk hastalığından bahsedilebilir. 'Öyle yorgunum ki' demekle seyredebilen yorgunluk halini, kronik yorgunluk sendromundan ayırmak gerekir" şeklinde konuştu.

Bahar yorgunluğu veya diğer yorgunluk rahatsızlıklarının birçok hastalık belirtilerini etkilediği uyarısında bulunan Prof. Dr. Koptagel İlgün, "Örneğin; kas ağrıları, omuz, sırt ve boyun ağrıları... Yorgunlukla birlikte; konsantrasyon bozukluğu, neşesizlik, aşırı sinirlilik, hafıza zayıflaması ve uyku bozuklukları görülebilir. Yorgunluk hareketsizliğiyle birlikte aşırı yeme problemi şişmanlık yapar. Bu da birçok rahatsızlığı negatif olarak etkiler. Bir başka sıkıntı da uyku ritmi bozukluğudur. Uykuya dalma güçlüğü, bazen de aşırı uyuklama hali yaşanabilir. Baş ağrıları, stres ve ruhsal gerginliğe bağlı olarak; bağırsak ve mide rahatsızlıkları, bahar mevsiminde mide ve on iki parmak ülseri, olanlarda hastalık nüksleri daha çok görülebilir. Bağırsaklarda gaz, kabızlık ve ishal gibi düzensiz bağırsak hareketlerini beraberinde taşıyan, hassas bağırsak sendromu diye adlandırılan durum görülebilir" açıklamasında bulundu.

"İyimserlik İlacı İyi Geliyor"

Dr. İlgün Koptagel, daha çok bahar mevsiminde görülen ve diğer yorgunluk rahatsızlıklarını artıran durumları da şu şekilde sıraladı: "Beslenme alışkanlığı bozuklukları da bu duruma neden olabilir. Besinlerle yeterli miktarda vitamin, mineral alınmayan durumlarda yorgunluk tetiklenebilir. Tembel bir yaşam biçimi de yorgunluk sebebi olabilir. Tiroit bezinin çalışma düzensizlikleri, özellikle bu bezin az çalışması yorgunluk belirtilerini artırır. Çünkü bu durumlarda hafıza zayıflaması, uyku eğilimi, adale ağrıları normalden fazla görülür. Mikroplarla veya virüslerle meydana gelmiş birçok enfeksiyon yorgunluk belirtilerini artırır. Tansiyon, kalp hastalığı, alerji, nezle ve bazı ağrı kesici ilaçlar beraberinde yorgunluk belirtilerini getirir. Tansiyonda sık sık inip çıkmalar, kan şekeri düşmeleri, gürültülü ortamlar, fazla sıcak ya da soğuk ortamlar, stresli iş ortamı, kirli hava gibi durumlar da yorgunluğa yol açabilir. Fazla kafein, yoğun sigara kullanımı, aşırı alkol ve madde alışkanlıkları da yorgunluk tetikleyen durumlardır"

Bahar yorgunluğunun iş hayatına da olumsuz yansıdığını vurgulayan İlgün, "Bahar yorgunluğu yaşayan kişilerin durumu iş yerlerine de yansıyabilir. Ayrıca iş yeri yorgunluğundan mustarip olanların taşıdıkları stres oranından dolayı hissettikleri bazı rahatsızlıklar da söz konusudur. Dinlenmek için kendisine süre ayırmayan ve yüksek aktivite ile çalışanlarda iş yeri yorgunluğu daha fazla görülür. Yoğun bir tempo ile çalışanların; 'masalarında bile uygulayabilecekleri' gevşeme, relaksiyon teknikleri yapmaları faydalı olur. Olaylara iyimser ve olumlu bakmak, yorgunluk giderici bir ilaç olabilir" dedi.

"Bahar yorgunluğu ve diğer yorgunluk durumlarında, esas ve eşlik eden sebepleri belirleyip ona karşı önlem alınmalıdır" diyen İlgün, "Eğer yorgunluk yaşayan kişilerde durumu tetikleyici hastalıklar tespit edilirse, onları önleyici tedaviye başvurulmalıdır. Kansızlık durumu varsa, sebep belirlenip önlem alınabilirse; yorgunluk da önlenmiş olur. Aile ve iş yerlerinde sosyal ve psikolojik problemler varsa, bunun çaresine bakılmalıdır" tavsiyelerinde bulundu.

Yorgunluk sorunu olan hastaların B ve C vitaminlerinden, magnezyum, potasyum ve çinko desteğinden faydalanmaları gerektiğinin altını çizen İlgün, "Ayrıca gevşeme egzersizlerinden yararlanılması da sıkça başvurulan bir yöntem. Meyve ve sebze ağırlıklı beslenmeye önem vermek, günlük içilen su miktarını 3 litre civarında tutmak, iyi ve kaliteli bir uyku düzenini sağlamak stresi azaltabilir. Sigara, alkol ve kafeinden uzak durmak gerekiyor. Yorgunluğu giderir ve rahatlatır düşüncesiyle aşırı alkole başvurmak yanlış bir hareket olur. Yatarken alınan depresyon azaltan, uyku düzenleyen ve kas gevşeten ilaçlar da faydalı olabilir" açıklamasında bulundu.

 

derin***

Yeni Üye
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
11,193
Tepkime puanı
0
Yaş
36
tşk ler verliebt çok güzel önemli bi konuya değinmişsin....hem doğru yaa ben sabahları çok yorgun kalkıyorum bu sıralar :) nys sağol
 
C

C@NiK

sağol modotörüm çok güzel bir konu ;)

ya bide benim tüm vücudum ağrıyo annemde havalardan diyo :D
bende diyom havalar nasıl olursa olsun anne havam yerinde olsun yeter  :mad: :D :mad: :D


iğrenç bi espirik oldu demi olsun yaptım bikerem silemem ;)  :alkis ;D
 

3va

Yeni Üye
Katılım
3 Ocak 2006
Mesajlar
12,779
Tepkime puanı
0
Yaş
41
teşekkür ederim  arkadaşlar ;)
 

3va

Yeni Üye
Katılım
3 Ocak 2006
Mesajlar
12,779
Tepkime puanı
0
Yaş
41
Mutsuzluk, sindirim sistemini de bozar..!

unappy.jpg



Olur olmaz şeylere alınganlık gösteriyor, üzüntülerinizi, kızgınlıklarınızı dışarıya vurmak yerine içinizde bir yerlere gizliyor musunuz?

Mükemmeliyetçi, ince eleyip sık dokuyan biri misiniz?

Her şey şaşmaz bir düzen içinde sürsün, hataların, yanlışların hayatınızda pek yeri olmasın mı diyorsunuz?

Saygısızlığı, dikkatsizliği, nezaketsizliği, kabalığı asla hoş göremiyor, ama gerekli tepkileri vermekte yeterince cesur davranamıyor musunuz?

Çabuk heyecanlanan, iç dünyası çok sık dalgalanıp durulan, telaşlı bir yapınız mı var?


İşiniz çok zor!

Zor, çünkü sindirim sistemi hastalıklarından pek çoğu (yutma güçlüğüne yol açan yemek borusu spazmları, reflü hastalığı, ekşime, yanma, kaynama ile ortaya çıkan fonksiyonel hazımsızlıklar, bazı gastritler ve ülserler...) ve özellikle de bir tanesi için çok güçlü bir adaysınız: ‘Spastik kolon’ veya diğer adlarıyla ‘mutsuz ya da hassas barsak sendromu’.

Mutsuz bağırsaklar

Bağırsak alışkanlığında sık tekrarlayan değişiklikler (kabızlık ve ishaller), tekrarlayan karın ağrıları, şişkinlik ve gaz, bu hastalığın en önemli belirtileridir. Hassas barsak sendromu sindirim sisteminin en sık görülen hastalıklarındandır. İç hastalıkları ve gastroenteroloji uzmanlarına müracaat eden hastaların neredeyse yarısının başvuru sebebidir. Kadınlarda daha sık görülen bu hastalığın yoğunluğu, 30-50 yaş grubunda artıyor. Karın ağrısı, karında çoğu kez birdenbire ortaya çıkan ve hızla ilerleyen bir gerginlik-gaz-hissinin eşlik ettiği kabızlık veya diyare, bu sendromun mutsuzluk ve acı veren başlıca işaretleridir. Bazı hastalar kabızlıktan (konstipasyon), bazıları ise bezdirici, can sıkıcı tekrarlayan ishalden (diyare) yakınır. Bir kısım hastalarda ise kabızlık ve diyare dönemleri birbirini izler. Kadınlarda kabızlığın, erkeklerde ishalin daha sık görüldüğü bilinmektedir.

Karın ağrısı, hassas barsak sendromunun en önemli belirtisidir. Çoğu kez yanlış yenilen bir gıda veya beklenmeyen bir stres ile tetiklenmektedir. Mutsuz bir haber, ani bir üzüntü ya da stres karnın alt bölümlerinden veya yan kısımlarından başlayıp, kısa sürede tüm karna yayılan, bir ağrıya yol açmaktadır. Karın ağrısı, yemek ve stresle artmakta, bağırsakları boşaltmakla azalmaktadır. Ağrıların telaş, üzüntü veya stresle tetiklenmesi çok tipiktir.

Mide sorunları

Mutsuz barsak sendromu sorunu yaşayanların önemli bir bölümünde sindirim sisteminin üst kısımlarına ilişkin bazı yakınmaların bulunması tipiktir. Yanma, ekşime, kaynama gibi mide sorunlarına ve reflüye bu hastalarda daha sık rastlanmaktadır. Sindirim sistemi dışında diğer fonksiyonel bazı sendromlarda sıktır: Akut anksiyete, panik atak, depresyon gibi psikolojik; çarpıntı, sinirsel hipertansiyon gibi kalp ve damar sistemi kökenli sorunlar, spastik kolite eşlik etmektedir. Bu hastalarda sinirsel cilt döküntüleri, yutma güçlüğü ve hava açlığı gibi sorunlar da sık görülmektedir.

Tehlikesiz sorun

Eğer doktorunuz size ‘spastik kolit’ tanısı koymuşsa sakın korkmayın, telaşlanmayın. Bu sorunun biraz imalat hatanızdan(!) ve biraz da ruhsal yapınızdan kaynaklandığından kuşku duymayın. Önemli organik hasarları ekarte etmek için doktorunuz ‘sigmoidoskopi’ ve ‘baryumlu kolon grafisi’ tetkiklerini isteyebilir. Kolonoskopi yaptırmanızı önerilebilir. Parazit ve gizli kan açısından incelemeleri gerekli görebilir. Bunları beklemeden ama korkmadan, telaşlanmadan yaptırın.

Tedavisi çok zor!..

Spastik kolit tedavisinde başarı şansının fazla olmadığını bilmelisiniz. Bu hastalığın bağırsak çalışma düzenine ait bir dizi kusurdan ibaret olduğunu, kanser veya başka bir hastalığa dönüşmeyeceğini unutmamalısınız. Tedavide ilaçtan çok beslenmenin önem taşıdığını, ilaçların sadece belirtilerin kontrol altına alınmasında kullanıldığını hatırlamalısınız. Kabızlık sorununa karşı bol posa bırakan yiyecekler, kepekli ekmek kullanmalısınız. Doğrudan doğruya kepekten yararlanmanız da mümkündür. Şiddetli ve can sıkıcı olabilen karın ağrılarına karşı barsak kaslarını gevşeten muhtelif moleküllerin (domperidon, mebeverin, sisaprid, trimebutin maleat, pinaverium bromid) hangisinden yararlanacağınıza doktorunuz karar verecektir. Diyare yakınmanız ön planda ise posalı diyet ve kepek pek önerilmemektedir. Ruhsal gerginlik halinin giderilmesi, stresin kontrol edilmesi ve varsa depresyonun tedavi edilmesi şarttır.

Yaşam kalitesini bozup can sıkıyor

Unutmayın! Mutsuz bağırsak sendromu, yaşam kalitesini bozan, tedavisi güç bir sağlık sorunudur. Stresin yoğunlaştığı, depresyonun yaygınlaştığı, beslenmede posanın iyice azaldığı günümüzde, bu hastalığa daha da sık rastlanılması sürpriz olmasa gerekir. Bu hastalığın yaşam sürenizi değil, yaşam kalitenizi etkilediğini bilmeli, tedavisi değil sadece kontrol altına alınması mümkün olabilen bu hastalık ile mücadelede doktorunuzla yakın bir iş birliğine girmelisiniz.

Ve çok önemli bir hatırlatma! Bazı hastalıkların oluşması, hastalık yapıcı etkenlerden çok, sizin (ruhunuz ve bedeninizin) hastalık yapıcı etkeni nasıl karşıladığınız ile yakından ilişkilidir. Bu etkenin hastalanmanıza yol açıp açmayacağı, hastalığınızın şiddeti ve süresi, tedaviye vereceğiniz yanıt da siz çok önemlisiniz, beden ve ruh işbirliğiniz çok önemli, algılama biçiminiz çok etkilidir.

 
Üst