buz yarası romanını okuduz mu?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

coffiner

Aktif Üye
Katılım
2 Ara 2005
Mesajlar
270
Tepkime puanı
0
Yaş
1020
Bizim bu memleket; güneşi, ay'ı, gökte parlayan yıldızları var. Yaşları, yasları, unutulmaz destanları tarihe yazılmış şanları var… Çanakkale'si, Sarıkamış'ı, Anadolu'su. Tek yürek vicdanı hür ulusu, bizim bu memleket çiğdem kokusu, Anaları, bacıları, aslanları var. İşte böylesine bizim olanların bir başka hikâyesi "buz yarası". Bir Osmanlı Yüzbaşısının gerçek yaşamından kesitler içeren bir aşk ve kahramanlık hikâyesi. Hakan Gezik'in romanı son derece başarılı bence; Doğu Anadolu'daki yaşamı ve direnişi tanıklarla anlatan romanın dili çok akıcı. Birçok cephede savaşan yüzbaşının köyüne ve ailesine duyduğu özlem, aslında vatan sevdası, her bir karesinde kendisini ailesini bulduğu Ardıç, meşe, gürgen ve çam ağaçları…
Haşmetli dağları, onları ardında bırakmayan, her gittiği yere taşıyan, yüreği ve duyguları var. "Birinci Dünya Savaşı'nın son zamanları. Ruslar Erzurum, Erzincan, Kars başta olmak üzere Doğu Anadolu'nun bazı bölgelerini işgal etmiş. Çeteci Ermeni işbirlikçileri ile sivil asker demeden halkı kırıyorlar. Bölgedeki erkek ve genç nüfusun çoğu zaten başta Çanakkale olmak üzere birçok cephede savaşıyor.
Kazım Karabekir topladığı kuvvetlerle, yerel milisleri de yanına alarak bölgeyi kurtarmak için harekete geçmiş. İşte hikâyemizde tam bu zaman diliminde başlıyor. Erzincanlı Yüzbaşı Burhan'la köylüsü ve arkadaşı Kemal birçok cephede savaştıktan sonra Kazım Paşa'nın birliğine katılırlar. Görevleri, Rus ve Ermeni askerlerinin gözetiminde olan Erzincan Köprüsü'nün düşman çekilirken havaya uçurulmasını engellemektir. Ancak başaramazlar Mevsim kıştır. Soğuk ve Ayaz birde buz yarası, kurşun yarasından daha keskin ve derindir.

Bütün bölge kar altındadır. Köprünün havaya uçması ile karşı sahilde kalan ve çoğu yüzme bilmeyen Türk milislerini nehirden geçirmek gerekmektedir. Bu görevi Burhan'la Kemal üstlenir. Ancak nehir en az düşmanın süngüsü kadar tehlikeli, büyük buz kütleleri taşımaktadır. Buz yarası kurşun yarasından bile daha ağırdır. Bu görevi başarıyla yerine getiren iki arkadaş buz parçalarının vücutlarında açtığı onlarca yarayla savaşamayacak kadar bitkin düşerler". Düşmana soğuğa ve buz'un acısına rağmen onları ısıtan tek şey Vatan, Sıla, Sevgiliye duyulan özlem ve aşktır. Nice yiğitlerin uğruna yok olup gittiği bu kutsal emanet Vatan'dır. Bedenlerinin buza dahi duvar olduğu yaşanmışlıklarla dolu, sürükleyen bir kitap, hani bir çırpıda okunu verir ya işte öylesine özel bir kitap. Gerçek tanıkların anılarından yola çıkılan ve onların duygularına birebir şahitlik eden sözlerin, hatıralarda hala diri olanların bir resmi gibi, okudukça gözlerinizde beliriyor. Hakan Gezik'in kitabı Dharma yayınlarından çıkmış. Birinci Dünya Savaşı'nda Rus işgali, Ermeniler ve Kurtuluş üçgeninde işleniyor.

Dört bölümde toparlanmış 1) Beyaz Nehir, 2) Ardıç ormanı, 3) Gelibolu Cehennemi, 4) Dardağan'ı Görmek, 1918'in Şubat Soğuğuyla başlayan roman ilerleyen bölümlerinde hem yüreğinizi ısıtıyor, hem acıtıyor. Burhan'ın öyküsünü çok seveceksiniz. Buz yarası adı gibi keskin bir çalışma olmuş. Hakan Gezik'in ellerine sağlık keyifle okunabilir. Ayrıca kitaplarıyla beni destekleyen ADA kitap-müzik ve multimedia'ya Sn.Orhan Gökşen'e sonsuz teşekkürler.


 

TUNA

Yeni Üye
Katılım
3 May 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Yaş
59
Buz yarası isimli romanı okudum çok güzeldi ya sen?
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst