BEN SENİ UNUTMAK İÇİN SEVMEDİM

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

coffiner

Aktif Üye
Katılım
2 Ara 2005
Mesajlar
270
Tepkime puanı
0
Yaş
1020
Aradan uzun aylar geçmişti. İçinde sadece çok sevdiği birini görme arzusu vardı Asya'nın. Ve Mehmet'i çok özlemişti. Yağmurlu bir Mart ayı idi. İstanbul uyanma saatine nazlanan bir kadın gibiydi. Dudaklarına esmer bir erkeğin öpücüğü konduğunda uyanacaktı. Deniz o zaman mavileşecek,vapurlar hareket etmeye o zaman başlayacaktı köpük köpük. Bandırma'dan karşıya geçen yolcular o zaman ekmek atacaklardı martılara. Ve deniz, ekmek nedir hiç bilmeyecekti.

Mehmet'in kocaman mavi gözleri vardı. Bir deniz kadar cömertti her zaman Asya için. Üstelik bir martı gibi manevralara da ihtiyacı olmazdı doymak için. Deniz onu hiç aç bırakmadı. Ama gizemi Mehmet'in en az denizinki kadardı. Ne kadar içinde olsa da Asya, bir o kadar büyürdü Mehmet'in derinliği. Hiç ama hiç tutulmazdı.

Bir Cumartesi sabahı buluştular. Mehmet'in gözlerinin içine bakıp ona sarıldığında İstanbul İstanbul olmuştu. Nereye, nasıl, neden gittiklerinin hiçbir anlamı yoktu. Bu şehir onlara ait değildi nasıl olsa. Ama o gün onların emrindeydi. Akşama doğru boğaza tepeden bakan bir yerde durup kahve içtiler. Işıklarına yakın olmak istedi Asya vapurların. Birlikte Galata'ya indiler. Mehmet sigara içmezdi ama nargileye bayılırdı. Dili çözülürdü sanki Mehmet'in dumanı üfledikçe. İçindekileri nargilenin dumanı ile dışa üflerdi adeta. Tıpkı denizin vapur dumanları ile dillendiği gibi rüzgara. Garson geldiğinde İstanbul'dan bahsediyorlardı. Asya Mehmet'in kollarına dolamıştı yüzünü. Az önce gördüğü ışıklı vapurları izliyordu.

"Sana layık değil ağabeycim nargilem bugün. Kusura bakma "dedi garson. Dürüstlüğüne bir bardak çay içip ayrıldılar Galata'dan. Kasete bir şarkı koydu Asya. Mehmet sevdi şarkıyı ve "yaşlandık mı ne?" dedi.

Ben seni unutmak için sevmedim

Gülmen ayrılık demekmiş bilmedim.

Bekledim sabah akşam yollarını

Ölmek istedim bir türlü ölmedim.

Aşk bu mu?

Sevda bu mu?

Hayat bu mu?

Kalp acı dünya hüzün göz yaş dolu…

Tophanenin yolunu tuttular. Işıklıydı ve gidilesi. Mehmet kocaman mavi gözleriyle ve sımsıcak vücuduyla gözlerinin içine baktı Asya'nın. O yokken neler öğretmişti hayat neler yaşamıştı bir bir anlattı. Mavi gözlerinin derinliğinde ısınıyordu Asya adeta. Yanlış denilen şeylerin öyle göründüğünü anlatıyordu Mehmet Asya'ya. Hiç olmak istediği şeylerden bahsetmezdi. Yaratmak istediği şeylerden bahsediyordu ona.

Kokusu yayılmaya başladığında cümlelerin Asya çoktan zirvesindeydi mutluluğun. Kokusuna hiç doyulmazdı nargilenin. Yayılırdı ve sadece Asya'nın yüreğine zihnine işlemezdi. O gün Bütün Tophane de duymuştu. Ve ruhu Asya'nın o zaman huzur bulmuştu.

Tanrıdan, sevgiden, aşktan, paradan, zamandan, hayattan, sevmelerden ve güvenden bahsettiler. İçini mutlulukla doldurabileceği boşluklar bırakmıştı Asya ona. Onu sevdiği için sahip olabilmişti bu boşluklara.

"beni seviyor musun?"

"seni seviyorum Asya"

Sevgi değerliydi Mehmet için ama daha değerli şeyler vardı. Çoğu zaman öfkeliydi ama öfkesinin sebebini başkalarına bağlamazdı hiç. Sebebi de sonucu da kendisinde bulmasını bilirdi. Başkaları onun için değerliydi ama en çok kendine değer verirdi. "Kırdığım bütün vazoları aslında kendime atıyorum. Yalnızım çünkü. Ve şimdi dönüp arkama onları bir bir toplamalıyım. Benden başkası yapmayacak onları çünkü"

Mehmet bunları söylerken Asya büyük bir acı hissetti. Acı kendi kırıkları içindi. Toplanacağını zannettiği kırıkları için. Sevginin ne olduğunu düşündü. Ve önemli olan başka başka değerlerin.

Dönüşte Bandırma'nın martıları yoktu vapurun etrafında. Doymuşlardı ve uyuyorlardı artık. Işıklar eşlik etti Asya'nın özlemine. Mehmet'i şimdiden çok özlemişti. Su yüzüne çıkmayan bir güzelliği vardı o gece denizin. Rüzgar başka türlü esiyordu. Göç edenleri uğurlar bir havası vardı o gece. Kendi kendine bir şiir mırıldandı ışıklara Asya.

Sonbahar geliyor serçe yuvanıı nereye yapıcaksın?

Ayva çiçek açmadan önce,meyvelerin içi geçicek,

Rüzgar başka türlü esicek,yağmurlarla ıslanıcaksın

Halbuki ne kadar sıcaksın?

Sonbahar geliyor serçe yuvanı nereye yapıcaksın?

İzmir'e döndüğünde hayatı bir başka türlü idi artık Asya'nın. Mehmet'le geçirdiği o güzel günden sonra hayatın çok daha iyi olacağına dair bir hissi vardı çünkü.

"ne çok sevdim bugünü " demişti Asya dün ona.

"yarın daha çok seveceğiz bugünü" diye cevaplamıştı Mehmet. Ve her zamanki gibi haklıydı. Gerçektende bugün, dün daha güzeldi. Ve onlar yarının güzel olacağını o günden biliyorlardı.

Eve döndüğünde Asya çok mutluydu. Hayatında hep varolacağını bildiği bir güzel dün vardı artık. Ve dün için kimsenin yapabileceği kötü bir şey olamazdı. Sevgi neydi? Sevgi dündü ve dün olduğu içinde yarındı..

Şimdi sen kim bilir nerelerdesin?

Gelir gecelerden koşarak sesin

Bana en acı haber kiminlesin?

Adını içimden hala silmedim.

Aşk bu mu?

Sevda bu mu?

Hayat bu mu?

Kalp acı dünya hüzün göz yaş dolu
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst