BiLmiyorum Kii siz Ne düşünüyorsunuZz...

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

zEHiR

Aktif Üye
Katılım
15 Tem 2006
Mesajlar
209
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Bir ben’ in bir sen içindeki umudu gibi anlam dolu bir yüreğim var. Çaresiz kaldığım anların anısına yetiştiririm tüm gülümsemeleri. Zamanın nankörlüğü umurumda bile değilken, yosma kaldırımlarla dostluğum övünç katar benliğime. An gelir bir yıldız olurum başının üstünde sallanan, an gelir yanarım ocak misali. Bilirim sevabın faniliğini ama tutamam sözlerimi...

Oysa yarım bırakılmış bir ekmek, henüz gidilmemiş bir yol ve ağızdan çıkmamış sözlerle avutuyorum kendimi. Korkuyorum geç kalmaktan senin anlayacağın... Varoluş sebebimi düşündüğüm anlarda, kendi içimdeki alaca midemi bulandırıyor çoğu zaman. Kustuğum şey nefretten ibaret değil lakin... Birden bire ruhumun tam ortasına taht kurmuş sen, girdiğin gibi çıkamıyorsun işte içimden. Daha doğrusu ben de yanlış bir şeyler var, farkındayım.

Ne istediğimi bilmiyorum. Tutup kendi ipimi çekmeye çalışıyorum, yetişemiyorum. Gözlerimi kapıyorum, rüyalar uyandırıyor. Neye el atsam başaramıyorum kısacası.

Yalnızlık diyorum. Kaçınılmaz bir son, baki bir dost, fani bir karanlık. Yürekten göze bir ışık... ‘Neler paylaşabilirim?’ sorusunun karşılığı sürekli ‘hiçbir şey’ iken; ben nasıl olur da bir çıkış yol umuyorum, bilmiyorum. Yoruldum aslında... Şöyle bir dönüp baktığımda geçmişime, pek te iç açıcı değil biriktirdiklerim. Yani doğuş başlangıç, başlangıcın süsü çocukluğum ve çocukluğa kanan bugünüm. İşte hayat yadigarı... Nasıl bir nesil yetiştirebilirim ki?

Farkında mısın bilmiyorum ama ikimiz arasındaki çelişki aslında her şeyi unutturuyor. Gündelik yaşananlar, alışkanlıklar ve bunun yanı sıra düşler. Hepsi birbiri ardına sıralanmış, hesap soruyor. En hassas davrandığın seni en çok mutlu edenler, öğreniyorum. Bir yaraya bin yara açsa da cesaretin, yıkılmıyorsun. Göçük altında bir miras sevdaların, vermiyorsun. Yummuyorsun gözlerini, yumruğun avucunun içinde. Direniyorum...

Bir çok sözün yanı sıra, aldırıştan uzak her saldırışımda sana; bir mevsim geçiyor aradan. Gözlerinde açan çiçekler dudaklarına süzülüyor, adım oluyor dilinde. Her zikrinde bir nur beliriyor geceleri. Huzura kavuşuyorsun sayemde, ben ise vicdanımla boğuluyorum.

En büyük günahımsın. Cezası yok.. Sürülmüş, ezilmiş, harap olmuş bir ben geçtiğin yerlerde... Rüzgar oluyorsun, savruluyorum. Sıcaklığınla kuruyor nefesim, ellerin can katıyor canıma. Diriliyorum...

Bir günün yaşanmışlıkları gibi günübirlikmişsin, siliyorum. Yokluğumca büyüyor bencilliğin, sesim gecelerine ninni oluyor. Bekliyorsun...

Her şeyi bırak, her hatıra zamana yenik düşer çünkü. Sevdanın galibi, bugünün sana sunduğu hediyedir. Bırak hep paketiyle kalsın... Heyecanlan, merak et, ulaşılmaz olsun.

HerşeyimDin El oLdun ElLEre Gittin BEnnnDennn...

Bu Bana Esqi BirinDen kaLan hatıraa vede benim vicdanımLa yazılara Döktüğüm mısralar Siz bunu OkurKen Ben Her satırınDa Bir defa daha ÖLüyoruM.. Her satırınDa Açıı Her kelimesinDe Bir qerçek yatıyor.... Bilmem Siz bunu Düşüne Biliyormusunuz.....
o yüzdEn yanlızLık Menin Esqi SewqiLİm......
 

zEHiR

Aktif Üye
Katılım
15 Tem 2006
Mesajlar
209
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Geride bıraktığım bir gün vardı hala aklımda...Bugüne benzer,yarın gibi belirsiz...Hayal meyal hatırlardım.Beynimi işgal eden düşünceler içerisinde ben güçsüzlüğümle savaşırken etrafıma baktığımda uzanan elleri görür gibiydim oysa.Ama ben her zamanki gibi kendimi seçerdim.Belki böyle alışmış,belki de artık korkar olmuştum insanlardan.Yalnızlıktı adı biliyorum ve ben mutluydum yalnızlığımla...

Öğreniyorum çünkü tek başıma...Çocukluğumun simdi yetişkinliğe yenik düştüğünü ve her çiklet çalışımda bakkal amcadan bu gün kalbimin biraz daha yaralandığını.Benden bir şeyleri alıp götürdüğünü birilerinin...Otobüs duraklarındaki sefaletimi ve en anlamsız bekleyişimin kaybettiklerimi beklemek olduğunu öğreniyorum.Sevdaların gece başladığını ve en acımasız gündüzlerde sona erdiğini öğreniyorum.Tek başıma yürümek olduğunu huzurun ve en zayıf yağmur damlasının bile kalbimi ıslattığını öğreniyorum.Kayıplar sonrasında kazanılanların eskisi gibi bir anlamı olmadığını ve her kazandığımda biraz daha bıktığımı nefes almaktan,her nefes alışımda öncekinden daha fazla zorlandığımı,her zorlanışımda biraz daha güçsüz olduğumu,güçsüzlüğümü fark ettiğimde yaşamak istemediğimi,ben istemeden sona varacağımı öğreniyorum...Ve gözlerimi kapadığımda bir gün hiç açılmayacağını biliyorum...

Ama tüm bunlara rağmen zamanlama hatası olarak değerlendirilen olgular hiç bir zaman geç kalınmış duygusu yaratmadı ruhumda.Aksine her seferinde yaptığım her hamlenin tam zamanı olduğunu düşünürken ben,hiç pişman olmadım aldığım soluktan.Kış ortasında ne kadar tüttüyse bacam o kadar haz aldım yazın kavuran ışıltısından.Ellerimin uzandığı yerlerdeki tüm meyveleri toplarken bir de baktım ki şimdi biraz daha yaklaşmışım en şehvetli bitişe.Arkama dönüp bakmadım hiç bir zaman çünkü attığım her adım biraz daha oynattı yeri yerinden ve o çatlaklar pis tebessümlerle bakıp duruyorlardı arkamdan.Aramızda tek fark vardı,onlar varoldukları yerlerde çakılı kalmış bense varoluşuma doğru her geçen gün daha hızlı ve emin adımlarla ilerliyordum...Öğrendim ki,kendi kendimi var ettim,varolanı ise hep en güzel armağan olarak verdim başka canlara...

Düşünsene bir cana can katıyorsun göz yaşlarınla,sen yok olurken var ediyorsun tüm gerçekleri…İşte ondan sonra kendin için yaşamanın tam zamanı,sadece kendin için ölmenin vakti geldi de geçiyor,fark ediyorsun..Artık bırak tüm mevsimler senin olsun ve sen sadece kendi istediğine göster çiçeklerini…Kaldır başını yukarı ve düşün,tek’sin…Bir sen daha yok..Sahip çık kendine,koru yalnızlığını...Unutma ki; isteklerini gerçekleştirdiğin taktirde 'yaşadım' diyebilirsin!


N0T= Esqi dostDan Hatıraa...
 

zEHiR

Aktif Üye
Katılım
15 Tem 2006
Mesajlar
209
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Bir damla su misali gözlerin düştü gözlerime ve yeşerdi en tarifsiz güzellikler. Derler ya hani : '' Seninle geldi hayat… ''

Bilmez, duymaz, görmez, tanımazdım bencilliğini sevdaların. Ve hissetmedim şimdiye kadar sensizlik kadar acı bir tebessüm aynalarda. Oysa ben her attığım adımda düşünürdüm ki; kendimi severdim en çok. Sevgi nedir, öğrendim.

Sayende çocukluğumu yakaladım, hem de koşmadan. Kaçışların ardı sıra hep bekledim çaresiz şafağın parıltısını. Her karanlık bir dokunuş misali otururdu yüreğimin tam ortasına. Korkarım sen de bensiz bir iz peşi sıra takip eder oldun hayallerini. Korkarım ki, sen de bensiz kaldın hayatın beklenmedik virajlarında. Tenhalarda buluşan sözcükler içerisinde ilk kez bu kadar aciz hissettin kendini.
Oysa, önceleri yanında asil bir melek taşırdın. Bunca zaman karşısında en küçük bir hata sahibi olmamış, en büyük günahlardan dahi küçükte olsa bir sevap ayırtmıştın kendine. Ne yapacaksın? Merak ediyorum…

İlk kez kendimi düşünmüyorum. İlk kez bu kadar eminim sahibi olduğum ruhun gücünden. Dedim ya; öğrendim sensizlikle savaşmayı. Sensizliğe yeni bir ad koymayı ve onu büyütmeyi. Layıkıyla yaşamayı muhtaç kaldığım her saniyeyi.

Bak, gidiyor yine kuşlar… Siyahın beyaza olan sadıklığı gibi kendimde tutsak bir gün geride kalıyor ve şimdi tüm ayrılıkların doğuracağı hüzün yoğunluğunda bir duman taşıyorum ciğerlerimde. Atılması kolay olmayan adımların sonucu kemirirken beynimi, düşünmemek istiyorum aslında geriye kalanların haykırışlarını. Elimde değil,olmuyor... Çünkü çaresiz hamleler sayesinde bir kez daha yara alıyor ellerim ama kanamıyor bu sefer... Zaman, alışkanlığı beraberinde getirirken ben hep tek başıma oturdum sokak sonu duvarlar üzerinde, biliyor musun? Sonra ıslığım kalbimden çıktı, yayıldı gökyüzüne. Yıldızlar karardı... Haset biriktirdi, gurbete döndü tüm gerçekler. Şimdi ise ben harabe kapısı edasında, sonum tek bir nefesin ellerinde. Kurtaramazsın...

N0t= Esqi Dostdan Hatıra
 

zEHiR

Aktif Üye
Katılım
15 Tem 2006
Mesajlar
209
Tepkime puanı
0
Yaş
36
Ancak birbirine tezat kelimelerin anlamı kadar düşündürücüydü hayat. Var ile yok arasında bir köprü nefesin, ilerleyebildiğin kadar ilerle. Aksi taktirde geç kalınmış duygusu yaratan bir çok kayıp eritecek seni. Sana sahip olanlara sen de sahip olacak, sonrasında teker teker kayıp gidecek avuçlarından mutluluklar. Geldiğin gibi gideceksin kısacası…

Üzüntü, dert, keder, yas ve kayıplar… İnkar edilemez hislerle beraber, isyan edilen tabular... Kendi kurallarını kendin koymak isterken, önüne sunulanlara karşı çıkamayışın… Kabul etmek… Boyun eğmek… Söz bitimi üç noktalar, düşünceler arası virgüller ve diğer tarafta bahar çiçekleri...

Tercih senin… Nasıl kullanılmak istersen öyle olursun sana uzananlara karşı veya nasıl kullanmak istersen öyle harcarsın sahibi olduklarını. Herhangi bir sıfatta, herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda nasıl bir düş büyütürsün; bilemem. Yalnız, göz ardı edilmemesi gereken bir şey vardır ki; hiç te masum değildir kader.

Başlangıç senden bağımsız, son da bir o kadar çığlık getirir beraberinde. Bir gün, yani bittiğin gün; dönüp arkana bakmaya fırsatın olursa şayet, küçük bir tebessüm gönder seni sevenlere. Gönder ki öyle hatırlanasın…

Bak; çocukluğun gözünün önünde sürükleniyor, sen bir şey yapamıyorsun. Bak; bugünün çağırıyor seni, gücün yok gidemiyorsun. İşte geleceğin… Merakının adı, yaşının tadı, varlığının anlamı geleceğin. Her şey senin elinde… Yargılayıp asabilirsin tüm kötülükleri, ya da elinden tutup ruhunu salabilirsin yeşilliklere. Eşsiz bir bahar gününü gösteriyor şimdi takvim. Sana sunulan onca nimet arasında hepsinin farklı bir sevabı var da sen bilmezsin. Farkında olsan, istesen ve gayret etsen; bir gün yok olup gitmeden, kaybetmeden kafiyesini hayatının şükretsen…

Gidenlerin geri dönmeyeceği, istesen de döndüremeyeceğin bir muhakemede sen sürekli hesap veren taraf olsan, gözlerinin içine baksa günahkarlar, omzunda sürekli annenin eli olsa, sen ağlasan, göz yaşların önüne serilse kilim misali… Nasıl olurdu hayat? Hep daha fazlasını isterken; bulduklarınla yetinmeyi öğrenene kadar geçen zamana meydan bırakmasan, daha da sıcak tutacak üzerine serilen toprak. Suya ihtiyacın olmayacak kuşlar gibi ve üşümeyeceksin kavakların gölgesinde. Özgürce dolaşacak ruhun odalarda, kulaklara fısıldayacakların hep umut verici olacak. Donacak gözyaşları, yumuşayacak kalpler, adımlar kendi kendine atılır olacak ve eller hep bir eş bulacak. Yalnızlık kalabalığa karıştığında kimse onu tanıyamayacak.

Sen, son nefesini harcamak için ne kadar vaktin kaldığını bilmeden kaldıracaksın ellerini göğe ve haykıracaksın : Var olduğum gibi gidiyorum şimdi, sebepsizce. Vaktim gelmiş, hissediyorum. Gülerek başladım, gülerek bitecek. Gözlerim cesur bir asker bedenimde, son kurşun gözlerimden gözlerinize…

N0T= Eqsi Bir Dosttan hatıraa....
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst