HaciBektas..Kasabanin ruhu

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Sir_ako

Aktif Üye
Katılım
30 Tem 2006
Mesajlar
792
Tepkime puanı
0
Yaş
78
Hacibektas<<<Kasabanin ruhu>>>

…..Ako,dan Onsoz. 2007 yilinda turkiyede bulundugum sirada bir cok gezilere ciktim, yaptigim gezilerden biride kapadokya idi, bu arada rehberlerimiz bizleri Haci bektas veli turbesine de goturduler,Turdan sonra beni biraz merak sardi ve haci bektasin kim oldugunu ogrenmeye karar verdim, Gecenlerde elime guzel bir kitap gecti, icinde haci bektas’i anlatiyordu, bende alinti yaparak okuduklarimi burda sizlerle paylasmak istiyorum, konu bazilari icin rahatsiz edici olabilir, ama ogrenmenin  sakincasi ve  sonu yoktur, bir seyler ogrenmek. Her zaman ogrenmemekten cok daha iyidir kanaatindayim..Uzun bir yazidir, Ben  sayilarini soyliyemeyecegim kadar forumlara uyeyimdir,yazdigim konularla forumlardaki arkadaslarima bir seyler vermek isterim, her konunun,her hikayemin icinde muhakkak bir mana vardir, iyi okunulursa ne denmek istendigi anlasilir….

….Yaz aylarinda Alevilerin akinina ugrayan Kapadokya’da kendi halinde kucuk bir ilce hacibektas..Yasam oykusu dogaustu soylencelerle orulu…Bektasi tarikatinin esin kaynagi Haci Bektas Veli, Babai ayaklanmasinin ardindan 13.yuzyila kadar Sulucakarahoyuk adiyla anilan Hacibektas’a yerlesti.

….Anadoluda bulunan binlerce tarihi yerlesimden biri Sulucakarahoyuk, Neolik cagdan. Yazinin ve ticaretin alabildigine gelistigi Hititlere, oradan da gunumuze pek cok  uygarligi bagrinde barindirir.Gun isigina cikartilacagi gunler icin onlari kiskanclikla saklar ve korur. Sulucakarahoyuk’un hemen yani basinda usul usul akan derenin kiyisinda bir kadin, Kadinci ana. Horasandan guvercin suretinde gelen Hacibektas veli’ye,binlerce yillik anadolu kulturlerinin zenginligini daostlugunu,konukseverligini, elindeki ekmege katik edip sunar. 0 tarihten gunumuze HaciBektas  adiyla anilan Sulucakarahoyuk’te bir cira tutusur, ki isigi tum anadoluy’yu,Balkanlari sarar, Muhibleri yani dostlari, sevenleri Girit’ten Kahire’ye Arnavutluk’tan Bagdat’a uzanir yeryuzunu kucaklar.

….Nevsehire bagli yaklasik 15 bin nufuslu kucuk bir ilce HaciBektas, ama yaz aylarinda Anadolunun dort  yanindan gelern Alevilerin akinina ugrar, Ozelliklede 15-16  Agustos’ta duzenlenen geleneksel Haci Bektas veli’yi anma torenlerinde yuz binlere ulasan kalabaliklari agirlar.
…..Biz bir kis gunu dusuyoruz yollara.Senlikler boyunca izledigimiz seyirlik semahlari gormek degil muradimiz.. Gizemli Kapadokya’nin esliginde bu kucuk kasabanin kendi halinde ice donuk, sessiz kis gunlerini yasamak istiyoruz. Kar altinda kis geceleri anlatilan Hz. Ali cenklerini,masallari ariyoruz, Bir kis masali ariyoruz bulabilecekmiyiz…Doga binlerce yillik  aliskanligina uygun olarak gece boyunce uzerimize kar serpistirse de tadi yok :Uygarlik hukmunu suruyor, lapa lapa yagan Karin sessizligini duyamazsiniz,, Gaz lambasinin los isiginda ocakta yanan odunun citirdisini dinleyerek alninizi dayadiginiz camdan,ay isiginin altinda gri beyaz ortulere burunmus ovaya, daglara bakip dusler kuramazsiniz.. Geceyi gunduze ceviren florasan, bas  koseye kurulan televizyon.bunlarin hic birini yapamaz size……
…..Oyleyse butun bunlari bile bile bizi yollara dusuren ne ?  Boylesi mantikli bir soruya verilebilecek yanit., ancak bir umut adina olabilir,Kucuk bir izlek,yorgun zihinlerden devsirilecek kimi ayrintilar ve unutulmamis taniklar ugruna dusulmezmi yollara ? Bir zamanlar  dort bir yana baris guvercinleri ucuran muhiblere ev sahipligi yapmis bu kucuk kasabanin yasli insanlarina,dergahin son gunleri sorulmazmi ? Avluda Alinin kucuk oglu anisina kaynatilan asurenin burcu burcu kokusunu duyamazmiyiz ? Ya da Celebi  konaklarinda  yasanmis bayram sabahi sevincini anlatmazmi birileri bize ? iste bunlar icin bir kis gunu dusuyoruz yollara….
…..Haci Bektas Veli’nin yasam oykusuyle ilgili soylenebilecekler oldukca sinirli.Vilayetname’de anlatilan  dogaustu soylencelerin yani sira,Horasan’da dogup batini dervis geleneginde yetistikden sonra Anadolu’ya geldigini,gocebe turkmenlerin buyuk bir umutla sarildigi Babai ayaklanmasinin ardindan da sulucakarahoyuk’e yerlestigini biliyoruz,Ancak tarikatin sistematige oturtulmasi cok daha sonra Balim Sultan doneminde gerceklesmistir.

…..Dogayla uyum icinde ve onu incitmemek icin topraga dahi usulca basan dervislerin dunyasi..bir buyuk kosmosun parcasi olarak butunun kutsanmasi ve butune,yani Ona erisilmesi esasina dayanir. Yeserdigi ve kopup geldigi cografyalarda cok cesitli kulturlerin izlerini tasiyan Bektasilik, bu olgunlasmis mayayi,bu binlerce yilda damittigi sarabi,tutkulu bir Ali sevgisiyle efsunlasmis ve ona bu gunku kirmizi rengini vermistir.
……Bir noktada Alevilik ile ilgili bazi temel bilgileri siralamakta yarar var,Inanc,tarihsel koklerini Hz, Muhammed’in ardindan yasananlardan ve acili olaylardan  alir.Taraflar hizla ayrisirken yasananlar daha cok, cevre’de yankisini bulur.Baska celiskilerin uyumsuzluklarin tarifi olur…Bu nedenle Aleviligin kulturel koklerinden biri Turkmen gocerlere konukluk eden Horasan yaylalarindadir,.Buralarda islamiyet’le tanisan gocerler, onu kendi kulturleriyle kaynastirip yeniden yaratirken Hz, Ali ogullarindan yana taraf olur…Boylece turkmenler gocerler. Horasan’dan derleyip Anadolu’ya tasidiklari sembol ve kavramlarla yerli kulturleri etkiler.Bu surec ayni zamanda temelinde bir dizi ekonomik sosyal kulturel etkenin yer aldigi ve her defasinda kanla bastirilan zorlu isyanlarin da tarihidir.
……Haci Bektas Veli’nin bize ulasan yasam oykusunde de  boyle bir isyanin hem de en buyuklerinden birinini izleri vardir. Baba Ilyas ile ilk kivilcimin yandigi Amasya’dan Adiyaman’a Anadolu’nun genis cografyasinda gocebeleri koyluleri ve Hiristiyan halklari etkileyen isyan.Sulucakarahoyuk yakinlarindaki Malya Ovasinda ilk buyuk yenilgisini alir. Iki ay boyunca onlerine cikan Selcuklu ordularini perisan eden babailer ovada saf saf dizilen Selcuk’lunun parali frank askerleri uzerinede buyuk bir cosku ve hirsla atilir,Ancak bu kez oklar ise yaramaz, Selcuk’lu sultaninin cil cil altinlari gozden cikartip kiraladigi askerler agir zirhlar kusanmistir.Karsi saldiriya gecen Selcuklular isyanin seyrini degistirmeyi basaririr… Suryani tarihci Abul farac’ Bunlardan erkek kadin coluk cocuk hayvan velhasil hic bir sey kilictan kurtulamadi “ derken Ibni bibi. 4 bin babai’nin kilictan gecirildigini kaydeder, Malya ovasin’da yasamini yitirenler arasinda Haci Bektas’in kardesi mentes’de vardir. Yenilginin ardindan Sulucakarahoyuk’e yerlesen Bektas cevresinde yer alan dervislerle ogretisini yaymaya baslar.

…..Haci Bektas Veli soyundan gelenlerin olup olmadigi gunumuzdede suren tarihsel bir tartismanin konusudur.. Balim Sultan ile geleneklesen ‘mucerret” yani evlenmemis dervisler Haci bektas’in da mucerret oldugunu one surerken anadolunun kimi yorlerinde Alevi koyluler uzerinde etkin celebiler, Haci Bektas soyundan geldiklerini savunur. Okuyucu Aleviligi Bektasiligi bir parca tanimak istiyor ise  onun temel ogretisi (Dort kapi) ilkesini de bilmesi gerekiyor… Bu dort kapi.. insane-i kamil, yani olgun insan olma yolunda asilmasi gereken dort esiktir. Seriat,tarikat,marifet,hakikat, Bektasi ogretisinde seriat  ilk bakista zannedildigi gibi bir takim kurallar uyulmasi zorunlu haller degildir.. oze bakilir, batin icerik. Algilanir. Sozgelimi Bektasilik’te ickinin haram sayilmamasi boyle bir anlayistan kaynaklanir. Tarikat ise yol bilgisidir.  Nasihatler animsanir. Bu kapida, Bektasilikte sikca yinelenen  << Eline.diline.beline sahip ol >> ozdeyisi gibi,  Marifet ise  tanri’yi tanimaktir. Ogretiye gore, bektasilik yolunda ilerleyen tarikat bilgisiyle Tanriyi tanimaya onu anlamaya baslar. Marifet ile donanir. ve nihayet  marifet kapisindan uzanip da dunyaya dogaya sonra donup kendi ozune bakan. Bakabilen kisi tanriyi gorur onunla butunlesir.

…..Sonunda  saatler suren yolculugumuz bitiyor ve Hacibektas’da piril piril bir gunes karsiliyor bizi. Ilk gun biraz cevreyi dolasiyor ve kasabanin kis aylarinda acik kalan tek oteline yerlesiyoruz,.. Sabah ilk isimiz  dergahi gezmek. 1927 de tekke ve zaviyelerin kapatilmasina iliskin kanunla kapisina kilit vurulan Haci Bektas Veli Dergahi 1964  yilinda muze olarak duzenlenerek ziyarete acik hale getirilmis, Ana kapidan girilen ilk avlunun hemen saginda eskiden ciftcilikle ugrasan dervisler ve zaman zaman ucretli calisan koylulerin yattigi bolumler yer alirmis. Muze dolayisiyla yapilan duzenlemeler sirasinda bu bolumler yikilip duvar cekilmis. Duvarin bitiminde yer alan << Ucler cesmesi>> Alevi inancinin temel motiflerinden, Hak Muhammed-Aliyi simgeliyor.. Sol taraftaki aciklik ise kucuk bir park gorunumunde, Daha once bu kisimda konuklarin atlari icin ahir samanlik gibi ek yapilar varmis…. Sonra bir kapidan daha gecip asil dergah avlusuna geliyoruz. Ortada kenarlari ciceklerle cevrili sirin bir havuz, hemen sagda suyunun kutsal olduguna inanilan <<Aslanli cesme >> yer aliyor. Cesmenin uzerindeki  kitabede aslan  heykelinin 1853 yilinda misirdan getirildigi  belitilmekte. Asevi, kilerevi, hamam, misafirhane ve dergah postnisini Dedebabanin konuklarini agirladigi kosk. Hep bu avluya bakiyor. Alevi inancinda paylasimi simgeleyen dervislerin,misafirlerin ve yoksullarin karnini doyurdugu meshur ,,<<Karakazan>> asevinde sergileniyor. Cok eskiden asevinin hemen yaninda kucuk bir meydan yer alir, kimi torenler burada yapilirmis, Ikinci mahmut’un yeniceri ocagi’ni kaldirip bektasiligi yasaklamasindan sonra bu meydanin yerine bir cami insa edilmis.
….Buradan yine bir kapiyla son avluya geliniyor turbe hemen karsimizda, sagda bir zamanlar dergaha hizmet etmis dervis mezarlari  siralaniyor. Az otedeki kucuk turbede ise tarikata son seklini verdigi Kabul edilen Dimetokali balim sultan yatmakta, Ziyaretciler tarafindan <<pir evi >> olarak adlandirilan Haci Bektas Veli turbesi’nin girisinde sag ve sol kanatta dervisligin bir ust mertebesine erismis baba-larin mezarlari yer aliyor.Burda ayakkabilarimizi cikarmaliyiz..sagda, dervislerin tanri ile basbasa kaldiklari  cilehanenin bulundugu kisa bir koridor geciliyor ve kirklar meydanina ulasiliyor. Meydanin solundaki yukseklikte bir zamanlar celebilik postunda oturmus bel evlatlari yatmakta..Dervislerin cemlerde semah dondugu bu meydanda  simdi onlardan kalan on iki koseli teslim taslari, hic evlenmeyip omrunu dergaha hizmet icin adayan mucerret  dervislerin mucerritligin nisani olarak kulaklarina taktiklari kupeler. Hz,Alinin ceylan derisi uzerindeki el yazisi. Hat sanatinin birbirinden guzel ornekleri,ceraglar, buhurdanliklar. Ve kimilerine gore misirdan kimilerine gore  hindistandan geldigine inanilan kirkbudak samdani sergileniyor…Nihayet sagda yer alan kucuk bir kapi bizi Haci Bektas velinin huzuruna ulastitiyor..Ziyaretciler burda sandukanin etrafinda  uc kez donerek hunkara niyaz eder ziyaretlerinin tamamlar.

…Kasabada dergah ile  birlikte gorulmesi bir baska  onemli yapi gurubu,celebi ailesine ait konaklardir. Dergahin biraz asagisinda yer alan konaklarin en az  200 yillik oldugu soyleniyor…Veliyettin Ulusuy binalarin icini gorme istegimizi kirmiyor, ayni zamanda bir mimar olan ulusoy ile yapilarin ozellikleri uzerine konusuyoruz.
….Her konak kislik ve yazlik  odalardan olusuyor, kislik odalar evlerin guneydoguya, bakan cephelerinde, dogudaki duvarlara mutlaka birer pencere acildigindan ozellikle sabah gunesini aliyor ve  genel olarakda  guneye baktigi icin, gun boyu isik eksik olmuyor. Ailenin hep bir arada oldugu yillarda. Konaklarda yasam ic iceymis, aralarda yer alan kapilarla bir konaktasn digerine gecmek  mumkunmus, konaklar, celebi veliyettin effendi zamaninda  cocuklar arasinda pay edilince gecisler kapanmis…Ust kisimda  yer alan Celayettin celebinin, alt kisimda yer alanlar ise velyettin celebinin cocuklari ve torunlarina kalmis.
…..Kis aylarinda genellikle bos  duran konaklar ciddi bir onarim ihtiyaci icinde, Ancak sahipleri genellikle ankarada ve istanbulda yasadiklarindan bu evlere para harcamak istemiyor…Bu konaklar icersinde eski millet vekillerinden ali naki ulusoy’a ait olan ve agac oymaciligin en guzel orneklerinin sergilendigi <<Uzumlu oda>> gorulmeye deger. Tavan ve taban  50’li yillarda askiya alinarark duvarlar yenilendigi halde bu odaya dokunulmayip muhafaza edildigini ozellikle belirtiyor ulusoy..Esi Nafiye hanim oymalarin ermeni bir usta ve iki oglu tarafindan yapildigini aktariyor.Cocuklugunda duyarmis ama adlarini hatirlamiyor.

….Konaklar icinde bir bolum  Ataturk evi olarak restore edilmek uzere istimlak edilmis, Kurtulus savasi  yillarinda  Hacibektas’a gelerek Anadolu Alevilerinin manevi onderi  konumundaki celebi Cemalettin efendiden  destek isteyen ataturk bu bolumde agirlanmis. Nafiye  hanim ve ablasi fitnat hanim cocukluk yillarinda bu ziyaretin anilarinin dinliyerek buyumus. Anneleri  Cemalettin celebinin gelini Hayriye hanim hazirligi gunler onceden basladigini, yemekler tatlilar yapildigini, Ataturk ve arkadaslarina ikram etm,ek uzerre kutular dolusu sigaralar sarildigini, celebi ve ataturkun. Dort saat bas basa suren gorusmeleri sirasinda  iceriye kimsenin alinmadigini anlatirmis,
……Geleneksel Aleviligin  hacibektas da  yasatildigini soyliyebilmek guc, Yakin zamanlara kadar, celebilerden lutfu yalcin dede, cem yuruturmus, ama genel anlamda  surup gelen  bir dede-talip iliskisi yok. Bunun nedenleri. Uzerine cok sey soylenebilir,.surup gelen baskilar, yeni kusaklarin inanc  karsisinda <rasyonal >  tutumlari gibi, son yillarda Alevi inancina  yonelik artan ilgiye ve yeniden kesfedilise ragmen simdiki genclerin de kulturun meta fizik ogeleriyle fazla ilgilenmedikleri bir gercek.

….Yaslilara yoneliyoruz, anilara uzanmaya calisiyoruz. Yasi 69’u bulmus. Veli tasdelen Haydar akalin 70 yasindaki muharrem cetin, sozu yokluk yillarindan aciyor, gazin bulunmadigi, okula carikla kimi kez yalinayak gidilen gunlerden.. Dergah kapatildiginda araziler harac mezat satilmis hep,  baglar birer birer sokulmus,, dervislerin  bir zamanlar saraplik uzum yetisdirdigi dedebaginin sadece adi kalmis yadigar. Cevre koyler, kiziloz. Ilicekte aloglu,ciftligini karsisinda ve hemen hoygun dibindeki derede kurulu degirmenlerde yorenin altin basaklarinda bitten bugdayi oguturmus,
…..Carsi marsi yokmus, o zamanlar, dergahin karsisinda  uc bes dukkan, hepsi o, carik mal mih, barut, gaz ve kumastan baska bir sey bulunmazmis, Muharremde tabi ki kitaplar okunurmus, ama okuma yazma bilenler o kadar  azmis ki Her aksam bir evde toplanilir, yaslilar sedirde, cocuklari onlarin dizi dibinde pur dikkat dinlenirmis, En cok da Fuzuli’nin kerbelayi anlattigi saadete ermislerin bahcesi her akam bir bolum okunur 12 gecede tamamlanirmis…
….Kasabanin dar sokaklarinda sora sora evini buldugumuz 73 yasindaki bahriye ulutas gulec yuzuyle buyur ediyor bizi, ac olup olmadigimizi soruyor ilkin, sonra  bardaklar dolusu kusburnu, mis gibi koyun yogurdu ve ekmek esliginde uzun bir sohbete koyuluyoruz,.. Yillar once erzurumdan gelmis, anne tarafi ise geyiklikosan evlatlarindan bu geyikkosan baba’nin dervislerin bariscil dunyalarini anlatan bir oykusu var, her sabah gun dogmadan dergaha ait tarlalari surmek uzere sadece tek okuzle yola koyulurmus, Geyikkosan baba tarlaya gelince az soluklanir, bir tasin kenarina comelip dinlenirmis, derken uzaklardan catal boynuzlu kocaman bir geyik kosarak gelir, dervisin elini koklayip okuzun yanina gider cifte kosulurmus, boylece geyik ve okuz  birlikte bir zaman tarlayi surer, nihayet vakit tamam olunca, guzel gozleriyle donup babaya beni coz dercesine bakarmis, baba da hayvani  kosumlarindan cozer, yuzunu oper, geldigi yere  yine daglara ugurlarmis.
….Bahriye nine henuz kucuk kizken dertgaha ekmek ve corba pisirip yoksul kimsesiz insanlara dagitan dervisleri unutamiyor. Dergah kapaninca  dervisler ayrilmis, bir bedro kalmis kasabada. Mucerret olmasina ragmen sonradan evlenip coluk cocuga karismis, uzun boylu bir adamdi diyor.  Sonradan esiyle birlikte yol group nasip almak istediklerinde ilk ona bas vurmus, cilehanedeki cem evinde gerceklesen cemi. Lutfu dede yonetmis, kurbanimizi demimizi yiyeceklerimizi hazirlayip on iki hizmeti tamam ettik, diyerek coskuyla anlatiyor..

……Evvela cag uyandirildi, imamlara methiyeler okunup on iki mum yakildi sirayla. Gozlerimiz yasardi hep, niyaz ile esiktan gecip dedenin onunde dizildik canlar niyazlasti, nefesler okundu. Gozlerimin onunden yildizlar akiyordu, pir oraya pir burraya. Omuzlarimizin uzerinde akti durdu yildizlar…Yeri gelmisken semah donup donmedigini soruyoruz, gencliginde donermis, ama simdi tansiyonum var diyor, peki baska tanidigi varmi yaslilardan belediye baskaninin kayinvaldesi guzel semah donermis,, deyi de okurdu diyor,  Erteis gun Pazar, belediye kapali, solugu baskan Mustafa ozcivanin evinde aliyoruz, telefonlar ediyor, ddede karabacak ve  zeynep karabacak istegimizi kirmiyor, arabalara dolusup kasabanin dort kilometre kuzeyindeki cayirbaga dogru cikiyoruz, koyde sirin bir cem evi var, koyluler elbirligi edip renk renk kilimlerle donatmis, yaslilarin dondugu semah daha guzel ve aslina uygun.

……Haci bektas kasabasini anlatmak uzere tasarlanmis bir yazida onniks tasindan soz etmemek eksiklik sayilmali, Imamlari simgeleyen on iki kertekli bir daire  seklinde islenen  ve tarihte Bektasi dervislerinin ayirdedici nisan sayilan alimli tas. Bu gunde bu inanc  turizminin onemli objelerinden, oyleki kasabaya gelen hemen her ziyaretci donuste yakinlarina hediye etmek uzerer ucer beser satin almayi ihmal etmez.
….Avanos taraflarindan cikartilip iri kulceler halinde ilceye getirilen onniks tasi onceleri rum ustalarin hunerli ellerinde sekillenirdi, mubadeleyle memleketlerini terk eden bu insanlar yerini sonralari hacibektasli ustalar almis…genclik yillarinda  onniks imalatinda calisan 83 yasindaki yakup gurses, eskiden parlatmada kullanilan cilanin sir oldugunu belirtiyor, ama artik atelyelerde hazir italyan cilasi kullanildigindan sir’I aciklamakta sakinca yok, efendim, civa,kalay ve kursun, tabi her birinin ayri ayri terkibi var. demirci koruguyle kalin bir sac uzerinde kuvvetli atese tutulur, nihayet bu karisim yumusak ince bir toz halini alir. Soguyunca da ince bir kumasa banip tas cilalanirdi. Degisen  sadece cila degil uretim de artik makinelerle yapiliyor..
….. Artik ayrilik vakti geldi donus yolunda Hacibektas’a son kez bakiyoruz, yer yer karlarla kapli catilariyla gelip gecen  yolcular icin ayirdedici ozelligi olmiyan bir anadolu kasabasi. Oysa hic te oyle degil. Eger batin yani icrek izleri surmeyi goze alabilirseniz soylencelerinde, zahir, yani dis gorunumle ilgileniyorsaniz sokaklarinda kaybolacaginiz bir labirent hacibektas, bir zamanlar dervislerin el birligiyle yarattigi hayata dair ipuclari veren dergahi,celebi konaklari ve vilayetnamede anlatilan kasabanin  dort bir yanina serpistirilmis oykuleriyle sizleri bekliyor.


Alintidir Okuyanlara yuzlerce tesekkurler.

 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst