Halikarnas balikcisi

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Sir_ako

Aktif Üye
Katılım
30 Tem 2006
Mesajlar
792
Tepkime puanı
0
Yaş
78
Halikarnas balikcisi..

…….Giritte, tarihciler,sanatcilar ve komutanlarla dolu, icinden birde sadrazam cikarmis koklu bir osmanli ailesinin cocugu olarak dunyaya gelen, surgun olarak gittigi Bodrum’a asik olup orayla ozdelesen Cevat $akir sonradan halikarnas balikcisi olarak taninacakti.

……Hayatinizn. Belki de hic tanimadiginiz birileri tarafindan baskalarinin katledilen baska hayatlarin artik kurumus olan kanlarina bulanmis kor bir bicakla bir daha asla onarilamiyacak, asla eski akisina dondurulemeyecek bicimde delik desik edilmesi.
……Uzun yillar ve kusaklar boyunca kok saldiginiz,her gun donumunun,bahari haber veren her bir cemrenin ve her yaprak dokumunun zamanini kestirebilecek kadar iyi tanidiginiz topraginizdan bir gun aniden kaba ellerce sokulecek bambaska bir yere dikilmek,bir ‘ surgun ‘ olmak…..Bir surgunun kara talihiyle acilmamisti onun hayatinin perdesi, 1890’in giritinde, tarihciler,sanatcilar ve komutanlarla dolu II Abdulhamit doneminde icinden birde sadrazam cikarmis koklu bir  osmanli ailesinin Kabaagaclizadelerin cocuklarindan biri olarak dunyaya gelmis.Babasinin yuksek komiserlik, gorevi nedeniyle bes yasina kadar kaldigi giritte refah dolu ve sikintisiz bir cocukluk gecirmisti.
……Istanbul’a geldiklerinde yerlestikleri buyukada’da mahalle mektebine gitmisti, giritte ogrendigi yabanci dilini aldigi ozel derslerle iyice ilerlettiginden hazirlik sinifini atlayarak basladigi robet kolej,de ceviriler yapmis ve yazilariyla karikaturleri cesitli dergilerde yayinlanmisti…Teyfik fikretin oglu Haluk.la beraber okudugu en iyi dereceyle bitirdigi kolej,in ardindan Oxford,a okumak uzere gonderildi,,,Yurda donmeden once bir italyan’la evlenerek bir sure italyada yasadi, bir kizi oldu,,,,bu donemde ispanyol  bir kadinlada beraber yasiyordu bu beraberlikten dogan oglu henuz bir yasindayken ispanyol ic savasinda  hayatini kaybetti,
…..Cevat sakir yurda dondugunde geleceginin pariltisi ongorulmus alafranga havai ve yakisikli bir genc olarak Avrupadaki hayatini tamamen ardinda birakip yep yeni bir hayata adim atmisti…. Dergilerde makaleleri,oykuleri ve cevirileri yayimlaniyor, karikaturleri ilgiyle karsilaniyordu, hazirladigi kitap ve dergi kapaklariyla turk basinindaki kapakciligi isim olarak taninmaya basliyordu, bir yandanda.
……..Evlilik ve mahkumuyet.
……..Ancak hayat, oyuncu bir ruzgarla aniden havalanan bir ucurtmanin gokyuzundeki dengesiz savruluslarindan ve arada bir yere cakilisindan baska bir sey degildir. Bunu yurda dondukten kisa bir sure sonra nedeni hic bir zaman tam acikliga kavusmayan ama kaza oldugu soylenen bir tabanca patlamasiyla babasinin olumune neden oldugunu ogrendi Cevat sakir.
……..Onbes yil olarak belirlenen hapis cezasinin yedi yilini tamamladiktan sonra yakalandigi verem nedeniyle saliverildiginde, issiz parasiz, ailesi toplum tarafindan terkedilmis,ilerde tanisacagi surgun hayatina farkinda olmadan yavas yavas hazirlanmaya baslamis bambaska bir Cevat sakir goruyorum simdi. Ona baktigimda. ..ruhunu rahatlatmak biraz olsun huzur bulmak icin uskudar’da bir rifai tekkesine devam eden ama bir turlu rahatlayamayan,uyuyamayan, yorgun mutsuz adam.
…….Sonradan kader birligi edecegi Zekeriya sertel’le tanistigi zaman, hayati,kendisini ucuracak yeni bir  ruzgara kapilmisti,,, Sertel’in sahibi oldugu Resimli Ay, dergisi icin calismaya baslamisti cunku……Ozel hayatida dayisinin kizi hamdiye hanimla yaptigi evlilikle birlikte yoluna girmisti…….1925 de baska bir dergide Resimli hafta’da Huseyin Kenan imzasiyla yazdigi, Hapishanede Idama mahkum olanlar bile bile asilmaya nasil giderler ? baslikli yazisi nedeniyle derginin sahibi Zekeriya sertel’le beraber tutuklandi, Yazisinda savasin ardindan asker kacaklarinin kendi istekleriyle teslim olduklari halde idama gonderildiklerini anlatmisti, Cevat Sakir ve yazisini basan Zekeriya Sertel  asker kacaklarina destek olmak ve halki asker kacakligina ozendirmekle suclaniyordu…
…….O donemde yeni yapilan Cebeci hapishanesin’deki hucresine konuldugunda cevresine bakan Cevat sakir yalnizca kasalari takilmis, camlari ve kafeslerinden yoksun pencereler yeni sivandigindan hala islak olan ve ortasinda bir metre yuksekligindeki molozlarin bulundugu bir odayla karsilasti, cantasini kulustur karyolasinin yanina, pantolonunuda siltenin uzerine atarak kendi deyimiyle dairesine cabucak yerlesti.
……Istiklal mahkemesi,….  Haklarindaki hukmunu birk ac gun sonra gorulen davada bildirdi. Sertel sinop’a Cevat sakir de kalebent bir kaleye hapsedilmis mahkum ) olarak bodruma suruldu.
…….Sessiz bir ayrilik…
…….Uc gunde gidilecegini hesapladigi, ancak her nedense uc bucuk ayda vardigi bordum’a girisinde ‘masmavi bir gurleyisle’ karsilasti, Cevat sakir kaymakamliga teslim edilmeden once gectikleri bir tepeden asagi denize dogru baktiginda kendini ‘sonsuzlugu seyrediyormus gibi’ hissettigini yazdi sonradan ve burada hapsedilmenin baska yerlerde hapsedilmekten daha zor olacagini dusundu belki… Kaymakam kaleye hapsedilmiyecegini, bodrum sinirlari icinde olmak kaydiyla ozgur biri oldugunu soylediginde sevincten cildirmak uzereydi ….. Cevat sakir, o aksam cocuklugundan beri ilk defa dizlerinin uzerine cokerek hickira hickira aglamisti. Bir surgunun basina gelebilecek en son seylerden biriydi basina gelen.,, asik olmustu surgun oldugu yere..
…..Surgun surgun degildi artik,surgun taze bir agac gibi,kendi baharini govdesine sigdiramiyor ilk ciceklerini cilginca bir hizla aciyor ve hala hatirlanan yuksek sesiyle ‘durus degil,gitmek ve hiz olsun ‘ diyordu; derken uretiyordu,derken asik oldugu bu kasaba icin yaptiklariyla demir bakisli halka da kendini sevdiriyordu giderek….
……Hamidiye hanimi ve henuz yasini doldurmamis olan oglunu da bir sure sonra yanina aldirdi, sandalla sahila yanasmalarini bekleyemedigi esi ve cocugunu yuzerek yanlarina gidip kucaklarken bu sahneyi seyreden komsulari agliyorlardi…..Hamdiye hanimda esi gibi bodrumda cok cabuk uyum saglamis, kiz mektebine mudire olarak calismaya baslamisti…bu arada tum yazilarinda Halikarnas Balikcisi imzasini kullanan Cevat Sakir, kendini bodruma adamisti.
……. Uc yil olarak belirlenen surgun cezasinin yarisi bu sekilde gectiginde,kalan zamanini istanbulda gecirebilecegi haberi geldi. Kucuk aile yeniden istanbula donerek bir bucuk yil daha cezanin bitmesini bekledi. Ancak cezasinin sona erdigini bildirmek icin gittigi karakolda,( senden kimin haberi var sozunu duyunca, )Istanbul.da yasamanin sadece bir teklif oldugunu,kendisinin ise bunu bir zorunluk olarak algiladigini anliyan balikci hemen Bodruma dondu……Sabahin erken saatlerinde ya da aksam cokmeden hemen once baliga gider, aksam donuslerinde tutulan baliklari kohne bir mangalda kozlenirken balikcilarla sohbet eder, onlarin sorunlarina cozum uretmeye calisirdi. Balikcilarin daha modern malzemelerle bu isi idame ettirebilmeleri icin londra’dan malzemeler bile getirtmisti.
…..Gerceklenen ruya.

……..Bu uzun dertlesme saatleriydi belki esiyle yollarini ayiran ya’da bodrum’un pek cok seyden once gelisiydi bilinmez., Bilinen sessiz sedasizbir ayrilik yasandigidir, ardinda neredeyse hicbir neden birakmamis, bulunabilecek tum nedenleri de suskunlugun soylulugunda basit birer tahmine,kirli birer golgeye donusturmus gizemli bir ayrilik.
…..Bu ayriligin ardindan bodruma yerlesen gocmen bir ailenin kizi olan Hatice hanimla evlendi balikci, bu evlilikten uc cocugu daha oldu.,cocuklarinin egitimi icin izmire gitmek zorunda kalmadan once kisa bir hapishane donemi daha gecirdi. Bir icki masasinda valiye kufretmisti cunku, onun hapishane zamanlarini dusundukce,kendisine hamile oldugu sirada annesinin gordugu ruya daha da anlamlaniyor, o ruyada musa peygamberi goren anne sare ismet hanim,a oglunun basindan hayatini degistirecek uc buyuk olay gececegi ama onun ilerde onemli biri olarak hatirlanacagi mujdelenmisti.gordugu ruyadan cok etkilenen sare ismet hanim oglunun bir adini da musa koymustu….musa adiyla beraber ruyada haber verilen kaderi de eksizsiz yasayan balikci’nin bu son mahpusluguna bakarak biri daha bitti cok sukur dedigi soylenir.
…. Izmirde bir apartmanin cati katinda zor yasamlarini surdururken yazin hayatinin en verimli zamanlarini gecirdi. Balikci. Dergilerde sayisiz yazisi ve cevirileri yayimlandi,biri olumunden sonra olmak uzere alti kitabi daha basildi.\
……Her ne kadar izmirde yasiyorsa de kalbi Bodrum’da atiyor,cigerleri bodrum’un havasini soluyor gibiydi. Bodrum’dan uzak kalmak iskenceydi onun icin, orada ‘gun her tarafta mavi bir nur’du ve oyle maviydiki insana maviyi toplamak icin avucunu goge acacak ve elini yanastirip bakinca acucunun mavilesmedigine sasiracakti’
…..1973’de kemik kanseri nedeniyle izmirde vefat ettiginde Bodrum kendi kabugu icinde buyuk bir sarsintiyla kivrandi sanki, Balikcinin son sozleri bir ugultu gibi kapladi kasabanin uzerini. Olume dogru gidiyorum.. olume iste merhaba deyip gidecegim dunyadan, sadece bir merhaba.
…alintidir.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst