Ben Seni Sensiz Sevdim...

KoLeRa

Üye
Katılım
6 Eki 2007
Mesajlar
35
Tepkime puanı
0
Yaş
38
Ben seni severken
Sen yanımda yoktun ki!
Ben seni özlerken
Sen bilmiyordun ki!
Ben seni sensiz sevdim...
Sen yokken bakışların vardı
Beynime kazınmış
Nereye baksam oradaydılar,
Ben seni sensiz sevdim..
Göremesem de, rüyamdaydın,
Sevmesen de, kalbimin derinliklerindeydin
Ve kimse seni oradan çıkaramayacak.
Sen bile!
Ben seni sensiz sevdim...
Sen olmasan da, hayalin vardı,
Sen olmasan da, şarkılar vardı;
Seni hatırlatan...
Sen olmasan da, her dakika aklımdaydın.
Ben seni sensiz sevdim...
Sen olmasan da,yıldızlar vardı,
Sen olmasan da,bulutlar vardı,
Sen olmasan da,günbatımları vardı,
Sen olmasan da,denizler vardı...
Ben seni sensiz sevdim...
Aslında sen hep vardın,
Aynı şehirde,aynı sokakta,
Ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorumama;
Ben seni sensiz sevdim...
Ne olurdu sende beni sevseydin?
Ne olurdu bu kadar gözyaşı dökmeseydim?
Ama inanıyorum ki sen uyandıracaksın beni,
Hani kıyamet koptuğunda...
Ben seni sensiz sevdim...
Neden sevdim bilmiyorum ama çok sevdim!!!

 

KoLeRa

Üye
Katılım
6 Eki 2007
Mesajlar
35
Tepkime puanı
0
Yaş
38
Bir Güle Gömün Beni
Bir güle gömün beni,öldüğüm zaman....Kıpkırmızı bir gülün ta yüreğine yapın mezarımı....
Serpiştirin dağlara, ovalara, bayırlara.... Takıp takıştırın genç kızların saçlarına,
delikanlıların yakalarına... Demet yapın vazolara , nakış olsun kilimlere...

Bir güle gömün beni, gözlerimi yumunca...Kıpkırmızı yaprakların yem yeşil yüreğine yatırın beni...
Yaramaz bir kelebek kanat çırpsın üstümde...Barış tohumları taşısın
kanatlarında...O kanat çırptıkça içim ferahlasın.

Bir gülün yaprağına gömün beni,bahar gelince...Fark etmez ister bir gonca gül
ister bir deste gül.Kırmızı olsun, Sarı olsun, Beyaz olsun, taze olsun canlı olsun yeter...
Ölmesin savaş ortasındaki çocuklar gibi...Kopmasın dalından daha yeşilken,sararmadan kapılmasın yellere...

Bir gülün hayaline gömün beni,umutlarım kalbime kilitlendiğinde...
Bir genç kızın hayalleri kadar pembe olsun... Ama bana söz verin,sakın suya düşmesin bir daha...
Bir uçurtmanın kuyruğuna takın onu ... özgürlüğün tadını çikarsın bulutların üzerinde...

Bir gülü sulayan buluta gömün beni bembeyaz...Barış yağmurları bıraksın yer yüzüne...
En taş yüreklerin üstüne üstüne yağsın... Oda yetmezse sel olsun,taşsın gelsin yamaçlardan...
Katıp götürsün önüne, hoş olmayan her şeyi...

Bir gülü sulayan bulutun yagmur damlasina gömün beni,tuzsuz olsun,asitsiz olsun...
Gözyaslarimin tuzu yeterince yakti çünkü beni,bedenimi, yüregimi...
Onlarca aç çiplak ilgiye hasret çocugun ,onlarca gencin,yaslinin gözünden akan yaslarin tuzunda kavruldu yüregim...Yandi yüregim...Gömün artik beni o yagmurlara...

Bir gülün gülüsüne gömün beni,gamze dediginiz sirin çukurlar eslik etsin bana...
Hasretim çünkü kikir kikir gülüslere...Kara kara düsünenleri,hasta,aç,sakat insan mezarlarini,aglayan çocuk yüzlerini görmek istemiyorum artik...

Bir gülün umuduna gömün beni,gül kokulu olsun umut-mezarim...
Canli olsun barisli günlerin umudu olsun...Gitsin otursun en can alici tartismalarin ortasina...
Sitem etsin. Yazik degilmi onca hayale,umuda, güzelliklere diye...

Bir gülle baslayan sevgilere gömün beni...Bir yürek dolusu sevgi olsun mezarim...
Yürekler dolusu sevgi verin bana...Çünkü sevgi beraberinde saygiyi ,esenligi,umudu,mutluluguda getirir.Sevgi yalniz degildir.Baris izler onu...Sevgiyle baris hiç ayri olurmu birbirinden...?

 

gamzecansu

Yeni Üye
Katılım
22 May 2006
Mesajlar
6,289
Tepkime puanı
0
Yaş
34
gerçekten çok güseller ellerine salık janım
 

onesoul

Üye
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Yaş
33
AğLama PaLyaço Makyajın Akar ! süperrr eline sağlıkkk  :eek:k
 

KoLeRa

Üye
Katılım
6 Eki 2007
Mesajlar
35
Tepkime puanı
0
Yaş
38
İsmini Ölümle Birlikte Bıraktımm!!!

Denize vururken yüzüm, yüzümde göstermelik bir hüzün var, tüm defterleri savuruyorum aralarına sevdama gömdüğüm düşlerimi..

Aynadaki gözlerimde gördüğüm derin acılar, tarifsiz kederler içindeyim. Sorma içimi hiç, sanki cehennem, avuçlarımda yakamozlarım, yüreğimde sancılarım, gözlerimde kaygılarım var yine. Koşuyorum bir boşluğa.

Artık İstanbulun ,içinde ağlamak gizli kahkaha taşan gözlerinden bakıyorum küskün ıslak yollarına..


Gelipte saklanma sakın uykularıma. Gülüşüne, bakışına, sesine aldanamam. Sakın olaki yanmasın rengi gözlerinin.
Ben yokum ya gecelerinde şimdi,bensiz bir dünya ne çok incitecek seni!

Yorgun akşamların koynunda uyumadan uyanıp yeni bir güne başlarken; ben bu ıssız şehirde bir başıma yaşarken, şaşkın umutlarım gözlerimde uçuşurken yollar alır gider beni dönememki benliğime.

Dudaklarımda hecelenmiş bir şarkı, bitmeyen bir dans, yarılanmış bir ömrün savrulmuş tarifsiz kaybolmaları...

Yüreğimi dağlayan bir bakış, iki damla nefes, bir türlü bitirilemeyen yarılanmış bir dans, insanın içine işleyen bir yalnızlık şarkısı calıyor dudaklarımda..

Kayboldum..
Savruldum..
Olması gerektiği gibi.
Tenimde sen sönüyorsun, içimde ben yanıyorum..

Solgun bir mayıs akşamında kirpiğimdeki çiy tanesinden düşürebilir, gözlerimdeki beyaz yapraklara savurabilirim seni..

Masum bakışlara aldanmışlığımla ben, kirli parmak izlerini kazıyorum tenimden. Geride kalmış baharları kollarında taşıyan bedenim kan ter içinde beyaz bir mevsime sırnaşırken düşlerim, güneşin turuncu şefkati yaslanmıyor gözlerime artık.

Anlıyorsun her şey yalan,
Buruk bir karanlık çökecek yine bu akşamda..

İsmini ölümle birlikte bıraktım avuçlarıma...
Git şimdi ve erit kendini düşlerimle. Kelimeleri kirleten bir mektup gibi..

''...kaLk geL hangi uzak yerdeysen...
geL,gör havadaki sessizLiğin sensizLiğini..''


 

KoLeRa

Üye
Katılım
6 Eki 2007
Mesajlar
35
Tepkime puanı
0
Yaş
38
Kör Kuyuda Olsak Bile...

Günlerden bir gün, köylerden birinde, adamın birinin eşeği, kuyunun birine düşmüş.
Niye düşer, nasıl düşer sormayın. Eşek bu. Düşmüş işte.
Belki kör bir kuyuydu, ağzı tahtayla kapatılmıştı belki, üzerine de toprak dökülmüştü.
Zamanla tahta çürüdü, zayıfladı, toprakta biten otları yemek isteyen eşeğin ağırlığını çekemedi ve güm.
Hayvancık saatlerce acı içinde kıvrandı, bağırdı kendi dilinde. Ayıptır söylemesi, anırdı yani.
Sesini duyan sahibi gelip baktı ki vaziyet kötü.
Zavallı eşeği kuyunun dibinde melul mahzun bakınıyor. Üstelik yaralanmış.
Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı hisseden adamcağız köylüleri yardıma çağırdı.
Ne yapsak, ne etsek, nasıl çıkarsak soruları havada kaldı.
Sonunda karar verildi ki kurtarmak için çalışmaya değmez.
Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek.
Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak attılar.
Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe döktü.
Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükseldi .
Ve sonunda yukarıya kadar çıkmış oldu. Köylüler ağzı açık bakakaldı.

Hayat, bazen bizim de üzerimize abanır. Ne bazeni, çoğu zaman.

Toz toprakla örtmeye çalışanlar çok olur.

Bunlarla başetmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp silkinmek ve kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır.

Kör kuyuda olsak bile...

 
Üst